Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

[22]

lavinwithlavinia🖤

Tombul göbeğini okşadığı oğlunun diş kaşıyıcısına uyguladığı işkenceyi izlerken burnunu çekti omega.

Saatler önce yaşadıkları tartışmadan sonra -yaşadığı tartışma,çünkü eşinin konuşmasına bile izin vermemişti- Jungkook'u resmen evden kovmuştu ve alfa gözyaşlarıyla evi terk etmişti.

Zaten tükenen gücüyle daha fazla güçlü duruşu sergileyememişti.

O ise ağlamaya fırsat bulmadan Jeongsan'ın ağlama sesiyle hızlıca yukarı çıkmış bebeğiyle ilgilenmişti.

Hafif çıkan ateşiyle ılık bir duş aldırmış,Taehyung'un evinden babasının evine gelmeden önce gittiği doktorun verdiği şurubu içirmişti.

Şimdi ise ısısını biraz arttırdığı odada Jeongsan'ı tavşan baskılı mavi yarım kollu zıbınıyla yatağa sırt üstü yatırmış dakikalar önce emzirdiği için rahatlaması amacıyla karnını okşuyordu.

Küçük alfa hafif mırıltılarla ağzındaki nesneyi dişsiz damaklarıyla eziyordu.

Kapının açılma sesiyle sabahtan beri sessizce yanaklarını ıslatan gözyaşlarını belli etmeden silerken omega babasının sesini duydu.

"Jim?"

"Gel anne."

Zoraki bir şekilde yüzüne koyduğu gülümsemeyle kapıdan başını uzatan babasını odasına davet etti.

Hanwool,oğlunun haline yüzünü asarken kapıyı kapatıp içeriye adımladı.

Şişmiş göz altları,kızarmış gözleri,nemli yanakları,ıslak kirpikleri yatağa oturduğunda daha net görmüştü.

Oğlunun tek gözyaşına kıyameti koparan omega şimdi birşey yapamadığı için içten içe kendini sömürüyordu.

Uzanıp omeganın giydiği şorttan dolayı açık olan baldırını çimdikledi hafifçe.

"Sensin anne."

Şakayla karışık söylediğinde her zaman gülen oğlu şimdi zorlukla geriyordu dolgun dudaklarını.

Yüzü asılırken Jeongsan'ın mavi çoraplı küçük ayağını tutup oynadı,ne söyleyeceğini bilmiyordu Bay Hanwool.

"Jungkook...gitmiş."

Dakikalar süren sessizlikten sonra konuştu Hanwool.Nereden nasıl başlayacağını bilmiyordu,oğlunu üzgün görmek tüm algılarını kapatıyordu.

"Öyle gerekti."

Kısık sesle cevap verdiğinde babası başını salladı.Karışmak gibi bir hakkı olmasada oğlunun iyi olmasını istiyordu.

"Konuştunuz mu?"

'Konuştum.'

Jimin,başını sallayarak sessiz kaldı.Konuşmamışlardı,konuşmuştu.

Jungkook'u dinlemeli miydi?Konuşmasına neden müsaade etmemişti?

Yine bir sinir krizinin esiri olmuştu.

Şimdi iyice eşini dinlememesinin pişmanlığıyla dolarken Jeongsan'ı dikkatle kucaklayıp ayağa kalktı,dolan gözlerini kapatarak.

Pışpışlamaya başladığı oğlunu uyutma bahanesiyle babasının sorgusundan kaçarken son defa konuşup oturan omeganın dudaklarının aralanmasına sebep olmuştu.

"Boşanalım dedim...artık yeter,inceldiği yerden kopsun."



Jimin,elinde su bardağı ile odasına girip kapıyı kapatırken Jeongsan'ın ağlamaya başlayacağına dair mızmızlamalarını duydu.Hızlıca bardağı komidine bırakıp bebeğini kucağına alarak sağa sola sallamaya başladı.

Tam tahmin ettiği gibi küçük alfa ağlamaya başlamış küçük tombul yumruğunu ağzına sokmaya çalışmıştı.Bu diş etlerinin kaşıntısını gidermek için kendince bulduğu bir yöntemdi.

Odada yankılanan bildirim sesini aldırmadan oğlunu tekrar yatağa yatırdı.

"Şşhh bebeğim geçecek,tamam mı?Benim oğlumun küçük tatlı dişleri çıkacak o yüzden biraz dişimizi sıkacağız oh...senin sıkacak dişin yok."

Kendi kendine mırıldanıp komidinin üzerindeki küçük kapta saatler önce sıcak suya koyduğu diş kaşıyıcısını alıp oğlunun yumruğunu ağzından çıkararak elindeki nesneyi yerleştirdi.

Jeongsan biraz olsa sakinleşirken omega gelen ikinci bildirim sesiyle derin bir nefes alıp küçük alfayı kucaklayarak ayağa kalktı.

Telefonunu alıp vücudunu olduğu yere sabitleyerek sağa sola hareket etmeye başladı.Başını boynuna gömmüş hızlı hızlı soluklanan oğlu böyle daha az mızmızlanıyordu.

"Anlaşılan bu gecede beni uyutmayacaksın bebeğim."

Küçük alfanın mis gibi Vanilya kokan ensesine burnunu bastırıp öperken bildirime bakmadan önce saate bakarak mırıldandı.

00.36

Bildirimi açtığında Hoseok'un birkaç kez aradığını,-kesinlikle Jeongsan telefonun sesiyle uyanmıştı-  bir link attığını ve hemen bakması için iki-üç tane mesaj yazdığını gördü.

Arkadaşının bu saatte neden uyumadığını merak ederken -meslekdaşı olarak yoğun biriydi Hoseok- linke bastı.

Bir haber sitesinin linki olduğunu görmüştü ve açılan yazıyı okumaya başlamıştı.

'Jeon ailesinden çok şaşırtıcı haberler!

Ailenin büyük varisi Jeon Junghyun beş yıl önce hayatını birleştirdiği eşi Jeon Juwon'dan boşandı!

Şiddetli geçimsizlik nedeni olduğu söylemleriyle yollarını ayıran ikili Jeon ailesinde ilk kez görülen boşanma davasından sonra adliye çıkışında görüntülendi.

Birkaç saat sonra kardeşi Jeon Jungkook ile şirketten ayrıldığını öğrendiğimiz Jeon Junghyun'un şehir dışına çıktığı bilgisi elimize ulaştı.

Kapalı kutu olarak bilinen Jeon ailesinde neler oluyor?

Detaylar için takipte kalın!'

Jimin,saniyelerce şaşkınlıkla telefona baktı.Yorgun beyni okuduklarının gerçekliğini algılamakta zorluk çekiyordu.

Jeongsan'ın huysuzlanmasıyla kendine geldiğinde telefonu kapatarak yatağa atıp kısa mesafeli voltalar atmaya başladı.

"Şirketten mi ayrıldı?Dedesi asla izin vermez yoksa-ah hayır bunu yapamaz,dedesinin tosunu."

Kendi kendine mırıldanırken oğlunun sırtınını okşamaya devam ediyordu omega.

Dakikalar geçmişti omega hala şaşkındı ve kendi kendine konuşuyordu ve Jeongsan hala uyumamıştı.

Jimin ağrımaya başlayan ayaklarıyla ve kapanmak için izin istemeyen göz kapaklarıyla çok zor durumdaydı.

Bu zamanda eşinin yanında olması çok daha iyi olurdu...

Evde yankılanan zil sesiyle irkilirken hışımla kapıya döndü,bu anlamsız bir refleksti.

Küçük alfa omegayı anlamış gibi mis gibi şeftali kokan boyundan geri çekilip tombul eliyle kapıyı göstermişti anlamsızca birşeyler söylerken.

"Iğğ,ığğm"

"Evet bebeğim,kapı.Ama gecenin bu saatinde ne kapısı,kim geldi ki~"

Sevimli bir şekilde konuşup oğlunun burnuna burnunu sürttü.Küçük bebek ağzındaki nesneyle boğukça kıkırdadı.

Jeongsan'ı bırakıp geceliğinin üstünü giymek istesede mızmızlanan oğluyla yapamayıp odasından çıktı.

Babaları onu şortla görmeye alışıktı zaten.Peki gelen kişi?

Merdivenlerden inerken son basamaklara doğru alfa babasının hafif yüksek sesini duydu.

"Kıskanıyorsunuz anladım ama bu kadar belli etmeyin,kıskançlar."

Kaşları çatılırken babasının kimlere ve kaç kişiye konuştuğunu anlamaya çalıştı,çoğul konuşması kafasını karıştırmıştı.

Merdivenleri bitirdiğinde ebeveynlerini görmüştü,kapı hala açıktı ve iki beden yüzünden dışarıdaki kişiyi göremiyordu.

Ve alfa babası...üzerinde portakal baskılı turuncu saten pijamaları..

"Baba~çok tatlısın!"

Babalar gününde internet üzerinden aldığı hediyeydi.Jeon malikanesinden çıkamadığı için internetten sipariş vermiş adres olarak babalarının evini yazarak görüntülü aramayla kutlamıştı.

Babasının biriciği olduğu için Bay Sunmin oğlundan gelen her hediyeye açıktı tıpkı aylardı bu pijamayı istekle giydiği gibi.

"Ah canım oğlum gel,gel ve annen ile eşinin beni nasıl kıskandıklarına bak-"

Babasının ona dönüp konuşmasıyla gülüşü yüzünde donarken kapıya bakmıştı.Eşiyle göz göze geldiğinde ise anlamadığı şekilde bakışları kilitlenmişti.

Öyle ki bu göz kontağını ne Jeongsan'ın ağlama sesi ne Hanwool'un isyanı ne de karnına dirsek yiyen Sunmin'in acıyla inlemesi kesmişti.

"Sensin anne!"


Ay sensin anne işte,neyin şeysi bu?

Neysiydi ya🤔

Birşeysiydi işte🙄

Diğer bölüm acabası ne olacak?😏

Ben niye böyle konuşuyorum ayol😣

Uzun yazdım😌

Bol yorum isterim🥺🐞

Jimin'in alfa babasının takımı,saten düşünün👇🏻

Okuduğunuz için teşekkür ederim🌾🖤

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro