Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2. Perde | 1. Sahne

(Polonius'un evinde bir oda.)

(Polonius ve Reynaldo girer.)

POLONIUS

Bu parayla yazıları ver ona, Reynaldo.

REYNALDO

Baş üstüne.

POLONIUS

Bana kalırsa dostum, evine gitmeden

Ne yapıyor ne ediyor bir öğrensen iyi olur.

REYNALDO

Ben de öyle düşünmüştüm, efendimiz.

POLONIUS

Aman ne iyi, aferin sana! Bak öyleyse,

Önce Paris'te Danimarkalı kim varsa ara.

Bak bakalım kimmiş bunlar, nerede, nasıl yaşıyorlar;

Kimlerle düşüp kalkıyor, neyle geçiniyorlar.

Bunları kolaçan ederken, laf arasında,

Oğlumu tanıyıp tanımadıklarını öğrenirsin;

Düpedüz sormaktansa onları söyletmek

Daha iyi anlatır sana durumu.

Onu şöyle uzaktan tanırmış gibi konuş:

Babasını, dostlarını tanırım, de mesela;

Kendisini pek tanımam, de... Anlıyor musun?

REYNALDO

Evet, tabii! Öyle söylerim.

POLONIUS

Tanırım, ama şöyle böyle, dersin.

Eğer benim tanıdığım bu ise, dersin.

Savruğun biridir, şuna buna düşkündür, falan.

Veriştir, ne istersen uydur o zaman.

Pek ağıra kaçmadan tabii, şerefini koruyarak.

Haylazlık, taşkınlık gibi şeyler olsun;

Başıboş kalan gençlerin kapıldığı

Olağan serserilikler.

REYNALDO

Kumar falan gibi.

POLONIUS

Evet, içki, düello, küfür, kavga, zamparalık...

O kadarına gidebilirsin.

REYNALDO

Aman, efendimiz, bunlar dokunur şerefine.

POLONIUS

Hayır, ölçüyle veriştirirsen dokunmaz.

Azgın bir kopuğa çıkarıp adını

Rezil edecek değilsin elbet; ister miyim bunu?'

Hayır, öyle ustalıkla söyle ki bunları

Başıboşluktan gelme kusurlar gibi görünsün.

Ateşli bir ruhun parlayıp çileden çıkması,

Kabına sığmaz bir delikanlı coşkunluğu,

Her gençlikte olabilir cinsten.

REYNALDO

Anladım, ama efendimiz...

POLONIUS

Ne diye yapacaksın bunları, değil mi?

REYNALDO

Evet, onu bilmek isterim.

POLONIUS

Tamam, dinle bak, maksadım şu;

İşe yarayacak sanırım bu oyun:

Oğluma böyle yüklendin mi hafiften,

Tezgâhta kumaşı, birazcık lekeler gibi

Sen gör o zaman, Reynaldo, karşındaki,

Ağzını aramak istediğin adamı:

Saydığın kusurları biraz olsun görmüşse

Sözü edilen delikanlıda,

Hemen katılacak söylediklerine:

Kendinin, memleketinin ağzı, deyimleriyle,

"Ah efendiciğim", "Ya canım efendim",

"Öyle, öyle, sayın bayım" diye girişecek söze.

REYNALDO

Çok iyi, efendimiz.

POLONIUS

O zaman, ne yapar o zaman... Kim? Ne diyordum?

Allah, Allah! Bir şey diyecektim.

Neresinde kaldım?

REYNALDO

"Ah efendiciğim, ya sayın bayım" diye girişecek...

POLONIUS

Diye girişecek... Ha, tamam! Ve şöyle diyecek:

"Tanırım o beyzadeyi... Dün mü gördüm kendisini...

Hayır dün değil evvelki gün,

Şurada gördüm, burada gördüm, şöyle gördüm,

Evet, dediğiniz gibi, kumar oynuyordu;

Bir hayli sarhoştu; tenis oynarken kavga çıkardı."

Ya da der ki: "Geneleve giderken gördüm."

Genelev dediği kerhane, daha bilmem ne.

Anladın mı şimdi?

Attığın yalan oltasıyla gerçek balığını tuttun.

Akıllı, becerikli kişi böyle yapar işte:

Yandan yandan, dolambaçlı yollardan

Gitmeyecek gibi göründüğü yere gidiverir.

Haydi oğlumda uygula bu dersi, bu bilgileri.

Anladın dediklerimi, değil mi Reynaldo?

REYNALDO

Anladım efendimiz.

POLONIUS

Tanrıya emanet ol, güle güle git.

REYNALDO

Sağ olun efendimiz.

POLONIUS

Göreceğin kusurlar sende kalsın.

REYNALDO

Baş üstüne efendimiz.

POLONIUS

Bırak çalsın, hangi telden çalıyorsa.

REYNALDO

Peki efendimiz.

POLONIUS

Uğurlar olsun.

(Reynaldo çıkar. Ophelia girer.)

Ne var, Ophelia? Ne haber?

OPHELIA

Ah bilseniz, bir bilseniz nasıl korktum!

POLONIUS

Neden, hayırdır inşallah?

OPHELIA

Odamda oturmuş dikiş dikiyordum.

Prens Hamlet çıkageldi birden;

Gömleği çözük, başı bağrı açık;

Bağsız, düşük çorapları çamur içinde;

Benzi uçmuş, dizleri birbirine vurasıya titrek.

Ve öyle yürekler acısı bir bakış ki,

Cehennemden kaçıp gelmiş sanki

Gördüklerini anlatmaya...

Bu haliyle yürümez mi üstüme!

POLONIUS

Senin aşkından çıldırdı mı dersin?

OPHELIA

Bilmem, efendimiz; ama korkarım öyle.

POLONIUS

Neler söyledi?

OPHELIA

Bileğimi yakaladı, sımsıkı tuttu;

Sonra kolu yetesiye uzaklaştı geri geri,

Öteki eli gözleri üstünde, şöyle,

Resmimi yapmak ister gibi,

Öyle acı, öyle derin bir ah çekti ki

Kendini paralamak, yok etmek istiyordu sanki.

Sonra bıraktı beni ve başı bana dönük,

Yürüdü hiç önüne bakmadan. Çıkıncaya kadar

Hep üstümde kaldı gözleri ışıl ışıl.

POLONIUS

Gel, gel benimle; gidip kralı bulmalıyım hemen.

Aşk çılgınlığının ta kendisi bu,

Kendi yaman gücü yıkar kendini;

Aklını öyle başından alır ki insanın

Dünyada hiçbir tutku getiremez

Onun başımıza getireceği belaları.

Üzüldüm bu işe. Yoksa bugünlerde,

Çok acı sözler mi söyledin kendisine?

OPHELIA

Hayır, efendimiz; yalnız, dediğiniz gibi,

Mektuplarını çevirip görüşmeye de yanaşmadım.

POLONIUS

Demek bu deli etti onu. Yazık,

Keşke daha temkinli davranıp

Daha anlayışla bakaydım kendisine.

Sadece gönül eğlendirmek ister de

Başını derde sokar diye korkmuştum.

Hay bu kuşkularım batsın benim!

Tanrının işine bak;

Gençler ne kadar kaygısız, dizginsizse

Biz yaşlılar da o kadar vehimli oluyoruz.

Gel, gidelim krala; bilinmeli bu iş.

Saklanması daha büyük dert getirebilir

Duyulmasının uyandıracağı öfkeden.

Yürü gidelim.

(Çıkarlar.)

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro