Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

GECENİN EN KARANLIK TONU

YAZARDAN

Bu bölüm kan,şiddet ve cinsellik içeriri
🌙

Saat gece yarısını çoktan geçmiş ve Azize hanımın bu günlük mesaisi bitmişti. Yorgun hissediyordu kendini bu gün ,o yüzden erken bitirmişti geceyi.

Lüks arabadan inip parasını aldıktan sonra sarhoş adımlarla mahallesinin yolunu tuttu.

Eski apartmanın ışıkları kapanmıştı,sokakta bir kaç köpek ve kediler dışında tek bir canlı bile yoktu.

Parmak uçlarında tuttuğu sigaradan bir nefes daha alarak zehrini havaya üfledi. Bu hayatta hiçbir şeyi umursamayan bir kadındı. Bunun da en büyük örneği çocuğuydu.

Firuzeyi hep gençliğini mahv eden bir hata olarak gördüğünden asla sevmemişti onu. Sevememişti.

Yok gözünde görmüştü çocukluğundan bu yana ,zaten yok gibiydi.
Çocuk yaşına bakmadan sevilmediğini anlayıp hep bir kenarda durmuş , sadece büyümeyi beklemişti.
Buna büyümekte denilemez tabi. Firuze çocuk olmamıştı asla.

Azize hanım kendine yediremiyordu ama yıllarca kızı yanında kalmıştı. O yüzden istemese bile hissediyordu yokluğunu.

O olduğu zamanlar en azından evi temiz, dolapları dolu oluyordu. Varlığının zararı yoktu ama faydası çoktu.
Bunu gidince anlamıştı tabi.

Binanin önüne geldiğinde sigaranın izmaritini yere atıp derin bir nefes verdi. Sadece eve gidip uyumayı düşlerken onu bekleyen sürprizden tamamen habersizdi.

Evinin anahtarı sadece İsmetde vardı. Azize hanımın evine son gelişinde habersizce yedeğini alıp sırf bu gece için saklamıştı. Elinde kalan son kozunu oynayacaktı bu gece .

Karanlık salonun bir köşesinde oturmuş elindeki bıçağın ucuyla oynarken Azize hanımı bekliyordu büyük bir Sabırsızlıkla.

Bugün Arasın şirketine gittiğinde kovulmasını hazmedemeyen adamın adeta alev almıştı içindeki kibir.

Biraz sonra kapının açılma sesini duyduğunda gözlerini ağır ağır bıçaktan çekip önüne baktı.

"Kapı niye açık?" Dedi Azize hanım ayakkabılarını çıkarırken. Sarhoş bile olsa çıkarken kapıyı kitlediğine emindi. O kadar da bunamamıştı daha.

Bir şey anlamadan kolidorun ışığını yakıp çatık kaşlarla salona doğru geldi. Karanlık salona attığı ikinci adımda fark etti karanlıkta parlayan sulieti.

Hemen elindeki çantayı yere atarak yanında duran ışığı yaktı. İşte o an az önce onu korkutan adamı görüp devirdi gözlerini.

" Sürpriz" dedi İsmet ifadesizce .

"Ne işin var senin evimde ?"

Elindeki bıçağı görmemişti daha . İsmet kurnaz bakışlarla kadını süzerken Azize hanım ayak üste hesap bekliyordu.

Arası açıktı İsmetle ama bu saate evinde olması germişti onu. Rahatsız ediciydi.

"Aşk olsun "

"İsmet, gece-gece evimde ne arıyorsun?"

"Gece - gece insanlar senin evine neden geler ?"

Sorduğu soruya karşı daha fazla çatıldı kaşları.

"Git evimden ! "

"Kalıcı değilim merak etme "

"Ne istiyorsun?"

Sorduğu soruya karşı İsmet kendini bozmadan devam etti konuşmaya.

"Bugün Firuzenin patronunun yanına gittim biliyor musun ?" Dedi ayağa kalkarak

Elinde tuttuğu bıçağı o an farketti Azize hanım.

"Ona Firuze nerede diye sordum. Cevap vermedi. Beni onunla konuştur dedim. İzin vermedi "

Yavaş yavaş üzerine gelirken sarışın kadın adım adım geri gidiyordu. Manyaktı bu adam . Herşey beklenirdi ondan.

"Bunları neden bana anlatıyorsun?"

"Çünkü hepsinin sorumlusu sensin" dedi bıçağı yavaş yavaş elinde fırlatırken .
Aralarında çok mesafe yoktu,o yüzden cesaret edemiyordu kaçmaya.

"Sen iyi bir anne olsaydın Firuze buradan gitmezdi "

"Yaklaşma bana " diye işaret parmağını adama doğru uzattı."Pişman ederim seni"

"Öteki tarafta mı ?"

"Sen kafayı yemişsin "

"E buda senin yüzünden "

Sırtı duvarla buluştuğunda korkuyla büyüdü gözleri.

"Derdin ne senin ? Beni mi öldüreceksin?" dedi yutkunarak. Soğuk kanlılığından ödün vermemeye çalışıyordu ama bacakları titriyordu.

Gülümseyerek bıçağı yavaşça yukarı kaldırdı. " Nereden bildin?"

"Yapamazsın!"

"Deneyelim mi ?"

Bıçağın sivri ucunu kadının çıplak omzuna dokundurması ile daha fazla dayanamayıp geri itti önümdeki bedeni.

İsmet anlık bir affalama ile bir adım geri gitti ama kaçmaya çalışan Azizenin kolundan ansızın yakalaması zor olmadı.

"BIRAK BENİ!" diye bağırdı ama ağzını kapatan el ile sadece çırpınmaya başladı.

"Asla kaçmayacaksın " diye nefes nefese ağzını biraz daha sıkıp diğer eliyle gövdesini kendine sabitledi.

Azize hanım iki eliyle çekmeye çalışıyordu ağzından elini ama zayıflığı karşısında çok fazla güçlüydü İsmet.

"Öleceksin bu gece . Ne olursa olsun öleceksin!"

İsmet yere düşen bıçağını nasıl alacağını düşünürken ansızın elinde hissettiği sert acıyla inleyerek geri çekildi. Isırmıştı.

Elinden bir anlık kurtulan kadın tekrar bağırarak" İMDATTTT! YARDIM EDİN!"

Bir adım arkasında olan adamdan kaçmaya çalıştı bir umut ama İsmet yine erken davranarak önüne geçti.

"İMDATTTT ! KİMSE YOKMU YARDIM EDİN-"

İsmet önce arkasında olan kapıyı kitledi hızla, ardından önünde ağlayarak çırpınan kadına döndü.

Bu sefer oturup edebiyat yapacak zamanı yoktu. Ve artık öldürmek gerçekten şart olmuştu.

Apartmanda bir kaç ışık yanmıştı bile. Azize hanım bağırarak diğer odaya koşacakken İsmet bir kaç hızlı adımla kolundan tutup, yan tarafta olan duvara yasladı.

" Öleceksin dedim !" Diye sinirle fısıldadı elinde olan bıçağı bir saniyelik bile tereddüt duymadan önünde olan kadının karnına saplayarak.

Azize hanım hissettiği sancıyla büyüdü gözleri, durdu içindeki bağırışı.
Zaten ağzında olan el izin vermemişti sesinin çıkmasına.

İşini sağlama almak için bir kanlı bıçağı acımasızca çıkarıp bir kez daha en derinine sapladı.

Kollarında eriyen kadının donuk gözlerine aldırmadan defalarca bıçakladı.

Ellerinden kayıp giderken kolunu geri çekip gözü açık kadının yere yığılmasına izin verdi.

Acılar içinde ağzından kan akarken son nefesini veriyordu.

"Biliyor musun Azize sen çok arsız bir kadınsın" dedi hızla aşağı eğilerek.
Bıçağın kanlı ucunu kadının beyaz elbisesine silip arsızca gülümsedi.

Ardından ağzını açarak dilini eline aldı.

"Sanmıyorum ama olurda yaşarsan beni yakmana müsade edemem "

Cümlesi biter bitmez ani bir hamleyle kadının dilini tam ortadan kesip bir köşeye attı.

Yaşamayacağını biliyordu ama bunu yapmak isteğini içinde bırakamazdı.
Apartman sakinleri neredeyse kapıya dayanacakken İsmet fazla bekleden ayağa kalktı.

Azize gözü açık şekilde nefessizce yerde yatıyordu. Ölmüştü.

"Azap içinde yat Azize" dedi gitmeden önce bir kez daha onu baştan sona süzerek. "Cehennemde tekar hesaplaşacağız "

Kapıya vurulma sesini duyması ile sessiz bir nefes verdi. Bıçağı cebine koyup arka odaya geçti. Alt katlarda oldukları için camdan atlaya bilirdi . Kameralar olmadığı için fazla rahattı.

🦇

FİRUZE'DEN.

Kapıyı kitlemiş, ışıkları kapatmış ve perdeleri çekmişti. Üzerimde uzanan adamın iri sırtını okşarken dudakları dakikalardır boynuma mühürlenmişti. Her zerrem tutkuyla yanıp kavruluyordu. Kadınlığımla temas eden erkekliği zorlaştırıyordu dayanma azmimi.

İçime almak istiyordum onu. Şuan herşeyden çok bir beden olmamıza ihtiyacım vardı.

İkimizde üstümüzü çıkarmıştık. Siyah battaniyenin altında bedenlerimiz temas halindeydi.

Ağırlığını tamamen üzerime vermişti ve bundan zerre şikayetçi değildim.
Bu tutku,bu haz acı veriyordu bedenime. Göğüs uçlarım istekle sızlıyordu , kadınlığımdaki sızıda aynı şekilde.

" Aras " diye fısıldadım terli saçlarını öperek " Seni istiyorum" diye devam ettim.

Cümlem biter bitmez boynumdan dudaklarıma kadar diliyle ıslak bir yol çizdi.

"Bu senin ilkin" demesi ile alt dudağını ısırıp başımı salladım. "Hala kararlı mısın?"

"Bundan sonra asla vazgeçemem "

"Bende Firuze"

Birkaç saniyelik derin bir öpücükle ayrılıp yanağımı öptü.

" Biliyor musun bu benim de ilkim olacak"

Şaşkınlıkla donuktum bir anlık.

"Ciddi misin ?"

"O kadar ciddiyim ki . Ben kadınların bana yaklaşmasına izin vermeyen bir piskopatken, şimdi senin için her hücrem yanıp tutuşuyor. Normal mi bu ?"

Duyduklarıma her saniye daha fazla artıyordu şaşkınlığım. Bu adam kesinlikle benim ruh ikizimdi.

Ellerimi yanağına koyup dudaklarını öptüm defalarca.

"Devam et Aras. Bu gece doldur ikimizinde içinde olan o boşluğu".

"Bu gece uzun süre bitmeyecek Firuze"

"Bu gece hiç bitmesin" diye üstüne bastırmamla dekrar dudaklarıma gelip uzun süren bir öpüşmenin ilk adımını attı.

Ellerim iri ve çıplak sırtını boydan boya çizerken ,onun elleri battaniyenin altından belimden kalçama kadar yukardan aşağıya okşuyordu.

Uzun uzun dilimin diliyle dans etmesine izin verdim, nefes almak için ayrıldığımda Aras battaniyeyi aşağı çekerek bir köşeye attı.

İçimizdeki istek yüzünden utanacak veya bekleyip bakacak vaziyetde değildik.
Göğsümün birine avucuna alıp diğerini dudakları arasına hapsettiğinde gözlerimi kapatarak saçlarına koydum ellerimi.

Ağzımdan kaçan kesik iniltilere dur diyemiyordum.
Çocuk gibi öyle yumuşak emiyor öyle sert sıkıyordu ki , çığlık atmamak için zor tutuyordum kendimi.

"Sabaha kadar sadece bunlarla ilgilene bilirim" diye ayrılıp tekrar dudakları arasına aldı.

Diliyle göğüs ucumun etrafında ıslak daireler çiziyor,ara sıra ısırarak zevkle inletiyordu beni.

Kadınlığımdaki ince sızı elektrik misali yayılmıştı bedenime . Boşalmam an meselesiydi.

"Aras içime -"

"Az kaldı " diye ayrılıp diğer göğüsümün diğerine ıslak bir öpücük bırakıp yalayarak aşağılara indi.

Kasıklarıma geldiğinde dayandı. Biraz yukarı kalkıp bacaklarımı iki yana açarak " Her zerreni merak ediyorum"

"Lütfen çabuk ol " dedim arkama yaslanıp gözlerimi kapatarak.

İlkimiz olmasına rağmen ne yapacağımızı bilmeyecek kadar saf değildik. Sevişirken herşey kendiliğinden gelişiyor.

Dudakları kadınlığıma değdiğinde gözlerimi tüm gücümle sıktım.
Elleri bacaklarımı sabit tutarken benim ellerim yastıkta sabit kalamıyordu.

Dili resmen keşf ediyordu içimi üstelik yavaş yavaş. Yavaş olmaktan nefret ediyorum.

"Hızlan biraz" dedim ellerimi göğsüme getirip sıkarken.

Başını kadınlığıma gömmüş talan ediyordu her zerremi. Zevkliydi ama aynı zamanda garip bir sancı veriyordu.

"Aras boş -"

"Hayır" diye ayrılarak kadınlığıma bir öpücük bırakıp tekrar geldi üzerime.

"Fazla iradesizsin "

"Dayanamıyorum!" Diye bastırdım ellerimi boynuna dolayarak. Gülümseyerek yüzüme bakarken ben oldukça ciddiydim.

"İçime gir artık"

"Daha yeni başlamıştık "

"Bir saattir yatakdayız " diyip aniden onu altıma alarak üzerine çıktım.

Üstüne oturmamla büyüdü gözleri.

"Firuze-"

"Başla !"

"Bu pozisyonda canın yanacak"

"Nereden biliyorsun? "

Sorduğum soruya karşı belimden kavradığı an altına aldı tekrar.

"Ne bu imali sorular?"

Alaycı şekilde fısıldayarak burnumu öptü. Bacağımın birini diğer eliyle aralayıp erkekliğinin kadınlığıma değmesine izin verdi. Şaşırmamak lazım ki büyüktü. Bu cüssenin sahibinden ne beklenirdi ki zaten.

"Aras sana kendimi nasıl izah edebilirim bilmiyorum. O yüzden sadece şunu söylemek istiyorum ki -"

"Yanıyorsun !" diye kesti lafımı.

"Yanıyorum" diye hiç çekinmeden onayladım.

"Canın yanacak"

"Yansın!"

Belimi tek eliyle sabitleyip başını boynuma görmerek. " Sen bilirsin"

Gözlerimi kapatıp bacaklarımı tamamen açarak ellerimi sırtına doladım.
Uzun tırnaklarım harakete geçti geçecekti.
Zaten sırtı dikiş izleri ile doluydu , bende ekleyince tam olacaktı.

Önce yavaş- yavaş sürtünmeye başladı. Erkekliğinin nasıl şahlandığını hissediyordum.

"Acırsa söyle" diye boynumu öperek ellerimi sırtından çekip baş ucumda birleştirdi .
Alnını alnıma yaslarken başımı salladım hızla.

"Ellerimi bırakır mısın peki ?"

"Aslında ağzını da bağlamam lazım"

"Kendimi rezil edecek değilim merak etme "

İkna edici cevabımı sevmiş olacakki fazla birşey demedi.
Kadınlığımın kenarlarına sürtünen erkekliği orta hisseye geldiğinde dudağımı ısırdım.

Ve ansızın içine girmesi ile ahh diye uzanan yavaş ama acı dolu nidanın dudaklarımdan kaçmasını durduramadım.

Aynı şekilde Aras' ta benimle aynı tepkiyi vermişti.

"İyi misin ?"

"Devam et !" Dedim ellerimi aşağı çekmeye çalışarak. Ona tutunma ihtiyacı hissediyordum.

Acımı aldırmadan yavaş yavaş gel git yapmaya başlamıştı bile .
Bu sırada rahat bırakmıştı ellerimi.

Bacağımın birini beline dolayıp yana uzanarak sarılır bir pozisyon aldık.

İçimde artan ritmine alışmak zordu ama bırakmak çok daha zor.
Büyüktü ve ben hala onun içimde olmasını garipsiyordum.

Kalçamı okşarken dudakları dudaklarımı emiyordu.
Tırnaklarımı sırtına batırarak aynı onun boynuma yaptığı gibi bir sürü anı bırakıyordum sabaha.

İçgüdüsel olarak aşağı yukarı ritim tutuyorduk beraber.

"Çok irirsin" dedim yavaşça ayrılarak.

Hala ekşitiyordum yüzümü ama acısı azalıyordu her saniye.

"Sende çok darsın ve bunu nasıl bir hiss olduğunu anlayamazsın"

Ellerimi yanağına koyup ısırdım dudağımı.

"Bu son olmayacak değil mi ?"

"Asla " diye cevapladı burnunu yanağıma sürerek.

"O zaman bu gece sabaha kadar sevişelim"

"Sen nasıl istersen "

Aldığım olumlu cevapla biraz daha yanına sokularak dudaklarına kapandım.
Hiç beklemden karşılık verdi bedenimi mümkünmüş gibi kendine bastırarak.

🥀

Aradan üç saat geçmişti veya daha fazla. Saatlerce durmadan seks yapmıştık ve bitkince duş bile almadan yatağa atmıştık kendimizi.

En son camın önündeydik. Ne ara yatağa geldik haberim bile olmadı.
Uyumamıştım. Arsata uyanıktı.

Yatakta çırılçıplak uzanırken o başını göğsüme gömmüş sessizce parmaklarını karnımın üzerinde gezindiriyordu.

Boynum ,dudaklarım , göğüslerim kıpkırmızıydı her yanım. Ne kadar boşalmıştım sayısını unutmuştum. Ve elbette içime boşalmasına izin verecek bir aptallık yapmamıştım. Sonuçta herşey anlık bir zevkle gelişti,bu yüzden kendimi tehlikeye atamazdım.

İlkim olduğu için çarşafın şuan kanlı olduğunu hissediyordum.
Böyle asla uyuyamazdım.

"Aras ?" Dedim saçlarını okşayarak.

"Hm?" Diye efendim dercesine bir nida söyledi.

"Duş alalım mı ?"

"Onu söyleyecektim bende "

Kalkmadan önce karnımı öpüp ve tekrar öpe öpe yukarı geldi.

"Kucağıma almamı ister misin?"

Başımı gülümseyerek hayır dercesine salladım. Onu göğsünden yavaşça itip tam ayağa kalkacakken kalçam ve kadınlığımda hissettiğim acıyla dudağımı ısırdım sessizce.

"Aras sen -"

Lafımı yarıda kesen kulağıma dolan gülüşü oldu.
Bacaklarım tutmuyordu resmen.

"Bunu bilmen gerekiyordu "

"Ben şimdi nasıl yürüyeceğim?"

Ali'nin önünde bu tarz haraket edersem anlardı anında. Ondan korkum ve ya çekinmem yok. Sadece laf atmasını istemiyordum.

Ben kendimce kalkmaya çalışırken Arasın belinden yere attığı havluyu tekrar bağlayıp ne ara yanıma geldiğini farketmedim.

"İzin ver hatamı telafi edeyim" diye eğilip beni yavaşça kucağına aldığında sahte şekilde gülümsedim.

"Sen bu kadar şakacı mıydın ya ?"

"Peki sen bu kadar mızmız mıydın?"

Banyonun kapısını açıp beni yavaşça yere indirdiğinde duvardan tutunatak geri çekildim ve onun suyu ayarlamasına müsade ettim.

"Bu gece ilkimiz olduğu için fazla yormak istemedim seni "

"Ne kadar da düşüncelisin "

Havluyu bir kenara atıp elini uzattığı an tutunarak sıcak suyun altına geldim.

Büyük cam banyoda beni kendine yaslayıp suyun eşit bölünmesine müsade ediyordu.

Başımı göğsüne yaslarken onun ellerimi belimi okşuyordu.

"Suyun altında saatlerce böyle kalmak istemem normal mi ?"

"Ben sana sarılıp uyumak istiyorum sadece"

Duyduğum cümleye başımı kaldırıp yukarıdan aşağı beni izleyen adama döndüm.

"Benim odamda uyuyalım mı?"

"Neden ?"

"Çarşaf kirlendi sanırım"

Neyden bahsettiğimi anlamış olacak ki anlayışla salladı başını.

"Değiştirirdim ama yorgunum"

"O zaman benim odama geçelim" dedim başını aşağı eğen adamın dudağını sıkıca öperek.

"Sen nasıl istersen"

Şampuanı alıp kapağını açarak önce benim saçıma, ardından kendi saçlarına döktü.
Ağır bir kokusu vardı.

Elleriyle saçlarıma masaj yaparken bende kollarımı kaldırıp aynı jesti onun saçlarına yaptım.

Hem bir birimizi yıkıyor hem arsızca tekar öpüşüyorduk. " Tekrar içine girmek istiyorum" dediğinde istemesemde başımı olmusuz anlamda salladım.

"Bende istiyorum ama canım çok yanıyor"

Kasıklarımda inanılmaz bir ağrı vardı. Onu tekrar içime alacak gücü bulmuyordum kendimde.

"Bu acıya ne iyi gelir ?"

"Birine sarılıp sadece uyumak" dememle ellerini yanağıma koyup dudaklarını alnıma bastırdı" Tamam"

Bir kaç dakika daha suyun altında kaldıktan sonra havluya sarılıp banyodan çıkmıştık. Aras üstünü giyerken bende yavaş yavaş odama geçmiştim.

Gelir gelmez dolaptan temiz iç çamaşırı çıkarıp, üstüme uzun bir tişört giydim. Altıma birşey giymeden ışığı kapatıp yatağıma geçtim sesszice.

Saçlarım ıslak ve taranmamıştı ama şuan gözüm hiç birşey görmüyordu.
Temiz çarşaflarımın içinde onu beklerken bir kaç dakika sonra odanın kapısı açıldı ve üstü çıplak altında gri eşofmanla Aras girdi içeri.

Gözlerim onu izlerken kıpırdamadım yerimden. Uyumak için herşey hazırdı artık .
Sessizce yatağımın yanına gelip arkama geçti.
Elleri karnımı sararken burnunu saçlarıma gömerek " İyi geceler"

Elinin üstüne elimi koyup kapattım gözlerimi " İyi geceler Aras"

Bölüm sonu.

Hızlı bölüm istiyorsanız oy ve yorum yapmayı ihmal etmeyin canlar♥️

Sizi seviyorum ❤️

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro