0.7
Kızarmış gözlerimi kırpıştırarak bulanık görüntü ile pudra pembesi duvara bakmaya devam ettim. Artık o yaşları silmek için bile yorgun hissediyordum.
Aldatılmış, kullanılmış ve yorgun hissediyordum. Ona güvenmiştim ama o beni yüzüstü bırakmıştı.
Birlikte olduğumuz gecenin ardından uyandığımda o asla dün geceki gibi değildi. Nazik ve şefkatli dokunuşları kendisini başka bir insana dönüştürmüştü. Ela gözleri fazla soğuk bakıyordu.
O olayın üzerinden tam olarak bir hafta geçmişti. Anlamak zor değildi, o istediği şeyi elde ettikden sonra benden tamamen uzaklaşmıştı.
Evimize artık çok az geliyordu, onu gördüğümde asla yakın değildi. Zaten artık bu kalp kırıklığı ile asla ben ona yakın olamazdım.
Ben ona çok fazla güvenmiştik ve vücudumla birlikte kalbimide ona açmıştım.
Yanılmışım...o sadece bir pislikmiş!
Abime bir şeyleri belli etmemek için çok fazla uğraşıyordum ama benim kötü olduğumu anlıyordu. Birkaç kere konuşmak istemişti ama bu utanç verici şeyi ona nasıl anlatabilirdim ki?
Zayn'i öldürebilirdi delirerek ve benimle hiçbir zaman konuşmazdı. Bunların hiçbirisini göze alamazdım.
On altı yaşındaydım ve ilkimi bunu hiç hakketmeyecek birisine vermiştim. O beni kandırmıştı, o gece beni tatlı öpücükleri ve şefkatli dokunuşları ile kandırmıştı. Sonunun böyle biteceğini asla düşünmezdim.
Ondan nefret etmek istiyordum ama bunu yapamıyordum. Ama artık ona karşı tüm soğukluğum üzerindeydi. Onu asla affetmeyecektim.
Zaten umrunda olduğunu hiç sanmıyordum. O istediğini alıp çoktan gitmişti.
"Sabah oldu, küçük Barbie." Louis neşeli sesi ile içeri girdiğinde dudaklarımı bir birine bastırdım.
Zayn bana böyle seslenirdi, kalbim acı ile kıpırdanmıştı sadece. Yüzümü yastığa sürtüp yanaklarımın kurumasını sağlarken Louis çoktan yanıma gelmişti.
Çıplak omzuma öpücükler kondurup "Hadi güzelim, kahvaltını yapmalısın." dedi.
Gülümseyerek ona doğru dönüp mavi gözlerine baktım. Yüzündeki şefkatli gülümsemesi ile kollarımı boynuna sarıp sıkıca ona sarıldım ve gözlerimi kapadım.
"Seni seviyorum, abi."
Söylediğime kıkırdayıp boynuma küçük bir öpücük kondurdu. Ona karşıda çok fazla suçlu hissediyordum.
"Bende seni seviyorum, küçük meleğim."
Geri çekilip yanaklarımın her ikisine öpücük kondurdu. Ardından doğrularak bana göz kırptım. "Sana harika bir kahvaltı hazırladım, çabuk ol."
Kafamı sallayıp ona gülümserken kapıyı yavaşça kapatıp dışarı çıktı. Derin bir nefes alıp saçlarım arasından ellerimi geçirdim.
Artık onun yaptığı bu bokluğu unutmak ve hayatıma devam etmek istiyordum. Sadece ona kanmakla büyük bir hata yaptığıma her defasında kendime hatırlatmalıydım.
Ayağa kalkarak banyoya girip hızlı bir duş aldım. Dokunuşlarından ve kokusundan tamamen kurtulduğumu umuyordum.
Tabağımdaki son omlet parçasını ağzıma atıp gülümseyerek Louis'e baktım. "Bu güzel ve enerji dolu kahvaltı için çok teşekkür ederim."
Kahvesinden bir yudum alıp gülümseyerek konuştu. "Benim için zevkti, küçük bayan."
Tebessüm edip bakışlarımı yeşil bahçeye çevirdim. Belkide biraz temiz hava almak daha iyi gelirdi. Bir haftadır daha çok odamda takılmıştım.
Ayağa kalkarak portakal suyumdan son bir yudum aldım. Bardağı masaya bırakıp yeşil bahçeye çıktım. Ayağımı çimlere bastırıp yürürken havuzun kenarına oturdum ve etrafta bakışlarımı gezdirdim.
Yanda olan boş eve sanırım birileri taşınıyordu çünki evin önünde arabalar vardı. Muhtemelen bundan birkaç gün önce taşınmışlardı ama ben pek dışarı çıkmadığım için görmemiştim.
Bu konuyu boşvermeye çalıştım çünki benim hatrı sayılır sorunlarım vardı. Ve aslında o soranlar hakkında bile düşünmemeliydim.
Artık onun yaptığı bu pislik yüzünden ağlamaya bir son vermeliydim. Her şeyi kendi isteğim ile yapmıştım ve çok fazla güzeldi. Bana gerçekten cennetin kapılarını açmıştı ama ben onun yakışıklı bir şeytan olduğunu unutmuştum.
"Selam." Duyduğum ses ile kafamı kaldırıp güneşten dolayı gözlerimi kısarak karşımdaki sarışın çocuğa baktım.
"Selam." Kaşlarımı yukarı doğru kaldırarak ona bakmaya devam ettim. Nereden çıkmıştı bu şimdi ve bizim bahçemizde ne arıyordu?
Meraklı bakışlarıma sonunda karşılık verip konuştu.
"Ben yeni taşınan yan komşunuzum. Annemler biraz dolaşmamı söyledi ama yalnız pek eğlenceli olmuyor. Arkadaşım yokta burada hiç ve seni görünce tanışmak istedim."
Utangaç bir şekilde kafasının arkasını kaşıyarak konuştuğunda istemsizce ona gülümsedim. Gerçekten şu an tatlı gözüküyordu.
"Otursana." Yan tarfımı işaret ettiğimde hemen gülümseyip yanıma oturdu.
"Ben Tommy." Elini uzattığında elini tuatarak "Lottie." Diye mırıldandım gülümseyip.
"Güzelmiş." Söylediğine karşı daha sevecen bir şekilde gülümsedim.
Gülümsememle birlikte o da bana katılıp gülümsediğinde bakışlarımı havuza doğru çevirdim. Dalgalanan suya bakarken sorusu ile bakışlarımı yeniden yüzüne çıkardım.
"Ben on yedi yaşındayım, sen kaç yaşındasın?"
Dudaklarımı ıslatıp ona cevap verdim. "On altı."
"Desene ikimizde daha reşit olamayan klubündeniz." Gülerek ve sitem ederek söylediği şeye karşı ona katılıp bende gülmeye başladım.
Rüzgardan dolayı uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak gülmeye devam ederken cam duvardan bizi kızgın bakışlarla izleyen kişiyi görmemle gülüşüm yavaşça soldu.
Çatık kaşlarına birkaç saniye bakarken ardından bakışlarımız kesişti. Gözleri sinirle mavi gözlerime bakarken hızlıca bakışlarımı ondan geri çektim.
Derin bir nefes alıp inadına içtenlikle ve büyükçe gülümsedim Tommy'ye.
"Artık yalnız değilsin Tommy, ben varım ve arkadaşınım."
~~~
ŞerefsiZayn olmadan zaten hikaye olmaz ve yeni bir tatliş karakter hikayemize katıldı, Tommy.
Oy vermeyi ve satır arası yorumlar yapmayı unutmayın.
İyi okumalar. Sizleri seviyorum, tavşancıklarım
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro