Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Final|Bölümü

"Taehyung, bana neden aşık oldun?" diye sordu Jeongguk, sessizlikten sıkılarak.

Bu soru Taehyung'un duraksamasına neden olmuştu. Sakince eşinin çıkık karnını okşayan eli hareket etmeyi keserken sıcak köpüklü suyun üzerinde yüzen gül yapraklarının kokusunu soluyacak kadar derin bir nefes çekti ciğerlerine.

"Sen böyle güzel bakarken bana, bu kadar güzel gülümserken nasıl aşık olmadan kalabilirdim ki?"

Jeongguk her bir kelimede ağzında tatlı bir şeker varmış da eriyip kalbine akıyormuş gibi hissetmesine engel olamıyordu. Taehyung'u kendisine bağışlayan tanrıya minnettardı.

"Küçüklüğümden beri neden böyle bir ailem var diye düşünüp ağlardım hep." derken daha çok sokuldu arkasındaki eşinin güvenli kucağına. Onun hareketlerine ayak uydurarak dalgalanıp bedenini okşayan su ile gülümsedi ve devam etti konuşmasına; "Sevgi istedim sadece. Bilmiyorum, belki de sevgiyi o yaşta görmüş olsam böyle çocuk kalamazdım. Ama yine de sevilmeye çok ihtiyacım vardı; yalan da olsa başımın okşanmasına, yaptığım bir işle gurur duyulmasına..."

"Bunları zaten biliyorum bebeğim, neden tekrar konusunu açıyorsun ki? Artık önemi yok çünkü çevren seni seven insanlarla dolu."

"Bu gece konuşacağım Taehyung, eğer iznin olursa senin de. Çünkü bunları son bir kez de olsa konuşmamız ve halletmemiz gerekiyor." Taehyung kollarına sarılı elleri tutup dudaklarına götürdü ve kokulu bir öpücük kondurdu. Bu onun devam et deme şekliydi.

"Jeongyeon çok kolay kabullendi anne babamızdan bir hayır gelmeyeceğini. O bu şekilde büyüdü. Bense kabullenmedim. Beni üniversite için İsviçre'ye gönderdiklerinde bile dedim ki, beni düşünüyorlar. Okumamı, büyük adam olmamı istiyorlar." Suyun üzerinde yüzen yapraklardan birini parmakları arasına alarak göz hizasına kadar kaldırdı. Gül yaprağının işaret ve baş parmağı arasındaki kadife hissi güzeldi ama saniyeler içinde o parmaklar tarafından ezilip yırtılmasıyla kaybolup gitmişti.

"Ta ki bir gün Jeongyeon'la telefonda konuşurken arkadan duyduğum konuşmalarla gerçekleri öğrenene kadar. O işe yaramazın teki. Notları berbat, ondan bir umudumuz yok. Ne varsa Jeongyeon'da var. Ayak altından çekilmesi için onu yurtdışına gönderdik. Jeongyeon kulağında kulaklık olduğu için bunları duymamış olsa da ben çok net duydum ve o an kalbime saplanan acı tarif edemeyeceğim kadar keskindi. Bisikletten düşüp dizlerini kanatmış ve onu kaldırıp her şeyin geçtiğini söyleyecek birine muhtaç küçük bir çocuk gibi ağladım. O biri çıkmıştı karşıma. Felix tam da vazgeçeceğim zaman gelip umut olmuştu bana. Sevildiğimi sanmamı sağladı. Yalan da olsa birinin başımı okşaması güzeldi." Acımıştı ama geçmişti sanki onun için artık. Yüzünde mimik oynamadan anlatıyordu her şeyi. Eşi ise duymak istemediği o adı duyduğu için hoşnutsuz hissetse de destek veren dokunuşlarını ve öpücüklerini esirgemiyordu güzelinden.

"O bedenimi kullanıyordu, ben de onun sahte sevgisiyle besleniyordum. Bu rüyadan uyanmam uzun sürmedi tabi. Fark eder etmez ondan ayrıldım. Kirlenmiş hissediyordum. Bir sürtük gibi kullandırmıştım kendimi. Böyle hissetmemek için çareyi bunun normal bir şey olduğunu kendime inandırmakta buldum. Sonuçta insan birinden hoşlanabilir, birini çekici bulabilir ve onunla yatabilirdi. Yakışıklıysa eğer, bu erkekle yatmama engel olacak tek şey homofobik olması olabilirdi. Bu iki kişilik bir zevkti, kendimi kullandırmam gibi bir şey yoktu. Seks bir ihtiyaca dönüştü o günden sonra benim için. Nasıl bedenimiz acıkınca yemek yiyorsak ruhumuz acıktığında da bu şekilde doyuruyorduk."

Su soğuyadursun Jeongguk omzunda ve boynunda gezinen dudaklar yüzünden uyuyakalmak üzereydi. Gittikçe mayışıyor, gittikçe arkasındaki bedenin kollarına bırakıyordu kendini.

"Karşıma ilk çıktığında senden kaçmaya çalışmamın nedeni Jeongyeon'un yerini almış olmamın yanında ikinci bir Felix vakası olmandan korkmamdı. Bedenimi istiyordun ve bunu açık açık dile getiriyordun. Ama düşündüm ve dedim ki, ne olacaksa olsun. Günün sonunda güzel bir gece olarak kalır aklımda her şey." Küçük kırmızı dudakları ufak tebessümü nedeniyle gerildi.

"Kalmadı. Tenime işledikçe zihnime işledin, kalbime işledin. Daha fazla dedim. Daha fazlasını istiyorum Taehyung. Beni terslesen ve kalbinde istemediğini söylesen bile yatağında son bir kez sabahlamama izin ver." Üzerinden seneler geçmişti ama Taehyung'un hissettirdiği her şey Jeongguk'un zihninde işlenip kalmıştı. Üzüntüsünden öfkesine, aşkından arzusuna...

"Sonra sen de beni sevdin. İlk defa sevgime karşılık aldığım için çok heyecanlandım. O karavanda bana açıldığın gün ben Jeongyeon'un yerinde olduğumu bile unuttum çünkü hiç bu kadar kendimde hissetmemiştim. Şaka gibiydi her şey, yine uyanacağım diye çok korkuyordum. Bana hâlâ o yatakta tek başına uyanmaktan korktuğun için benden önce kalkmaya çalıştığını söylemiştin ya Taehyung. Ben de hâlâ bunun bir rüya olmasından korktuğum ve uyandığım anda her şeyin kaybolacağını sandığım için sabahları uyanmak üzereyken gözlerimi birbirine bastırıp tekrar dalmaya çalışıyorum. O zamandan beri. Ya bu benim kafamda kurduğum, sadece yedi saniyelik bir rüyaysa Taehyung? Sabah yine kocaman evimizdeki yatağımda tek başıma uyanır mıyım? Babamın nedensiz öfkelerini çekip annemin açık açık sana güvenmiyorum demesini duymak zorunda kalır mıyım?" Taehyung hayır demeyi çok istemişti ama anlam veremediği bir his susturdu onu. Şimdi hayır dese Jeongguk'un tüm bu düşündükleri yok olmayacaktı, kendinden biliyordu. Jeongguk ona defalarca gitmeyeceğim demişti. Yine de gitmesinden korkmuştu.

"Senden uzak kaldığım zaman diliminde, yani gitmek zorunda kaldığımda... Bağlanmazsam acıtmaz dedim kendime. Seni atlatır, sevginin beni yönetmesine izin vermezsem büyüyebilirdim. Bu yüzden konuşmamız kesildikten bir, iki yıl sonra Felix'in yanında buldum kendimi tekrar. Seni unutmayı kafama koymuştum çünkü. Bir yanım deli gibi sevip vazgeçmemeyi isterken diğer yanım büyüdüm ben artık diyordu. İkiye bölünmüştüm, ne yapacağımı bilemiyordum. Felix'le ihtiyaç bahanesiyle birlikte oluyor, sonra sabaha kadar balkonda soğuk havanın altında senin izlerini taşıyan bedenime onun pis ellerini sürmesine izin verdiğim için pişman olup ağlıyordum. Bunu tekrarladıkça pişmanlık azalır diye düşünüp okulumu uzattığıma değmedi çünkü azalmadı, hatta arttı. Kafayı yedim yavaş yavaş. Kafayı yedim çünkü sevgi açlığım kaybolmuyordu, tanım değiştirmişti sadece. Sevginin tanımı sen olmuştun benim için. Sana muhtaç hissediyordum. Ne Felix ne de başka biri, yalan ya da gerçekle benim çocuk tarafıma iyi gelemiyordu. Teslim olmaya karar verdiğim zaman döndüm Kore'ye. Acıtacaksa da bir kere acıtırdı artık. Seninle olan işimi yarım bırakıp her gün tükenmektense sonunu görüp de bir kere bitmeye razıydım." 

"Benim hiç olmadığım bir sabaha uyansan yarım kalmış gibi hissetmeyecek miydin?"

"En fazla artık kendimi öldürürdüm ve sen hiç varolmadığın için bana yapma Jeongguk, yaparsan yemin ediyorum yüzüne bakmam diyemezdin." 

"Ağzından bir daha ölüm lafı duymayacağım çünkü ben buradayım ve yemin ediyorum, affetmem seni. Sonraki hayatımızda da affetmem." Şimdi gitmek aklının ucundan geçmiyordu çünkü Taehyung'la yaptıkları küçük tartışmaların bile yokluğunu düşünmek ölümden beterdi.

"Bana İsviçre'den döndüğümde çok değiştiğimi söylemiştin ya. Ben değişmemiştim Taehyung. Sadece benim için sevginin tanımı olan sen artık bana baktığın o gözlerle başkasına bakıyor, ona dokunuyor, onu seviyordun. Çocuk tarafım paramparça oldu, belli etmemeye çalıştım. Belki de böyle büyüyordur insan, zaaflarını kaybettiği zaman yeniden doğuyordur dedim kendi kendime. Sevgisiz bir Jeongguk senin için aşık olduğum adamın yerine gelmiş tanımadığım bir adam oldu çıktı." Sanki onu kaybetmenin eşiğinden dönmüş gibi bir korku tüm bedenini ele geçirdi Taehyung'un ve titreyen elleriyle yumuşacık hissettiren dokunuşları telaşlı bir hal aldı. Eşinin yüzünü ve saçlarını pervasızca okşarken "Özür dilerim bebeğim, fark edemedim özür dilerim." dedi kendine lanetler okurken. 

"Senin de ne kadar kırgın olduğunu biliyorum Taehyung, suçlu değildin. Seni suçlamak için söylemedim bunların hiçbirini. Sadece aklımızda boşluk olarak kalmış o yerleri doldurdum. Senin masum olduğun kadar ben de masumum çünkü küçük, dışlanmış, hasta bir çocuk olmayı ben seçmedim. Ailem dediğim insanlar yaptı bunu bana. Ve ben de ne yaptım bilmek ister misin?" Sormaya cesaret bulamayıp sadece sevdiği ceylan gözlere baktı Taehyung. Boğazı düğüm düğüm olmuştu çoktan.

"Her şeyi silip attım. Wooseok'un deyişiyle format attım hayatıma. Ve sıfır noktamı seninle aldığım an fark ettim ki, Aile dediğin doğduğun zaman sana sunulanla değil, senin kendini yeniden doğmuş gibi hissettiğinde yanında bulunan insanlarla kuruluyormuş. Bak, benim ailem burada ve bana gerçekten sevgiyi veriyor. Artık ne yalanlara inanmak zorundayım ne de amansız bir arayışa girmek. Artık sevgi ve aile ne demek biliyorum. Kızıma da öğreteceğim ilk şey bu olacak. Vazgeçmesin ve ona ev gibi hissettiren o yeri arasın. Şu konuda şanslı, biz bilinçli ebeveynleriz ve onun psikolojisini de düşünerek ona sırtını her daim yaslayabileceği dayanaklar olmaya devam edeceğiz." Bir monoton haline de gelse birkaç saniye durup bunun bir gün değişebileceğini düşündüğümüz ve zevk almaya baktığımız anlar vardır. Taehyung bu gecenin bu kadar anlamlı geçeceğini tahmin edememişti ama Jeongguk'un söyledikleri onu durup düşünmeye itmişti. Acele ederek yaşamanın bir anlamı yoktu çünkü günlük koşuşturmalar son bulmasa da hayat bir gün son bulacaktı. Anın tadını çıkarmayı, ailesiyle şimdikinden daha çok vakit geçirmeyi istiyordu.

"Jeongguk sana bir şey söylesem yaşlandığımı düşünür müsün?" diye sordu gülümsemesine engel olamazken. 

Jeongguk çenesini onun omzuna yaslamış eşine baktı ve "Nedir o?" diye sordu merakla. Taehyung dayanamayıp tam kırmızı dudakların üstüne bir öpücük kondurduktan sonra cevap verdi bu soruya; "Emekli olup tüm günümü seninle böyle geçirmek istiyorum çünkü bundan asla sıkılmam."

Yaşadıkları her saniye özeldi evet ama Jeongguk'un bitmesini istemediği başka saniyeler de vardı. Suyun içinde kalmaktan yorgun düşmüş bedenini çevirip kollarını eşinin boynuna doladı ve dudaklarını bir kez daha, bu defa daha uzun olacak şekilde buluşturdu.

Gözleri kapalı, anın tadını çıkara çıkara eşinin dudaklarını öperken karnında bir hareketlilik hissetti. Bu duraklamasına neden olmuştu. Taehyung sorunun ne olduğuna anlam veremeyip geri çekildi ve şaşkın surat ifadesiyle kalakalan siyah saçlıya baktı.

"Ha- hareket ediyor." dedi Jeongguk duyup da durmasından korkar gibi fısıltı olarak çıkan titrek sesiyle.

Birden ikisinin de tüm ilgisi farklı yöne kaymış, yapmak istedikleri şeyi unutuvermişlerdi. Her gün bir bebek beklemenin sevincini yaşayamayacaklardı ve ikisi de asıl bu süreçte her bir anın hatırlanmaya değecek olduğunu düşünüyordu.

"Elini getir." Jeongguk heyecanla kavradığı eli karnında hissettiği tekmelerin denk geldiği yere yasladı. Minicik bir şeyin anlık avucunun içine değip geçtiğini hissetmek Taehyung'un kalbini deli gibi çarptırmaya yetmişti. Bu minik şey kendinden ve en değerlisinden bir parçaydı. Şu an ise dünyanın tüm kötülüklerinden saklanabileceği tek yerde, günden güne büyüyordu. Zamanı gelince oradan kopup kucaklarına gelecekti ve bu iki adamı parmağında oyuncak edecekti.

Kendisininkinin yanında küçük kalan eller tarafından tutulan eli eşinin karnından kayarak göğsü üzerine yerleştiğinde bakışları tekrar kesişti. "Taehyung." dedi Jeongguk içi giderken, milyonlarca duygu barındıran sesiyle. "Hörst Du mein Herz schlagen? Verstehst du, was es sagt? Ich liebe dich. Du bist meine schönsten traum."

🎬🎬🎬

Son kez, kestiiiiik!

Gecikme için çok özür dileriiim, lütfen beni affedin. İş finali yazmaya geldiğinden beri nasıl bitirsem diye düşüne düşüne bir boşlukta buldum kendimi ve toparlanıp rahat bir kafayla başına oturmam zamanımı aldı. Ama evet, sonuç olarak bitti. 3 sezonluk serüvenimizin sonuna geldik. Gelirken tüm boşlukları da hiç değilse bu bölümle kapatmış olduğumuzu varsayıyorum. Umarım beğenmiş ve eğlenmişsinizdir. Okuyan, yorum yapan, oy veren herkese çok teşekkür ederim.

Zaten çok bir beklentiye girmemiştim aktiflik konusunda, bu yüzden istediğim kadar okunmadı falan demeyeceğim ama ilerisi için bu serinin daha çok kişi tarafından keşfedilip değer görmesini çok isterim. Bu yüzden tam bu pasaja, son düşüncelerinizi benimle paylaşmaya ve yorumunuzun sonuna arkadaşlarınızı etiketleyerek seriyi büyütmeye davet ediyorum sizi.

Yapan herkese şimdiden çok teşekkür ederim, sizi seviyorum.

Kendinize her daim iyi bakın.

-Bunny

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro