Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

GİZEMLİ ADAM

İki gün sonra....

Ahu kucağımda uzanır şekilde biberonundaki mamayı yerken küçük ela gözlerini bir an bile çekmiyordu gözümden.
Yüzü tamamen dona kalmıştı, sadece dudakları oynuyordu. Arada bir minik gözlerini kırpıyordu bide.

Tatlıydı. Fazlasıyla tatlıydı.

Küçük yüzü , küçük elleri , ayakları burnu dudakları...Çok küçük fazla küçüktü.

" Amm"

Biberondan ağzını çekerek çıkardığı garip sesle anında bozdu aramızdaki sihirli sessizliği.

" Doydun mu ?' diye sordum tekrar ağzını açmasını isteyerek. Lakin anında diğer yöne çevirdi yüzünü .

" Yani doydun?"

Daha iki gün önce tanışmamıza rağmen kötü anlaşmıyorduk. Bu konuda şanslı olmalıyım ki ,Ahu geceleri ağlamıyor. Lakin geç uyuduğu su geçirmez bir gerçekti.

Ev kocamandı. Gündüzler burada ben ve Elif dışında kimse olmuyordu.Anne ve babası ben geldiğim gün çıkmışlardı. Aslında babasını görmemiştim. Gelir gelmez Ahunun odasına getirmişti beni Aras bey.
Elif'de ev işlerine bakan genç ve dul bir kadındı.

İki gündür alışmaya çalışıyorduk birbirmize. Tüm zamanımı Ahuyla geçiriyor o uyuduğu zamanlarda duş alıp anca rutin işlerimi yetiştiriyordum.

Aras bey eve akşamları geliyordu sadece o zamanlarda yüzünü fazla göremiyordum. Gelir gelmez yemeğini yer Ahuyu biraz, çok az sevip odasına çekilirdi.

Daha ilk günden garip gelmişti bu durum bana. Yeğenine karşı bu kadar hassas olan bir adamın onunla bile bu kadar soğuk olması merak uyandırıyordu içimde.

Gerçi Aras bey sadece Ahuya karşı değil anladığım kadarıyla annesi ve babası dışında çoğu kişiye soğuktu.
Benimle de sadece çocukla ilgili iki kelam eder işi bitincede odama gönderirdi.

Şu an saat gecenin biri olmuştu bile. Ve nihayet karnı doyan küçük hanım uyuya kalmıştı kollarımda.
Küçük bebek kokusu burnumu sızlatırken onu sessizce yukarı kaldırıp tombul yanaklarına iki buse bıraktım.

Küçük olmasına rağmen oldukça şişko bir bebekti.
Ve bu onu yeme isteğimi her saniye daha fazla artıyordu.

Nihayet uzun sürelik bakışma sonucu bir kez daha alnından öperek ayağa kalktım.
Kucağımda olan bebeği yukarıya doğru götürürken her adımımı özenle atıyordum.

Ahuya karşı ilk iki günden bu kadar korumacı olmam Aras Beyden korktuğumdan kaynaklanmıyordu. Ona zarar gelmesini istemiyordum sadece.

Nihayet odaya varır varmaz bebeği süslü beşiğe bırakarak pembe battaniyesini üzerine örttüm.

Tam başının üzerinde olan ay ve yıldız desenli oyuncağın ışığını yakarak dönmesini sağladım.
Böylece hem dönüyor,hem ninni tarzında bir melodi yayıyor aynı zamanda odayı aydınlatıyordu.

Ahunun beşiğinin yanında bir yatak daha vardı. Orada ben uyuyordum.
Gerçi benim kendime ait odam var ama onun yanında uyumamı isteyen de Aras beydi.

Bir kaç dakika iyice uykuda olduğundan emin olduktan sonra yavaşça yatağın yanındaki telsizi alarak çıktım odadan.

Normalde bu saatlerde yorgunluktan uyurdum ben . Ama Ahu beni hiç yormuyor,aksine onunla zaman geçirirken daha iyi hissediyordum kendimi.

Elif çoktan uyumuştu bende birşeyler atıştırdıktan sonra uyuyacaktım .
Karanlık salondaki uzun mermer merdivenleri hızlı şekilde inerek mutfağa koşmamla daha içeri girmeden durdurdum adımlarımı.

Karanlık mutfağı aydınlatan sadece bahçenin ışıklarıyken Aras bey oldukça net şekilde tam önümde duruyordu.

Evinde yardımcı olmasına rağmen elinde tuttuğu tavaya yumurta kırıyordu.
Ev fazla büyük olduğundan duymamıştım sesini.

" Siz ne zaman geldiniz?" Diye sordum elimi uzatıp ışığı yakarak.

" Az önce"

" Duymamışım "

" Olabilir"

Aldığım klasik Aras bey cevabı ile kapıyı kapatıp içeri girdim.

" Sen neden uyanıksın ?"

" Acıktım" diye cevaplayarak yanına geldim bu sefer.

Takımını çıkarıp beyaz gömleğinin kollarını çermeleyerek yumurta kırıyordu kendine. Evet dolapta tüm dünyanın nimetleri varken hemde.

" Yumurta yer misin?"

" Elif sarma yapmıştı bu gün "

" Sen bilirsin "

Son cümlesini duymamla fazla birşey demeden dolaba doğru giderek tencerede olan sarmayı çıkardım.

Aslında onu yavaş yavaş tanıdıkça garip gelmiyordu yaptıkları. Belki de hiç gelmemeliydi. Her insan farklı olduğu kadar zevk ve istekleride farklıdır.

Adamın canı alt tarafı yumurta çekmiş. Amma abarttın.

Düşmanım olan iç sesim haklıydı yine . Neden bu kadar abartıyorum ki ?

Aras Bey'in işi bittikten sonra bende kendi yemeğimi ısıtıp onun önündeki sandalyelerden birine oturdum.

" Afiyet olsun" dedi yemeğe başlamadan önce. Ve ondan beklemediğim jestle kısa bir sessizlikten sonra başımı salladım.

" Teşekkür ederim sizede "

Kendime çatal çıkarırken bir tanede onun önüne koymuştum. Lakin o ekmeye bandırıp yemeği tercih etmişti.

Biliyorum belki de saçmalıyordum iyice. Ama iş yerinde gördüğüm klass adamın şu an önümde sanki ilk defa yemek görmüş gibi yemesi sürekli ona bakmama neden oluyordu.
Sürekli derken belki de laf gelişi söylemiştim.
Çünkü öyle bir bakış atmıştım ki ona cevap vermesi uzun sürmemişti.

" Canın çektiyse ye.'

Sorduğu soruya karşı hemen kaçırdım gözlerimi.

" Hayır "

" O zaman neden öyle bakıyorsun ?"

" Bakmıyorum "

Attığım yalanla daha fazla utandım bu sefer. Öküz trene bakar gibi bakıyordum hemde.

İnanmasada birşey demeden son lokmayı ağzına atıp tabağını alarak ayağa kalktı. Ardından musluğun içine koyarak yıkadı ellerini.

" Bu gün odanda uyu istersen "

" Ahu -"

" Ahu benimle uyuyacak"

Beklemediğim bu ani kararla şaşkınlığımı gizletmeye çalışarak sessizce başımı salladım.

" Siz nasıl isterseniz Aras bey "

" İyi geceler"

Yüzüme bile bakmadan mutfaktan çıktığından arkasından iyi geceler diye mırıldandım sadece.

🥀

Sabah gözlerimi çalan telefonumun sesiyle açmıştım.
Lakin defalarca çalmasına bakmayarak kimin aradığını bildiğimden bakma gereği duymamış, telefonu sessize atarak duşa girdim.

İsmet oradan ayrıldığım günden durmadan izime düşmeye çalışıyordu. Evden çıkamadığım için yeni bir hat alamamıştım kendime.
Gerekli herşey vardı benim için. Yedek ve güzel kıyafetler bile.

Tüm zamanımı Ahuya ayırmam için Aras bey tüm ihtiyaçlarımı gidermişti aklınca.
Hayatımda eksik olan tek şey yeni bir telefon ve yeni bir hatdan başka birşey değildi şimdi.

Annem çoktan bırakmıştı beni ama İsmet işi zorlayacak gibiydi. Bana olan duygularından kaynaklanan istekleri arsızlaşıyordu gitgide ve bu durum artık rahatsız etmeye başlıyordu beni.

En sonunda engelleyecektim olup bitecekti.

Uzun sayılmayacak bir duş sonrası havluyla sarılarak dışarı çıktım. Islak saçlarım çıplak omuzlarıma düşerken daha Ahunun uyanmadığını fırsat bilerek yatağa oturdum bir süre öylece.

Sabahları erken kalkmaya alışıktı bünyem o yüzden fazla bir sorun yaşamıyordum. Hem nede olsa Ahu ne zaman uyusa bende yanında kestirirdim biraz.

Bazen de Elif'e yardım ederdim ev işlerinde. Aras bey evde fazla yabancı sevmediğinden sadece bir çalışan vardı.
Zavallı kadın bu kadar evi tek başına çekip çeviriyordu.

Bunun yanı sıra bahçede olan korumalarda seçilmiş kişilerdendi. Evde gayet rahat ve huzurlu olsamda aklımı kurcalayan bazı şüphelerim vardı yinede.

Mesela evinin böyle saklı bir yerde olması ilginç geliyordu kulağa. Evet belki de yalnızlığı seviyordu orasına bir şey diyemem.

Ama o gün söylediği cümleyi aklımdan çıkarmıyordum bir türlü.

" Burası korkutmasın seni. Dünya üzerinde en güvenli yer benim için

" Korktuğum için söylememiştim ben. Sadece bu kadar uzak olması garip geldi"

" O yüzden güvenli ya "

Düşüncelere dalmış şekilde odamda otururken kapının çalması ile ayağa kalktım hemen.

"Efendim?'

" Müsait misin ?"

Aras Bey'in sesini duymamla havlumu biraz daha yukarı çekerek kapıya koştum.
Arkasından kitleyerek bir nefes verdim.

" Bir şey mi oldu Aras bey ?'

" Seninle konuşmak istiyorum "

" Bana bir dakika verin "

Son sözümü söylememle hemen dolaba koştum. Üzerimde olan havluyu bir kenara atıp pahalı iç çamaşırı ve sütyenler arasından birini rastgele seçerek üzerime attım hemen.

Ardından yine elime geçen ilk kıyafeti giydim üstüme.

Islak saçlarımı olduğu gibi bırakıp onu daha fazla bekletmeden kapıya koştum tekrar.

" Geldim " dedim kapıyı açmadan önce.

" Sorun yok "

Kapıyı açtığım an gri eşofmanı ile görüş alanıma giren Aras beye kısa bir göz atarak " Günaydın Aras bey " dedim onu baştan ayağa süzen gözlerimi zar zor üzerinden çekerek.

Onun da saçları benimki gibi ıslaktı. Ve diğer günlerin aksine rahat birşeyler vardı üzerinde.

" Günaydın Firuze"

Aynı benim onu süzdüğüm gibi o da benim üzerimi süzerek. " Rahatsız ettim galiba "

" Hayır uyanmıştım sadece -'

" Duş alıyordun " diye kesti lafımı.

" Hayır bitmişti. Sadece üzerimde kıyafet yok -"

Son cümlemi tamamlamadan hemen ne dediğimi derk ederek geri aldım lafımı.
Lakin Aras bey anlayacağını anlamıştı çoktan. Ve bu durum benim deli gibi kızarmama neden olmuştu.

" Anladım "

" Siz neyle ilgili konuşmak istiyordunuz ?"

Sohbeti değiştirmek için sorduğum soruya karşı hiç kendini bozmadan cebine saldı ellerini.
Ardından az önceki haline nisbeten biraz daha ciddi bir ifade aldı yüzü.

" Aslında bunu dün konuşacaktım . Fakat fazla yorgun olduğumdan unutmuşum"

" Dinliyorum"

" Ben birazdan çıkacağım ve biliyorsun eve sadece gecele uğrarım. O zamanda yüzünü zar zor görüyorum. Kısaca adam akıllı konuşamıyoruz seninle "

" Birşey mi oldu Aras bey ?"

Endişenin içimi sarması bir saniyemi almadı. Sabahın köründe ve durduk yere neden böyle şeyler söylüyordu ki ?

" Sadece birşeye ihtiyacın var mı diye merak ediyorum"

" Anlamadım"

" Yani evden dışarı çıkmıyorsun. Bir ihtiyacın falan varsa söyleyebilirsin bana"

Bu ani teklife karşılık bir kaç saniye donukarak ardından yavaşça başımı sağa sola doğru salladım.

" Teşekkür ederim ihtiyacım olursa söylerim "

" Mutlaka söyle "

" Tamam "

Konuşma biter bitmez aynı benim ona baktığım gibi bir saniye gözlerime bakıp önüne döndü.

" Ahu uyanmadan kahvaltı yap istersen. Sonra zaman bulamayacaksın "

Ahunun leziz mamalarından yediğimi ona söylememe gerek olmadığını düşünerek kabul ettim hemen bu teklifini.

" Geliyorum "

Aras Bey aşağı inince bende tekrar hemen odama koştum.
Saçlarımı taramadan rahat edemezdim asla.
Kapıyı kitleyip aynanın önüne koştum hemen.
Saçlarım kalın olduğundan taramak zorluk çıkarırdı hep. Fakat bu adam herşeyi en iyi ayrıntısına kadar düşündüğünden odamda saç bakım yağından tutmuş pede kadar vardı.

Güzel kokulu yağı öncelikle avcuma damlatıp ıslak saçlarıma sürdüm. Koku anında tüm odaya yayılmıştı.
Üstelik tüm ürünler en iyi markaya aitti.

Bunları düşünürken içgüdüsel olarak acımıştım ona. Kurallarından ödün vermesede sırf çalışanlar yanından ayrılmasın diye elinden geleni yapmaya çalışıyordu.
Bu da aslında ne kadar çaresiz bir durumda olduğunu kanıtlıyordu.

Saçlarımla işim daha bitmeden çalan telefon sesi ile bir nefes verdim . Yavaşça elimde olan tarağı masaya bırakıp yatağa doğru giderken aklımda sadece onu engellemek vardı.

Evet bu sefer gerçekten engelleyecektim. Aslında bir arayanım olmadığı için telefonu tamamen kırabilirdim. Zaten bu çatlak telefon bana zarar vermekten başka ne işe yarıyor ki ?

Telefonu elime alır almaz beklediğim adamın aksine annemin ismini görmemle durdurdum elimi.

Günlerdir habersiz çıkıp giden kızını merak etmediğinin bilincinde olduğumdan ne için aradığını tahmin etmek zor değildi.

Ya borçlar kapıya dayanmıştı ya da zengin patronumun nasıl bir adam olduğunu soracaktı.

Düşüncelerimde büyük haklılık payı vardı ama ben yinede açmamak gibi akıllı bir karar veremedim. Niye aradığını merak etmiştim.

Nihayet ekrana bakmaya bir son verip telefonu açarak kulağıma tuttum .

+ Alo ?

- Neden bu kadar geç bakıyorsun?

Sessizce gözlerimi kapatarak en yavaş tonda cevap vermeye çalıştım.

+ Niye arayorsun ? Ne oldu yine ?

- Ben aramıyorum seni .

Anlamadığım için o klasik soruyu sordum.

+ Ne ?

- İsmet yanımda

+ İsmet mi ?

Şaşkınlıkla dona kalırken o sesi duymam bir saniyemi almadı.

- Firuze?!

Bölüm sonu

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro