Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

MASUM DEĞİLİZ

Camdan içeri vuran güneşin ışığı ile açtım gözlerimi.
Hayatım boyunca belkide ilk defa bu kadar uzun süre uyumuştum. Duvardaki saate döndüğümde dokuzu beş geçiyordu.

Bir kaç kez daha gözlerimi kırpıştırıp sessizce arkama döndüm.
Aras başını yastığa gömmüş,yüz üstü yatıyordu yatakta .

Kocaman sırtı çırılçıplak görüş alanımdaydı. Sabah sabah ne güzel manzaraydı bu böyle.

Yavaşça doğrulup bir kaç saniye dün gece çizdiğim yerleri inceledim. Boydan boya tırnak izleriyle doluydu ,aynı zamanda benimkiler dışında bir kaç dikiş izleri daha vardı.

Hikayesini henüz bilmiyordum ama manyak şekilde hoşuma gitmişti. Sorun belkide bendedir anlamış değilim.
Bir erkek vücudunda yara izi hep çekici geliyor bana.

Açık saçlarımı kulağımın arkasına itip eğilerek omzundan öpmeye başladım.
Çizdiğim her santimini yavaş yavaş öperek boynuna kadar geldim .

Ellerim arsızca sırtını okşarken hiç çekinmiyordum. Gür saçlarından gelen koku mest ediyordu insanı. Parfüm sıkmadığı için doğal kokusunu sessizce içime çekiyordum.Çok güzel kokuyordu.

" Uyanacak mısın?" Diye fısıldadım saçlarını okşayarak.

" hmm" diye uykulu bir nida döküldü dudaklarından. Ardından yavaşça kıpırdanıp sırt üstü gelerek baygın gözlerini kırpıştırdı.

Saçları dağılmıştı, gözleri kızarmış, yüzünde yastık izi vardı.

" Günaydın" dedim bana dönmesini fırsat bilip dudaklarına küçük bir öpücük bırakarak.
Hiç beklemeden yavaşça karşılık vermeye başladı. Ben kısa kesecektim ama Arasın yanağımı kavramasıyla devam ettim öpüşmeye.

Ellerim göğsünün üzerinde geziniyor onun bir eli yanağımı okşarken diğer eli kalçamı sıkıyordu.
Öpücük sesleri sabah sabah tüm odada yankılanıyordu.

Biraz daha devam ettikten sonra nefes almak için ayrıldım. Aras o sırada saçlarımı kenara çekip boynuma yöneldi.

" Nefes al biraz" dedim hafifçe gülerek.

Cevap vermek yerine daha sıkı öpüp tekrar öpe öpe gelerek altına aldı bedenimi.
Üstümde olan yarıçıplak adama hayranlıkla bakarak " Ne yapıyorsun?"

" Soymak  istiyorum seni "

" Sen bir kaç gün bana yaklaşma" dedim boynunda olan ellerimi göğsüne getirerek.

" Sabah sabah beni kışkırttıktan sonra mı söylüyorsun bunu ?"

" İçimden geldi"

" Senin içini-"

Telefonun çalması ile lafını yarıda kesip yatağın yanındaki sehpanın üzerinde olan telefona döndü.

" Bir sabahda arama " dedi elini uzatıp telefonu alarak.

+ Alo

Yan tarafa uzandığında olduğum yerden kalkıp başımı göğsüne koyarak sıkıca sarıldım.
Elleri anında omzumu sardı.

+ Efendim Beril ?

+ Günaydın.

+ Saat kaçta ?

+ Hayır iptal etme , geleceğim birazdan

+ Gelince konuşuruz

+ tamam

+ sana da iyi günler.

Telefonu kapattığında başımı kaldırıp aşağıdan yukarı yüzüne baktım.

" Hemen mi gideceksin?"

" Bu gün İngilizlerle bir yemeğim var"

" Geç mi geleceksin?"

" Sanmıyorum" dediğinde aklımdan çıkmayan o soruyu sordum. " Ahu gelecek dimi bu gün ?"

" Elbette gelecek" diye cevapladı omzumu okşayarak " İşten çıkar çıkmaz alıp getireceğim"

Ansızın içimde yaranan sıcaklık yüzüme yansıdı. " Sonunda ya "

" Çok mu özledin ?"

" Özledim tabi . O olmadan ev bomboş sanki "

Ahunun yokluğu o kadar belli oluyorduki. Sanki iki gün değilde aylardır yanımda değilmiş gibi.

Aras saçlarımı öpüp haraketlenince bende doğruldum.
Ayağa kalktığında ben yatakta oturmuş onu izledim öylece.

" Hazırlanmam lazım"

Anlayışla salladım başımı.

" Bende üstümü giyip geliyorum"

Cevap olarak bana dönüp ansızın yanağımdan makas aldığında içgüdüsel olarak donuktum.

" Bekliyorum"

Bir iki saniye sessiz kalsamda içten içe bir nefes vererek sessizce başımı salladım.

" Tamam "

Aras çıktıktan sonra yatakta oyalanmadan yavaşça ayağa kalktım. Ağrım vardı ama idare edebilirdim. Önce yatağımı topladım, ardından saçlarımı topuz yaparak banyoya geçtim.

Dün gece duş aldığım için gerek duymadım yıkanmaya. Musluğu açıp,macunu alarak dişlerimi fırçalamaya başladım. O sırada gözlerim aynada kendimi inceliyordu.
Saçlarımı topladığım için boynumda olan derin izler belli ediyordu kendini. Ali evde olmasa rahat olurdum ama geçen yaptığı imalar yüzünden özelimi öğrensin istemiyordum.

Üstelik başka bir sorun daha vardı evde. Elif gittikten sonra ben bir şekilde halletmiştim işleri ama Ahu gelince yetişemeyecektim.
Arasın acilen eve yeni bir yardımcı alması lazımdı. En azından kendileri için.

Banyoda olan işlerim bittikten sonra havluyla yüzümü duruluyarak odaya döndüm.

Önce dolaptan kendime bir kıyafet seçtim ardından makyaj masasına geçerek boynumdaki izleri kapatmakla uğraştım.

Uzun süren çalışma sonucu artık hazırdım. Saçlarımı açık bırakıp, yüzüme hafif bir makyaj yapmıştım.
Parfüm sıktıktan sonra telefonumu alıp çıktım odadan.

Bu nasıl bir tesadüf bilmiyorum ama Ali'yle yine kolidorda karşılaştık.
Odasından çıkıyordu o da ,yeni uyandığı her halinden belliydi.

Bir saniye yüzüne bakıp önden gidecekken günaydın demesi ile durdurdum adımlarımı.
Dün geceden sonra beklemiyordum.

" Günaydın" diye yanıt verdim zerre kibir duymadan.

" Sen bu saate uyanır mıydın?"

Beraber merdivenlerden inerken hiç kendimi bozmadan omuz silktim.

" Bilmem uyuya kalmışım"

" İyi yapmışsın çünkü bu gün son uykun"

" Anlamadım?"

" Ahu geliyor ya ?"

İsmini duymamla an içinde çatık kaşlarım gevşedi. " Evet haklısın"

Salona iner inmez Ali mutfağa doğru gitti ve aynı şekilde bende onu takip ettim .
Kahvaltıyı berber hazırlasak daha iyi olurdu.

" Firuze!"

Bir kaç adım atmışken ansızın Arasın sesi doldu kulaklarıma.
Benimle beraber Ali'de durdu ve ikimizde arkamıza döndük.

İş kıyafetleri ile önümüzde beni izliyordu sadece.

" Buraya gel "

Birşey dememeden sessizce yanına gittim.

" Efendim ?"

Sorduğum soruya karşılık elinde tuttuğu beyaz zarfı bana uzattı.

" Ne bu ?"

" Maaşın "

Bir kaç saniye elinde tuttuğu zarfla bakıştım , ardından birşey demeden aldım kağıdı.
Maaşımı vermese bir maaşım olduğunu unutmuştum neredeyse.

" Teşekkür ederim"

" Ben teşekkür ederim" dedi ve boğazını temizleyerek devam etti " Bu gün Ahu gelecek biliyorsun "

" Evet "

" O yüzden bu iki günde olduğu gibi boş olmayacaksın. Eğer istersen bu günlük,tabi benim şoförümle birlikte şehire çıkabilirsin . Bir ihtiyacın falan varsa hallet"

Duymayı beklemediğim teklife karşılık şaşkınlıkla başımı salladım.

" İsterim "

" Güzel" dedi içli bir nefes vererek
" Birazdan çıkarız"

" Teşekkür ederim"

" Rica ederim "

~

Aliyle beraber kahvaltı sofrasını hazırlayıp hep birlikte güzel bir yemek yedik.
Daha sonra ben çantamı ve paramı alıp Arasla çıkmıştım.

Onun acilen şirkete gitmesi gerekiyordu . O yüzden ilk onu bıraktık sonrasında benim için başladı gün.

Bu hayatta en çok istediğim şeydi protez tırnak ama Ahu küçük olduğu için bu isteği çıkarmıştım aklımdan.
Üstelik Aras bu konularda çok katıdır.

Evde bir sürü kıyafetim ve gerekli olan herşeyim vardı. Bu şartlar altında iyi maaşada vermişti ve ben paramı neye harcayacağımı bilmiyordum.

Yol boyu aklıma bir sürü şey gelmişti bunlardan biride annemdi. Açıkçası annemi sevmediğim su geçirmez bir gerçek. Hayır kendimi kandırıldığım falan yok ,annemi gerçekten sevmiyorum.
Sadece vicdanım saçma şekilde onun yanına gitmemi söylesede bunu yapmayacaktım.

" Bir karar verdiniz mi ?"

Şoförün sesini duyduğumda düşüncelerden arınarak aklıma gelen en mantıklı kararımı verdim.

" Hayvan mamaları satılan bir dükkan tanıyor musunuz ?'

Cümlem biter bitmez adam bir saniye dikiz aynasından yüzüme baktıktan sonra ağır ağır başını salladı.

" Evet biliyorum "

" Oraya gidelim lütfen "


YELİZDEN

Ali'm : Ben seni kabul ediyorum. Kimin ne diyeceği umrumda değil.
Aras abimde buna dahil

Ali'm : Bu akşam abmarın arkasında olacağım.

Ali'm : Bir şekilde gel

Ali'm : Çünkü sen gelmezsen ben geleceğim

Ali'm : Ve bu sefer bana dur diyemeyeceksin!

Suzana hanımın önüme koyduğu sütü zorlukla içerken diğer yandan Ali'nin sabahın dördünde yazdığı mesajları okuyup tepki vermemek için zor tutuyordum kendimi.

Suzana Ahmet'in dadısıydı ve oldukça seviliyordu. Hal olarak bende nefret ediyordum ondan.

" Sütünü bitir Yeliz"

Sesini duymamla başımı telefondan kaldırıp önümde ilaçlarımı hazırlayan kadına döndüm.

" Doydum ben "

"Sadece bir yudum almışsın"

" Doydum !" Dedim peçeteyle süt bulaşmış ağzımı silip ayağa kalkarak.

" Noluyor ?'

Ahmetin sesini duymamla arkama döndüm içgüdüsel olarak. İş takımı yerine rahat kıyafetlerle önümde duruyordu.

" Biricik karın sütünü içmiyor "

Suzananın cümlesi biter bitmez Ahmet'in gözleri beni buldu.

" Neden içmiyorsun?"

" İçmek zorunda mıyım?"

" İçmek zorundasın !" Diyip bir kaç adım öne gelerek masanın üzerinde olan bardağı alıp bana uzattı.

" İç şunu "

" İstemiyorum"

" İç"

" İçmeyeceğim" dedim elini iterek. Bu yaşımda bir altımı değiştirmedikleri kalmıştı.

" Niye dellenmiş yine ? Her sabah içtiğin süt değil mi? Şimdi ne naz yapıyorsun ?"

Suzananın cümlesine karşılık hiç kendimi bozmadım.

" İstemiyorum işte bunun nesini anlamıyorsunuz ?"

" İstemek -"

" Tamam " diye kesti Ahmet onun cümlesini. " Birazdan içer "

" Ne zaman istersem o zaman içeceğim"

Son sözümü söyleyip bana çatık kaşlarla bakan ikiliyi aldırmadan koşar adımlarla çıktım mutfaktan. Zaten Ali yüzünden iyi değildim ,bunlarda üstüme gelince dayanamıyordum artık.

Büyük merdivenleri hızla çıkıp kendi odama gelerek kapıyı arkadan kitledim.
Ardından cebimdeki telefonu çıkarıp Ali'ye bir yanıt yazmadan dolabın başına koydum telefonu.
Çünkü biliyordum peşimden gelecekti Ahmet.
Diğer telefonum kırıldığı için kendi telefonuma aktarmıştım numarasını.

Bana yaklaşma diyen bendim ama ondan uzak kalmayanda bendim.
Dün gece yine zorla sahip olmuştu bedenime. Ölüm gibiydi bu durum.
Öptüğü her zerrem acıyordu ,kendimi yakmak istiyordum.

Kapının tıklanma sesi kulağıma dolduğunda gözlerimi sıkıca kapatıp kendimi sakinleştirmek için ellerimi sıktım.

" Aç kapıyı"

" Yalnız kalmak istiyorum lütfen"

" Kapıyı aç dedim !"

Ne dersem fayda olmayacağı kanaatinde olduğumdan yutkunarak sildim dolan gözlerimi, ardından yavaşça kapıyı açtım.

" Neyin var senin ?" Dedi kilit açılır açılmaz eliyle kapıyı iterek.

" Birşeyim yok"

" Ne bu haller o zaman? Sanki karşında düşmanın varmış gibi davranıyorsun"

"Sadece yorgun hissediyorum Ahmet "

" Yorgunluğunun hırsını benden alamazsın ama " diyip bir adımla tam yanıma gelerek kolumdan tuttu. " Söyle!"

" Neyden bahsediyorsun ?"

Kolumu kurtarmaya çalışarak yükselttim sesimi.

" Cevabını gayet iyi biliyorsun ! "

" Süt içmediğim için mi bu kadar sinirlendin ?"

" Aptal mıyım ben ?" Dedi sert şekilde kolumu bırakıp beni geri iterek. Ardından kapıya yaklaşıp açık olan kapıyı kapatarak iki kilit attığında bir anlık nefesimin çekildiğini hissettim.

" Beni çok sinirlendiriyorsun Yeliz. Benim sana olan aşkıma sığınarak hata yapıyorsun bana karşı"

" Ahmet -"

" Seni çok seviyorum Yeliz" dedi Sabır dilercesine bir nefes vererek. " O yüzden sana acıyarak bir şans daha veriyorum "

" Ne ?"

" Karım olarak en doğal şeyi istiyorum senden . Bunu anlamayacak kadar da aptal değilsin dimi ? Ve bana hayır diyecek kadar da salak değilsin"

Gözlerimden akan yaşları durdurmadan başımı yavaş yavaş sağa sola hayır dercesine salladım.

" İste-"

" Sen kimsin ki istemiyorsun ? Ben istiyorum!"

Beni zerre umursamadan yanıma gelmesi ile belimi sardı elleri. Diğer eliyle çenemi tutup başımı yukarı kaldırarak gözlerine dikti sinirden kıpkırmızı olan gözlerini.

" Köpekbalıklarını hatırlıyor musun ? Ve ya asitli suya attığım öğretmeni"

Yutkundum.

" Bide timsahlarım var , onlarında göstermiştim sana " diye dudaklarını yanağıma değdirerek fısıldamaya başladı." Dua et seni çok seviyorum Yeliz! Ama bazen benim Sabrımı taşırıyorsun"

Dudakları yanağımda gezinirken korkmuş ve donuk şekilde sadece bir noktaya bakıyordum.

" Benim Sabrımı taşırma Yeliz " dedi boynuma doğru gitmeden önce. İma ettiği cümleler bitince yanağımı okşayarak"Benimle iyi geçin!"

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro