Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

they don't know about us

uyarı: fan fin fonlu bölüm asdfjkhgfds

***

Louis Tomlinson

Neden bilmiyorum ama Zayn'in bana bolca küfür ettiğini biliyordum. Ya da son günlerde kıymetli kıçımın ağrımasının sebebi buydu. O gece Ariel'i tekrar öptükten sonra olaylar fazla hızlı gelişmiş, kıyafetler etrafa saçılmış ve New York manzarasına karşı bir güzel sevişmiştik. Ya da birkaç kez. Üç haftadır kimseyle bir temasım olmadığını düşününce kendimi kaybetmiş sayılırdım. Jasper'ı ne ara arayıp bensiz gitmesini söylediğimi bile hatırlamıyordum. Piç Ezekiel gideceğimden o kadar emindi ki havaalanına gelmemişti bile. Yine de bir haftadır ortaya çıkmaması beni endişelendiriyordu çünkü beni görünce ki yüz halini görmek istiyordum. Gerçi görmesem daha iyiydi. Ariel ile baş başa o kadar güzel vakit geçiriyordum ki yanımızda başka kimseyi istemiyordum.

Tamamen Ariel ve kokusu ile sarmalandığım rahat uykumu bölen şey telefonum oldu. Kollarımı Şeftali'den çekip kenardaki telefonu alırken ekrana baktım. Saat farkını bilmeyen kafanı sikeyim Zayn. Aramayı iptal edip tekrar uykuma dönmek gibi bir planım vardı ama tekrar aradı ve yapacağım tek şeyi yaptım. Yine iptal ettim.

Louis; Saat farkından haberin var mı amına koyayım?

Zayn; Telefonu açmazsan oraya gelir götüne sokarım

Uykusu derin olduğu için şanslı sayıldığım Ariel kıpırdanıp kalçasını bana daha çok yaslarken güldüm ve karnını okşadım. Sikeyim seni Zayn.

Kalkıp Ariel'in odasının yanındaki odaya geçtiğimde buranın Albie'nin olduğunu fark ettim. Genelde koyu yeşil tonlarındaydı ve duvarlarda bir sürü poster vardı. Çerçeveli fotoğraflardan birinde Ariel ile ikisinin olduğu bir çocukluk fotoğrafına bakıp gülümsedim ama sonra Zayn'i aradım.

"Ne var?" dedim ona. "Bu arada haberin olsun saat gecenin üçü."

"Neden dönmediğin konusunda dürüst olmanı bekliyorum." Dedi her zamanki huysuz sesiyle. Zayn'in keyifli olduğu hiçbir zaman yoktu ki. En uçtuğu halde ve en iyi hatunu becerirken bile mutlu olmazdı. "Louis?"

"Dediğim gibi, bir iş daha kovalıyorum," dedim etrafı karıştırırken. "Mallar tam ve doğru geldi, değil mi?"

"Evet o konuda sıkıntı yok." İç çekti. "Sana bir hafta veriyorum. Başını belaya sokma sakın. Götünü temizleyemem; malum büyük biraz.''

"Beni özlerken kendini Harry'e becertme," dedim alayla. "Görüşürüz."

Bana küfür edip kapatırken güldüm ve arkamı döndüm. Ariel üzerinde sadece ona bol gelen tişörtüm ve iç çamaşırı ile bana bakıyordu. Göğüsleri küçük olduğu için sütyensiz yatsa bile acımayacağını iddia ediyordu. Gözleri kısık ve saçları dağınıktı. Aynı anda hem seksi hem de sevimli olmayı nasıl beceriyordu? Bilmiyorum ama iki hali de beni delirtiyordu.

"Lou Lou?" dedi bana bakarken. "Gittin sandım."

"Hayır," Bana bakarken dudaklarını büzüp kollarını bana uzattı. Onu kucağıma aldığımda bacaklarını belime sardı ve başını boynuma yasladı. "Koca bebek."

"Kiminle konuştun?" dedi saçlarımla oynarken. "Kız arkadaşınla mı?"

"Hayır." Gülerek onu yatağa bıraktım ama beni bırakmadığı için neredeyse üzerine düşüyordum. "Saat farkından haberi olmayan bir piçle."

Ben güldüm, o güldü ve sonra beni öptü. Ah minik Şeftali'm, öpüşü on seksten iyiydi. Ellim belinden kalçasına kayınca kendini hafifçe bana sürttü. Sakin ol Louis, saat gecenin üçü. Ariel dilini üst dudağımda gezdirip benden uzaklaşınca ona baktım.

''Beni test etmek için iyi bir zaman değil Şeftali,'' dediğimde elini çamaşırımın önüne kaydırdı. Dudağımı ısırıp ona bakarken uzanıp tişörtünü çıkardım. Dudaklarımı bu gece belki bininci kez onunkilerle buluşturdum. Ariel bende gittikçe bir açlığa dönüşüyordu. Ondan ayrı kaldığımda ne yapacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Elleri sabırsızca çamaşırımı çıkarmak için lastiğe kayarken gülüp geri çekildim.

Ellerimi bacaklarının iç kısmında gezdirirken kalçasını bana doğru ittirdi. Parmaklarım girişinde nazikçe dururken kıvrandı ve bana baktı.

''Lou, lütfen!''

Dilimi göğüs ucunda gezdirirken saçlarımı çektiğinde güldüm. Çabucak çamaşırını çıkardım.

"Yorgun değil miydin?"

Başını gülerek iki yana salladığında parmaklarımı hafifçe içine ittim. Hafifçe inleyip başını geri attığında uzanıp boynunu öptüm. Bacağının tekini kıvırıp bana daha çok yer açarken parmaklarımı hareket ettirdim. Sızlanıp bana bakarken kızarıp şişmiş dudaklarına baktım. Sikeyim, bir tanrıça olmadığına beni kim inandırabilirdi ki?

Ariel'in hızlı ve kesik soluklarıyla kasıklarımdaki sancı kendini iyice hissettirirken parmaklarımı geri çektim. Bana sabırsızca bakarken mızmızlandı. Şu anda hassastı, bana ihtiyacı vardı. Asıl iyi hissettiren buydu.

"Merak etme bebeğim, seninle ilgileneceğim."

Kenardaki komidinin üzerindeki prezervatiflerden birini alıp hızla takarken Ariel sırıtarak bana bakarken ona yaklaştım.

"Şimdi istediğim gibi seni becereceğim." Diye mırıldandığımda güldü ve beni kendine çekti. "Sert" diye fısıldadığında şaşkınlıkla ona baktım ama hızla toparlandım ve kendimi ona ittim.

Başını omzuma yaslarken onu daha sıkı sardım. Hızlı şekilde hareket etmeye başlarken tırnakları omuzlarımdan sırtımın aşağısına doğru kaydı. Ariel etrafımda kasılırken uzanıp onu öptüm.

"Benim için biraz daha dayan bebeğim."

İnleyip başını sallarken dudaklarını boynuma kaydırdı. Sikeyim. Ariel'in fiziksel olarak çekici olmadığını düşündüğüm her anı sikeyim çünkü ona dokunmadan duramıyordum. Dokunuşları altında çözülüyordum.

"Lou," dedi tekrar kasılırken. "Lütfen..."

"Benim için gel Şeftali," dedim kendimi son kez sertçe ona iterken.

Kendimi yan tarafa attığımda sessizce tavana baktık ama sonra Ariel dudağını ısırıp bana döndü. Bazen masum yüzüne fazla kandığımı biliyordum.

"Burada kaldığın için mutluyum," Ariel göğsüme uzanmış gülümseyerek bana bakıyordu. "Gitmiş olsan seni hayatımdan çıkarırdım."

"Bu kadar kolay mı?" dedim ona.

"Evet. Kalbimi kırmana fazla izin veremem."

Ona bakarken yanağını okşadım ve onu bir kez daha öpüp sıkıca sarıldım. Gülerek benden kaçıp üzerinden çıkardıklarını giydi ve camdan baktı. Hakkımdaki gerçeği ondan daha ne kadar saklayabileceğimi bilmiyordum ama kalbini kırmaktan daha kötüsü benden nefret edebileceğinden korkuyordum. Ben kalkıp altıma çamaşırımı giyerken cama yaslanıp bana baktı.

''Ne oldu?'' dedim gülümseyerek.

''Uykum kaçtı,'' dedi sevimlice. ''Senin?''

''Benim de. Sanırım kahvaltıdan bütün öğleden sonrayı uyuyarak geçireceğiz.''

"Benim için sorun olmaz," dedi yatağa oturup. ''Ama senin yarın işin yok mu?''

Ona cevap vermeden yatağa oturdum ve sonra onu devirip başımı göğsüne yasladığımda saçlarımla oynadı. Sarhoş gibi hissediyordum. Onun yanında olmak, ona dokunmak ve onun dokunuşlarını hissetmek içime bir sıcaklık yayıyordu, en sevdiğin kazağının verdiği güvenli sıcaklık gibiydi.

Ama o anda bir şeyi fark ettim.

Yakında hepsi bitecekti.

Kapısına geldiğim gece bunu kendime hatırlatmayı yasaklamıştım ama gerçekten bitecekti. Birkaç gün içinde gidecektim ve gider gitmez Ezekiel benimle ilgili gerçeği keyifle Ariel'e anlatacaktı. Anlatmasa bile Ariel'in bir şeyler şüphelenmeye başlaması ne kadar sürecekti ki? Çalışırken ne sıklıkla buraya gelebilirdim? Ariel'in gelmesini istemiyordum çünkü ona içinde bulunduğum ortama, işime ve arkadaşlarıma dair mantıklı hiçbir açıklama sunamazdım.

Telefonu çalarken uzanıp aldı ama yüzü hızla düştü.

''Ne oldu?'' dedim toplanmış tişörtünden belini öperken.

''Annem arıyor.''

Sesi o kadar düz ve soğuktu ki bir an yanlış duyduğumu sandım. Parlak ekranda gördüğüm Perrie Querre yazısını görünce yanağını öpüp kalktım.

''Ben tuvalete gidiyorum,'' dedim rahat konuşması için. Ariel kesinlikle annesini adı ve soyadı ile kaydedecek biri değildi, telefonda herkesin bir takma ismi vardı. Ezekiel piçi bile Piç diye kayıtlıydı.

Banyoya girdiğimde küvetin kenarına oturup telefondan annesinin adını arattım. İlk çıkan şey çok güzel ve zarif bir kadındı. Onlarca bale yarışmasının birinciliği ile ilgili haberlerden sonra ünlü milyader Alexander Arnold Querre ile evlenmişti. Ariel'in babasının yirmi yıl önceki kazancı bile dudak uçutlatacak miktardayken şu an düşünemiyordum bile. Resimler arasında babası ve annesi ile küçük Ariel'in fotoğrafını görünce gülümsedim ama gülümsemem kısa sürdü. Altı yaşında olmasına rağmen gözleri o kadar mutsuzdu ki şimdi bile hissetmiştim.

'Milyarderin karısı ölümden döndü. Balerin bir daha sahne alamayacak.'

Habere tıkladığımda Perrie Querre'nin doğum sırasında belinin kırıldığını ve bir daha dans edemeyeceği yazıyordu. Annesini adına tıkladığımda site onunla ilgili birkaç haber daha çıkardı ama dikkatimi çeken bir şey yoktu.

Tamam, Ariel büyük malikanelerinde zengin ve rahat bir çocuk olarak büyümüştü ve annesine karşı neden böyle olabileceği hiçbir fikir yoktu.

''Bana ne amına koyayım ya.'' Dedim telefonu kapatıp sifona bastım ve sonra suyu açıp biraz bekledim. Ariel anlatmak isterse anlatırdı zaten.

Odaya geri dönerken Ariel'in sinirden titreyen sesini duyunca kaşlarımı çattım.

"İnan bana umrumda değil anne," dedi yerdeki yastıklardan birini tekmelerken. "Gerçekten ne düşündüğünü önemsemeyi on altı yaşında bıraktım."

Kapının pervazına yaslanıp ona bakarken Ariel arkasını dönüp bana baktı.

"İyi geceler anne," dedi telefonu kapatırken. "Ne kadar duydun?"

"Hiçbir şey Şeftali," dedim yanına oturup ona gülümseyerek. "Gece atıştırması yapmak ister misin?"

"Nereye gideceğiz?" dedi gülerek kendini geri atarken. "Ayrıca beni yeterince yordun."

"Mc Donald's tüm gece açık değil mi?" dedim ona bakarken. "Hadi kalk."

"Hayır, midem bulandı birden," dedi kendi yattığı tarafa yuvarlanıp. "Bana sarıl."

Onu kendime çekip sıkıca sarılırken kafasında annesiyle olan konuşmaya takılmış olduğunu biliyordum.

"Ne zaman döneceksin?" dedi sessizce. "Seni özlerken yedek sevgilime gideceğim."

"Acil bir şey çıkmazsa bir hafta daha buradayım."

Sessizleşirken parmaklarını sırtımda gezdirmeye başladı ve bacaklarımızı birbirine doladı. Bir hafta da bu hale gelmiş olmamıza inanamıyordum. Bana şehirde sevdiği her yeri göstermişti, en sevdiği barın tuvaletinde biraz yaramazlık bile yapmıştık. Fotoğraflarımı çekmesine izin vermiştim ama paylaşmayacağına dair söz verdirtmiştim. Neden olduğunu defalarca sorsa da hep sessiz kalmıştım.

"Annenin derdi ne?" dediğimde parmakları durdu ve bana baktı. "Anlatmak istersen."

"Bir balerindi," dedi kasıklarımın üstüne otururken. "Dünyanın en iyisi, en ünlüsü ve en güzeli... Ama ben her şeyi mahvettim. Doğum sırasında bir aksilik olmuş ve beli kırılmış. Fiziksel bir engel teşkil etmese de bir daha dans edemeyecek hale gelmiş. Zaten istemediği bir çocuktum ve ondan en sevdiği şeyi de çaldım. Benden nefret ediyor."

Önemsizmiş gibi anlattığı şeyin onda nasıl bir iz bıraktığını biliyordum. Neşesinin, öfkesinin arkasına sakladığı yaraları birinde daha görmüştüm ve bunun bir süre sonra insanı nasıl derin bir kedere sokacağını biliyordum.

''Ya sen?'' diyerek beni düşüncelerimden sıyıran Ariel'e baktım. ''Ailen nasıl insanlar?''

''Ölü.'' Güldüğümde bana şokla baktı ama ellerimi kalçasına yerleştirdiğimde kendini hafifçe bana bastırdı. ''Babamı hiç tanımadım. Ben doğduğumda annem on yedi yaşındaymış ve kapı dışarı edilmiş, muhtemelen yani. Bakım evinde büyüdüm.''

''Üzgünüm. Bilmiyordum. Hadi uyuyalım."

Ona gülümsedim ve uzanıp saçını düzelttim. Yanağını avucuma yaslarken kucağımdan inip yanıma uzandı ama sonra sırtını göğsüme yaslayıp uyku pozisyonunu aldı. Kollarımı beline sararken kokusunu içime çektim. Taze ve hafif tatlı bir kokuydu, iştah açıcı ve canlandırıcı. Şeftali, benim şeftalim. Güneş hafifçe yükselirken Ariel'in uyuduğundan emindim bu yüzden ona karşı ilk kez tüm cesaretimi topladım ve bende uyumadan önce ona uyanıkken söyleyebilmeyi dilediğim şeyi söyledim.

"Hayat bazen karmaşık olabiliyor ama sen bana hayatımda düzgün olan tek anları hissettiriyorsun."



***

çk utnyrm bb

andjskdksldlsşsşs

arkadaşlar tumblrda smut yazdığım bir blogum da var ama yazarken ağlıyordum toprak'a utanıyorum diye spfksldlsğsşs

yine de belirteyim lou lou ve şeftali temas bağımlısı sürekli dokunuyorlar hazır olun :::))))

neyse louis'in korkusunu anladınız değil mi 🥺
ve
ariel'in lanet annesine değinmeye başladık bismillah mtm'den gelenlere selam olsun 🙋🏻‍♀️

Ariel Querre

Louis Tomlinson

Kendinize iyi bakıııın 🍑✨🧡

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro