Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Kırık Ruh 🌑



"Yarın yılbaşı gecesi,bir planın var mı Arzu?"

Yemekleri resmen mideme gömerken bir an duraksayıp kaçamak bakışlarımı Cenk'e yönelttim.
Bana bir saniyeliğine bakıp önündeki yemekle meşgul olurken gülüyordu.
"Şey,aslında var" ağzımdaki lokmayı yutup devam ettim."Arkadaşlarla yapmıştık bir plan"diye cevap verdim babama.

Kaşlarını kaldırıp indirerek "Peki,öyle olsun bakalım"

"Arkadaşlarınla vakit geçirmen,sosyalleşmen,diyalog içerisinde olman senin için daha iyi olacaktır.Ailen dışında senin asla yalnız olmadığını ve gerçek dostlarının olduğunu bilmek hayata daha da sıkı bağlanmanı sağlar"
Sözlerini hayranlıkla dinlerken ağır hareketlerle olumlu anlamda başımı salladım.
Annem,bir anda çatalını tabağına sertçe vurarak ayağa kalktı.
Babam şaşkınca ardından bakarken Cenk boğazını yeniledi.
Masada duran bir bardak suyu kafasına dikerek "Herşey için teşekkürler elinize sağlık." Masadan kalktığında gitmek için hazırlandığını fark ettim. "Biraz daha kalmayacak mıydın?" Diye sordum bir umut.
Fakat o sadece anneme baktıktan sonra bana dönerek hafifçe tebessüm etti."Yeni bir mesaj aldım,acil bir işim çıktı.Görüşürüz mutlaka." Göz kırptı.

"Afiyet olsun,iyi akşamlar."

Babam da karşılık verdiğinde kapının hemen kapanma sesinden sonra yerimden olacağım bir şekilde anneme bağırdı.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun! Yaptığın hareket gerçekten çok ayıptı!"

"ben ne yaptım ki?" Dedi annem dalga geçercesine "Kızımın her söylediğine katılan bir adet doktor vardı yemekte sadece"

"Cenkten daha mı iyi bileceksin sen Allah aşkına yapma! Demekki Arzu doğru bir şey yapıyor ki söylüyor.Kendisi de açıkladı zaten."

Dayanamayıp ayağa kalktım.Babam kolumdan tutmuştu "Arzu yemeğin daha bitmedi kızım,otur lütfen." Sıkıntılı bir nefesi ciğerlerime doldurduğumda annemin hiç bir şey olmamış gibi yine hiçbir şey söylemeden işine devam etmesi yemek boyunca benim sinirimi bozacaktı.Bu yüzden "Yok baba doydum ben zaten,yapmam gereken ödevler var."Ağzımdan çıkan kelimeyle bir anda bana dönerken
Daha fazla durmaya katlanamadan kapımı çarparak odama geçmiştim.
Kendimi yüz üstü yatağıma attığımda sıkıntıyla ofladım.
Annemin Cenk'e karşı ne gibi bir derdi vardı bilmiyorum.
Sadece...İlk baş böyle değildi.
Telefonum komidinin üzerinde titremeye başladığında Cenk'in aradığını görmemle hemen toparlandım.
Telefonumu elime alıp çok geçmeden açtım ve kulağıma götürdüm.

"Daha fazla bir tatsızlık çıkmaması için gitmek zorunda kaldım.Çok ani oldu"

"Önemli değil.Sadece...Neyse en doğru olanı yaptın."

"Yutmasana sen söyleyeceklerini"

Derin bir nefes alıp gözlerimi tavana sabitledim."Gitmeseydin diyorum,keşke"

Bir kaç dakika sessizliğimizi koruduk fakat dudaklarımda bir tebessüm oluşmuştu,garip bir tebessüm.
Hala sessizdik.
Kafamı yavaşça yastığa koydum.Telefon ise hala kulağımdaydı.
"Yılbaşını seninle geçireceğim için,kendimi kötü hissediyorum."

Nefes alışverişlerini duyabiliyordum sanki.Fakat,bir süre yine cevap vermemişti.
"Ah şu yalanlar..." diyerek iç geçirdi.Ardından devam etti;

"Eğer,yarın benimle geçireceğin ana değecek bir şeyler olursa,belki kötü hissetmezsin.."

"Alo?" Bilerek sesini alamıyormuş gibi yaparak "Alo Cenk? Ses-,gid- yo-Ses-al-mıyorum"
Ve kapanış.
gülerek ayaklarımı yatağa vurduğumda bu adamın aslında hayatımı çokta kötü ilerletmediğini fark ettim.
Güzel..
Aklıma bir anda Funda geldi.
Çoğu kez birbirimizi bir hafta unutmuşluğumuz bile vardı ki yine Şu an nasıl arkadaş olduğumuzu sorgulamaya başlamıştım.
Doğrularak onun parmağımı ekrandaki ismine götürüp tıkladım ve kulağıma götürdüm.
Dördüncü çalışta açmıştı."Alo Funda,okulda yoktun? Aramaya fırsat bulamadım herşey üst üste gelmeye başlıyor,o dövmeli çocuk yine bir şeyler anlatmaya çalıştı ama ben izin vermedim.Sen iyi misin kuzum?"

"bir kaza geçirdim.Bu gün taburcu oldum evdeyim."

"Ne!! Niye neden? Allah belamı versin ki bir sikten haberim yok! Evde misin sen? Geliyorum ben!"

"Evdeyim evdeyim gel.Burada herşeyi çok daha net konuşuruz."

"Tamam görüşürüz"

Konuşmamız burada sona ermişti.
Bir kaç dakika bekledim.Funda bu zamana kadar beni bütün kusurlarımla yalnız bırakmayan tek kişiydi.
Ben yanımda hiçkimseyi istemezken o her zaman farklı olduğumu düşünür peşimden koşardı.
En sonunda pes ettim.Ona herşeyi anlatmaya başladım.
Ailemin benden tam umudunu kestiği an,o küçük yaşımda sevginin dahi yarımyamalak bilmediğim zamanlarda bir adamın peşinden gidip,daha sonra onu sonsuzluğa uğurlamak..
Hissettiğim yeni bir acı daha damarlarıma depolandı.
Kanım damarlarımda eskileri hatırladıkça çekildi.

Üstüme bir kaç bir şey giyip hırkamı üzerime aldım.
Odamdan çıktığımda annem ve babamın konuşmaları kulaklarımı rahatsız bir şekilde boğdu.
Eleştirilerinden bıkmıştım.Sürekli laf yetiştirmelerine de.
Salona bile uğramadan "Ben çıkıyorum Funda'nın yanına gideceğim!"diye bağırarak haber verdim.
Çok geçmeden babamın "Geç kalma,telefonunu açık tut!" Diye geri bildirim yapmasıyla evden ayrılmıştım.
Yolda giderken yanından geçmiş olduğum marketin önünde durdum.
Belki bir atıştırmalık alıp hasta ziyaretimi kesin olarak belli edebilirdim.
Markete girdiğimde cips reyonlarına doğrudan ilerleyerek Fundanın o çok sevdiği yoğurtlu  patates cipsinden iki paket aldım.
Aynı şekilde yeniden sevdiği bir kaç çikolatayla tamamlarken kesinlikle keyfinin yerine geleceğinden adım kadar emindim.
Elimdeki ürünlere bakarak kasaya doğru ilerlerken bir şeyi daha unuttuğumu fark ettim,
Kesinlikle şu bergamotlu soğuk çaylardan da almalıydım.Böylelikle aramızdaki bütün mesafe ilişkisini yok edecektim.
Bunları anlatmamın sebebi Fundanın bitmek bilmeyen boğazından kaynaklanıyordu.
Dudaklarımda alaycı bir tebessüm oluşurken kulağımın tam dibinde bir nefes kadar yakın sözcükleri duydum.
"Kendi kendine gülene deli derler diyorlardı da inanmazdım."

"Sen heryerde benim karşıma çıkmak zorunda mısın?"

Şaşkınlık falan yoktu bu sefer üzerimde.
Karşımdaki kişi Çınardı.
Dövmeli uşak.
Söylediklerimi es geçerek gözlerini açtı ve ellerimdeki ürünlere baktı."Hey,sonunda kilo almanın yollarını bulmuşsun anlaşılan.Güzel taktik"

Dişlerimi sıkarak onu inceledim.
Elindeki sepette kocaman bir şarap şişesi bir kaç cips ve...
İki kutu prezervatif??
"Pis sapık!!" Kelimeleri döküldü birden ağzımdan.
Gördüklerime inanamıyordum! Bu çocuk fazla...
Diyemiyorum,söyleyeceklerim bu sefer boğazımda takılı kalmış gibiydi.
Bana inatla gülümsedi." bu akşam evimde mükemmel bir misafir varda...Sabaha kadar ağırlayacağım o yüzden."

"Aman ne yaparsan yap be banane!" Yanından tam hızla geçecektim ki eliyle kolumu kavradı.
"O ilk söylediğini de unutmadım.Hesaplaşırız bir gün"
Birbirimizin gözlerine nefretle bakıyorduk.
En son beni aradığında onu konuşturmamıştım.
Fundanın durumundan haber verecekti diye aklımdan bir an geçmedi değildi.
Acaba çok mu haksızlık ediyordum bağzı konularda?
Eli kolumdan gevşediğinde bakışlarımın yumuşamasından olacak ki bana garip bir bakış atarak benden uzaklaşmaya başladı.

Bir an önce marketten çıktım.Acelem,Fundayı görmek ve ona sıkıca sarılmaktı.

__

"İçeri gel Arzucum"

Annesi son derece de üzgün görünüyordu.
Dudaklarımdaki buruk gülümseme ile içeriye geçtim ve elimdeki eşyaları mutfağa bıraktım.
"Çok geçmiş olsun Aslı teyze.Ben gerçekten üzüldüm.Görüşemedik de.."

Kollarını açtığında sıkıca sarıldık.Daha sonra Fundanın odasına girdim.
Elinde dergisini karıştırırken kafasını kaldırdı ve gözlerimiz buluştu.
Yüzlerimizde içten bir gülümseme meydana geldi ve boynuna atladım.
Dudaklarından bir inleme kaçsa da aldırmadım.
"İnanmıyorum,ne ara oldu bu?"

Ayağı alçıdaydı.
"Kötü şeyler oldu" dedi duraklayarak.
Gülen yüzü soldu.
Yatağının diğer tarafında duran tekerlekli sandalyeye baktı.
"Sol ayağım alçıda evet ama diğeri.." yutkunarak devam etmesini söyledim."Diğeri tutmuyor,hissetmiyorum Arzu.Felç."
Duyduklarımla derinden sarsılmıştım.
"Funda neler söylüyorsun sen? Yani...Yok mu bunun bir tedavisi?,mutlaka olmalı!"

"Var ama zor dedi doktor.Ben yürümek istiyorum Arzu.Koşmak istiyordum daha.Ne olacak şimdi?"

"İyileşeceksin Funda.Lütfen ümidini yitirme.Yürüyeceksin.Zor olan hiçbir şey yok.Aklına kötü düşünceler getirme lütfen"

Elini sıkıca tuttum.Donmuştum.Tenim buz gibiydi,bir ayağı iyileşse bile diğeri felçten kurtulamazsa..
Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.Onun için herşey zorlaşırdı.
Yani en azından bir süre..
Kafamdaki düşünceleri hemen attım.
"Kim bu sana çarpan adam nerede?"

"O işle babam ilgileniyor.Çok sinirli.İçindeki o öfke o adamı bulana kadar hiç dinmeyecek biliyorum.Annem de öyle."

"Funda.." söyleyecek hiç bir şeyim yoktu.Elini tutmaya devam ediyor ve gözlerine ister istemez çaresizce bakıyordum.
"Herneyse.Dediğin gibi kendimi çok bu konularda doldurmak istemiyorum.Yoksa psikolojim gerçekten bitik bir halde olurdu.Henüz daha yeni.Kontrollerim  hala devam ediyor ama kendimi ister istemez tamamen tekerlekli sandalyede hayatımı sürdürürsem ne olur diye düşünmeden edemiyorum"

"Ne olurdu birlikte düşünelim." Düşünerek tavana sabitledim gözlerimi."Bence yine değişen bir şey olmazdı.Evet bu sefer bir takım faaliyetlerin kısıtlanmış olacak ama bence,arkandan sana eşlik edip mükemmel zaman geçirebilirdik.Bu bahaneyle sürekli yanında kalırdım.Seni gezdirirdim.Ve daha bir çok istediğin şey."

"Daha şimdiden kulağa hoş geliyor desene" bu söylediğine karşı gülerek koluna vurdum.
Bu duruma üzülsem mi sevinsem mi bilememiştim.
"Ee sen neler yaptın anlatsana,ne oldu bu doktor işi? Ve gördüğüme göre...Fazlasıyla değişmişsin Arzu.Çok farklı geldin."

"İşe yarıyor" diyerek derin bir nefes verdim dudaklarımdan.İçimden geçenleri ona teker teker anlattım.
"Yarın yılbaşı.Bir şeyler yapacağız.Hayatıma girdi ve değiştirdi,yani herşeyimi.Ona bazen baktığımda Cengizi görüyorum.Sanki hiç ölmemiş gibi.Aynı sıcaklık aynı şefkat aynı sertlik..Ama hiç bir zaman o olmayacak biliyorum.Gözlerime baktığında,bana temas etmesi bile ayaklarım yerin altından kayıyor gibi hissediyorum.O çok,başka biri"

Hayranlıkla gözlerini kırpıştırdı."Birileri yavaş yavaş-"

"Sakın o kelimeyi kullanma" dedim lafını bölerek.Bir yandan gülüyordum."Henüz daha bir şey söylemek erken."

''Aman iyi anladık,neyse yılbaşında birlikte bir şeyler yaparız diye düşünüyordum ama kızımızın randevusu varmış.''

Fikirlerini bir anda söylediğinde aklımda birlikte bir şeyler yapmak konusu neredeyse hiç gelmemişti.Bu konuda bana alınabileceğini bile düşündüm.Ama sesi alaycı ve şakayla karışık bir ses tonuyla yükseldiğinde rahatlamıştım.Bu güne kadar Funda ile yılbaşı gecesine özel hiç bir plan yapmamış,dışarıya çıkıp eğlenceli vakit bile geçirmemiştik.Normal günlerde ise her zamanki gibi dalgamıza bakar,beni istediği yere götürürdü.Bende sırf okul dışında bir yer diye peşinden giderdim.İyi veya kötü,bana fark etmezdi.

''Hala dalga geçtiğinin farkında mısın? eğer daha önceden bir şekilde anlaşıp planlasaydık yılbaşı gecesi senin olabilirdim  sarışın bombam''

Umursamaz bir eda ile omuzlarını kaldırıp indirdi ve ''Zaten bu bacaklarla hiçbir yere gidemezdik.Mecbur evde oturup anne ve babamla olmadı dedemlerle tombala oynarız.Çerez mandalina portakal falan.Güzel olur yani C vitamini sonuçta''

Bu söylediğine bir kahkaha attım.Büyük bir kazadan kıl payı kurtularak kötü bir dönem geçirse de hala daha enerjik kalmayı başarabiliyordu.Funda'nın yanında gerçekten  sönük kalıyordum. Gecenin geri kalan kısmında aldığım yiyeceklerle mutluluktan deliye dönen bir adet Funda bırakıyordum sizlere.Aldığım her şeyi sömürüp bol bol sohbet edip sevdiğimiz müzikleri dinledikten sonra bu gece yanında kalmam için ısrar etti.Onu bu gününde yalnız bırakmak asla istemedim  ve yanımda hiç
Bir kıyafet olmamasına rağmen onun pijamalarını sömürerek annesinin açtığı her zamanki o yumuşak yer yatağına kuruldum.
Kolumu kaldırarak elimi onun eline uzatıp tuttum.Yarın beni nelerin beklediğini merak etmiyor değildim.
Cenk gerçekten aklımdan hiç çıkmaz olmuştu ki,dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme meydana geldi.
Sanırım yarın çabuk olmalıydı...

______

Yorum ve görüşlerinizi beklemekteyim canlar 😊

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro