Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

İZİN PEŞİNDE

Selammmm
Başlamadan önce oy vermeyi unutmayın ve yorum da yapın lütfen 🦇
Sınır:400 oy 100 yorum

Yüzüne yediği sert tokatla diğer tarafa çevirdi yönünü, anında iki elimide kullanarak göğsünden ittim karşımda duran adamı.

" İster beni parçalara ayır!" Diye işaret parmağımı ona uzatarak bir adım öne geldim." İster sonsuza kadar bu odaya haps et. Asla ama asla seninle aynı yatağa girmem !"

Eliyle yüzünü tutarken tüm kibrimle ve iğrenmiş bakışlarla onu süzüyordum. Kalbim deli gibi şu an Arasın burada olmasına ihtiyaç duysada geri çekmiyordum kendimi. Çekemezdim.
Sevdiğim adamın düşmanıyla yatacak kadar korkak değildim.

Diğer tarafa çevirdiği yüzüne elini koyup bana döndü yavaşça.

" Zor kadınları severim " dediğinde soğumayan öfkem mümkünmüş gibi daha fazla arttı." Zor ve güzel kadınlar. Pahabiçilemez bir hazine değerindeler"

" Sen kafayı yemişsin"

" Kafayı kimin yediği belli oluyor"

Hiç kendini bozmadan verdiği cevaba karşı sinirle devirdim gözlerimi. Lakin onun susmak ve dışarı çıkmak gibi bir niyeti yoktu. " Ahmet Sungura tokat atacak kadar kaybetmişsin kendini"

Bilerek mi yapıyordu yoksa tam bir piskopatmıydı anlamıyorum ama bu şekilde sessiz ve kibar konuşması beni gerdiği kadar sinirimide bozuyordu.

" Senin gibi iğrenç bir adamın koynuna girecek kadarda değil"

" Kabul etmiyorsun öyle mi?"

" Ölürümde kabul etmem" dedim tıslayarak." Sen anca cesedime dokunabilirsin benim"

Hafif bir kahkaha attı yalancı şekilde.

" Hayır seni öldürmeyeceğim" diyip elini saçıma koymak isterken sert şekilde yere ittim. " Birini öldürmek isteseydim emin ol seni değil o küçük ve oldukça tatlı bebeği kurban seçerdim"

Ahudan bahsettini anlayınca kalbimin korkudan bir anlık titremesine şahit oldum. Ellerim titrerken yutkunarak ahetse ahetse salladım başımı. "Sakın!"

" Onu çok mu seviyorsun?"

" Ahunun ismini ağzına bile alma!"

" Demeki çok seviyorsun" dedi yavaşça geri çekilirken. Ardından yatağın ucuna gelip oturarak " Bunu test etmek isterim"

Verdiğim her cevapla , aldığı her tepkimle resmen kendi kuyumu kazıyordum. O iğrenç aklından neler geçtiğini düşünürken yan taraftaki camdan atmak istiyordum kendimi.

Pür dikkat onu izliyordum olduğum yerde ,o ise gözlerini bir köşeye  dikmiş kendince sırıtıyordu.

Lakin dayanamadım daha fazla bu sükunete, alacağım cevaptan korkmama rağmen susturamadım içimdekileri.

" Benimle yatınca ne geçecek eline? Gurudan bahsediyorsun ama az önce sana tokat atan kadını yatağına almak istiyorsun" dememle boşlukta dolaşan gözlerini yavaşça çekip bana döndü.

" İntikam gururdan önce gelir"

" Benden mi intikam alıyorsun?"

" Aras'tan" dedi oturduğu yerden kalkarak . "Aras mı ?"

"Ali'yi bir rakip olarak bile görmüyorum ben , aynı şekilde benim gibi güçlü bir adamı değilde korkak bir köpeği seçtiği için Yelizide çıkardım artık gözden. İkiside birbirinden vasat , ikisininde canı cehenneme "

Bana doğru gelirken kıpırdamadım olduğum yerden ,tam aksine Arasın adı geçtiği için içimdeki sinir onunla yüzleşmem için tetikliyordu beni.

" Ama Aras...o benim en yaralı yerim"

" Arasın sana ne gibi bir zararı olabilir? O sadece kendi hâlinde sorunsuz şekilde yaşamaya çalışan bir adam"

" Tozlu rafları temizletme bana şimdi. Sen daha kimin kim olduğunu bilmiyorsun"

" Ben herşeyi biliyorum!" Dedim dolmak üzeri olan gözlerimi onun duygusuz gözlerinden çekmeden. " Arasın zamanında sana çalışmak gibi bir hata yaptığını ve bu hatadan pişman olup herşeyden uzaklaşmasını"

" O yüzden mi bana bulaştı"

" Ali'nin Yelizi kaçırdığından haberi bile yoktu onun ,tam aksine Yelizi bıraksın diye kardeşine baskı uyguluyordu. Yeliz kendi isteği ile kaçtı senden ,o seni istemiyordu"

" O yüzden aptal ya" diyip başını sallayarak göğsünü içine çekip derin bir nefes verdi . " Bu konuları seninle konuşmak istemiyorum. Ben sadece teklifimi sunmaya geldim ve görünüşe göre sen benim yanımda kalkmaktan şikayetçi değilsin"

" Bu evden kirlenmiş bir kadın olarak çıkmaktansa , bir ceset olarak çıkmayı tercih ederim" dedim yüzüne diktiğim gözlerimi yere indirerek." Sana asla istediğin şeyi vermeyeceğim!"

" Bu kadar eminsin yani ?"

" Asla !" Dememle bir kaç saniye yüzüme bakıp büyük omuzlarını silkti" Sen bilirsin"

Büyük adımlarını kapıya doğru yönlendiririken olduğum yerde giden adamı izliyordum. Amacı ne , planı ve istekleri ne anlamış değildim ama bildiğim tek birşey var ki , bana dokunmasına ölsemde izin vermeyecektim.


YAZARDAN.

" Besbelli evden kaçmış işte,yoksa neden haber vermeden gitsin ki ?"

Ali evin içinde bir o yana bir bu yana dönüp duran Arasın taşan sabrıyla oynarken Yeliz ağlayarak oda da Ahuyu uyutuyordu.

Hamile olduğu ortaya çıkacak diye gerçeği söylemekten korktuğu için Aras eli kolu bağlı şekilde telefonu bir türlü açmayan Firuzeye ulaşmaya çalışıyordu.

" Abi -"

" Kes sesini Ali, boş-boş konuşma kulağımın dibinde! "

" O zaman neden orman adıyla şoföre atlayıp gitsin?"

" İşi vardır belkide, sana noluyor?"

" O zaman neden açmıyor telefonunu?"

Ali'nin kötü huyu buydu işte , Aras kadar sabırlı değildi.
Çünkü o inanıyordu sevgilisine kötü birşey yapmayacağını biliyordu tek korkusu başına birşey gelmiş olmasıydı.

Ne şoföre ne Firuzeye ulaşabiliyordu ve nereye gittiğini bilmediği için çaresiz kalmış durumdaydı.

" Yelize de haber vermemiş giderken"

Yelizin ismini duyduğunda yerden kaldırdı bakışlarını. Aras geldiğinden bu yana dışarı çıkmamıştı Yeliz.

" Onu buraya çağır"

"  Yelizmi ?"

" Evet buraya çağır"

" Abi o nereden-"

" Ali Yelizi buraya çağır!" Diye lafını tahammülsüzce kesmesiyle genç çocuk derin bir nefes vererek başını salladı.

" Tamam abi " dedi adımlarını yukarı yönlendirirken. 
Genç çocuk koşar adımlarla merdivenleri çıktığında Aras tekrar elindeki telefonu açtı.

" Neredesin be Firuzem" dedi kendi kendine onun numarasına tıklarken. Ali'nin arayıp Firuze gitti ortada yok haberini vermesi ile toplantının ortasından çıkıp eve gelmişti. Telefonu çalıyordu ama açan yoktu.
Yelizden bir haber çıkmazsa son olarak polise -  Anısızın aklına gelen düşünceyle kendi düşüncelerine bir son verdi.  Ayağa kalktı bir anda , kaşları çatıldı ve dudaklarından onun adı döküldü içgüdüsel olarak.

İsmet diye fısıldadı kendi kendine. Firuzeye takıntılı olan tek bir kişi vardı o da İsmetten başkası değildi.

" Gelsene Yeliz!"

Yelizin gelmesi ile unutmadı aklındaki isimi ama gitmeden önce ona da sorması gerekiyordu.

Genç kızın çekingen şekilde yere inmesinden duydu ilk şüpheyi. Bakışlarındaki korku , gözlerindeki kızarıklık istese bile yalan söyletemezdi ona.

" Sen birşey biliyor musun ?" Diye sordu Aras onun gelmesini beklemeden yanına doğru giderek.
Yeliz yere bakan gözlerini kaldıramadı o an.

" Konuşsana Yeliz" dedi Ali abisinin sorusuna destek çıkarak. " Firuze sana birşey söyledi mi? Ormana gidiyor demiştin en son "

Kız cevapsızca yere bakarken Arasın olmayan Sabrı taşıyordu artık.
"Konuşsana "

" Ben -" diye başlayıp burnunu çekerek sildi dolan gözlerini elinin tersiyle." Yani o şehire gideceğim demişti"

" Şehire mi ? Ne için?"

" Eczaneye gitmeliydi, ilaç alacaktı kendisi için"

Hamilelik testini söylemedi , söyleyemezdi ,bu hemen söylenecek birşey değildi.

" Bana ormana gitti demiştin ama"

Ali'nin sorusuna cevap vermedi, Arasında daha fazla soracak birşeyi kalmamıştı.

" Başka birşey biliyor musun ? Lütfen doğruyu söyle"

" Hayır bilmiyorum" diye kısa bir cevap verdi.

Ondan birşey öğrenmeyeceğini bildiğinden başını tamam dercesine salladı." Sen Ahunun yanına çık "

Yeliz duyduğu cümleyle daha fazla oyalanmadı olduğu yerde , başka bir soru sormamaları için hızla çıktı merdivenleri.

" Ne yapacaksın abi ?"  Dedi Ali boşluğa bakan Arastan gözlerini çekmeden.
" Polise gideceğim"
Önce polise haber vermeyi ardından o meşhur İsmetin yanına uğramayı düşünüyordu. Emin değildi ama emin olmalıydı.

~

Yaşlı kadın mutfakta yemek yaparken, İsmet salonda Arka sokaklar izliyordu. Bu gün kendini hasta hissettiğinden  babasını göndermişti dükkana.

Annesi çorba yapıyordu biricik oğlu için, diğer yandan Gülnisenin bekar kızının konusunu nasıl açacağını düşünüyordu.

İsmet onların tek oğluydu yalnış bir kadına tutulması en büyük korkusuydu onun. Firuzeye karşı hislerini bildiği için onun buralardan gitmesi en çok kadının işine yaramıştı.

Kızı gitti ,annesi öldü varmıydı ondan daha mutlusu.

Tavuk suyundan yaptığı çorba hazır olduğunda altını kapatıp dolaptan bir kase ve bir kaşık çıkardı. Babası İsmetle anlaşamasada annesi bu hayatta herşeyden çok seviyordu oğlunu.

Tabağı doldurup yanına bir dilim ekmek alarak salona geçti. İsmet kırmızı battaniyeyi üzerine örtmüş elinde kumanda önünedeki meyve tabağındakileri yiyordu

Kadın içeri gelir gelmez ekşitti yüzünü.
"Oğlum sigara mı içtin yine evin içinde?"

" Yerimden kalkacak halim yok anne"

" Baban bir gelirse kapı dışarı eder seni" dedi çorbayı küçük masanın üzerine koyup cama doğru giderek. Kocasının en diksindiği şeydi sigara dumanı. " Bari şu camları açsaydın"

Pencerenin önüne vardığında dantelli perdeyi çekip tam camı açacakken gördüğü manzarayla çatıldı kaşları.

Bir süre donuktu olduğu yerde "Bu kim?" Diye sordu kendi kendine.

" Kim anne ?"

" Şu adam " diye cevap verdi hala kısık gözlerle siyah arabanın yanında telefonla konuşan adamı izlerken.

Beyaz gömlekli,uzun boylu ve hayatında ilk defa gördüğü lüks arabayla evlerinin önünde duruyordu.

Bölüm sonu.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro