Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Geçmişin Tozları🌑


Boğuluyormuş gibi hissetsende yüzünde mutlaka bir gülümseme olmalı.

Issız sokakların çocuğuyum ben.
Yaşım 14.
Beynimin içinde bitmek bilmeyen bir savaş var.
Ruhum kalbim sıkışır,patlayana kadar derin bir bedel ödemek zorunda kalıyor gibi olurum.

Yağmurlu bir gecenin,gök gürültüsüne karışan sesleri duyulur anne ve babamın.
Bir eşyanın kırılma sesleri,bağırışmaları,sanki yan odadan birbirilerini iterken sesleri duyuluyor odama.
Bağırışmalar bana oldukça korkunç geliyor gök gürültüsünün yanında.
Yatağımda oturur pozisyon halinde kulaklarımı sıkıca kapatıyorum fakat bağırışları duymama engel olmuyor.

Deliriyorum şu yaşımda.
Minik bir kalbin atış seslerini hissediyorum ve diyorum ki "Bitsin artık şu gürültüleri!"

Küçük ayıcıklı bir sırt çantasıyla pijamalarım ve yanımda peluş oyuncağımla öylece yağmurlu havayı temas ederek evden görünmeden çıkıyorum.
Gece karanlığı bir pusu kurmuş üzerimde,korkmuyorum.
Annem ve babam kendi kavgalarından dolayı beni bile görmüyorlardı.
Ne hoş.

Diğer çocuklar gibi dolabıma saklanmasını da bilirdim üstelik.
Hiç bir tık yok şu eski evimizin sokağında.

Bir park vardı arkadaşlarımla sıkça geldiğim.Salıncakların ve kaykayların ardında kalan bir ıhlamur ağacının altındaki banka doğru ilerledim.
Hava soğuktu.
Şu çizgi film figürlü pijamalarımın üzerine herhangi bir montta almamıştım.
Tek istediğim kaçmaktı.
Ailemden.
Bir evlat nasıl anne ve babasını terk etmek isterdi?
Kavga ettikleri için mi?
Hayır.
Çocuklarını görmezden geldikleri için.

Bank sırılsıklamdı,aldırış etmeden oturdum.
Acaba hala daha devam ediyorlar mıydı?
Yoksa şimdi çoktan beni aramaya çıkmışlar mıydı?
Ne garip.

Kollarımın arasındaki kedi peluş oyuncağımı iyice göğsüme bastırdım.
Son günlerde yanımda olan tek kişiydi Luna.
Yalnız  olmadığımı hissettiğimde garipsedim,yanıma takım elbiseli bir adam oturdu.

Keskin yüz hatları,Uzun sürmeli kaşları,üst dudağından dudak kenarlarına doğru inen ince bir bıyığa sahipti.
Saçları özenle taranıp arkaya atılmış gibi.

Bacak bacak üstüne atıp bana bakmadan "Bu saatte bir kızın burada bu halde ne işi olmalı diye sormalıyım." Dedi."Etrafta avlanmak için çok fazla kurt var"

Cevap vermedim,kulağa hoş gelen bir tınısı beni rahatsız etti ondan bir adım öteye oturdum.O ise yerinden kımıldamadı.

"Ben yabancılarla konuşmam" şimdi ise kedimin yalancı bıyıklarıyla oynuyordum.

Güldüğünü duydum.Şu yaşımda bu kadar harika gülme sesi duymadım.

"Bunu sürekli ailesinden duyan çocuk mu söylüyor bunu?"

Evet,annem babam ne derse onu yapardım ben.
Çünkü bana sözlerinden çıkmamayı öğretmişlerdi.
Ama bu günlük hariç.Çünkü bu sefer zarar gören ben değil onlardı.

"Kaç yaşındasın?"

Biraz duraksadıktan sonra "on dört" dedim.
Yüzüne kirpiklerimin altından baktığımda oldukça şaşkın bir ifadeyle beni süzüyordu.
"Yaşından,oldukça büyük gösteriyorsun" dedi,sesinden de anlaşılırdı ne kadar da hayrete düştüğü.

Kendimle ilgili Tek sorunum buydu.
Yaşımdan her zaman büyük göstermem.

"Öyle derler" dedim.

Ayağa kalktı.
Sonunda gidiyor diye rahatlayacakken "Saat gecenin kaçı."dedi.Banka dayamış olduğu şemsiyeyi açıp başıma tuttu."Bu şekilde böyle oturamazsın.Hangi akla sığar?" dedi.Bir üstemdeki büyük geniş şemsiyeye birde ona bakıyordum.

Sırılsıklam olmuş saçlarıma yağmurla arada bir perde oluşmuşken sonunda şemsiyenin sapından tuttum.
Bu genç adam nereden çıkmıştı karşıma.
Neden gözlerine baktığımda içim değişik bir hisle kaplanıyor.
Gökyüzü ağlar biz vaziyetteyken ben neden gülüyorum onun yüzüne?

Onunla gelmem için elini uzattı.
Ve hayatım değişti.

_•_•_•_•

20 Nisan 2014

"Cengiz,Sana inanmıyorum!"

"Doğum günün kutlu olsun meleğim,iyi ki hayatımdasın"

Üzerimdeki gömleğiyle kucağına koşturduğumda,iri vücuduna saniyeler içinde kene gibi yapışmıştım.
Saçlarımın arasına defalarca öpücüklerini bırakıp sarıldı.
Öylece kucağında koltuğa oturdumuzda önümdeki çilekli pastaya bakıp ellerimi sevinçle  çırptım.

"Hemde en sevdiğimden!"

Dizine yeniden oturup boynuna sarıldığımda neredeyse birinci yılımız tamamlanmak üzereydi.
Artık on beş yaşındaydım.
Herşeyin o gece ailemden kaçıp yağmurun ve çamurun altında üzerime şemsiye tutan adamla değişti.

Elini bacağımın üzerine koyup alnını alnımla buluşturdu.
"Büyüyorsun bebeğim,gözlerimin önünde."

Mutluluk sebebimdi.
Babamdı,ailemdi,ona güvendiğim tek kişiydi.

Dudaklarıma neredeyse hissetmediğim nazik,yumuşak bir öpücük bıraktı."İyi ki doğdun"

Dudaklarının büyüsünü hiç unutamam.
Gözlerim kapalı onu dinlerim.
Saçlarını okşamamdan çok hoşlanırdı.
Yanağını öpüp "Teşekkür ederim" diye fısıldadım.

"Ama ben bunu yemek istiyorum!" Kucağından çocuksu bir edayla kalkarak büyük sehpanın başına oturdum.
"Hiç tabak falan uğraşmayalım" masada iki tabağın üzerindeki çatallardan birini alıp pastayı bölmeden bir dilim alıp ağzıma attım.

Unutmuyorum,o da geldi yanıma.Oturdu ve o da benim gibi yemeye başladı.
Çikolatalı dudaklarımı öptü.
"Hayatımda böyle tatlı dudaklar tatmamıştım,pastadan da güzelmiş"dedi.

Onunla hergün vakit geçirdiğim en eğlenceli günlerden bir tanesiydi.
Artık yavaş yavaş büyüyor günler geçtikçe kendimi daha olgun ve akıllı düşünceler içindeydim.

Doğum günümde ikimizin ortak uyuduğu bir yatakta o oturmuş,ben önünde ellerini tutuyordum.
Üzerimdeki bana elbise gibi gelen ince ve cılız vücuduma oturan gömleğinin düğmeleri açıktı.
Burnunu kilotumun üzerinden özel bölgeme dayadı ve kokladı.
Öptü,daha sonra nefesimin hızlanacağı şekilde karnıma diliyle ince yollar çizip ıslattı.

"Sana dokunmayı,tamamen sahip olmayı o kadar çok istiyorum ki,kahretsin çok seviyorum,sana dokunmaya kıyamıyorum.yapamam" dedi nefes nefese.

Başını kavradım,bir erkek beni hiç bu kadar heyecanlandırmamıştı şu yaşımda.Kalbim acıyordu,istekli bir Arzuyla dolup taşıyordum.Ben onu her zaman istemiştim.Şu çocuk yaşımda.

"Büyüdükçe güzelleşiyorsun,seni kaybetmekten çok korkuyorum"

Başını yüzüme doğru kaldırdım,Üzerine doğru eğildim.

"Bana dokunmanı istiyorum,"

"Pişman olmanı istemiyorum."

"Seni seviyorum!"

Dayanamadı.Ben o gece defalarca onunla birlikte oldum.Kırmadı,incitmedi,Gecenin sonunda,çıplak ve cılız vücuduma geniş vücudunu yatırıp ağladı.

Benden çok kırılgandı,ben onu canımdan çok sevdim,pişman olmadım yaptığımız şeyden.
Olmadım.

Onu sıkıca sardım küçük kollarımla.Terini sildim alnından.
Hayatımda tattığım en iyi duyguydu onunla.
İlkim,herşeyim onundu.

Bana evine girebilmem için anahtar yaptırdığı günlerden bir tanesiydi.Söz vermiştik bu gün en sevdiğimiz ortak lezzetlerimizden bir tanesi olan ev pizzası yapacaktık.
Okuldan sonra markete uğrayıp gereken malzemeleri sepete hevesli bir şekilde doldurmuştum,öyle mutluydum ki,onunla geçireceğim her anı iple çekiyordum.

Elimde poşetlerle eve girdiğimde "Ben geldiim!" Diye bağırdım.
Ses gelmeyince güldüm.
Yine her zamanki gibi bir yerlerden çıkıp beni kucağına alarak çocuk gibi döndürecekti etrafında.
Ama yemezler.

"Bak ama çok güzel şeyler aldım! Bu seferlik çık ortaya Cengiz! Korkmuyorum!" diye bağırdım bir kez daha.

Bir süre yine ses gelmedi,bir yerlerden çıkmasını bekledim,çıkmadı.

"Cengiz!" Bu sefer ciddileştim.
Ellerimdeki poşetleri mutfağa,sırt çantamı da yere bırakıp odaları gezmeye başladım."Bak şu an ciddiyim,çık,hiç hoş değil"

Yine ses yok.



Bu sefer ismi dudaklarımdan fısıldarcasına çıktı "Cengiz.."

Yatak odasının kapısını yavaşça açtığımda,gördüğüm manzara bir rüya olmalıydı.

Evet evet bir rüya,Korkunç ve hemen uyanmak isteyeceğim bir rüya.

Çünkü avizeden asılan Cengiz değildi.Yerde yıkılmış bir tabure yoktu,ayakları serbest değildi! Gözleri kapalı öylece sallanmıyordu basit bir iple!

Hayır!

Uyanmalıyım,Allahım Yardım et!

Bir acı en fazla bu kadar yayılabilirdi bir kanser gibi hücrelerime.
Dehşetin etkisine kapılmış beynim,vücudum felçti.
Doldu gözlerim,kılımı kıpırdatamadım.


"Bir hastalıktır gidiyormuş benim durumum be meleğim.Ben seni hayatıma aldığımdan beri sevgiden çok öte şeylerden ibarettin.Sen benim kızımdın,yoldaşımdın,ben yalnızım Melek..Biliyorum kızdın,bu manzara şu yaştaki birine hiç uygun değil,ama gerçekleri er yada geç öğrenecektin meleğim.Gerçekler acıtır.Saftın,duru bir temiz ve saflık.Senin istediğin herşeyi aralıksız yaptım, doğum gününde sana pişman olmanı istemiyorum demiştim,ama sen istedin,ben istedim,çünkü çok sevdik... Seni bırakmadım ki ben,sen bendensin,ruhumdan üflediğim bir parçam oldun şu kısa zaman diliminde.
Bir tümör varmış beynimde.İş için geç kaldığım günler tedaviye gidiyordum,geç kalışlarımın sebepleri bunlardı meleğim,ama seni bir dakika olsa dahi yalnız bırakmadım,sana sahip çıkmak benim için harika bi duyguydu meleğim.Bana çocukluğumu getirdin,ben seninle yeniden çocuk oldum.Bazen beni şu ufacık ama güzel vücudunla aklımı başımdan almaya yetmiştin bile her seferinde.Sen isteyene kadar,rızan olana kadar hiç dokunmadım.Çünkü her gece sana sarılıp uyumak,benim olduğunu bilmek,kokunu içime çekerek uyumak baştan başa bir dokunuştan farksızdı.
Sen benim duygularımdın,arkaşımdın,evimdeki sesindin,ailenden nefret eden fakat yine de güçlü kalabilen bir kızdın.Ailene geri dön Melek.Git ve onları sen düzelt,güçlüsün yapabilirsin..
Sen baştan başa bir lütuftun.
Hayatıma girdiğin için sana sonsuz teşekkürlerimi sunarım Melek.Hayatında ben kadar en güzel bir yoldaşın ve hayat arkadaşın çıkacak karşına,onu beni sevdiğin gibi sev..Birbirinizi asla bırakmayın.
Seni sevecektim,seni sevmeye devam edecektim ama bu kadarmış,dayanamadım...Ölsem daha iyidir dedim,kızma bana nolur,ama bu acıyla yaşamaktansa ölmek,tercihimdir..
Hoşçakal..başkalarının meleği değil,sadece benim meleğim olarak kal..Kaç git şimdi...görmesinler.."

Acı bir sela.
Bir genç kızın haykırışı.
Hissetme,görme,duyma,dokunma bütün duygular yok.
Acı mesken tutmuş çevresinde.
Artık iyi değildi.
Artık mutlu falan değildi.

Arzu Çağan,Bir adam tarafından İsmi Melek olan kız,artık sağlık durumu,psikolojisi bozgun bir durumda.
Okuduğu not,asılan bir beden,morarmş dudaklar,henüz başlayacak olan bir kriz.

Küstü kız.Konuşmadı hiç bir erkekle.Hayatına almadı hiç birini.
Nasıl unuturdu herşeyi?
Gözlerinin önüne gelir irkilirdi.

Sahiden;
Hala daha rüya mıydı?
Birisi uyandırabilir mi lütfen? Çünkü hiç hoş değil.

Canım gitmiş burda,ölüyorum bende onunla birlikte.

Kalp ritimlerim artık soğuk,içim dışım herkese kapanık.

Eve geri döndüm.
Sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi,başladığım yere geri döndüm.
Neredeyse tam bir yıl nerede olduğumu söylemedim.
Beni çok aramışlar,her yere polisler salmışlar fakat,ben yine de onlara bir adım kadar uzağındaydım.
Onlar aradıda bulamadılar.
Çünkü kördüler,şiddet kavga..Onların gözü bunları görür sadece.

Ben ise sadece kaybettiğim adamı.
Ben onlara hiç bi zaman anlatmadım.
Anlatamazdım.
Ne garip artık Liseye geçmiştim

Ve sade,sakin, ev pizzası olmayan,çilekli pastayı ağzıma sürmeyen bir kız olarak devam ettim herşeye.Erkeklerden tiksinerek yaşamaya..

Ben keşke dolabıma saklansaydım.
Ben keşke onla hiç konuşmasaydım.
Ben hiç...doğmasaydım.

Ben hiç,ailemi affetmeyeceğim.
Ben hiç,kendimi affetmeyeceğim..


Ben denize aşıktım,o da aya.
Bana kendini yansıttı bir gece ansızın,dalgalarımın arasından cevap verdim.
"Beni alıp götür buralardan" dedi,"Seni alamayacağım kadar uzaktasın,seni götüremeyeceğim kadar ise yakınımda.Biz zaten karışmışız birbirimize.Seni alıp götürsem ne olur?"

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro