🗣True alfa olarak doğamazsın dedi kızıl prenses. True alfa olmaya layık olursun.🗣

Herkesin gözü kızıl saçlı kızdaydı. Uzun kızıl saçlarını at kuyruğu yapmıştı ve bu onu çok farklı gösteriyordu. Masaya ilerledi ve öylesine bir sandalye çekip oturdu.

"Selam geciktim galiba."

Mina:
"Aslında tam vaktinde geldin bizde tam seni bekliyorduk."

Martha sahte bir gülümsemeyle konuştu.

"Ne hoş?"

Jihye:
"Şimdi de Mina'nın tarzını mı çaldın Martha? Onun küpelerinin aynısından takmışsın eminim sahtedir."

Mina saçlarını kulağını arasına sıkıştırdı  küpeleriniKızıl saçlı kız gülerek cevap verdi.

"Ne sahtesi ordan bakınca sahteye mi benziyor. Ayrıca Mina'yı taklit etsem pembe panter gibi gelirdim. Hiç tarzım değil."

Balık etli çocuk kızıl saçlı kızın küpelerine baktı ve konuştu.

Andreas:
"Evet doğru. Martha'nın küpeleri sahteye benzemiyor. Işıl ışıl ve çok güzel. Mina'nın küpeleri ise teneke gibi."

Martha:
"Garson bakar mısınız ben bir tabak gimbap alabir miyim? İçecek bir şey istemiyorum."

Garson kızın önüne yemeği koyunca kız aşkla yemeğe baktı ve iştahla yemeye başladı. O sırada balık etli çocuk konuştu.

"Biliyor musun Martha ortaokulda siyah beyaz görünüyordum. Ama şuan rengarenk olmuşsun."

"Bu çok garip Andreas ben senin renkleri görebildiğini bilmiyordum. Malum ortaokulda Dünya'n gri renkten ibaretti (renk körlüğüne atfediyor. Ayrıca Mina bana yolladığın küpeleri takamadım malum sahte şeylere alarjim var kaşındıryor bende onun gerçeğini aldım. Aaa ama senin aldığin kutusunda duruyor sana takmak istersen geri verebilirim sen seversin sahte şeyleri hatta dur bir dakika..."

Kız kulagındaki küpeyi çıkardı ve çantasından çıkardı küpe kutusuna koyup pembe giyinen kızın önüne fırlattı.

"Al bu da senin olsun. Ben böyle şeyleri hizmetçilerime hediye ediyorum."

Tabağındaki son gimbapı da alıp yedikten sonra masadan kalktı ve başıyla selam verdi.

"Sahte arkadaşlık toplantınıza bensiz kaldığınız yerden devam edebilirsiniz size afiyet olsun."

Jihye sinirle masadan kalktı ve kızıl saçlı kızın kolundan tutup onu durdurdu.

"Ne saçmalıyorsun sen. Hem saygısızlık ediyorsun."

"Saygısızlık? Ne saçmalıyorsun sen asıl saygısızlık eden sizsiniz yıllarca bana zorbalık ettiniz ve şimdi hiç pişmanlık duymadan bana saygısızlık ettiğimi söylüyorsunuz. Ortaokul zamanı boyunca gözlüğümü kırdınız, kafama çöp attınız, sırama sakız yapıştırdınız ve başımdan aşağı süt döktünüz. Yine de kötü ve kaba olan ben miyim bence bir ara aynaya bakın?"

Hepsi başını eğip sessizliğe gömülmüştü.

"Cevap yok mu peki size bir soru daha sorayım. Bana bu kadar kötülüğü niye yaptınız. Mina'nın size anlattığı hikayeler yüzünden mi?"

"Mina senin hakkında niye yalan söylesin ki? Senin en iyi arkadaşındı herkese iyilik ederdi ve üstelik senden katbekat daha güçlü sonuçta o true alfa."

Kızıl saçlı kız şuh bir kahkaha attı.

"Ne True alfa mı? Komik olma hiperçekinik omega olan bir metaya göre çok büyük bir egosu var. Nerden biliyormuş True alfa olduğunu."

Ordaki herkes bir şaşkınlık daha yaşadı. Hiperçekinik omegada ne diye düşündü biran hepsi.

"Doğuştan telepati güçlerine sahip. Ayrıca hiperçekinik omegada ne?"

"Hiperçekinik omega metaların en güçsüzüdür. Ayrıca true alfa olmak için meta olarak doğmaya gerek yok. Çünkü true alfa olarak doğamazsın true alfa olursun. Her neyse sizinle konuştukça IQ'm düşüyor. Ben gidiyorum."

Tam kız gidecekti ki abisinin sesini duydu.

Allen:
"Martha."

Kız durdu ve abisine döndü.

"Efendim abi."

"Bir yere gitmiyorsun çünkü büyükbabam seni de özeller sınıfına kaydetti."

"Ne?"

Mavi gözlü oğlan neşeyle kız kardeşine koştu ve sarıldı.

"Harika bir şey değil mi? Burda da birbirimzen ayrılmıyoruz."

Kızıl saçlı çilli oğlan merakla sordu.

Wally:
"Gücün."

Martha:
"Sizi hayatta tutmak."