Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

KÖRDÜĞÜM

Firuze🥀♥️

" Canın ne isterse giy" dedim Ahuyu yürütmecine koymaya çalışarak. Anında ayaklarını yukarı kaldırıp bağırmaya başladı.Kucağıma fazla alıştığı için yere bırakmamdan korkuyordu.

" Hayır bineceksin" dedim gülmemi engelleyemeden. Ağlamıyordu sadece ayaklarını birbirine çarparak bağırıyordu.

" Yeliz yardım eder misin ?"

Ricama karşılık hemen aşağı eğilip Ahunun bacaklarını yavaşça açarak yürütmece koymama yardım etti.

Ayakları yere değdiğinde korkudan bağırıyordu hala.

" Hayır oradan çıkmayacaksın!"

Ne dediğimi anlıyormuşcasına daha yüksek sesle bağırmaya başladı.Kızmıştı.

" Bir kaç dakika kalsın alışır" dedim dudaklarını büzen bebeğimin saçlarını okşayarak.
Kalkmak için ayaklarını yerden kaldırıp zıplamaya çalışıyordu.

" Çıkarsak mı acaba ?"

Yelizin sesini duymamla hayır anlamında salladım başımı. " Olmaz alışması lazım"

" Baksana ağlıyor"

" Kucağıma almam için artislik yapıyor"

Ahunun tembelliğine bir son vermem lazımdı. Onun bakıcısı olmam aynı zamanda onu eğitmem anlamına geliyordu.
Kötülüğüne birşey asla yapmam ben. Bu alet yürümesi için eminim ki , yardımcı olacaktı ona.

" Sen giyecek birşey seçtin mi ?"

Bu gün Arasın misafirleri gelecekti o yüzden sabahtan hazırlık yapıyorduk ikimizde.
Ahu uyurken ben yemek yapmıştım Yeliz ve Ali evleri temizlemişti.

Arasa yardımcı için sürekli baskı yapmama rağmen tamam diyip geçiştiriyordu. Şimdi Yeliz yanımdaydı bir şekilde hallediyorduk ama böyle de devam edemezdi.

Ali ve Yeliz yakında gidecekti. Bunu her ne kadar istemesekde olması gereken buydu maalesef.

Ali Arasın sert kuralı ile bir aydır evden dışarı çıkmıyordu. Ne kadar belli etmesede kardeşini herşeyden çok seviyordu Aras,ona zarar gelsin istemiyordu. Aynı zamanda buralardan gitsin de istemiyordu. Lakin herkesin iyiliği için, en azından ortalık sakinleşinceye kadar gitmeleri lazımdı.Bunu da en iyi kendileri biliyordu.

Yeliz dışarı çıkamadığı için benim eşyalarımı ortak kullanıyorduk. Utangaçlığı dışında iyi bir kızdı. Sade ve sessiz bir yapısı vardı. Aynı zamanda oldukça da güzeldi.

" Bilmem giyerim işte birşeyler"

Ahu bağırmayı bırakmıştı bu arada. Ama hala haraket etmeden aşağıdan yukarı bana bakıyordu masum masum.

" Tamam " dedim yavaşça geri çekilip dolaba doğru giderek.

İşlerim bittikten sonra hızlı bir duş alıp Ahuyu hazırlamıştım. Şimdi Aras gelmeden bende hazırlanıp aradan çıksam iyi olacaktı.

Biraz oyalandıktan sonra hoş bir elbise seçip geri çekildim.


Saçlarımı olduğu gibi açık bırakıp biraz da makyaj yapsam tamam olacaktı.

" Bu çok güzel" dedi elbiseyi baştan sona süzerken. " İstersen sen giyebilirsin" dediğimde hayır anlamında salladı başını.

" Ben bunu taşıyamam "

" Niye taşıyamazsın ?"

Sorduğum soruya karşılık beni baştan sona süzerek " Ben fazla zayıfım"

" Standart bir elbise bu"

" Hem göğüs dekoltesi var " dedi bakışlarını kaçırarak. " O asla böyle şeyler giymeme izin vermezdi "

" Ahmet mi ?"

Başını salladı sessizce.

Üzerinde nasıl bir tramva bırakmışsa yokluğundan bile korkuyordu.
Bir adım uzağımda olan kıza elimi uzatıp bana bakmasını sağladım. " O artık yok"

" Biliyorum"

" Ortada korkulacak bir durum da yok. Kendini çok kasıyorsun Yeliz. Aras ,Ali ve ben sonuna kadar senin yanındayız"

Elinin üzerinden elimi çekip saçlarına koydum,ardından yanağına getirip yuvarlak yüzünü okşadım.

" Lütfen artık bırak kötü düşüncelerini"

" Elimde değil"

" Ali'ye hiç sarıldın mı?"

Ansızın ve yersiz soruma karşı kaşlarını çatarak sessiz kaldı bir kaç saniye.

" Ali'ye sarılmayı denedin mi ?"

Geldiğim günden bu yana Yeliz dilinden düşmüyordu Ali'nin. Onu öyle bir anlatıyordu ki bana , aralarında olan aşkı hayal bile edemiyordum.

Ama şimdi birbirlerinden kaçışlarını izliyordum sadece. Yeliz Ali'ye yakın gelmiyordu. Ve Ali sorgulamıyordu bu durumu.

" Ali ve benim aramda olan şeyler-"

Cümlesini yarıda kesip elini ağzına koyması ile endişeyle tuttum elini.

" Yel-"

Bu sefer benim lafımı kesen Yelizin ansızın öğürmesi oldu.
Elini ağzına tutup başını aşağı eğdiğinde korkuyla kolundan tuttum. " Yeliz iyi misin ?"

Hızla hayır anlamında salladı başını ve elimi bırakarak yan tarafa bulunan banyoya doğru koştu.
Hiç zaman kaybetmeden yanına gelmiştim bende.
Klozetin kapağını açıp aşağı eğildiğinde saçından tutup hızla belini sıvazlamaya başladım.

" Noldu ?"

Öğürüyordu sadece.

Kendimi Yelize o kadar fazla kaptırmıştım ki , yürütmeçin tekerleğinin sesini duyduğumda açık kapıdan içeri boylandım ve Ahunun koşarak banyoya doğru gelişini izledim.

Peşimizden gelmişti.

" İyiyim "dedi nefes nefese geri çekilerek.

Hemen gözlerimi Ahudan çekip kalkmaya çalışan kıza döndüm. " Noldu birden?" Dedim elinden tutup kalkmasına yardım ederek.

" Yediğim birşey dokundu herhalde"

Musluğu açıp elini yüzünü yıkarken içli bir nefes verdim.

" İstersen dinlen biraz"

" Misafirler-"

" Daha gelmelerine var " diye lafını yarıda kesip duvardan asılan havluyu uzattım ona.

Olumlu anlamda salladı başını odaya doğru giderken.
O sırada Ahu odanın içinde o yana bu yana koşarak kendi kendine yüksek sesle mırıldanıyordu.

" Hadi yatağa geç " diyip ondan cevap beklemeden yatağa doğru giderek battaniyeyi kenara çektim.

" Teşekkür ederim"

" Gel uzan ,ben sana tuzlu bir ayran yapacağım "

" Hayır istemiyorum ayran " dediğinde merakla çatıldı kaşlarım. " Tuzlu ayran iyi gelir mide bulantına "

" Canım istemiyor"

Yüzünü ekşitip yatağa geçti sessizce. Ben olduğum yerden onu izlerken aklıma gelmek üzere olan kötü düşüncelere dalmadan kaçırdım gözlerimi ondan. Hayır.

Ardından sessizce Ahunun yanına gidip kucağıma aldım onu .
Bu ani bekliyordu sanki.

" Biz çıkalım o zaman"

" Teşekkür ederim Firuze"

" İyi dinlenmeler "

Son sözümü söyleyip bir elime Ahuyu diğer elime yürütmeci alıp sessizce çıktım odadan.

~

Bazı eşyalarımı Arasın odasına taşıdığım için orada hazırlanıp aşağı inmiştim. Saçlarımı önce açık bırakmak istedim ama son anda dolabın üzerindeki tokayı görmemle değiştirdim fikrimi

Arasın dün gece yaptığı morluklar hala bedenimde olduğundan çok fazla fondöten sürmüştüm boynuma.
Sadece boynum olsa neye yarar, göğüslerim de  kıpkırmızıydı.
O yüzden baya oyalanmıştım.

Bundan şikayetçi olduğum söylenemezdi elbette. Dürüst olmak  gerekirse onun bu aç hallerini seviyordum. Canımı yakması hoşuma gidiyordu.

Masaya son tabağı bırakıp Ahunun fotoğrafını çekmeye çalışan Ali'ye döndüm.

Açıkçası onların arasına girmeyeceğim diye kendime söz vermiştim ama bu kadar uzak kalmaları canımı sıkıyordu benim. Üstelik birbirlerine bu kadar aşıkken.

" Bitti sonunda" dedim yanlarına gelerek.

" Şimdi bırakıyor musun beni ?"

Telefonu kapatıp cebine koyduğunda gülümseyerek başımı salladım.
" Teşekkür ederim"

Masayı hazırlayıncaya kadar Ahuyu ona emanet etmiştim.

" Ben odama gidiyorum o zaman"  dediğinde sabahtan içimde tuttuğum cümleleri dışa vurmak adına o ayağa kalkmadan araya girdim hemen.

" Odana gitmeden önce Yelize baksan iyi olur "

Cümlem biter bitmez gözlerini Ahudan çekerek bana döndü. Anında çatıldı kaşları. " Birşey mi oldu ?"

" Bilmiyorum az önce kusuyordu"

" Neden?"

" Yediği birşey dokundu büyük ihtimalle"

" Odasında mı şimdi?"

Endişeyle ayağa kalktığında bende kalktım.

" Evet dinleniyor "

" Ben gidip bakayım "

" Bencede git " dedim koltuğun üzerinde oturan bebeği kucağıma alarak.
Bunun üzerine Ali daha fazla birşey demeden sessiz ama hızlı adımlarla ayrıldı yanımızdan.

Birbirlerine o kadar ihtiyaçları vardı ki . Belkide Yeliz tüm ürkekliğini yıkıp Ali'ye bir adım atsa bitecekti tüm korkuları.

" En sonunda ikisini bir odaya salıp kitleyeceğim kapıyı" dedim kendime kendime giden Ali'den gözlerimi çekerek.

" Da-da"

Elini kolyeme koyup yine kendi kendine konuşmaya başlamıştı Ahu.
Gümüş kolyemin klonunu ağzına almak isterken gülerek geri çektim elini .

" Hadi ama onu da yiyemezsin"

" AAA"

" Olmaz"

Gün geçtikçe daha fazla yaramazlaşıyordu.
İtirazıma karşılık birkez daha bağırıp saçıma attı elini.
Kendince çekmeye çalışırken bileğini yavaşça kavrayıp" Hayır bebeğim saçım olmaz " diye geri çekmeye çalıştım onu.

Bir gücü yoktu, canım yanmıyordu o yüzden ama dağıttığı için zorda olsa kurtulmuştum elinden.

" Sen iyice manyaklaştın" dedim kısa saçlarını şakayla  dağıtarak. " Hoşuna gidiyor mu ?"

Çok tombuldu ve bez taktığı için poposu normalden daha büyük görünüyordu.
Yanakları pembeydi , büyük gözleri,uzun kiprikleri vardı.

Annesini hiç görmemiştim ama Aras ve Ali'ye çok benziyordu.
Aras gibi beyaz tenliydi  , gözleri ve burnu Ali'ye benziyordu.

Kısaca çok şirindi. Hayatımda gördüğüm en şirin bebekti.

Kendi kendime düşüncelere dalmışken anısızın duyduğum araba sesiyle kendime geldim.
Bakışlarımı cama çevirdiğimde iki tane büyük arabanın bahçeye girmesine şahit oldum.

" Geldiler sonunda " dedim Ahuya dönerek.
Gözleri hala kolyemin üzerindeydi.

Neden bilmiyorum ama ansızın heyecan sarmıştı kalbimi.
Dışarı çıkmak yerine tekrar cama döndüm.
Salonun ortasında olduğumdan net şekilde görünüyordu bahçe.

Önce Aras indi arabasından. Ardından diğer arabanın yanına gidip kapının açılması ile diğer inen adamı karşıladı.

Uzun boylu, takım elbiseli sarışın bir adamdı.
Onun hemen ardından küçük bir erkek çocuğu girdi görüş alanıma.

Nereden bakarsan dokuz- on  yaşlarında, sarışın,kahaküllü  bir çocuktu. Elinde beyaz siyah bir futbol topu vardı.
Uzaktan anca bu kadarını göre biliyordum.

Ben çocuğu incelerken kızıl saçlı olan bir kadın indi bu sefer.
Siyahlar içinde kocası olduğunu  düşündüğüm adamın elini tutması ile yanına geldi.

Önce bahçeye çıkmak istedim ama yollarını bekliyormuş gibi gözükmemek için olduğum yerde sessizce kapının açılmasını bekledim.

YAZARDAN....

Uzun zamandır elinde tuttuğu fotoğraftan gözlerini çekip keyifle sırıttı. Az önce elma soyduğu bıçağın ucunu önce Arasın, ardından kaydırarak yanında olan Firuzenin resminin üzerinde gezindirdi.

" Benim güçlü askerim" dedi kendi kendine gülerken. " Büyümüş ve aşık olmuş"

Ahmet'in kendi kendine konuşmasına daha fazla seyirci kalmadı Suzana hanım. Çatık kaşlarını önünde oturan adamdan çekmeden " Kimden bahsediyorsun Ahmet?"

" Karımın kaynından" diye cevapladı hiç kendini bozmadan.

" Ne ?"

Kadın anlamazca ona bakarken elinde tuttuğu telefonun ekranını ona çevirdi.

" Bak "

Firuze ve Arasın davet çıkışı çekilen net fotoğraflarına bir kaç saniye bakarak "Korsan değil mi bu ?"

" Korsan değil dadı,Aras Saygın!"

Suzana hanım görür görmez tanımıştı Arası. Ahmet'in işlerinin içinde olduğundan yer altının meşhur canavarını yani Korsanı görür görmez tanımıştı.

Korsan ismini Arasa büyükler vermişti. Herkesin istediği  adamdı o.

Aras ünlü biri değildi sadece bir iş adamıydı. Fakat ismi  zenginler arasında geçtiğinden yılda bir kerede olsa magazin gündeminde konu oluyordu.

" Bunun kardeşine kaçmış bizim küçük kafalı"

" Bu gerçeği ne zamandır biliyordun ?"

Suzananın sorusuna karşılık bilmişcesine süzdü gözlerini. " İki saatten az sürdü biliyor musun ?"

" Ne bekliyorsun o zaman?"

" Ne yapayım?" Dedi tekrar kadına dönerek. " Başkasının altına kaçan kadını evimemi getireyim "

" Serbest mi bıraktın onu ?"

Ağır ağır salladı başını.

" Şimdilik " dedi gözlerini tekrar ekrana çevirerek. Başparmağı ile Firuzenin resmini okşarken içli bir nefes verdi
" Şimdilik "

Bölüm sonu.

Bölüm hiç içime sinmedi ama bekletmemek için attım.

Kısa oldu ama diğer bölüm çok güzel olacak ve söz telafi edeceğim.
Sizden tek ricam oy ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen

Diğer bölümde 17 yorum vardı sadece://
Lütfen erken ve uzun bölümler istiyorsanız yorum yapın.


Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro