Şarkı ile okuyun lütfen mutlaka ama mutlaka, eğer biterse başa sarın.

~~~

Yatağımda bir daha dönüp bakışlarımı televiziyondan beyaz tavana çıkardım. Hayatım iyiye gidiyordu, Tommy ile herşey çok güzeldi.

Birlikte oyunlar oynuyor, bisiklet sürüyor, geziyor, yemek yiyor ve film izliyorduk. Geçen gün beni yanağımdan öptü ve bende onun yanağından öptüm. Onunla gülümsüyordum ama kalbimdeki bu boşluğu anlayamıyordum.

Ne zaman güzel bir an yaşasam yüzü zihnimde beliriyordu. Kendime bile itiraf edemediğim bir gerçek ile yüzleşiyordum.

Onu istiyordum, her defasında Tommy yerine onun yanımda olmasını istiyordum.

Telefonumdan bildirim sesi geldiğinde uzanıp komidinin üzerinden telefonumu aldım. Mesaj atan kişinin Zayn olduğunu görünce kaşlarım çatıldı ama bir yandanda heyecanlandım. Yavaşça mesajı açtım.

Zayn: Uyuyor musun?

Yutkunup ön kamerayı açtım ve resmimi çektim. Nedensizce ona gözükmek istiyordum, onunda zihninde yüzümün belirmesini istiyordum.

Küçük Barbie: 

Küçük Barbie: Sence uyuyor gibi bir halim mi var?

Gözümü ovuşturup cevap vermesini bekledim. Açıkçası neden mesaj attığını çok merak ediyordum.

Zayn: Sana küçük Barbie diye seslenmekte çok haklıyım, bebek gibisin

Yazdıklarını okuduğumda yüzümde istemsizce bir gülümseme berildi. Ardından hemen gülümsememi sildim, yine ona kanmak benim için büyük bir aptallık olurdu.

Küçük Barbie: Artık yazma sebebini açıklayacak mısın?

Hala ona karşı içimde öfke vardı, ama ondan daha büyük bir kırgınlık besliyordum.

Zayn: Aşağı iner misin, konuşmamız gerek

Kaşlarımı yeniden çatırlırken ekranda hızlıca parmaklarımı gezdirdim.

Küçük Barbie: Konuşacak bir şeyimiz olduğunu düşünmüyorum

Zayn: Lottie, lütfen aşağı in

Zayn: Bahçedeyim, seni bekliyorum

Geçen gece beni çağırdığında olanlar aklıma gelince gitmek konusunda büyük bir endişem vardı. Bir yandanda ne söyleyeceğini çok fazla merak ediyordum. Dudağımı ısırıp kararsız bir şekilde ekranda bakışlarımı gezdirdim. Ardından oflayarak yataktan kalktım.

Küçük Barbie: Bekle, geliyorum

Üzerime sabahlığımı giyerek sessiz olmaya çalışarak odamın kapısını açtım. Abimin uyanmaması için parmak uçlarımda yürüyerek merdivenleri inmeye başladım. Dış kapıya ulaştığımda yavaşça kulpu kavrayıp aşağı çektim ve aynı yavaşlık ile kapıyı kapadım.

Derin bir nefes alıp arka bahçeye doğru adımladım. Salıncakta onu gördüğümde yavaşça yanına doğru adımladım. O günden sonra ilk kez yüz yüze konuşacaktık.

Kafasını kaldırıp beni gördüğünde salıncaktan kalktı ve bana doğru adımladı. Aramızda iki adımlık mesafe kaldığında durarak yüzüne baktım.

En kötüsü ise şu an çok fazla yakışıklı oluşuydu.

Ay ışığı tam olarak yüzüne yansıyordu ve ela gözleri gözlerime bakarken bir yıldız gibi parlıyordu. Siyah saçları gecenin karanlığında kayboluyordu ve dudakları aynı kiraz rengindeydi.

Yutkunup bakışlarımı birkaç saniyelik başka tarafa çevirerek kendime gelmeye çalıştım. Derin bir nefes alıp yeniden gözlerimi yüzüne çevirdiğimde bana dikkatlice baktığını gördüm.

"Seni dinliyorum." Konuşmasını ve ondan daha çok etkilenmeden gitmeyi istiyordum.

Gözlerimin içerisine ciddiyetle bakmaya başladı ve kararlı bir şekilde konuştu.

"Tommy ile yakın olmanı istemiyorum. Tommy ile arana mesafe koyacaksın!"

Kaşlarım çatılırken inanamayarak bir şekilde ona baktım. Bu ne küstahlıktı? Kim olarak bana bunları söylüyordu?

"Sen kimsin ki bana böyle bir yasak koyuyorsun?" Sesim kendi kontrolümde olmadan yükselmişti. Gözlerim şu an sinir ile parlıyordu, ama o hala önümde küstahlığından ve rahat tavrından bir ödün vermiyordu.

"Kim olduğumun bir önemi yok, sadece öyle olmasını istiyorum! Çok fazla deşme ve söylediğimi yapıp o çocuk ile arana mesafe koy!"

Aynı ciddiyet ile sesini yükseltmeden, kararlı bir tavırla gözlerimin içine bakarak konuştu. O bu kadar rahat şekilde bana emr verirken ben sinirden patlamak üzereydim.

"Sen beni kullandın! Sen benim hayallerimle oynadın! Sen beni kandırdın! Sen bunları bana söyleyecek en son kişi bile değilsin!"

Parmağımı ona tehditkar bir tavırda sallayarak konuştum. Sinirden gözlerim dolmuştu ve kıp kırmızı bir hale gelmiştim. Ama Zayn karşımda gayet rahat ve kendinden emin bir şekilde dikilmeye devam etti.

"Sana yapman gerekenleri söyledim, eğer yapmazsan ben bunları artık daha keskin bir şekilde söyleyeceğim. Her neyse, iyi geceler sana." Son sözünü söyleyip yanımdan uzaklşarak gitmeye başladığında hala sinirden kuduruyordum.

"Sen kimsin! Sen kimsinki bu kadar küstahca davranıyorsun bana!" Kendi etrafımda sinirden dört dönerek saçlarım arasından ellerimi geçirdim.

Hala hayatımı başka biryerlerden mahvetmeyi nasıl başarıyordu anlayamıyordum.

$$$

"Neden bu kadar durgunsun?" Tommy'nin sesini duyduğumda bakışlarımı havuzdan onun yüzüne doğru çevirdim.

"İyiyim, Tommy. Hem hava çok güzel ha?" Gülümsemeye çalışarak sorduğumda şezlongtan kalkıp kafasını olumlu anlamda salladı ve havuza atladı.

Havuzun diğer tarafına doğru kulaç atarak yüzmeye başladığında bakışlarımı bahçede gezdirdim. Abim bugün evde yoktu, Tommy ile havuza girme kararı almıştık böylece.

Dün Zayn'in aşırı küstah tavırının siniri hala üzerimdeydi. Bir türlü bu hakkı hala kendinde nasıl bulduğunu anlayamıyordum. Gerçekten o beni çağırdığında bu sefer aşağı inmemeliydim, büyük yanlış yapmıştım.

"Sen gerçekten iyi misin?" Tommy havuzdan çıkarak ıslak elini bacağıma koyup sorduğunda kafamı olumlu anlamda salladım tatlı yüzüne bakarak.

"İyiyim, sadece uykumu dün gece iyi alamadım." Uzatmadan kafasını olumlu anlamda salladığında kollarını yanlara doğru açtı ve ona sarılmamı bekledi.

"Bence sarılmak sana biraz daha iyi gelecektir."

Kıkırdayıp kollarımı boynuna sardım va başımı omzuna yasladım. Kolunu belime sarıp saçlarımı okşayarak bana sarılmaya başladığında küçük bir tebessüm yüzümde belirdi.

Görüş açıma aniden evden sigarasını içerek çıkan Zayn girdiğinde gözlerim büyüdü.

Gözleri kısa bir süre içerisinde bizi bulduğunda gözlerindeki kızgınlığı gördüğüme yemin edebilirdim. Gözleri sinirle ikimizin üzerinde dolaşırken eli ile bana garajı işaret etti.

Kaşlarımı çatıp kafamı olumsuz anlamda salladım. Kafasını sallayıp buraya doğru bir adım attığında hızlıca Tommy'den ayrıldım. Gülümseyerek garaja doğru adımladığında ayağa kalktım.

"Ne oldu?" Tommy bana şaşkın bir şekilde bakmaya başladığında "Şey, ben lavoboya gidip geleceğim." dedim ve hızlıca garaja doğru yürüdüm.

Duvara yaslanmış bir şekilde beni beklerken sinirle ona doğru adımlayıp "Sen benim pe-" Sözümü tamamlamadan belimden tutup beni duvara yasladığımda çığlık atmamam için eliyle ağzımı kapadı.

"Sana ben ne söyledim, Küçük Barbie?" Elini yavaşça ağzımdan indirip konuştuğunda gözleri sinirle parlıyordu.

"Bende sana fazla açık bir şekilde hayatımda söz hakkına sahip olmadığını söyledim." Gözlerimi kısarak sinirle parlayan ela gözlerine bakıp konuştum.

"Huh!" Ağzından aşağılar bir tavırda ses yükselince yüzünü daha çok yüzüme yaklaştırdı. Sıcak solukları soluklarıma karışırken yutkunup gözlerine bakmaya devam ettim.

O bana her yaklaştığında vücut ısım yükseliyor ve kalp atışlarım hızlanıyordu.

"Senin ne söylediğin sikimde bile değil! Önemli olan benim söylediklerim ve sen söylediklerimi yapmadığın için buna pişman olacaksın!"

Çenemi parmakları arasına alıp alnını alnıma yaslayarak dişlerini bir birine bastırıp konuştu. Gözlerindeki sinir, kıskançlık ve şiddet duygularını aynı anda görebiliyordum.

"Bunu neden istiyorsun? Ondan uzak olma mı?"

Doğruca gözlerinin içerisine bakarak sorduğumda birkaç saniye afalladı ve elini geri çekti. Ardından bedenini geri çektiğinde soruma cevap vermesini bekledim.

"Ben... ben sadece, canım öyle istiyor! Ve sende söylediğimi yapmadığın için bunun bedelini ödeyeceksin." Birkaç saniyelik affaldıktan sonra durşunu dikleştirip konuştu. Ardından yüzüme bakmadın hızlıca garajdan çıktı.

Dudaklarımı ıslatıp gözlerim dolarken arkasından bakmaya devam ettim ve yavaşça fısıldadım.

"Yapmamam gerekirken, sana sarılmak istiyorum.
Başka birinin yanına yaklaşırken.
Aklıma saplanıp kaldın ve seni çıkaramıyorum. 
Eğer tekrar yapabilirsem,
Biliyorum sana geri dönerdim.
Ama yapamam!"

~~~

Ben bu bölümü açıkçası çok fazla beğendim, umarım sizde beğenirsiniz. Ve 10k için hepinize çok teşekkür ederim.

Oy vermeyi ve lütfen yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar. Sizleri seviyorum, tavşancıklarım