ZOR SINAV
ARASTAN
"Maaşlar yattı mı?"
" Evet Aras bey, herkesin banka hesabına yatırdım maaşlarını"
" Listesini verdiğim kişilere zaam yapıldı mı?"
" Evet listede adı geçen kişilerin maaşı artı"
Anladım derecesine başımı sallayıp, gözlerimi kağıttan çekerek önümdeki adama döndüm.
Çalışanların maaşları ile o ilgileniyordu.
" Daner ve Melisa için şirket arabalarından birini vermeni istiyorum"
" Sarışın Melisa mı?"
" Kaç tane Melisa var ?"
" Üç tane efendim" demesi ile dik-dik yüzüne baktım bıyıklı ve zayıf adamın.
" Diğer ikisi kim?"
Evdeki durumlara o kadar dalmıştım ki , şirketimde olanlardan baya uzak kalmıştım.
İşlerimde disiplinli biriydim ve hemen hemen herkesi tanıyordum.
" Biri geçen hafta başladı Yeliz hanımın asistanı olarak, diğeri de modellerimiz için makyaj konusunda uzman."
" Makyajla ilgilenen başka biri vardı yanlış hatırlamıyorsam"
" O kovuldu efendim "
" Kim kovdu " diye sordum kaşlarımı çatarak. " Nuray hanım kovdu"
Nurayın ismini duyduğumda sesli bir iç çektim sadece. Kesin rimelini yanlış sürmüştür bu seferki de.
Şimdi gidip sorsam on tane bahane sunacaktı bana.
Üstelik yakın arkadaşım Malikin eşi olduğundan üzerine gitmiyordum pek.
Yinede hassastım bu konularda,benim şirketimde kimse benden izinsiz birini kovamazdı.
Önemli pozisyonda olmadığı sürece yeni alınan çalışanlarla pek ilgilenmem ama vakit buldukça tanımaya çalışırım hepsini.
Fakat kovmak konusu başka meseleydi.
" Tamam çıkabilirsin"
" İyi günler efendim "
" İyi günler" dedim ve ayağa kalkarak büyük camın önüne geçtim.
Sessiz bıraktım düşüncelerimi birkaç saniye.
Bütün İstanbul ayağımın altındayken ellerimi cebime salıp bütün egomu dışa vurarak kurduğum imparatorluğu izledim bir süre.
Bu günlere gelmemde baba parası olmaması en büyük başarılarımdan biriydi. Hatalarımı yüzüme vurması ve başıma kakması için kimseye prim vermemiştim bu güne kadar.
Güçlüydüm ve ilk defa sadece fiziksel açıdan değil.
Kendimi bildim bileli hep boyumdan büyük işlerle uğraşmıştım. Pişmanlıklarım vardı ama hedefe giden yolda verdiğim kurbanlar için vicdan azabı çekmiyordum.
Kendimi hissiz biri sanıyordum o hayatıma girmeden önce.
Ahuya karşı olan sevgimi bile belli etmekten acizken bir andan bambaşka birine dönüştürmüştü beni .
Bu kadar kısa sürede ona bu denli bağlanmamı hala sorguluyorum yalnız kaldığımda.
İlk başlarda güzelliğine aldandığımı düşündüm çünkü müthiş bir güzelliğie sahip bir kadındı.Lakin güzelliğini geride bırakan aurası daha fazlaydı.
Bir iş yaparken, konuşurken,susarken hatta ve hatta nefes alırken bile kendine has bir cazibe oluşturuyordu yüzünde.
Seks delisi bir adam değildim. Hayatım boyunca hiçbir kadına elimi bile sürmemişken onun narin vücudu için deliriyodum her saniye.
Hemen hemen her gece koynumda olan bir kadına karşı olan bitmez bilmeyen bu özlem o kadar geriyordu ki beni. Onsuz yaşayamamaktan o kadar korkuyordum ki .
Herşey çok kısa sürede gelişti. Onu sevmem ,ona bağlanmam , dokunmam bunların hiçbiri yoktu planımda. Kendiliğinden oldu ve ben savaşmadan yenilmiştim onun büyüsüne.
Firuzenin büyüsüne.
Kapının çalması ile bir noktaya diktiğim gözlerimi çekerek arkama döndüm yavaşça.
" Gir " dedim deri koltuğuma doğru giderken.
Kapı açılınca Nuray tüm ihtişamı ile önümde belirdi.
" Müsait misin patron?"
" Gel " dedim arkama yaslanırken. Hiç çekinmeden kapıyı kapatıp önümdeki koltuklardan birine oturdu.
" Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum"
" Noldu ?"
Kızılı saçlarını kulağının arkasına iterek devam etti.
" Mimi dergi kapağı için yine soyunmam gerektiğini söyledi"
" Eee?"
" Ben soyunmak istemiyorum Aras. Fotoğraflarımın altına gelen o iğrenç yorumları görmek istemiyorum artık"
" Bu senin işin Nuray"
" Biliyorum ama -"
" İstemiyorsan senin yerine çalışmak isteyen bir sürü ünlü model var " dedim lafını keserek.
" Hayır sadece şu çıplaklık işini abartıyor Mimi"
" Mimi işini bilen bir fotoğrafçı,o nasıl uygun görüyorsa en iyisi odur "
Mimi şirketin çekimleri ile ilgilenen elli yaşlarında çılgın bir kadındı. Yaşının insanı değildi asla ve çektiği her fotoğraf bir sanat eseriydi.
" Yani şart öyle mi ?"
" Şart ama yapmaya mecbur değilsin"
" Yerime birini bulmaya meraklısın anlaşılan "
Kendimden aslı olmadan başımı salladım gülümseyerek.
" Anlaştık o zaman"
" Size üzüldüğüm için kabul ediyorum Aras bey , çünkü benden daha iyisini bulamazsınız asla "
" Teşekkür ederiz " dedim alayla.
" Rica ederim" dedi ve arkasına yaslanarak devam etti " Kabul ettiğimden dolayı beni yemeğe çıkarmaya hak kazandın o zaman"
" Yemek mi?"
Onaylarcasına salladı başını.
" Malik bu sabah iş seyahatine çıktı, giderken yanında Canı da götürdü. O yüzden bu iki gün evden yalnızım"
Siyah ojeli uzun tırnaklarını masama koyarak" Bence beni yemeğe çıkarmaman için bir bahanen yok"
" Seni yemeğe çıkarmam için bir sebebim yok desek daha doğru olur "
Hafifçe çattı kaşlarını.
" Arkadaşının eşiyim deyi mi ?"
" Sevgilim var diye " dedim düz şekilde.
Çatılan kaşları gevşedi bu sefer, yüzüne hafif bir gülümseme yayıldı.
" Ondan çekiniyor musun ?"
" Kendimi onun yerine koyuyorum. Firuze başka bir adamla yemeğe çıksa ne hissederim diye düşünüyorum"
" Seninle aramda birşey yokki benim. Alt tarafı çalışanını yemeğe çıkaracaksın"
" Ben çalışanlarımı yemeğe çıkarmıyorum" dememle hiç kendini bozmadan başını salladı. " Peki "
Ardından elini masanın üzerinden çekerek ayağa kalktı.
" Görüşürüz o zaman"
" Görüşürüz" dedim ve sessizce önümdeki defterlere çevirdim gözlerimi.
Geldiğim andan bu yana bir türlü işlere veremiyordum dikkatimi. İşlerimi bitirip evime gitmek istiyordum hemen.
Eve gidip onları görmekten başka birşey düşünemiyordum.
Ali Yelizi yanımıza getireli bir aydan fazla olmuştu,hala karşı taraftan ses gelmemesi Ali'yi yanımda tutmam için bahane veriyordu bana.
Ahmetten korktuğum falan yoktu,tek endişem sevdiklerime dokunmasıydı.
Yıllarca ona çalıştım ama asla onun adamı görünümünü vermedim ona. Yaşım on dokuzdu ve her genç gibi kendi yolumu çizmekle uğraşıyordum.
Bir hata olduğunu hala kabul etmiyordum. Çünkü yapmak zorundaydım ,yapmasam içimde kalacaktı hep.
Annem ve babamın şımarık oğlu değildim ama canım ne isterse onu yapmakta özgürdüm.
Telefonumun titremesi ile düşüncelerden arınıp,masanın üzerinden alarak ekranı açtım.
Firuze size bir fotoğraf gönderdi.
İfadesiz yüzümü bir tebessüm sardı ansızın. Sorgulamıyordum bu hallerimi,bana yaptığı büyüyü kabullenmiştim çoktan.
Kilidi açıp WhatsAppa girdim ve beklemediğim fotoğrafı görmemle derince yutkundum.
Firuze:
Firuze: Havuz keyfi yapalım dedik.
Mesajı okuyup cevap yazmadan önce yaklaştırıp baştan sona inceledim. Arsız kadınım benim.
Siz : Bilerek mi yapıyorsun?
Firuze : Ne yapıyorum?
Siz : Havuz marifetlerini ben evde oluncada göstersen keşke.
Firuze: Ben yüzme bilmiyorum ki , sadece havuz başında kızlarla oturuyoruz
Siz : kızlar?
Firuze: Ben ,Yeliz ve Ahu
Firuze size bir fotoğraf gönderdi.
Ahunun ayaklarını görmemle gülümsemem yerini hafif bir kahkahaya bıraktı. Çocuğun başına kumar örüyordu resmen.
Siz : daha küçük bir sandalet yokmuydu?
Firuze: Hayır en küçüğü buydu maalesef.
Firuze: Ahuyla beraber yine alışverişe çıkma zamanı gelmiş anlaşılan.
Siz : Yarın gideriz.
Siz : Sen şu an neredesin?
Firuze: Ahuyu uyuttum duşa gireceğim.
Siz : üzerinde hala bikini mi var ?
Firuze: Neden sordun?
Siz : Fotoğraf atsana bana. Üzerinde hiç birşey olmadan.
Mesajı okuması ile çok değil üç dakika cevap gelmedi.
Biraz sonra onun yerine tek seferlik açılacak olan bir fotoğraf geldi.
Kimsenin olmamasını bildiğim halde etrafıma bakınıp ekranı iyice kendime yaklaştırarak fotoğrafın üzerine bastım.
Tam heyecanla ekrana bakarken gördüğüm resimle ne tepki vereceğimi şaşırdım.
Firuze:
Gülmek ve hayalkırıklığı arasında kalırken klavyeye dokundum tekrar.
Siz : O kadar heves etmiştim.
Firuze : Yoklukta mısın sevgilim? Hemen hemen her gün gösteriyorum.
Siz : Yetmiyor desem.
Firuze: Korkuyorum desem .
Siz : eve gelip seni köşeye sıkıştırmamdan mı korkuyorsun?
Siz : Önemli bir görüşmem olmasa ilk iş gelirdim de,dua et sen.
Firuze: Nasıl doyumsuz bir adamsın sen Aras,iki gün uzak tutsam evi yakarsın .
Siz : daha hızlı diye yalvarırken hiç şikayet etmiyorsun ama.
Siz : hem oyunu sen başlattın unuttun mu?
Firuze: Seni kışkırtmayı seviyorum, elimde olan birşey değil.
Siz : o zaman bedelini ödemek zorundasın
Firuze: En ağır şekilde ödüyorum zaten 👍🏿
Siz : Hakediyorsun
Firuze: Sende hakediyorsun sevgilim.
Siz : Neyi ?
Firuze:💋
Firuze çevrimdışı...
Bir kaç saniye sessizce arttığı resimle bakışıp derin bir çekerek telefonu kapattım.
Sessizce arkama yaslanıp hissettiğim ağırlıkla içten içe bir küfür savurdum.
Ne yapacağımı bilmez şekilde elimle yüzümü sıvazlarken kapattım gözlerimi.
Siktir!
Bölüm sonu.
Böyle tatlı ve kısa bir bölüm oldu.
Diğer bölümlerde görüşürüz ♥️
İsmet
Nuray
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro