1.2
Şarkı ile okuyun, mutalaka.
~~~
"Neden içimden bir ses deli gibi kurdurduğunu söylüyor?" Mia benim gibi kollarını göğüsünde birleştirip konuştuğunda kafamı eğerek camdan diğer odaya bakmaya devam ettim.
"Çünki salak bir şekilde onun başkasını öpmesini kıskanıyorum!"
Alay dolu kıkırtısı ile bana karşılık verdiğinde göz devirip sarışın kızın dudaklarına nasıl asıldığını izledim. Kucağında oturan kız ile kaç dakikadır öpüştüğünü ve benim onları seyrettiğimi bilmiyordum.
Bildiğim tek şey onun tüm hücrelerime kadar kıskanıyor olmamdı. Ona git demiş olmak umrumda değildi, sadece onun benden başkasına dokunmasına dayanamıyordum. Onu istemiyordum, aynı zamanda onun başkaları ile birlikte olmasınıda istemiyordum.
Sadece benim söylediğimi yapıyordu. İki haftadır benimle iki kez konuşmuştu ve tek söylediği abimin yanında selam vermek olmuştu. Evimize eskisi gibi gelip gitmiyordu, etrafımda dolaşmıyordu. Benden hep uzak geziyordu söylediği gibi.
"Dışarıdan birileri seni insanları izleyen sapık falan sanıyor olabilir."
Göz devirdim ve arkadaşıma doğru dönerek kendimi o işkence dolu manzaradan ayırdım. "Sapık değil ama birazdan katıl olabilirim."
Mia yüzüme şaşkınca baktı ardından yüzünü buruşturarak konuştu. "Hadi ama sadece senin söylediklerini yapıyor. Sende siktir et ve artık eğlencene bak."
Çocuk gibi dudak büzerek omuz silktim ve yeniden bakışlarımı camdan dışarı çevirerek gördüğüm görüntü ile bir nebze sevindim.
Kucağındakı kız gitmişti, tebessüm ederek kafamı eğdim ve onu seyrettim.
Gülüşmesini ve arkadaşları ile konuşmasını izliyordum. Bir yanım ona git dese bile diğer yanım onu deli gibi arzuluyordu.
Geçirdiğimiz o büyülü gece çoğu zaman aklıma geliyordu, hatırlamak istemiyordum bazen. İtiraf edemeyeceğim şey ise o gece onu sevmem olmuştu. Onu seviyordum, bunu kendime itiraf etmek çok zor olsa bile.
Ama bu umrumda değildi, onu sevsem bile ona dur demeyi biliyordum. Beni öyle çaresiz ve kırgın bir şekilde bıraktığında hayatımın en büyük dersini almıştım. Daha bir hafta sonra on yedi olucaktım, küçüktüm ve çok incinmiştim.
Derin bir nefes alıp güzel yüzüne baktım, o fazlası ile kusursuzdu. İnsanın aklını başından alıyordu ve her saniye kendini düşündürtüyordu. Aklımdan çıkmıyordu, kalbimde yer edinmişti ve benim yaralarım acıyordu.
Kötü olan şey ise Tommy ile vakit geçirirken hep Zayn'i hayal etmemdi. Tommy'ye ne zaman sarılsam onun kokusunu arıyordum, bulamıyordum ve bu büyük bir hayal kırıklığıydı.
Kafasını aniden ben tarafa çevirdiğinde yüzündeki o büyük gülümseme yavaşça silindi. Gözlerimi kaçırmadan hala ona bakıyordum ve onun bakışlarıda ciddi bir hal aldı.
Ona bakmayı sürdürürken omzumda bir el hissettiğimde kendime gelerek arkamı döndüm. Tommy'nin gülen suratı ile karşılaştığımda derin bir nefes aldım. Dudaklarım üzerinde küçük bir gülümsemenin oluşmasına izin verdim.
Parti bizim evdeydi ve Tommy ile abim aralarını düzelttiği için gelmesine izin vermişti. Birkaç saat önce biraz takılmıştık ama sonra ben depresif bir şekilde Zayn'in kızlar ile yiyişmesini izlemeye başlamıştım.
"Bahçeye çıkalım mı biraz?"
Sorusu ile kafamı olumlu anlamda salladım ve uzaklaşmadan önce arkamı dönüp son kez ona baktım. Bana sakince ve ifadesiz bir şekilde baktığını gördüğümde artık oradan uzaklaşmıştım.
Arka bahçeye çıktığımızda hiç kimse yoktu buradı. Çitlere sırtımı yaslayarak elimdeki bardaktan meyve şiresini içmeye başladım.
Tommy nazikçe elimi tuttuğunda bakışlarımı yavaşça yüzüne çıkardım. Yüzündeki her zamanki sıcak gülümsemesi vardı. Gözlerinin içerisi parlıyordu, sanki denize yansıyan ayışığı gibi.
Tommy benden hoşlanıyordu ve bende onunla vakit geçirmeyi seviyordum. Ama sadece arkadaştık, bir birimize sarılırdık bazen. Yanağıma küçük öpücükler kondururdu, utangaç bir çocuktu.
"Abin ile gerçekten şu saçma olayın bitmesine çok sevidnim."
Başımı olumlu anlamda salladım. "İnan ki ben senden daha çok sevindim, çok saçmaydı."
Zayn yüzünden, daha doğrusu onun yalanları yüzünden olmuştu bu durum. O konu hala beni kızdırıyordu, çocuğun üzerine iftira atmıştı.
"Lottie..." Kısık sesi ile düşüncelerimden ayrılıp bana çekingen bir şekilde bakan gözlerine baktım.
"Efendim?" Onun gibi kısık sesle konuştum.
Yutkunarak bakışlarını kaçırdığında dudaklarımı ıslatıp söyleyeceği şeyi bekledim. Utanıyor olması onu gerçek anlamda tatlı kılıyordu.
"Şey... Seni öpebilir miyim?"
Dudaklarım ararsından titrekçe bir nefes kaçarken istemsizce bedenim kasılmıştı. Beklenti ile gözlerime bakmaya başladığında kendimi fazla arada hissediyordum.
Bunu soracak olması tahmin etmek zor değildi, ama bazı kaygılarım vardı. Kafam çok karışıktı, bu durumu düşünmek ise daha da kafa karıştırıcıydı.
Fazla düşünmemeye karar verdim, bunu yapabilirdim. Ondan küçük bir öpücük almayı bende istiyordum, sanırım.
Mavi gözlerine bakarak dudağımı ısırıp kafamı yavaşça olumlu anlamda salladım. Yüzünde sevinç dolu bir gülümseme oluştuğunda yavaşça yüzünü yüzüme doğru yaklaştırmaya başladı.
Her an daha fazla yaklaştığında sıcak solukları dudaklarıma çarpıyordu. Gözlerimi yavaşça kapadığımda dudaklarının baskısını dudaklarım üzerinde hissettmiştim.
İkimizde sadece bu baskı ile beklemeye başladığımızda ardından dudaklarını ilk haraket ettiren o, olmuştu. Oldukça nazik bir şekilde beni öpüyordu ve yavaşça.
Dudaklarımı aralayıp ona karşılık vermeye başladığımda öptüğüm kişi zihnimde tamamen başka birisiydi. Dövmeli ellerin yüzümü kavradığını hissediyordum, dolgun dudakları ile beni öptüğünü ve onun kokusunun burnuma dolduğunu.
Sanki karşımda Zayn varmış gibi onu öpmeye başladım. Sanki bu nazik öpücük onunmuş gibi hayal ettim. Tüm kalbimle onu hissettim.
Sadece kendimi kandırmama izin verdim. Ama onu hissetmek benim için fazlası ile gerçekti.
Eğer şimdi gözlerimi kapalı tutarsam, o senin gibi hissettiriyor.
~~~
Ihm iyi bir bölüm olduğunu sanmıyorum, ama sınav stresi ile falan elimden sadece bu geldi.
Lütfen satır arası yorum yapın.
İyi okumalar. Sizleri seviyorum, tavşancıklarım
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro