Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

● Yaraların Merhemi -2-

Ameliyathane'ye götürdük Mert'i.. Dünden hazırdı ameliyata. İyileşmek istiyordu. Hem de herşeyden çok. En az onun kadar bunu istiyordum. Ameliyathaneye bıraktık Muzaffer'le birlikte Mert'i. Ellerini bırakıp "Biz şimdi seni sihirli uykuya daldırıp gideceğiz. Uyandığında yanında olacağız kuzum." dedim. O da başını tatlı bir şekilde sallayarak onayladı bizi. Saçlarından öptüm ve dışarıya çıktım. Çok geçmeden Muzaffer de geldi arkamdan.

"İstersen evine gidebilirsin. Zaten sabah olmak üzere. Benim yüzümden çocuklarını yalnız bırakma."

"İnan ki senin yüzünden değil. Evde olsam nolacaktı ki? Vijdan azabı çekecektim. Tıpkı sen uyurken çektiğim gibi. Yalnız bıraktığım her dakika için pişman oldum."

"Benden uzak durmuyorsun artık. Bunları söylemen de bunun kanıtı."

"Duramıyorum."

"Demekki hislerimiz karşılıklı. Öyle değil mi?"

"Bilmiyorum Muzaffer inan bilmiyorum. Şu anda bunları konuşmanın ne yeri ne de zamanı zaten. Mert'i izleyelim gel."

"Haklısın.. Peki yine elimden tutacak mısın? Nolur tutarak götürsen." dedi Muzaffer yalvarırcasına. Ben de kıyamadım haliyle.

"Peki koca bebek. Gel gidelim o zaman."

"Bebeklikten mi zannediyorsun? Hayır. Aşktan."

Ağzından aşk kelimesini duymak beni sersemletmişti. Aşk çok özel birşeydir benim için. Hep öyle oldu yani. Daha önce tatmadığıma adım gibi eminim. Beni bulacağına da aşka da inanamıyordum çünkü.

Bu sefer o ellerimden tuttu ve beni ters yöne doğru götürdü. Şapşal şey ya. Daha yolu bilmiyor ama beni aldı götürüyor. Kahkaha atmadan edemedim ve patlattım bi kahkaha. Haliyle o da sordu nedenini.

"Nedir bu kahkahanın sebebi?"

"Yanlış yöne gidiyoruz farkında mısın acaba?"

"İnsan bi haber verir."

"Merak ettim belki kestirme yol filan keşfedersin diye." Ve bi tane daha kahkaha patlattım.

"Nefise Hanım doğru yol ne tarafta bana gösterir misiniz acaba?"

Ellerimi onun ellerinin üzerine koyup "Buyrun.." dedikten sonra ameliyatı izleme yerine gittik.

Mert'in ameliyatı başlamıştı. Görevli hemşire de Azime ablanın kızı Emel'di. Bunlar analı kızlı mesaiye kalmışlar resmen. Neyse başarılı geçsin bi şu ameliyat da rahatlayayım. Ameliyat devam ederken sürekli içimden bildiğim ne kadar dua varsa okuyordum. Ameliyat güzel giderken riskli bölgeye gelmişti sıra. Burada ne yapılacağını Hakan Doktor iyi bilirdi ama Emel bilmezdi ki. Tam da tahmin ettiğim gibi Emel yanlış yere bastırıyordu. Biraz daha devam ederse iç kanama geçirecekti çocuk. Benim acilen müdahale etmem gerekti. Koşarak aşağıya ameliyathaneye inip eldivenlerimi ve maskemi takıp içeriye girdim. Hazırdım. Hiç vakit kaybetmemem lazımdı. O yüzden içeri girip Emel'le doktorun yanına gittim.

"Emel yanlış yere bastırıyorsun. Senin yüzünden çocuğun hayatı riske girecek."

"Çok biliyosan gel de yap."

"Çekil." deyip hemen doğru yere doğru bastırdım. Ameliyatın zaten sonlarıydı. Mert iyi olacaktı. Buna inanıyordum. Bunun için çabalıyordum. Doktor son dikişi de attıktan sonra iş bitmişti. Ameliyat başarıyla sonlanmıştı. Ellerimi yıkayıp Mert'i odasına götürmelerine yardım ettim.

Narkoz'un etkisinin geçmesini bekliyordum. Çok mutluydum. Uzun zamandır da bir şeye bu kadar sevinmemiştim. Kapı tıklatıldı melodilerle. "Gelin.." deyince Muzaffer'in yüzü belirdi. Bana ne güzel bakıyordu öyle yine güzel gözleriyle. Kocaman açtı kollarını ve sardı beni.

"Çok ama çok teşekkür ederim. Oğlumun hayatını sana borçluyum. Dile benden ne dilersen."

"Hep böyle güzel bak, umutlu, mutlu bak yeter."

"Seni seviyorum!"

Mevsimlerden ilkbahardı bu sözden sonra kalbim..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro