Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ŞAH VE MAT

Geçmez bilmeyen saatlerin sonunda nihayet siyah araba bahçeye giriş yapmıştı. Ahuyu uyuttuktan sonra ne yapacağımı bilmez şekilde salonun camının önünde durmuş bahçeyi seyrediyordum.

Bugün Ali'yle konuştuktan sonra kötü hissettmiştim kendimi. İhanetin behanesi olmaz derdim hep ama onun hikayesi farklıydı.

Sevdiği kadın başka birine satılmıştı . Ali'nin haksızlık payı vardı elbette. Gizli buluşmak yerine en kötü fikirde olsa kaçırabilirdi.
Aras da birşeyler yapabilirdi bu durumda. Hangi devirde yaşıyoruz anlamıyorum, boşanmak diye birşey var dimi ?

"Hoşgeldiniz Aras Bey"

"Hoşbuldum "

Elif'in ve Arasın sesini duymamla gözlerimi bahçeden çektim hemen.
Arabayı kenara parkettiğinden içeri girdiğini farketmemiştim.

Biraz sonra tüm ihtişamı ile salonda belirdi.

"Merhaba " dedim birkaç adım yanına giderek.

Hafifçe gülümsedi.

"Nasılsın?"

Sorduğu soruya karşılık önce şaşırsamda fazla belli etmeden başımı salladım hafifçe.

"İyiyim siz ?"

"Yorgunum biraz "

"Dinlenin o zaman"

"Yemek yedikten sonra uyuyacağım" dediğinde arkada bizi izleyen Elif'e kaydı gözlerim.

"O zaman sizin için bir şeyler hazırlayalım" dedim gözlerimi ondan çekerek.

Gitgide kendini tamamen ele veriyordu.
Aras Bey'i sahiplendiğim falan yoktu,ondan hoşlanmasıda normal bir şeydi.
Sadece bana karşı sergilediği tavırlar hoşuma gitmiyordu.

"Sen benim için kahve yapar mısın?"

Ansızın duyduğum bu istekle önümde olan Aras'a kaydı gözlerim.

"Ha ?"

"Zahmet değilse tabi "

Başımı hayır anlamında salladım anında.

"Değil zahmet"

"O zaman iki kahve yap ve odama gel "

"iki ? Odanıza?" Dedim parmağımla yukarıyı işaret ederek.

"Seninle konuşmak istiyorum "

"Neyle ilgili?"

"Seninle ilgili"

"Benimle mi ?"

"Odamda bekliyorum"

Daha fazla bir açıklama yapmadan yanımdan geçip gitmesi ile hızlanan kalbimin üzerine koymak istedim elimi.

Değişik adamım değişik haraketleri dengemi bozuyordu yavaş yavaş.

Bir kaç saniye daha bekledikten sonra hızla mutfağa gittim.
İçerde salata yapan Elif'i görmezden gelerek kupaları çıkardım öncelikle.
Ardından makineyi çalıştırıp diğer gerekenleri masaya dizdim.

"Seni kutluyorum biliyor musun ?'.

Yine gereksizce soktuğu lafları uzatmamak adına gülümsedim.

"Teşekkür ederim "

Şu an onun imaları umrumda değildi. Sadece kahveleri hazırlayıp Arasın yanına gitmek istiyordum.

"Ben ne yapmaya çalıştığını anlıyorum aslında"

"İyi yapıyorsun "

" İki güne yatağınada girersin sen onun" demesi ile sessiz bir nefes verdim sadece. Bu ağzı bozuk yüzünden moralimi bozmak istemiyorum. Ama cevap vermeden de duramıyordum.

" Senin uzun zamandır başaramadığın şeyi yapacağım desene "

Ağzımdan çıkan bu cümleyle iyice büyüdü mavi gözleri. O sırada kahveleri kupalara doldurup elime almıştım.

"Sözlerine dikkat Firuze!"

"Asıl sen dikkat et" dedim bu sefer oldukça ciddi tonda. "İnan bana benimle uğraşmak istemezsin "

"Merak ediyorum ne yaparsın?"

"En iyi ihtimalle patronun hakkında atıp tuttuklarını söylerim. Örnek vereyim istersen? Mesela az önce söylediğin cümleyi hiç düşünmeden söylerim ona. Hatta şu an bile söylerim "

Kaşlarını çatarak sessiz kaldı bir kaç saniye. Ve bu sessizliği izin vermeden ben söyledim son cümlemi.

"Ayağını denk al Elif! Kiminle dans ettiğine dikkat et "

"Bir garson parçasıyla mı ? "

Gülerek başımı salladım .

"Sen bir garson parçasıyla uğraşmayı seviyorsun anlaşılan " diyip onu baştan sona süzerek devam ettim."Ama ben bir hizmetçi parçasıyla uğraşmam. Kısa ve net şekilde hallederim işimi"

"Ne yaparsın?"

"Bunu merak ediyor musun gerçekten?"

"Ediyorum diyelim "

"Tamam o zaman. Aras Bey'in odasına gidiyorum "

"Ne ?"

"Aras Bey'e herşeyi anlatacağım" dedim daha fazla onu beklemeden.

Evet şuan itibariyle haddini aşmıştı. Benimle bu şekilde konuşursa bende onunla aynı şekilde konuşurdum.

"Dur ! "

Arkamdan gelmesini umursamadan yukarı çıkıyordum hızla.

"Sakın söyleme "

Son merdiveni çıkıp direk odanın önüne gelip hiç beklemeden kapıyı çaldım.

"Gel "

Arasın sesini duyduğum an arkamdan koşar adımlarla gelen Elif'i beklemeden içeri girdim .

Buraya girmeye cesaret edemezdi herhalde.

"Gel Firuze"

Masasında oturmuş şekilde beni yanına çağırdı. İtiraz etmeden elimdeki cupaları masaya bırakıp önüne oturdum hemen .
Ve hiç düşünmeden ondan önce girdim konuya.

"Sizinle bir şey konuşmak istiyorum"

Yalvarışlarına kulak vermemiştim. Zaten kalıp onu dinlesem bile dönmeyecektim dediğimden. Benimle ilgili bu şekilde konuşmaya zerre hakkı yok.
Kendimi kimseden üstün görmüyorum ama bana saygısızlık yapana aynı şekilde karşılık veririm.

Bu konuda anneme çektiğim için pişmanlık duymuyordum. Bazı insanlara haddini bildirmek gerçekten şarttı.

"Ne hakkında?"

"Elif hakkında"

Elif'in ismini duyması ile kaşlarını kaldırdı.

"Elif mi ?"

"Evet"

"Nolmuş?"

Sorduğu soruyla sessiz bir nefes verdim. Şu an bizi kapının arkasından dinlediğine emindim. O yüzden tek sefere anlattım herşeyi.

"Bana karşı ve aynı zamanda size karşı fazlasıyla saygısızca konuşuyor. İkide bir laf atıyor bana. Güya ben sizin yatağınıza girmek istiyor muşum-"

"Ne?"

Bir anlık değişti ses tonu , kaşları çatıldı.

"Hepsini o söyledi. Bildiğin iftira atıyor bana, ve aynı zamanda size de" dedim aldığım nefesi geri vererek.
"Hakkımızda atıp tutuyor"

"Hangi cüretle yapıyor bunu ?"

"Bunu bence ona sorun "

Sözlerim son bulduğunda Aras bey ayağa kalktı nihayet. Ve hiçbir şey demeden dışarı çıktı.


Yarım saat sonra..


"Aras Bey lütfen dinleyin beni. Ben öyle birşey demedim oğlumun canına yemin olsun demedim. Lütfen işten atmayın beni "

Kucağımda yeni uyanan Ahuyu sallarken hayretler içinde ağlayan kadını izliyordum.

"Eşyalarını toplayacak mısın Elif ? Yoksa dışarı mı atayım"

"Aras bey lütfen. Benim çocuğum var ,annem var- "

"Şehirde başka işler var "

Aras hiçbir yalvarışlarına kulak vermiyordu. Bana inanıp ona inanmaması söz konusu değildi. Bu işte ona da iftira atılmıştı.

"Firuzenin doğru söylediğini nereden biliyorsunuz ?"

"Senin yalan söylediğin o kadar belli ki, daha fazla dinlemek istemiyorum o yüzden. Maaşını aldın ve şimdi git "

Elif yaşlı gözlerini Arastan çekip bana döndü.
Ve sen görürsün dercesine başını sallayarak daha fazla yalan atmadan yavaş adımlarla odasına doğru gitti .

O gittikten sonra daha fazla sarıldım Ahuya . Taş kalpli biri değilim ama bu sefer hiç acımamıştım gözyaşlarına. Aras Bey haklıydı, şehirde bir sürü iş var.

"Bana inanıyorsunuz dimi ?"

"İnanıyorum"

Yine tek bir cevapla geçiştirdi. Bu da konuyu daha fazla uzatma anlamına geliyordu.

Az sonra Elif elinde bavulu ile yanımıza gelmişti. Ağlıyordu hala.

"Aras bey size sadece bir soru sormak istiyorum" dedi gitmeden önce gözlerini silerek.

Önündeki adam sesszice kendisine döndü.

"Firuzenin elinde bir kanıtı olmadığı halde ona inanıp beni işten kovdunuz. Bu yaptığınız sığıyor mu vicdanınıza? Ben bunca zaman hiç şikayet etmeden hizmet ettim size. Ama o daha dün geldi ve bugün sırf bir iftara yüzünden -"

"Ben kimseye iftira atmıyorum Elif " diye araya girdim sesimi yükseltmeden.

"Elinde bir kanıtın var mı ?"

"Kanıta ihtiyacım yok bence . Kimin haklı olduğunu biliyor herkes "

Gözlerim Arası bulduğunda sesszice beni izliyordu. O sırada Elif'in ağlaması başlamıştı tekrar.

"Benim ahım tutacak seni -"

"Ağlama!"

Onunla daha fazla muhattap olmadan kucağımda Ahuyla beraber ayağa kalktım.

"Müsadenizle Aras bey" dedim öfkemi yutmaya çalışarak" Ben odamdayım"

Bölüm sonu...

Elif'e son birkaç bölümdür gıcık oluyordum. Firuze iyi gösterdi gününü.

Sizce doğru mu yaptı?

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro