||51
Hiç kimseyi umursamadan yukarıya çıktım.
Annem ve babam neredeydi bilmiyorum fakat onların benden çok dostlarıyla ve sevdikleriyle ilgilendikleri kesindi.
Parmaklarımla eteklerimi biraz daha havaya kaldırdım ve önüme engel olmasını önleyerek adımlarımı hızlandırdım.
Uzun,boylu boyunca kırmızı halının üzerinde ilerlerken gösterişli hanımların ve özenle giyilip kuşanmış adamların arasından geçerek sessiz ve gürültülerin uğultulu geldiği bir koridora ulaştım.
Sondaki ilk kapı..
Arkama dönüp kimsenin olmadığına dua ederek sabırsızlıkla ayağımdaki topuklularla koşabildiğim kadar koştum ve kapının önünde durdum.
Bu kapının arkasındaydı evet.
İstediğim şey bu kapının arkasındaydı.
Sümüklerime kadar..
Altın kaplama kulbu indirip içeriye geçtiğimde beni son derece de kasvetli bir oda karşıladı.
Karanlık ve sessiz.
"Burada olduğunu biliyorum" dedim odayı gezmeye başlarken.
Kalbim ağzımda atıyordu.
Bir anda dudaklarımın üzeri hızla sıcak parmaklarla örtülürken beni başka bir odaya çekiştirdi.
Ve kapıyı kapattı.
Bu sayede fark etmediğim bir şekilde odanın içinde bir tane daha oda varken çıplak sırtım sert duvara dayanmış ve sıcak bir bedenle sıkıştırılmıştım.
Yumruk şeklini alan ellerim, güçsüzce onun kaslı kollarına aralıksız darbelerini indirirken eli yavaşça dudaklarımın üzerinden çekildi.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun! Kız mı kaçırıyorsun ya?! Seni artık tanıyamıyorum nerede o Kibar adam!"
Şu karanlığın ortasında sessiz çıkan sesimle dudaklarımdan dökülen kelimelerin uyumsuzluğu...
Dudakları tatlı bir şekilde kıvrılırken derin nefesler alıp veriyordum.
"Benim sadece kibarlığım kadınlara karşıdır Yasemin"
Dudaklarında öyle bir gülümseme oluştu ki bu gülümsemeyi ne zamandır görmüyorum diye düşündüm.
Yüzlerimiz fazla yakınken çoktan dudaklarına yapışmıştım.
"Nerelerdeydin sen?"
"Konuşulacak çok şey var" dediğinde hazmedemeyerek "Bence de!" Diye çıkıştım.
Aksine benden daha sakinken yavaşça işaret parmağını dudaklarına götürüp susmam için işaret etti.
"Lütfen şu anı bozma.Sana hesap vereceğim.Söz veriyorum"
Dudaklarımı öpecekti ki onu durdurdum.
"Sana ilk defa güvenmiyorum"
Göğsündeki elimi ve boşta kalan elimi bir anda tutup birbirine kenetleyerek başımın tam üstünde sabitledi.
Alt dudağım dişlerimin arasında gülmemek için kendimi zor tutarken özlediğim kokusunu sessizce ciğerlerime doldurdum.
"İzin vermiyorsun,öyle mi?"
Başımı salladım.Nefesi yüzüme sert dalgalar halinde çarpınca beni deli etmek için dudaklarını yaladı.
Deli gibi öpüşmek isterken kendimi frenlemem alkışlanacak bir durumdu.
Deli gibi yanıyordum.
Beni fazla zorluyordu.
"Elbiseni üzerinde parçalamak istiyorum Yasemin.
Dizlerimin üzerine yatmanı istiyorum.Narin bedenini savunmasızca bana teslim etmeni istiyorum.
Saçlarımı çekiştir,dudaklarımı ısır.Sevişirken,altımda zevk dolu tatlı kıkırtılarını duymak istiyorum,İçini her doldurduğumda büyük bir aşk ve şevhetle kulağına defalarca seni sevdiğimi fısıldamak istiyorum,Anlıyor musun?"
Kendimde değildim.
Söyledikleri bütün uvzularımı harekete geçirse de burnu yavaşça açık olan göğüs aramda dolaştı.
Duvarla onun arasında sıkışmış haraket dahi edemezken gözlerimi yavaşça kapadım.
Artık nefeslerim yavaşça inlemelere dönüşmüştü.
"Yapma.." güçsüz kollarım engel olmak için kalktı fakat göğüslerinden ittirmek yerine yakasına tutundu ellerim.
Savunmasızdım.
Dudaklarını burnuyla birlikte göğüs aramı sürterken öpüp nefesini veriyordu.
Tutkulu,istekli,hırslı.
"Biri gelecek Polat,yapma!"
Kendisiyle beni bir anda kapıya kadar sürükleyerek kolları belimin her iki yanından uzandı.
Dudaklarımız birbirine o anda temas ederken kilit'in metalik sesini duymam kısa sürmemişti.
Kapıyı kilitlemişti.
Belimdeki elleri üzerimdeki ince kumaşın içinden geçer gibi oldu.
Ellerim omuzlarına çıkıp tutunmuşken,soğuk parmak uçlarını çıplak belimde hissettim.
O kadar narin dokunuyordu ki,incitmek istemez gibi.
Elbise yavaşça üzerimden çekildi.
İpler çözülmüşken elbise saniyeler sonra ayak parmaklarımın ucundaydı.
"Polat,lütfen"
"Senin için iç çamaşırı da giymeyeceğim demiştin.Bu odadan çıkmayacağımızı da.Ne değişti?"
"Değişti işte"
Daha fazla konuşamadım.
Nefesim öyle tıkanmış ve boğazım düğümlenmişti ki,artık pes etmek istiyordu vücudum.
Ona acı çektirmek istiyordu bütün uvzularım.
Tekrar yakalarına tutunan ellerimle onu kendimden uzaklaştırdım.
Şaşkınlıkla benden ayrıldığında onu tekrardan hızla koltuğa kadar ittirmiştim.
Koltuğa hızla oturduğunda bileğimden tuttuğu gibi beni kucağına düşürdü.
Bacaklarım iki yana açılmış olarak oturmuşken çıplak kadınlığımın üzerindeki sertliği delirtecek türdendi.
Düşünsenize..
Aranızda sadece tek engel olarak kumaş parçası vardı.
Alt dudağımı deli gibi ısırarak gözlerim kapalı sertliği hissederken "Sen beni mahvettin" dedim artık yok olan sesimle.
"Yokluğunla beni mahvettin Polat...
Lanet olsun ki seni hala çok seviyorum"
Dudaklarına büyük bir açlıkla kapandığımda resmen birbirimizi sömürüyorduk.
Kalçalarımı resmen avuçlayıp sıkarken gömleğindeki bütün düğmelerini çözmüş,ellerimi cayır cayın yanan bedeninde gezdirmiştim.
Gömleğini omuzlarından ittirip tamamen çıkarıp yere fırtlattığımda bunları yapan ben değildim.
Evet ben değildim.
Kasıklarımda biriken acıyla kalbimin gümbürdeyişi eşlik ederken heryerim zangır zangır titriyordu.
İkimizin arasında tatlı bir telaş vardı ve bu beni öldürüyordu.
Bacaklarımdan tutup beni tek hamlede altına aldığında üzerimden kalkıp dizlerinin üzerinde yükseldi ve kemerini çıkarttı.
"Yasemin,senin yanında olunca kendimi nasıl hissediyorum bir bilsen..Yanında küçücük oluyorum.Her şeyi unutuyorum.Bazen kim olduğumu da.."
Nefes nefese baksırını da indirip üzerime eğildiğinde alnıma sert bir öpücük kondurdu.
"Söylesene sen daha iyi tanırsın beni.Ben böyle bir adam mıydım?"
Altımdaki sıcak sertlik yavaşça sürtünmeye başladığında dudaklarımdan çocuksu ve zayıf bir inilti döküldü.
"Sen hep farklı bir adamdın Polat.Kadınlar dışında"
Bacaklarımı beline sarmamı sağlayarak üzerime iyice yükünü verdi.
Onunla resmen başa çıkamıyordum.
"Kadınlar dışında ne?" Diye sordu gözleri kapalı yavaşça içime yol alırken.
Omuzlarını sıkarken cevap veremedim ve dudaklarım sonuna kadar aralandı.
Tanrım!
Bu adam mükemmeldi.
"Onlara çok önem verir ve başının üstünde tutarsın" dedim güçlükle.
Sarhoş bir kahkaha attı."Kadınlar buna layıktır Yasemin.Onlar baş tacıdır."
Sesimi çıkarmamaya hatta çığlık bile atmak istiyordum ama Polat'ın o büyük avuç içi dudaklarımı sıkıca örttü.
"Ama sen..." dedi cümlenin devamını getiremeden.Vuruşları öyle hızlanmıştı ki ecel terlerimi döküyor gibiydim.
Ve o da.
Ve bütün kanım,bedenimden ayrılmak üzere olan ruhuma adaletsizce karıştı ve yeniden can buldu söyledikleriyle.
"Ama sen,göklerde yükseltilmeye layıksın.."
_______
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro