25: Fantastik Dörtlü
Hafif horlamalar ve otobüsün pürüzsüz yolda hafif bir uğultuyla ilerleyişi aracın içindeki ortamı dolduran tek sesti. Çoğu yavru kedi gibi birbirlerine sokulup uyuyor olsa da sessizce yapılan bir muhabbet de duyuluyordu.
Tüm perdeler kapalıydı ve içeri giren tek ışık kaynağı aracın ön tarafındaki büyük cam ve dört telefonun ekran ışığıydı. En önde görülen manzara uzun, düz bir yol ve gün geçtikçe yapraklarını yavaşça kaybeden hızla aralarından geçtikleri ağaçlardı. Yol dar, siyah ve sanki ütüyle ütülenmiş gibi dümdüzdü.
Yoldaki tek araç onlarınkiydi.
Sessiz ve rahatlatıcıydı.
Seonghwa'nın Ağız Sulandırıcı Karın Kasları
woosürtüğü: kim hala uyanık
sangiedoodle: ben
woosürtüğü: dört saattir aralıksız konuşuyoruz zaten uyanık olduğunu biliyorum
sangiedoodle: koNUŞUYor mUYuz??? BENİM cipslerimi yemek için mızmızlanıp duruyorsun sadece
woosürtüğü: PAYLAŞMAK ÖNEMSEMEKTİR KARNIM AÇ
sanshine: selam ben de uyanığım 😆👋
dingdong: ben de
dingdong: sadece dördümüzüz
sanshine: wooyoung karnın mı aç?? biraz üzüm ve bisküvim var
istersen Seonghwa'yla paylaşabiliriz 🍇🍪
woosürtüğü: hayır hayır sorun değil
woosürtüğü: yine de teşekkürler
sanshine: peki
sangiedoodle: wooyoungggggggg
woosürtüğü: yeosanggggg
sangiedoodle: ne zaman varacağız
woosürtüğü: eeee
woosürtüğü: seonghwa ne zaman varacağız
dingdong: 12'de
sangiedoodle: daha çooook var...
dingdong: sadece
dingdong: 11 saat daha var
sanshine: OFF
sanshine: birazdan uyuyabilirim çok yorgunum
sanshine: ayrıca shiber'in uyku vakti geçti onu uyanık tutunca kendimi kötü hissediyorum :(
sangiedoodle: bekle
sangiedoodle: kendini değil de shiber'i mi sardın battaniyeye
sanshie: evet
sangiedoodle: eeee
sangiedoodle: peki
sanshine: 😄😄😄
sangiedoodle: wooyoung bir sorum daha var
woosürtüğü: ne
sangiedoodle: avrupada gideceğimiz daha kaç ülke var
woosürtüğü: italya ve macaristanla işimiz bitti ve şu anda yunanistsan'a gidiyoruz
woosürtüğü: yunanistan'dan sonra norveç, almanya, birleşik krallık, ispanya var ve sonra afrika'ya gidiyoruz
sanshine: AAAA AFRİKA
sanshine: bir sürü ama bir sürü hayvan görebilir miyiz ltfn ltfn ltfn ltfn
woosürtüğü: tabii, sen hangisini istersen
woosürtüğü: orada gidebileceğimiz bir sürü hayvan koruma bölgeleri var sanie
sanshine: yaşasın yaşasın yaşasın
sanshine: heyecandan uykum kaçtı 🤠
dingdong: şehirlerdeki turistik yerleri gezebilir miyiz??
woosürtüğü: hayır
woosürtüğü: tatilde değiliz seonghwa
dingdong: iyi de az önce
sangiedoodle: huzur içinde uyu hahah
dingdong: 🤡
sangiedoodle: woo bekle bir sorum daha var
woosürtüğü: yine ne var
sangiedoodle: coğrafi olarak neden dümdüz gitmiyoruz
sangiedoodle: yani italya'ya gittik sonra geri macaristan'a uçtuk şimdi de aşağıya doğru yunanistana gidiyoruz sonra da diğer ülkeler için yukarı çıkacağız sonra da aşağıya afrikaya gideceğiz
sangiedoodle: nasıl açıklayacağmı bilmiyorum ama neden sırasıyla gitmedik
woosürtüğü: tamam tamam ne demek istediğini anladım
woosürtüğü: bizim için daha kolay olsa da ve seyahat giderleri açısından az tutacak olsa da ceo'lar ve şirketler bize göre aynı zamanda hazırla olamıyorlar o yüzden hep birlikte en mantıklı şekilde seyahat etmemiz gerekiyor
sangiedoodle: şimdi anladım
sangiedoodle: yani sayılır
sangiedoodle: yani çok değil ama çok da umrumda değil zaten
woosürtüğü: 🗿🗿🗿
dingdong: wooyoung san nasıl bu kadar uykusuz olabiliyor tüm gün resmen uyuyordu
woosürtüğü: nasıl yani ne yapıyor ki
dingdong: artık üzümlerinden ya da bisküvilerinden yememe izin vermiyor
dingdong: hepsini shiber'e yediriyor ve diğer pelüşleri için de saklıyor
sangiedoodle: hayır ya hep böyle yapıyor
dingdong: ama
dingdong: üzüm istiyorum ben
sanshine: üzgünüm hyung:(( eğer gerçekten istiyorsan birkaç tane alabilirsin
dingdong: hayır hayır sorun değil şaka yapıyorum sadece
sanshine: :)) ah bu arada geyler
sanshine: yani beyler*
sanshine: gerçi geyler de yanlış sayılmaz
woosürtüğü: evet
dingdong: buradayım
sangiedoodle: ne var ayıcık sanie
sanshine: madagascar izleyebilir miyiz
sangiedoodle: eeee
sanshine: ltfn :(
woosürtüğü: tabii ki
sanshine: YAŞASIN
dingdong: ama sessiz olmalıyız diğerleri hala uyuyor
dingdong: bu da gülmek yada kıkırdamak yok demek oluyor sAN
sanshine: evet hyung 😔
sangiedoodle: iyi de hepimiz nasıl izleyeceğiz ben ve woo hiçbir şey duyamayız
woosürtüğü: ...
woosürtüğü: bir fikrim var
☂︎☂︎☂︎
sangiedoodle: bu KÖTÜ bir fikirdi
sanshine: sen seonghwa'nın kucağında rahatça
otururken ben onunla wooyoung'un
arasında ezildim resmen >:(
sangiedoodle: raHATÇA MI??? kulağımın dibinde üzümleri çiğnerken önünden çekilmemi söyleyip duruyor
dingdong: kafan kocaman
sangiedoodle: öncelikle bu çok KABA
sangiedoodle: ikinci olarak san sen de wooyoung'un kucağına oturup her şeyi hepimiz için kolaylaştırabilirdin
sanshine: ne hayır
dingdong: daha önce oturmuştun ama
dingdong: birçok kez hem de
woosürtüğü: baskı yapmayın, istemiyor
sanshine: öncekinden farklı bu. o zaman ilaçların etkisindeydim o yüzden kontrol edemiyordum :((
woosürtüğü: biliyorum meleğim seni anlıyoruz açıklamana gerek yok
dingdong: açıklamak zorunda beni yandan ittiriyor. herkesin daha rahat etmesi için kolumu omzuna doğru attım ama her seferinde beni ittirmeye devam ediyorsun
woosürtüğü: dokunmak yok
dingdong: İKİ KİŞİLİK YERE DÖRT KİŞİ SIĞMAYA ÇALIŞIYORUZ ONA NASIL DOKUNMAYAYIM
woosürtüğü: DOKUNMA İŞTE
dingdong: SENİ EN ÇOK BU YÜZDEN SEVMİYORUM
woosürtüğü: BEN DE SANA BAYILMIYORUM SEONGHWA
dingdong: yalan söylemeyi tercih edip duygularımı incitmemişsin gibi davranacağım
woosürtüğü: ama-
sangiedoodle: off semeler
woosürtüğü: 🗿🗿🗿
sanshine: çocuklar sessiz olun madagaskar'ı izlemek istiyorum
woosürtüğü: çantanı ben topladım ama oynatıcıyı ve CD'yi görmemiştim
sanshine: en altta sağ tarafa koyuyorum ve ne zaman sıkılırsam izlemek için hep yanımda taşırım 🤩
woosürtüğü: zekice
sangiedoodle: san neden kızarıp bana vuruyor
sangiedoodle: ah
sangiedoodle: doğru ya
sanshine: SESSİZ
sanshine: MADAGASKAR
Hepsi sonunda grup sohbetinde mesajlaşmayı bırakmış ve beraber filmi izlemeye başlamışlardı. Önlerindeki iki koltuğunda ortasına dengeleyerek koydukları San'ın DVD oynatıcısından izliyorlardı.
San kollarını sıkıca Shiber'in etrafına ve Yeosang'ın bacaklarına sarmıştı. Yeosang bacaklarını Wooyoung ve San'ın üzerine uzattığı için Wooyoung'un hareket alanı kısıtlanmıştı.
Hepsinin oturma planlarına ettikleri şikayetlerini düşününce kıkırdadı.
Yeosang gelip sertçe ittirerek Wooyoung'u yere düşürmeden önce Wooyoung yerinden kıpırdamamıştı, San ise Seonghwa gelip yanına oturarak onu sıkıştırasıya kadar Wooyoung'un yanında rahatça oturuyordu, ardındansa Yeosang oturacak yer kalmadığı çin öfkelenerek tüm bedeniyle hepsinin üzerine oturmuştu.
En rahat pozisyonda oturabilmek için hepsi bir süre birbirlerini iteklediler; en sonunda Wooyoung cam kenarına, en küçük olan San, yerinde duramayan geniş omuzlu iki adamın ortasına ve koltuk kolunun tam götünün altına denk geldiği en rahatsız yere, Seonghwa ise kucağındaki Yeosang'la koridor tarafındaki koltuğa oturmuştu.
Diğerleri nasıl uyanmadı bilmiyorum. Koltuğundan yere düşerken Wooyoung yırtıcı bir kuş gibi çığırdı.
"Neden konuşabiliyorlar?" diye fısıldadı Wooyoung San'a ekrandaki çığlık atarak koşan hayvanları göstererek.
Uzun kollarını koyacak yeri olmadığı için koltuğunda kambur halde oturuyordu ve San'a olabildiğince boş yer açmak için kendisini cama doğru yapıştırmıştı.
"Ne demek istiyoysun?!"
"Hayvanlar ya hani."
"Eğey sadece kükyeseleydi hiçbiy şey anlamazdık... biy dakika zebyalay, züyafalay ve hipopotamlay nasıl ses çıkayıyoy?"
"Hiçbir fikrim yok. Yine de çok saçma."
"Hiç animasyon filmi izlemiyoysun, değil mi?"
"Hayır."
"İzlemelisin. Çok eğlenci oluyoylar," dedi San ellerini birbirine vurarak ve ardından Seonghwa tarafından susması için azarlandı.
"En sevdiğin film ne?"
"Süyekli değişiyoy ama şu anda Zootyopolis."
"Hiç duymadım."
"Geyçekten mi?! Biy sonyakinde onu izlememiz geyek!"
"Aslında bundan sonra uyuyacaksın."
"Tama- biy dakika, ne?"
"Sarsıntın olduğu için olabildiğince dinlenmelisin, en iyi tedavi yöntemi bu."
"Ama film izlemek istiyoyum..."
"Hayır."
"Uyku vaktim mi vay yani?!"
"Evet."
"Bu hiç adil değil!"
"Umurumda... değil."
San somurttu ama Wooyoung gülünce San da gülmeye başladı.
"Seonghwa hiç rahat bir koltuk görevi görmüyorsun. Tuğla üstünde oturuyormuşum gibi hissediyorum," dedi Yeosang bağırırcasına fısıldayarak ve hırçın bir şekilde kıpırdandı.
Yanlışlıkla Seonghwa'nın diyaframına dirseğini geçirince boğulurcasına öksürmesine neden oldu.
Bu, dörtlünün sessiz olmalarının oldukça zor olduğunu kanıtlıyordu. Ortam karanlıktı, hareket edecek alanları yoktu ve tam arkalarında uyandırmak istemedikleri dört arkadaşları vardı.
"Hareket etmeyi kes! Bu akşam bana kaç kere vurdun sayamaz oldum!"
"Ah hadi ama, o kadar da abartma. Seni koruyan karın kaslarınla eminim hiçbir şey hissetmemişsindir."
"İnsan vücudu senin bildiğin gibi çalışmıyor."
"Dilini kontrol edemeyen birisinden bunu duymak..."
San kahkaha atınca hızla bir eliyle ağzını kapattı. Demek ki tek fark eden ben değilmişim.
"O ne demek oluyor?!"
"Ne zaman Hongjoong'a baktığını görsem onu yiyecekmişsin gibi hissediyorum."
"Amacım o, bir gün."
San ve Wooyoung artık içinde tutamadıkları kahkahalarını serbest bırakırken ikisi birden birbirlerinin ağızlarını kapattılar. San, Wooyoung'un büyük elinin altından nefes almaya çalışırken Wooyoung elini dudaklarına değdirmemeye çalışıyordu.
"Elin peyniy gibi kokuyoy."
Wooyoung gülüp elini çekince San da aynısını yaptı.
"Seninki de yumuşacık."
San kızarırken Wooyoung'un göğsüne vurdu.
Sonlara doğru dikkatleri dağılan dörtlüyle birlikte film biterken San anında uyuya kaldı. Başını Shiber'e yaslamıştı ve hafifçe ürpermişti, oturuş pozisyonu çok rahatsızdı.
Wooyoung, eğer öyle yatmaya devam ederse boyun ağrısıyla uyanacağını biliyordu.
O yüzden yavaşça Shiber'i San'dan aldı ve nazikçe avuç içini oyuncağın yerine, başının altına koydu.
Ve Yeosang'ın kucağına doğru yatırdı.
Yeosang hareket edeceği zaman Wooyoung ona öldürücü bir bakış attı ve elini kaldırıp ona işaret ederek sabit kalmasını ima etti. Yeosang ilk başta tereddüt etti ama San'a bakınca tekrar rahatladı.
Wooyoung sessizce örtüleri açtı. İki örtünün de yumuşacık olduğunu fark edince gülümsedi; birisi kar taneleriyle süslü diğeri bej rengi küçük bisküvilerle süslüydü.
Bir tanesini San'ın üzerine serdi ve vücudunun her bir santimini örttüğüne emin oldu. Bacaklarının, omzunun ve çenesinin altına iyice sokuşturdu.
Shiber'i tekrar alıp San'ın kollarının arasına koyunca uyuyan genç adam oyuncağın patilerini eliyle tuttu.
____________________________________________
Bunlar hep ya uyurken yakınlaşıyorlar ya da ilacın etkisindeyken. Artık öpüşmeniz gereken konular var woosancım ltfn
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro