Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

● Nefes Kafesi -1-

Artık esas bölüme giriş yapmak istedim. Multimedia eşliğinde okuyabilirsiniz. Bu soundtrack efsane bence. Çok seviyorum, çok şey katıyor..🙏🏻  Bu soundtrackla birlikte okuyabilirsiniz dilerseniz.. Nefes Kafesi'ni 2 parta ayırıyorum. İyi okumalar dilerim. Sevmeniz temennisiyle..

Yine herzaman yaptığım gibi hemşirelik giysilerimi giydim. İşimi severek yaptığım söylenemezdi. Herşey çocuklarım, annem ve kardeşim içindi. Ekmek parası derdinden ne iş olursa yapacak konumdaydım. Ne yapsam da daha fazla para kazanıp daha geniş bir eve çıksak diye düşünüyordum hep. Bir de şu dün akşamki adamı.. Ne zaman düşüncelerimle başbaşa kalacak olsam o adam geliyordu aklıma. Muzaffer.. İçimde yıllar evvel sönmüş bi yangının başladığını sezer gibiydim. Çoğu kez kendi kendime 'Gereksiz şeyleri düşünme. Daha mühim şeyleri düşün. Mesela aileni..' desem de düşünmeden edemiyordum. Bakışı geliyordu aklıma. Gidiyordu sonra tüm aklım ona..

Hemşire kıyafetlerimi giydikten sonra hazırlanıp çalıştığım hastahaneye gittim. Dünden kalma yorgunluk üzerimdeydi. Yanlış birşey yapmaktan korkuyordum. Acil servisi görebileceğim pencereden öylece bi baktım ve tıklım tıklım olduğunu gördüm. Bu gün herzamankinden daha fazla yorulacağım kesindi.

Ela Hemşire yaklaşıp hangi hastaya yardımcı olacağımı sordum. O da:

"Nefise Hemşire, ben ilgilenirim buradaki hastalarla.. Sen ameliyata gir Doktor Beyle." dedi.

Sevap mı işliyo, günah mı işliyo bu kadın bilemedim.

"Tamam, Ela Hemşire."

Telefonuma gelen mesajla irkildim. Hasta gelmişti. Koşarak oradan uzaklaşıp kapı önüne çıktım. Önce küçük bir oğlan çocuğu, ardından genç bir kadın ve adam.. Bir dakika, bir dakika.. Bu o! Dün akşamki adam. Muzaffer. Telaşla ambulansın yanına gidip sedyeye aktarıma yardım ettim.

"Nefise. İyi gözükmüyorsun.." dedi halimi gören doktor. Ne diyebilirdim ki? Şok yaşıyordum.

"Hiiç. Yo-yok bişeyim. Sadece hastaları bu halde görünce.."

"Sen daha kötülerini gördün. Bu ne ki senin için? Sende başka bişey var Nefise Hemşire."

Ne diyecektim? Yatan adam, benim dün geceden beri aklımdan çıkaramadığım adam mı diyecektim? Sesim titrek bir şekilde:

"Şimdi konuşulacak şey mi bu? Hadi içeriye taşıyalım hastaları." dedim.

O da başıyla onaylayınca içeriye ameliyathane önüne getirdik yaralıları. Doktor gelir gelmez Muzaffer'i muayne etti ve "Bu hastayı içeriye götürün acilen. Tahminim dün akşamdan beridir aynı halde. Nabzı atıyor, kendinde ama biraz daha böyle kalırsa hiç iyi olmayacak. Nefise Hemşire, sen ilgilen bu hastamızla. Ameliyathaneyi hazırlayın geliyorum birazdan." dedi. Nasıl ilgilenecektim bilmiyordum. Neler olmuştu dün akşam? Böyle bir kaza geçirdiklerine göre durum ciddi olmalı. İnşallah sağsağlim ayağa kalkar herkes. Bunun için çabalamalıyım, şoku biran önce atlatmam lazım.

Muzaffer'i ameliyathaneye götürdüm ve doktorun gelmesini beklemeye başladım. Muzaffer'in neredeyse tüm bedeni kanlar içindeydi. Kanları temizlemek için bir bez aldım ve temizlemeye koyuldum. Yarasına çok bastırmadan temizliyordum. Tam boynunun altındaki yere deyecekken mırıltılarını işittim. "Oğlum.. Mert.. Mertt!" diyerek için için sayıklıyordu. Kulağına fısıldadım ve Mert'in iyi olacağını önce onun ayağa kalkması gerektiğini söyledim. Bir yabancı gibi değil de yakınından biriymiş gibi hissediyordum.. Bir kez görmeme rağmen, acıma duygumla karışık birşeyler harekete geçiyordu. Çözemiyordum bu duyguları ama hem içimi kavuruyor, yakıyor, hem de cennetteymiş gibi hissettiriyordu. Korkusuzca davranmayı seçmiştim ben. Ondan da duygularımdan da korkmamayı. Bu yaptıklarım da işte tam olarak bunun işaretiydi.

Kısa bir süre sonra doktor yüzü asık bir şekilde geldi ve kötü haber vermeye hazırlandı.

"Söyleyeceğiniz bişey var belli ki doktor. Yüz ifadenizden kötü birşey olduğunu anlıyorum."

"Beyefendinin ameliyatını hayırlısıyla tamamlayalım öyle anlatırım Nefise Hemşire."

Öyle istiyordum ki gözlerini açmasını ve dün akşamki gibi bakmasını bana.. Bu yüzden ameliyatın iyi geçmesi için ne kadar dua biliyorsam okudum.

Ameliyat çok başarılı geçmişti ama gözlerini açması için beklememiz gerekti. Hastayı odasına götürdükten sonra doktorun yanına gittim.

"Bana ameliyattan sonra anlatacağınızı söylediğiniz şey neydi?"

"Hastamızın çocuğunun annesi öldü. Durumunun bu kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim. İç kanama geçirdi ve vefat etti. Oğlunun ise acilen kana ihtiyacı var. Bir umut kurtarabiliriz ama çok zor.. Biliyorsun ki bu tip vakalarda çok az insanı kurtarabildik."

Dünyam başıma yıkılmıştı. Muzaffer gözlerini açınca bunları nasıl söyleyecektim ona şimdi? Oğlunun durumu çok riskli. Kan bulsak bile ameliyatı çok tehlikeli nasıl diyecektim?

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro