|eleven|
*belki wade'e ailesiz falan demişimdir ama üvey ailesi var.
Doktor Wilson elindeki lateks eldivenleri çıkardıktan sonra gergin bir şekilde ellerini yıkadı.
Asıl işi ölü bedenlere bakmak olmasada bu konuda da eğitim aldığından meslektaşının bu isteğini reddedememişti.
"Raporu masanın üzerine bıraktım. Susan ile ben konuşurum."
Asistan başını salladığında Doktor Wilson derin bir nefes alarak oldukları yerden çıktı.
Doktor Wilson göründüğü soğukluğa ve vurdumduymazlığa rağmen şu an ağlamak üzereydi.
Ne kadar gerçek olmasa da üvey oğlunun böyle bir masada olması fikri onu deli ediyordu. Onu tanımayan biri tarafından sadece ölü biri olarak görülmesini istemezdi.
Susan bu yüzden ondan bu işi rica etmişti, Doktor Wilson'un gözünde Katie tanıdık bir bedendi, hayat dolu bir genç kız.
"Melissa?"
Kadının cılızlaşmış sesini duyduğunda Doktor Wilson odaya girdiğini fark etti. Derin bir nefes alıp gözleri kızarmış ve saçı başı dağılmış kadının yanına gitti.
"Kaybın için üzgünüm, Susan."
Kadın sakince başını salladığında elinden tutarak kadını oturttu ve ardından da kendisi onun karşısına oturdu.
"Diyeceklerini kaldırabilirim Melissa. Sadece doğruları söyle."
Doktor Wilson gözlerini basık odada gezdirdi ve tekrar meslektaşının gözlerine getirdi.
"Masanın üzerinde son bedenden kalan raporu okudum."
Kadının gözleri sessizce doktorun kızı hakkında diyeceklerini bekliyordu.
"Katheline'in vücudu sıkıştırılmış. Göğüs kafesinde ki kemikler içeri doğru çökmeye başlamış ve nefes almasına engel olmuş."
Derin bir nefes almak için soluklandı, kadın eliyle yüzünü kapamıştı.
"Göğüs kafesindeki tüm kemikler tamamen kırılmadan önce boğularak ölmüş ama garip tarafı şu..."
Büyük bir sessizlik olduğunda iki kadında garip tarafın ne olduğunu biliyordu.
"Kimberly'e olan gibi ölmeden önce vücut ısısı oldukça düşmüş hatta bileklerinde yanık izi var. Soğuktan dolayı oluşmuşlar."
Kadın gülümseyerek başını kaldırdığında doktor derin bir nefes aldı.
"Kocanı arayayım da seni alsın,Susan. Rengin attı."
Kadın bir anda ayağa fırladığında Doktor Wilson'da gergince peşinden kalktı.
"Kızımın ölü bedeninin bulunduğu yeri biliyor musun, Melissa?"
Kadın bir süre kaşlarını çatıp düşündü, polis raporu tam olarak gelmemişti ama mezarlıkta bulunmuştu ceseti.
"Mezarlıkta bulunmuş, ayrıntıları bilmiyorum ama."
Susan bir anda gelip omuzlarını sıkıca kavradığında doktor korkuyla dikelmişti.
"Senin kazdırdığın o mezarda bulundu kızımın ölüsü. Sen yaptın değil mi? KİMBERLY VE BİRİCİK KIZIMI SEN ÖLDÜRDÜN DEĞİL Mİ?"
Stajyer ve güvenlikçiler koşarak geldiğinde Doktor Wilson çoktan şoka girmiş hatta yüzüne birkaç tokat yemişti bile. Kendine geldiğinde gözleri dolmuştu.
"Dün akşam buraya beni sen çağırdın. Tokyo'dan buraya saatlerce uçtum, sırf kızının otopsisini yapabilmek için. Ne saçmalıyorsun sen?"
Susan sert bakışlarını ona dikip işaret parmağını salladı.
"Oğluna olanları bu kadar çabuk atlatamazsın. İntikam istiyorsunuz değil mi? Sen değil o istiyor. HEPSİ BİRER NUMARA."
Doktor Wilson üzerindeki önlüğü yere fırlatıp masanın üzerindeki çantasını sıkıca kavradı.
"O bunu yapmaz, O BUNU YAPAMAZ, ANLADIN MI? Onu bulamamış olmam onu suçlu yapmaz."
Doktor sinirle klinikten çıktığında tir tir titriyordu. Kendini direk parktaki banklardan birine attığında zar zor kazandığı direnci yerle bir olmuş ağlamaya başlamıştı.
"Bayan Wilson?"
Tanıdık sesi duyduğunda bir anda ağlaması durmuştu ve başını kaldırmıştı.
"Peter?"
Peter gergince baktıktan sonra cebinden peçete uzattı.
"Uzaktan ağlayan birini görünce belki bir şey olmuştur san- Neyse ben gideyim."
Peter peçeteye uzanan ve sonrada bileğine dolanan eli öylece izledi.
"Lütfen kal."
Peter yavaşça banka oturdu ve kıpırdandı.
"Bakın sizinle konuşamam, yapamam."
Kadın derin bir nefes aldığında Peter suçluluk duygusu altında eziliyordu.
"Eğer burada olsaydı seni affederdi ama görmezden gelirdi. Bende öyle yapıyorum."
Peter derin bir nefes alıp gözlerini kapadı, hepsi onun suçuydu.
"Özür dilerim."
Kadının elleri Peter'ın omzunu okşadı.
"Seni o gün hatırlıyorum. Ne kadar üzgün ve pişman olduğunu."
Peter şaşırıyordu çünkü bu aile o kadar iyi insanlarla doluydu ki...
"Bu değiştirmez."
Kadın sakince ayağa kalktı ve zorla yutkundu.
"Siz gençsiniz ve fevri davranırsınız. Wade'de böyle yaptı."
Gözlerini silip parktan çıkarken Peter'ın aklında tek bir cümle yankılanıyordu.
"Wade'de böyle yaptı."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro