Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

HAVUZ TEHLİKESİ

Hoşgeldiniz<33

Diğer bölüm Final

🥀

Kucağımda olan boşluğu hissettiğimde daha uyanmamıştım ama Ahunun yanımda olmadığının bilincindeydim.

Odaya vuran güneşin ışığı ile kısarak açtım uykulu gözlerimi. Siyah saçlarım yüzüme düşerken elimle kenara itip yüzümü ekşittim.

" Ahu?' Diye mırıldandım kendi kendime etrafıma bakınırken. Dün üç kişi uyuduğumuz yatakta sadece ben uyanmıştım.

" Aras?'

Başımı zorlukla yastıktan kaldırıp banyoya döndüm. "İçeride misin?"

Ne su sesi ne insan sesi geliyordu. Göğsümü içime çekerek sesli bir nefes verdim. Üstümdeki yorganı kenara itip dağınık saçlarımı kaşıyarak ayağa kalkmaya çalıştım demir eksikliğime dikkat ederek.

Dün gece giydiğim beyaz geceliğimin üzerine tül sabahlığımı giyip ,ayağıma oda da bulunan tüylü terlikleri giydim.

Açıkcası benim tarzım değildi ,sadece gecelik takımının bir parçasıydı. Gecelik giymeyi hala sevmiyorum.

Sabahlığın önünü bağlayıp sersem adımlarımı kapıya doğru sürükleyip elimi kulpa koymamla açtım kapıyı.

Dün erken uyumama rağmen geçen zor günlerin yorgunluğunu bedenimde hissediyordum hala. Arası deli gibi özlememe rağmen dün gece onu öpmeyecek kadar halsizdim. Sadece Ahuya sarılıp uyumuştum.

Elimin birini saçıma koyup kaşırken diğer kapıyı kapattım ve bu an hayatım boyunca hiç duymadığım bir adamın sesini duydum.

" Günaydın"

Kaşlarım merakla çatılırken arkama döndüm anında. Önümde bornozlu, esmer, mavi gözlü, elinde diş fırçası ve havlu olan hafif göbekli,uzun boylu bir adam gülümseyerek bana bakıyordu.

"Günaydın?" Dedim merakla onu baştan sona süzerek "Siz kimsiniz?"

" Bunu dişlerimi fırçaladıktan sonra uzun uzun konuşabilir miyiz?'

" Ne?"

" Dün gece sarımsağı biraz fazla kaçırdım da"

" Anlamadım -'

" Geliyorum şimdi" diyip ben ağzımı açmadan hızlı adımlarla Ali'nin odasına gitti.

Adamın arkasından baka kaldım birkaç saniye. Hayır yanlış söyledim o kadar fazla daldım ki ,beni düşüncelerden arındırıan Yeliz oldu anca.

" Firuze?' diye sorarcasına adımı seslendi odasından çıkar çıkmaz. Gözlerimi Ali'nin kapalı olan kapısından çekip Yelize döndüm.

O da yeni uyanmıştı, üstünde pijama vardı, saçları salaş vaziyetindeydi."Kiminle konuşuyordun?'

" Burada bir adam var" dedim ona doğru giderken." Ali'nin odasına girdi"

" Yasin Bey mi?'

Anlamsızca çatıldı kaşlarım." Yasin Bey kim?"

" Tanımıyor musun?"

" Tanımıyorum hayır" dememle dik dik yüzüme baktı hafif kızarık gözleriyle. Ağladığı belliydi. " Aras abinin babası"

" HA?" diye yükselttim sesimi beklemediğim cevabı duymamla. Göğsümde birleştirdiğim ellerimi aşağı indirip büyüttüm gözlerimi."Ne?"

" Bildiğini sanıyordum"

" Hayatımda ilk defa görüyorum"

" Bende geçen tanıştım"

Uyku sersemi olduğumdan üzerimde olan şeyin kısa ve açık olduğunu utançla başımı yere eğdiğimde farkettim. Ellerimle üzerimi kapatıp " İçeri girsem iyi olacak"

" Gel " dedi kapıyı açıp odaya girmeme müsade ederek.
Arasla sevgili olmadan önce kullandığım odaya ilk adımı atar atmaz derin bir nefes aldım.

O kadar mayhoş uyanmıştım ki , babasını bırak Ali'nin bile evde olmasını düşünmemiştim. Sabahlık belki biraz kurtarmıştı beni ama üstümdeki şey gerçekten fazla açıktı. Dün gece sadece rahat hissetmek için giymiştim bunu.

" Bu adam ne ara geldi ya?'

" Dün gece geldi"

Hemen yönümü arkamdaki kıza çevirdim." Sen uyanık mıydın?"

" Seslere uyandım bende" dedi dağınık yatağının yanına gelerek." Gecenin kaçıydı bilmiyorum kapıyı çaldılar Aras abide içeri davet etti"

" Anneside mi burada?"

" Evet "

" Benide uyandırsaydın keşke"

Omuzlarını silkerek yatağın üzerinde olan peçeteyi avucuna alıp sıktı."Bende kalmadım, mutfağa geçtiler ve bir şeyler konuşmaya başladılar"

" Mutfakta mı konuştular?"

" Galiba ailevi bir mesele"

Göğsümü içime çekerek aldığım nefesi sesli şekilde geri verdim. " Ben aşağı insem iyi olacak. Ahu ve Aras nerede bilmiyorum "

" Şimdi mi iniyorsun?"

" Bir şey mi oldu?" Diye sordum gözlerimi kızarık gözlü kıza çevirerek.

" Konuşmak istiyordum seninle"

" Hangi konuda? Ve acil mi?"

Ahetse ahetse salladı başını. Gözlerini yere çevirirken" Bebeğim ve benim hakkımda"

Konu Ali ve kendisi değil de bebeği olunca merakla bir adım attım yatakta başı aşağı eğik şekilde oturan Yelize.

" Bir karar verdin mi?" 

Sorduğum soruya karşılık gözlerini tekrar bana çevirip akan bir damla yaşı elinin tersiyle sildi. " Onu aldırmak istemiyorum "

Burnunu çekerek ben ağzımı açmadan devam etti konuşmaya. " Sonuçta o Ahmet'in olduğu kadar benim de çocuğum. Çok düşündüm Firuze,ama ona kıymak için elimde bir sebep yok. Tamam babası iyi bir insan değil ama ben annesi olarak savaşmak istiyorum onun uğrunda"

Daha ilk cümleden kalbime giren garip sızı nemlenmek üzeri olan gözlerime yansıdı.

" Ben çocuğu mu alıp gitmek istiyorum buralardan"

" Ne?"

Neye uğradığımı şaşırırcasına verdiğim tepkiye karşı sessiz kalmadı yine.

" Benim hayatta ondan başka kimsem yok-"

" Biz varız "

" Hayır!" Dedi başını sağa sola sallayarak.
" Size , özellikle sana yeterince bela oldum zaten inan bana daha fazla kalmaya yüzüm yok"

Konuştukça titreyen sesi, çaresiz ve pişmanlık dolu akan gözleri o kadar zavallı gösteriyordu ki onu, elimde olmadan benimde gözlerim dolmuştu.

"O gün Aras abi bana seni sorduğunda gerçekleri söyleyemeyecek kadar korkaklık yapmıştım. Belki benim için gittiğini söyleseydim daha erken bulurdu seni ve bunları yaşamak zorunda kalmazdın"

" Yeliz-"

" Boşuna konuşma lütfen" diye kesti lafımı ayağa kalkarak.
Ne diyeceğimi bilmez şekilde onu izlerken yana salladığım ellerimi elleri arasına aldı. "Ben burada kendimi hiç iyi hissetmiyorum,ne zamana kadar size sığınarak yaşayacağım ki ? Sonuçta sizinde özel hayatınız var"

"Sen bize yük değilsin, lütfen böyle konuşmayı kes" dedim tuttuğu elleri arasından elimi çekip iki omzuna koyarak."Daha dışarda tehlike bitmedi Ahmet seni bulabilir, bebeğini alabilir senden"

" Başka bir ülkeye gideceğim"

" Kolay mı sanıyorsun Yeliz? Hamile halinle tek başına hem" dedim kaşlarım çatılırken" Hem Ali nolacak?"

Ali'nin ismini duymasıyla farkedilir şekilde değişti bakışları ,buna an be an şahit oldum.

" Yeliz?"

" Bizden olmaz artık" dedi tok şekilde,ama bunu kalbiyle söylemediği gözlerindeki hüzünden belliydi.

" Neden? Noldu birden?"

"Nedeni o kadar fazla ki , hangisinden başlasam bilemiyorum"

Elimi bu sefer omzundan çekip bana bakması için çene altına koydum. Bakışlarını yerden çekip bana döndüğünde noldu dercesine kaldırdım kaşlarımı.

" Gerçekten uzun hikaye. Bu kararım ikimiz içinde en doğru olanı"

" Ali sana bir şey mi söyledi?"

" Hayır!"

"Doğruyu söyle"

" Yemin ederim" dedi ıslak yanağını tekrar silmeye çalışarak. O sildikce ıslanıyordu. " Sadece olmuyor işte, yapamıyoruz"

" İyide siz hiç denemiyorsunuz ki?"

" Farklı dünyaların insanlarıyız biz"

" Aras ve bende farklı dünyaların insanlarıyız" dedim hiç çekinme gereği duymadan.Benim nereden geldiğimi ve onun nereden olduğunu anlatmama gerek yoktu.

" Sizin hikayeniz farklı"

" Aslında o kadar da farklı değil" diye başlayıp buruk bir gülümseme yerleştirdim yüzüme " Arasla tanıştığımda bende senin gibi çaresizdim,bende senin kaçmaya çalışıyordum kaderimden"

Dikkatli bakan gözleri bende sabitlenirken elimle gözlerimi silip konuşmaya devam ettim.

" Aklımca sığınacak bir liman arıyordum kendime,ve ya beni yağmurdan saklayacak bir ağaç, güneşte yanmama izin vermeyen bir gölge olarakta düşüne bilirsin.
Kısaca Aras beni bulduğunda ben çok savunmasızdım.
Bakma şimdi böyle gürlediğime aciz olduğum çok zamanım oldu benimde. Bazen bende senin gibi başımı alıp gitmek istedim buralardan ama yine senin gibi gidecek bir yerim yoktu"

" Kalmakla olmuyor ki "

Lafımı keserken anlayışla salladım başımı." Gitmeninde bir zamanı var Yeliz. Kaçmak senin düşündüğün kadar kolay değil"

Ali'yle arasında ne olduğunu anlamasamda bu olayı fazla sorgulamadım. Ama gitme konusuyla ilgili tepkim aynı değildi. Gitmek istese bile bu kadar kolay olamazdı bu durum.
Üstelik bir mafya babasının çocuğuna hamileyken.

" Bak Yeliz" dedim son kez yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırarak.
" Bence sen biraz daha düşün. Gitmek istersen durduramam ama bilmeni isterim ki , öyle kolay kolayda bırakmam seni"

Cevapsızca bana bakarken susmadım yine.

" Kendi düzenini kuracaksın elbette bu konuda bende senin yanındayım-"

" O zaman?"

" Ama şimdi değil. Zamanı geldiğinde"

~


Yelizin odasından çıktıktan sonra elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirmiştim.
Makyaj yapmadan saçlarımı toka yardımıyla sade bir topuz yapıp aşağı indim.

Salon bomboştu ama mutfaktan sesler geliyordu.

Annesi Ali'ye hanımla daha önce tanışmıştık ama o zamanlar  ilk geldiğim gündü.
Tabi Arasın sevgilisi değil de sadece bir çalışanıydım evde.

Babasıyla tanışma fırsatı olmadı,bu sabah olan tatsız karşılaşmayı saymazsak tabi.

" Ab-A BAAA"

Yavaş adımlarımla mutfağın yolunu tutarken bahçeden içeri giren Ahuyu görmemle çatıldı kaşlarım.

Asuman Ahuyu kucağına almış koşar adımlarla gülerek içeri girmesiyle beklemedim olduğum yerde.

" Asuman dur" diye onu uyarmak adına hafifçe bağırdım."Düşeceksiniz dur"

Ona doğru koştuğumu gördüğünde gülerek bahçeye koştu tekrar. Hızlandırdım adımlarımı.

Ahu daha çok küçüktü,Asumanda küçük olduğu için onun kucağında olması doğru değildi. İkiside düşe bilirdi.

Havuza doğru koşarken bağırmam şiddetlenmişti ,aynı şekilde onun adımlarıda.

" Ahu öldü" diye bağırıp havuzun tam yanına yaklaşması ile ondan sadece bir kaç adım uzakta kaldım. Nefes nefese durması için tam bağıracakken Ahuyu yukarı kaldırıp sert şekilde suyun içine atmasıyla büyüyen gözlerimle beraber bir anda nefesinin kesildiğinide hissettim.

" AHU!"

Bağırmam bahçeyi inletirken son bir kaç adımla havuzun yanına gelip yüzme bilmeyip ve bunu sorgulamadan derin havuzun içine attım kendimi.

" Ahum" diye son kez bağırıp dibe doğru süzülen bebeğe yetişmek adına  inmeye çalıştım.

Ben indikçe yukarı kaldırıyordu su beni ama bembe kıyafetli Ahuyu net şekilde görüyordum.

Tüm çabalarımla ve nefessizce ona doğru inerken suya ansızın birinin atladığını  hissettim.

Benden uzakta kalan bebeğe doğru uzanan adam hızla inip Ahuyu alarak aynı hızla yukarı çıktı.

Bu sırada bir elde aynı şekilde beni yakaladı.

Kapanmak üzeri olan gözlerimi son gücümle açıp bana tutnan bedene sıkıca tutunup müsade ettim yardım etmesine.

Saniye farkıyla başımın sudan çıkması canım çıkacak kadar öksürmeme sebep oldu.

" İyi misiniz ?" Diye soran adama kısa bir bakış atıp onun  dışarda olan korumalardan biri olduğuna emin olduktan sonra cevap vermeden ansızın ağlayarak öksürmeye başlayan bebeğime döndüm.

Onun gibi ıslak olan dedesi sakinleştirmek adına sallıyordu kucağında.

" Ahu" dedim beni saran adamı yavaşça itip çıkmak için elimi yanımda olan demir merdivene koyarak."O iyimi?"

Suyun içinden çıkarak kendi kendine gülen Asumana aldırmadan Yasin Bey'in yanına koştum.
Kucağında sırılsıklam olan bebeği hızla kucağıma alarak başını yere çevirip sırtından vurmaya başladım.

Hem öksürüyor,hem ağlıyor aynı zamanda da bağırıyordu.

" Havuza nasıl düştü bu çocuk?"

Sorusuna cevap vermeden Ahuyu tekrar kendime çevirip sarıldım sıkı sıkı. Bağırması ve öksürmesi hafiflerken korkuyla ağlaması devam ediyordu hala.
Kapattım gözlerimi.

" İyisin" diye fısıldadım boğazımdan acı dolu bir hıçkırık dökülürken.
" İyisin"

Bölüm sonu.

Selam arkadaşlarım. Bazı kötü yorumlara cevap vermiyorum çünkü bu sizin hakkınız. Karakterlerimi sevip sevmemekte özgürsünüz, onları dilediğiniz gibi eleştire bilirsiniz.
Ama sevmediğiniz karakterler yüzünden kitabıma ve şahsıma haraket etmeyin lütfen ♥️

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro