Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

4: Yumuşak Uçak Yolculukları


San uykulu halde uzaklara doğru baktı, gözleri açık kalmakta direniyordu. Sağa doğru döndü ve aynı şekilde yorgun olan Yeosang'a yaslandı, ikisi de bavullarının üzerinde oturuyorlardı ve ağırlıklarıyla tekerleklerinin dönmesini ve yere yuvarlanmalarını engellemeye çalışıyorlardı.

"Geldiler," dedi Mingi, solunu işaret ederken mısır gevreği barını çiğniyor, oldukça uyanık ve heyecanlı görünüyordu.

Hongjoong yerde bağdaş kurmuş otururken ayağa kalktı ve nazikçe arkadaşlarını sallayarak uyandırmaya çalıştı. San ve Yeosang ısrarla onu görmezden gelirken havaalanının ortasında birbirlerine sarılarak uyumaya devam ediyorlardı.

"Uyansanıza göt kafalar. Size erkenden yatın dedim ama Stranger Things'in son sezonunu bitirmek zorundaydınız, değil mi?"

Hongjoong'a düzgünce bir cevap vermeye değmeyeceğini düşünerek San sadece onaylarcasına bir ses çıkardı.

"Ah!" Hongjoong başının arkasına sertçe vurduğunda San aniden yerinden zıpladı.

"Uyan, uyan, uyan! Çabuk! Uçakta uyursunuz." San cevap olarak sadece anlamsız küfürler mırıldandı.

"Günaydın," diyerek selam verdi Wooyoung neşeli bir şekilde ve San'ın önünde durdu.

San sadece göz kırpıştırırken tepki vermek için aşırı yorgundu.

Saat gecenin üçüydü!

Ve bu yeterince kötü değilmiş gibi uyanıp hazırlanması gereken saatte, yani gece iki buçukta Yeosang'la ikisi hala Netflix izliyorlardı. Hongjoong gelip onları uyandırmadan hemen önce yastığa başlarını koymuşlardı.

O yüzden şimdi havaalanına gelmek için tuttukları taksideki yarım saatlik uykularıyla duruyorlardı.

Ayrıca, Wooyoung bu saatte nasıl bu kadar iyi görünebiliyordu? Nasıl bu kadar derli toplu, resmi ve yakışıklı görünebiliyordu?

Saçları dağınık olmalıydı, elinde göğsüne koyup sarındığı oyuncak ayısı olmalıydı; gözleri uykulu, yanakları kızarık, sersem ve biraz şaşkın olmalıydı ve kurabiye canavarlı pijamasını giyiyor olmalıydı... tıpkı San gibi!

Ama hayır. Dümdüz bir takım elbisenin içinde, gözlükleri zekasını belli edercesine burnunun üzerinde duruyordu. Boynunu saran kravatıyla siyah ceketi geniş omuzlarından beline kadar üst vücudunu kaplıyordu.

Biraz olsun yorgun görünmüyordu. Oldukça sofistike ve bir iş gezisinin başlangıcında nasıl görünmesi gerekiyorsa öyle görünüyordu.

Uçuşlarının çok erken olduğunu öğrendiğinde havaalanına giderken pijamalarını giyip giyemeyeceğini sorduğu anı hatırladı.

San sevimli bir şekilde sorunca Wooyoung hafifçe gülümsemişti.

Gülümsemişti ama imajlarını korumak zorunda oldukları için sadece tek seferlik bir şeydi.

Yeosang da aynı şekildeydi, San'ın pijamasının koyu mor çizgilerinin aksine onunkiler açık mavi çizgiliydi ve San'ın yanında dikilirken çift pijaması giymiş gibiydiler. Mingi üzerinde bikinili ve güneş gözlüklü bir ananas resminin bulunduğu büyük beden gri üst ve düz renk eşofman altı giyiyordu. Hongjoong resmi bir şekilde giyinen tek kişi gibi görünüyordu; kolları kıvrılmış düz beyaz gömlek ve siyah kumaş pantolon giyiyordu.

San kısaca diğerlerinin de ne giydiklerine baktı; Jongho rahat düz renk kot pantolon, kot pantolonun içine soktuğu beyaz bir tişört ve üzerine kalçalarına kadar inen bir mont giyiyordu. Seonghwa mavi kot pantolonun üzerine dizlerine kadar örten uzun bir kaban giydiği için içine ne giydiğini görememişti. Yunho da Wooyoung gibi takım elbise giyiyordu ama onun kravatı yoktu ve ceketi ve kumaş pantolonu koyu lacivert rengindeydi.

"Herkes hazır mı?" diye sordu Seonghwa hepsine karşı gülümseyerek. Hongjoong'la bakışları kesişince gülümsemesi daha da genişledi ve Hongjoong gergin bir şekilde parmaklarıyla oynamak zorunda kaldı.

"Ee, sanırım. Dediğiniz gibi her hava ihtimaline karşı kıyafetlerimizi aldık, ayrıca–" San arkadaşını panik içinde etrafında dönerken daha fazla dinlememeye karar verdi.

Hongjoong'un ilk yurt dışı seyahatiydi, bırakın üç aptal arkadaşıyla seyahat etmeyi yabancılarla altı aylık bir süre içinde birçok farklı ülkeye gitmeyi hayal bile etmemişti.

San neden bilmiyordu ama uçaklar kalkarken sakin bir şekilde pencereden dışarı izleyen Wooyoung'a döndü.

"Karnım aç."

"Acıktın mı?" San'a döndü ve başını salladı.

San gergince başıyla onaylarken Shiber'e daha da sarıldı.

"O zaman gidelim hadi."


Sürtükler 🌸🌟

babacıkjoong: hepinizden nefret ediyorum

yeo: 😲😲😲

gigi:😞😞😞

sanie: 🥺🥺🥺

babacıkjoong: ....
babacıkjoong: beni suçlu hisettirmeye çalışmayı kesin
babacıkjoong: yapmanız gereken tek bir iş vardı
babacıkjoong: SADECE
babacıkjoong: B İ R
babacıkjoong: NEYDİ O??

yeo: ....

gigi: ......

sanie: .........

babacıkjoong: CEVAP VERİN BANA GÖT HERİFLER

sanie: ...normal davranmak

babacıkjoong: EVET
babacıkjoong: NORMAL
babacıkjoong: N O R M A L
babacıkjoong: MİNGİ

gigi: yes daddy

sanie: ne–

yeo: neden aniden sertleştim?

babacıkjoong: HAJAJSJJSJSSA
babacıkjoong: SİZİ FETİŞ MANYAKLARI KAPAYIN ÇENENİZİ

gigi: 😔😔😔😔

sanie: hehet

babacıkjoong: ......
babacıkjoong: mingi
babacıkjoong: kafenin ortasında köpeğe havlamanın nesi normal

gigi: kördü, sevildiğini ve yalnız olmadığını bilmesini istedim :(

babacıkjoong: offf

sanie: OOOOOYYYY
sanie: AMAN TANRIM MİNGİ YİNE SALAKÇA DAVRANDIĞINI DÜŞÜNMÜŞTÜM AMA
BU ÇOK TATLI

gigi: :]

babacıkjoong: tamam peki bu çok tatlı bir şey ama bunu sesli ve ani bir şekilde kalabalık havaalanının kafesinde yarı resmi toplantımızın ortasında yapmak zorunda mıydın?

gigi: evet

sanie: bana söyleseydin ben de katılırdım sana

yeo: ben de !! hiçbir köpek sevgisiz kalmamalı 😤✊

babacıkjoong: ...
babacıkjoong: ortam sessizleşti ve herkes bize baktı o anda

gigi: ama giselle de mutlu oldu ve geri havladı 🤠

yeo: giselle?

gigi: evet adını ben koydum

yeo: iyi de ya erkekse

gigi: isimlerin cinsiyeti yoktur

yeo: .
yeo: siktir çok haklısın
yeo: hongjoong hyung devam et

babacıkjoong: ..
babacıkjoong: peki, yeosang

yeo: evet sahibim

babacıkjoong: HAKJAJSJSJSJA
babacıkjoong: neden hepiniz böylesiniz

sanie: minginin kafama kızartma tavasıyla vurduğu zamanı hatırlıyor musunuz

gigi: TEK SEFERLİK BİR ŞEYDİ

babacıkjoong: konuyu değiştirmeyi kesin
babacıkjoong: sizi azarlamaya çalışıyorum

yeo: doğru
yeo: hahah şu anda joong:

gigi: aman tanrım bu resmen aynısı

sanie:

sanie: bu da aynı kişi hahah

babacıkjoong: SİKTİRJSJAJS ONU NEREDEN BULDUN

sanie: uçağa bineceğimiz zaman 'bunu yapabileceğimi sanmıyorum haha sanırım ocağı açık bıraktım sizinle gelemem' dediğin zaman
sanie: ve ardından seonghwa ve jongho seni resmen taşıdı ve sen de kızgınmış gibi yaptın
sanie: ama sonra seonghwa hyung başka yere bakınca gülümsedin ve ona doğru yaklaştın

babacıkjoong: ne–
babacıkjoong: yalan
babacıkjoong: hayır öyle bir şey olmadı

gigi: hahahhaha peki 🤠🤠

babacıkjoong: kapa çeneni
babacıkjoong: konumuza geri dönüYORUM

yeo: san'a mesaj üzerinden bağıracaktın galiba

sanie: 😱

babacıkjoong: hayır san'a bağırmak için
babacıkjoong: önce parmaklarımı
babacıkjoong: ısıtmam lazım
babacıkjoong: en kötüsü onunki ama ona sonra geleceğiz

yeo: haha ezik

sanie: 😤😤😤 sensin ezik

babacıkjoong: ikiniz de eziksiniz o yüzden kapatın çenenizi
babacıkjoong: evet yeosang
babacıkjoong: OYUN ALANINA GİRİP TOP HAVUZUNA ATLAYIP SONRA DA ÇOCUĞUN ANNESİ ÇOCUĞU JONGHO DA SENİ ÇEKİŞTİRENE KADAR ÇOCUKLA TARTIŞMANIN NESİ NORMAL?

yeo: o sürtük malın tekiydi

babacıkjoong: NASIL

yeo: makyaj yaptığım için kız gibi göründüğümü söyledi çünkü
yeo: yine olsa yine yaparım
yeo: hatta bir dahakine onu uçururum bile

babacıkjoong: ÇOCUK BEŞ YAŞINDA

yeo: önemi var mı? bence yok 💅

sanie: işte kraliçe yürü be 😩

yeo: erken yaşta öğrenmezlerse sonsuza kadar acımasız homofobiklerin teki olurlar :((

babacıkjoong: .......
babacıkjoong: offf
babacıkjoong: san yemin ediyorum eğer o mağazadaki çalışana sandviç atmanın sevimli bir sebebi yoksa seni yumruk manyağı yapacağım

sanie: hayır yok
sanie: sadece beni gıcık etti

babacıkjoong: sonunda çocuklarımdan birini dövebilmem için bir sebep 😍😍😍
babacıkjoong: ...
babacıkjoong: bekle
babacıkjoong: ne yaptı ki?
babacıkjoong: seni cidden incittiyse şu anda yanlış kişiye kızıyorum şu lanet uçağı indirmenin bir yolunu bulmam lazım

yeo: iki saattir denizin üzerinde uçuyoruz yalnız

babacıkjoong: iyi yüzücüyümdür
babacıkjoong: sanie bebeğim ne yaptı o adam sana

sanie: hiçbir şey

yeo: hmm
yeo: kokuyu aldınız mı
yeo: SAÇMALIK gibi kokuyor

gigi: ben de kokuyu aldım ve özel jette sizden karşı tarafta oturuyorum 👀

sanie: sorun yok
sanie: doğru söylüyorum çocuklar 💞💞💞

babacıkjoong: ne zaman bir sorun olmadığına ve iyi olduğuna dair beni inandırmak için uğraşsan yalan söylediğini biliyorum
babacıkjoong: lütfen söyle bize sanie 💕

sanie: ben
sanie: :(
sanie: peki
sanie: ama woo bana yardım ettiği için şu anda gerçekten iyiyim

gigi: devam et 🤨🤨🤨

sanie: şey
sanie: eee
sanie: yani
sanie: .......

babacıkjoong: ......

yeo: .......
yeo: acaba
yeo: bitirecek misin
yeo: lafını

sanie: kapa çeneni utanıyorum:(

gigi: hayır sen utanmazsın

sanie: KONU BEN VE BENİM SORUNLARIM OLDUĞUNDA UTANIYORUM

babacıkjoong: sorun yok bebeğim, bize anlatabilirsin 💖

sanie: 💞💞💞
sanie: pekala o zaman
sanie: güzel pembe bir bilekliğe bakıyordum ve sonra mağazadaki çalışan dalga geçti ve sessizce benim bir ucube olduğumu söyledi ama duydum
sanie: şaşırdım çünkü pembeyi sevmenin beni neden bir ucube yaptığını anlamadım :(
sanie: ardından Shiber'i işaret ederek 'o oyuncakların' çocuklar için olduğunu söyledi ve ben de sessizce uyumama yardımcı olduğunu söylediğimde gözlerini devirdi
sanie: sonra o anda bana karşı bir garezi olduğunu anladım ve her ne kadar cinsiyet ve cinsellik bir kişilik türü olmasa da muhtemelen 'erkeksi' ya da 'düz' gibi davranmadığım ya da görünmediğim için öyle davrandı çünkü dergi ve takı gibi 'kızsal' şeylere bakıyordum
sanie: ben de sadece 'ah pardon 😃👍' dedim
sanie: ve sonra da beni yalnız bırakacağını düşündüm ama nereye gidersem gideyim hep bir mesafeden beni takip etti :(
sanie: sonra da bakmak için elime bir crop top aldığımda onu çalmayı aklımdan bile geçirmemem gerektiğini söylediği ve bana hakaret etti
sanie :(
sanie: ama sorun değil çünkü sandviçi fırlatınca mayonez kıyafetinin her yerine sıçradı ve saçına marul yapıştı sonra da wooyoungie onu tehdit etti  🤠
sanie: elimi tuttu !!!!!!!!!!!!!! ve diğer adama öldürürcesine bakıp 'gey insanlara karşı bir sorunun mu var, jared?' dedi (isim kartlığında öyle yazıyordu ve wooyoung'un ünlü zengin bir işadamı ve yüzünün durduğumuz yerin solundaki sayısız dergilerin kapağında olduğunu unutmayın)
sanie: sonra jared tıpkı 👁👄👁 gibi öylece dikilirken wooyoungie yaklaşıp 'onu ya da başkasını tehdit et de ne oluyor gör. işin, arkadaşın ya da dönecek bir barınağın olmadan uzun süre yaşayamazsın gibi duruyorsun' dedi.
sanie: sonra da beni mağazadan ellerimiz bağlı bir şekilde çıkardı 🥰🥰
sanie: ama sonra bıraktı çünkü bir skandal çıkmasını ya da söylentinin yayılmasını istemedi 😔😔
sanie: sonra uçağa bindik ve yan yana oturduk ve sanırım üzüldüğümü hissetti çünkü bir sorun olup olmadığını sordu ben de sadece 'iyiyim' dedim ve o da 'hayır, değilsin' dedi ve nazikçe elimi tuttu😊😊
sanie: ve hala el ele tutuşuyoruz ve tek elle mesaj yazarken ne kadar zorlandığımı bilmenizi istiyorum
sanie: neyse ben de bırakmıyorum elini çünkü eli çok büyük ve parmakları çok uzun ve mingi'nin elleri gibi terli değiller ve hongjoong gibi çok sıkı ya da yeosang gibi çok gevşek tutmuyor ve bu mükemmel 🥰🥰
sanie: ve sonra benim rahat ve mutlu olduğumdan emin olmak istemesinin nedeninin sırf işle alakalı olduğunu söyledi ve 'eğer elini tutmam için rızan yoksa ya da istemiyorsan sorun değil istemediğin bir şeyi yapmak zorunda kalmanı istemem' dedi ama daha fazla konuşmasına izin vermeden 'hayır elini tutmak için oldukça rızam var 😁😁' dedim ve sonra da bana gülümsedi
sanie: sonra da kitap okudu ve uyuyakaldı ama gözlükleri takılıydı ben de elindeki elimi hareket ettirmemeye çalışarak gözlüğü çıkardım
sanie: sonra da telefonumu açtım ve hongjoong'un 'hepinizden nefret ediyorum' mesajını gördüm
sanie: sonra da öyle yani 🤠🤠🤠🤠

gigi: ......

yeo: .........

babacıkjoong: ..........

gigi: dostum o nasıl bir kdramaydı öyle

yeo: sizi bilmem ama ben şu anda kore'ye geri dönüp birilerinin dizini kırmak istiyorum

babacıkjoong: BEN İSTİYORUM AJSJJAKQJSNJS

sanie: ????

gigi: iyi mi o

yeo: hayır
yeo: seonghwa elini aniden onun bacağına koydu ve okyanusa doğru işaret etti ve hongjoong da seonghwa'nın işaret ettiği yere bakmadan önce bacağındaki ele boğuluyormuş gibi gözükürken sonsuz bir süre boyunca baktı şimdi de seonghwa ona sevgiyle bakarken hongjoong hızlı hızlı konuşup fotoğraflar çekiyor ve psikopatça bir şekilde kıkırdıyor ama seonghwa nasıl oluyorsa hoşuna gitmiş gibi görünüyor.

gigi: sen onları mı izliyorsun?

yeo: iyi mi diye arkama baktım sonra da ikisini izlemek için koltuğuma saklandım 😈
yeo: ayrıca özel jetteyiz sanki bakacak başka bir yer ya da kişi var

sanie: balina var

gigi: .....?
gigi: ne var

sanie: balina

yeo: ne demek istiyorsun?

sanie: balina var
sanie: yani
sanie: dev bir balık olan
sanie: balina

gigi: yani
gigi: BALİNA balina mı

sanie: evet
sanie: BALİNA

yeo: siktir balinaymış

sanie: EVET
sanie: B A L İ N A

gigi: güzel fotoğrafmış
gigi: yun ve ben bakmak için oraya geliyoruz 😍

yeo: ben ve jongho da

sanie: woo'yu uyandırayım mı ?
sanie: bilemedim baya erken kalktı...
sanie: ama bu da BALİNA
sanie: ama işe hazırlanması için uykuya ihtiyacı var
sanie: ....
sanie: ama bu da BALİNA
sanie: tamam uyandırıyorum

_______________________________________________

Karşınızda uzuuun mu uzun bir bölüm

Texting kısmını gülmekten çeviremedim resmen hskdkdk

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro