FİNALİMSİ BİR ŞEY.
Bir ay sonra...
Öyle savunmasız bir zamandı
Bulduğunda beni.
O bir sevgiliden daha fazlasıydı benim için. Canımdan çok sevdiğim çocuğun dayısı,benim patronum,sevgilim, arkadaşım ve adını bilmediğim bir sürü duyguların adamı. Aras Saygın.
Saygın aile şirketinin büyük varisi olmasına rağmen mirasın tamamını küçük kardeşine bırakıp kendi işini sıfırdan kuran iradeli bir adam.
Herkesten gizli yaşayıp hayatını yiğenine adayan cömert biri. Kimseye yukarıdan aşağı bakmayıp beni de olduğum gibi kabul eden mükemmel bir sevgili.
Omzuma sardığım battaniyeme sarılmış önümde sigara içen kişiyi izlerken ona ne kadar hayran olduğumu kendimce kendime hatırlatıyordum.
Bir ay geçmişti aradan. Bir ay içinde bu evde hiç bir şey değişmemişi , inatçı kararlarda buna dahil.
Yeliz ve Ali'den ses seda yoktu ama ayrıldıkları kesin şekilde ortadaydı. Bu kadar savaştan sonra birbirlerini bu kadar severken böyle bir karar almalarına sonuna kadar karşı olsamda karışma hakkına sahip değildim.
Ev artık eski ev değildi. Hayatımızda çok sorunlar olmuştu ve biz hala yaşananların etkisinde olduğumuz için devam edemiyorduk hayatımıza.
Arasla aramda bir sorun olmamasına rağmen ve birbirimizi bu kadar istememize rağmen bu süre içinde bir kere bile yaklaşmamıştık.
Son zamanlar sürekli bir düşünce içindeydi. Bende salak gibi ilk adımı onun atmasını bekliyordum. Çünkü saçma düşüncelerim Aras senden soğudu yönündeydi.
İçtiğim şaraptan son bir yudum daha alıp masaya bıraktım. Ahu erken uyumuştu bu gece ,sabaha kadar uyanmazdı artık. Ali desen annesiyle beraber şehirdeki evde kalırken Yeliz odasından sadece yemek yemek için çıkıyordu.
Asumanda evde değildi Ali'ye hanım çocuk gelişimi okuduğu için Asumanı kısa süreliğine yanına almıştı. Aras bilmesede havuz kazasını Yasin bey anlatmıştı kadına. Ahunun güvenliğine emin olamak adına yanına almıştı geçici süreliğine.
Geçici diyorum çünkü hiçbir şey kalıcı değildi. Yavaş yavaş artık hepimiz toparlanmalı, yeni bir sayfa açmalıydık.
Arasın gözleri hala bilgisayarın üzerindeyken ayağa kalkmadan telefonumu alıp müzik liseteme girdim. Bu sükuneti bozmaktan acizsek notalar konuşacaktı o zaman.
Ahmet'in evinde unuttuğum telefonum bir kaç gün sonra bana yeniden gelmişti ama istediğim müziği indirmemiştim, çünkü o tarz şeyler dinleyen biri değilimdir.
Ama olduğumuz duruma bakılınca aklımda sadece Tarkanın o şarkısı çalıyordu.
Müziklerimden çıkış yaparak YouTubeye girdim. Şarkı ismini yazmamla ekanda belirmesi an meselesi oldu.
Hınzır bir gülümseme yayıldı yüzüme.
Şarkıyı başlatıp masada olan şişeden biraz daha şarap döküp üstümdeki battaniyeyi yana iterek arkama yaslandım.
Mini elbisemi bilerek yukarı kaldırmayı da ihmal etmedim.
Bakalım bana gelmemesi için bu sefer hangi tavırı sergileyecek. Bundan sonra beni kucağına alıp yatak odasına götürmezse ciddi bir tartışma yaşanacaktı.
Kov kov o şeytanları
Kov kafandan uzağa
O cin fikirlerin seni
Sonunda düşürmeden tuzağa
Gözlerimi elimdeki şaraptan çekip yan şekilde önüme baktığımda çatık kaşlarla bilgisayarla uğraşıyordu.
Kaşlarım çatılsada derin bir nefes aldım.
Azıcık eğ o dik başını be güzelim
Arada kapını arala da gireyim
Verdiği tek tepki biten sigaranın izmartini önündeki küllüğe bastırmak oldu.
Siyah gömleğinin kollarını çermelemiş mavi gözleriyle boş boş ekranı izliyordu sadece, bense sırf bana baksın diye şekilden şekile giriyordum önünde.
Şişeyi masaya sert şekilde bırakıp bu sefer bacak bacak üstüne atarak göğsümde birleştirdim ellerimi.
Sen, senin hakkından eğer gelemiyorsan
Seni izin ver de ben yola getireyim o zaman
Telefon elimdeyken sesi biraz daha yükselttim ve bu sefer son kozumu kullanarak eşlik etmeye başladım şarkıya.
Hele al, hele koynuna bir al da
Gör bak neler olacak sonra
Son cümleyi o öyle bir içten söyledim ki , bakışlarını yukarı kaldırmasına yetmişti.
Donuk şekilde bir kaç saniye bana baktığında hiç onu aldırmadan devam ettim şarkıma.
Yak, yak beni yak ama
Arada bir su serp yangınıma
" Firuze?" Diye seslendi adımı nihayet ama bu sefer duymazdan gelen ben oldum.
Dağ dağa kavuştu, biz kavuşamadık
Keçileri kaçıracağım sonunda
" Firuze?!"
İkinci kez seslenmesiyle yüzümdeki sahte ama tatlı olduğu düşündüğüm gülümsemeyle ona döndüm.
" Efendim sevgilim?"
Kaç kaç da nereye kadar?
Fazla naz aşık yorar
" İyi misin ?"
" İyiyim sen?" Diye sorup bir yudum daha alarak şarkıyla beraber oturduğum yerde omuzlarımı salladım.
Aklını başına topla da gel bak
Bir bir uçup gidiyor yıllar
" Sarhoş mu oldun sen?"
Bilgisayarı kapatıp bana verirken dikkatini sarhoş olmamama rağmen bilmem dercesine omuz silktim.
" Bence yeterince içtin"
" Şarkı çok güzel değil mi Aras?"
" Ne ?"
" Tarkan'ın şarkıları" diyorum dedim ritimle beraber dans ederken." Sözleri yani, çok anlamlı değil mi ?"
Hop de kendine hop de bi’ an
Kop gel hadi kop da gel inadından
" Gecenin bu yarısı nereden geldi bu Tarkan perileri?"
" Bilmem ,boşluk olduğu için olabilir mi?" Dedim iç çekerek." Yapacak bir şey yok çünkü"
" Yapacak bir şey mi ?"
" Evet. Ne yapalım sence ? Benim canım kaç gecedir böyle sıkılıyorda"
İmali cümlelerimi anlamayacak kadar salak değildi neyseki. Sabahtan çatık olan kaşları gevşerken hafifçe güldü.
"Bunu söylemen yeterliydi aslında"
" Ben niye söylüyorum pardon?" Diyip telefondan şarkıyı durdurarak aşağı saldım bacağımı." Bir aydır dokunmayı bırak bir buse bile vermiyorsun"
" Nasıl -"
" Hiç salak ayaklarına yatma"
Lafını yarıda kesip bana gelmesini beklemeden ayağa kalktım. " Doğruyu söyle lütfen"
" Neyi?"
" Benden soğudun mu ?"
Sorduğum soruya karşı hayretle büyüttü gözlerini. " Firuze -"
" Evet mi hayır mı ?"
" Hayır tabiki " dedi ayağa kalkarak."Nereden çıkarıyorsun bu saçmalıkları?"
" Bir aydır bana yaklaşmadığın için olabilir mi ?"
Sorunlarımız olduğunu biliyordum ama bunun hep bize yansıması can sıkıcıydı. Sorun sadece onunla sevişmek değildi Arasla her anlamda uzaklaşmıştık.
Ne zaman konuşmak için bir araya gelsek hep sorunlar araya giriyor ve kendince geçici, küçük tartışmalar doğuruyordu.
" Bunun için mi ?"
" Başka ne için olabilir ki ? Anlamıyorum bana zamanının mı yok ,yoksa beni istemiyor-"
" Öyle bir şey mümkün olabilir mi sence?" Diye kesti lafımı bir iki adımla yanıma gelip yukardan aşağı dik-dik yüzüme bakarak." Sadece senin toparlanmanı bekliyordum"
" Benim toparlanmam mı ?"
" Seni sadece cinsel bir obje olarak görmüyorum Firuze ve seninle sadece benimle yatman için birlikte olmuyorum" dedi konudan bağımsız yumuşak bir tavırla. " Sorunların vardı,çok zorluk çektin ve bu kadar olay içinde sana dokunmam...ne bileyim yanlış düşünmeni istemedim sadece"
Elini omzuma koyup benden cevap beklemeden devam etti konuşmaya.
" Benim sana ne kadar bağlı olduğumu biliyorsun. Böyle düşünmen şaşırttı beni ve sana böyle düşündürdüğüm için özür dilerim "
Utançla gözlerimi kaçırsamda ele vermemeye çalıştım kendimi. Ama özlemiştim işte elimde değildi. İnsan sadece mutlu anında mı sevişmek ister,ben tüm dertlerimi onun teninde unutuyordum mesela.
Özür dilemene gerek yok demek istedim o an ama hiç duygusal modumda değildim. Bir aydan fazladır çökmüşüz zaten şimdi felekten bir gece çalsak nolacaktı ki ? Daha fazla mızmızlanmak istemiyordum. Ben bu değildim.
" Affettir o zaman kendini?" Dedim elimi omzuna koyarak." Senin yüzünden neredeyse depresyona girecektim ben"
Gözleri gözlerime kenetliyken yavaşça kısılmasına an be an şahit oldum.
" Demek özledin beni?" Diyip elini kolumdan çekip belime yerleştirmesiyle kendine çekti. " Özlemek hafif kalır,kudurdum"
" Bu açık sözlü hallerin var ya -"
" Bitiriyor seni biliyorum"
Gülümsemesi büyüdü.
Bir eli belimdeyken aşağı eğilip diğer elini bacağıma koyarak ansızın kucağına aldı bedenimi. Bu anı o kadar özlemiştim ki.
Sonunda diye bağırarak kendimi rezil etmemek için zor duruyordum.
" Bir daha benden bu kadar uzak kalma tamam mı ?" Diyip dudaklarını öperek yanağına koydum elimi. " Hayatta rahatsızlık duyacağım en son insan bile değilsin sen"
~
İçeri girmesiyle bedenimi duvarla arasına alıp dudaklarıma kapandı.
Ellerimi boynuna dolayıp en içten şekilde karşılık vermeye başladım emdiği alt dudağımın acısını üst dudağından çıkararak.
Büyük ellerini belimden aşağı indirip mini elbisemden içeri salarak kalçalarımı sıkarken büyümüş erekliğini kadınlığıma bastırmayıda ihmal etmiyordu. Elimde olmadan öpüşürken aşağı yukarı sürtünüyordum ona.
Koynundayken içimde uyuyan o arsız ruhum benim yerime tüm marifetlerini gösteriyordu.
Sıktığı kalçama büyük bir tokat atıp inlememi sağlarken dudaklarımdan ayrılıp boynuma doğru yol almaya başladı.
" Bu gece olacaklardan ben sorunlu değilim Firuze"
Nefese nefese söylediğine karşılık gülümsedim sadece. Beni bu yatakta öldürse sesimi çıkarmazdım bundan sonra. Yatakta olduğumuz sürece üzerimde sınırı yoktu asla.
Ansızın bedenimi kucağıma alıp tekrar dudaklarıma kapanarak öpüşler eşliğinde yatağa attı bedenimi.
Üstüme çıkıp eliyle bacağımı boydan boya okşarken erkekliği hala temas içindeydi kadınlığımla.
" Gömleğini çıkar" dedim nefes nefese onu iterek. Dudağımı sert şekilde bir kez daha öpüp başını kaldırarak hızla çıkardı gömleğini üzerinden.
O sırada bende elbisemin kulplarını aşağı indirerek sütyensiz göğüslerimin dışarı çıkmasına izin verdim.
Baya büyük olan göğüslerimi görmesi ile nasıl yutkunduğunu adem elmasının haraketlenmesinden hissettim.
" Her zerren bu kadar güzel olmak zorunda mı?" Dedi kısık ve erotik tonda üzerime eğilerek.
Elinin biri göğsüme giderken tekrar birleşti dudaklarımız.
Bir kaç dakika önceki halimize nisbeten haraketlerimiz kadar öpüşmemizde kabalaşmıştı. Dillerimiz birbiriyle dans ederken eliyle göğsümü avuç içine alıp patlatacak şekilde vahşicesine sıkıyordu.
Ve bu gerçekten acıtıyordu.
Yüzümü içgüdüsel olarak ekşiterek çektim dudaklarımı dudaklarından.
" Aras" dedim inleyerek.
Cevap vermeden öperek boynumdan başlayıp göğüslerime kadar geldi. Diliyle birini yalarken diğerini eliyle daha yumuşak şekilde okşamaya başladı.
Kapattım gözlerimi,ellerimi saçına daldırdım. Bu adam işini biliyordu.
Zevkten kabaran ucunu dilinin arasında şeker gibi oynatıp ara sıra dilini dışarı çıkararak etrafında daireler çiziyordu.
Göğüslerimin ikisinede uzun uzun aynı muameleyi yapıp tamamen doldurdu beni.
Sadece kalçamda kalan elbisemle birlikte iç çamaşırımıda çıkarıp köşeye atarak çırılçıplak kalmamı sağladı önünde.
" Pantolonunu çıkar artık"
Benden duyduğu komutla hemen ayağa kalkıp üzerindeki siyah pantolonu , ardından boxerini çıkarıp yatağa geldi tekrar.
Çıplak erkekliği görüş alnıma girdiğinde açık olan saçlarımı tek omzuma atarak yatağa uzanan adamın üzerine çıktım.
Kalınlaşan erkekliğini elime alıp kadınlığıma yerleştirirken benim gibi oturur vaziyet alıp iki kalçamdan tutarak sabitledi bedenimi.
Ellerimi göğsüne koydum ve gözlerimi kapatarak yavaş -yavaş haraket etmeye başladım üzerinde.
Daha önce defalarca sevişmemize rağmen o acıyı her seferinde iliklerime kadar hissediyordum.
Belini yatak başlığından çekip bana doğru gelerek göğsümün birini emmeye başladı tekrar.
" Imhhh" diye hafif ve zevk dolu inleme döküldü dudaklarımdan.
Üzerindeki haraketlerim hızlanırken ellerimi beline koyup iyice kendime bastırdım.
" Aras..."
Dudağımı ısırıp kendimi tamamen onun büyüsüne bırakmıştım. Kendini bana ittirirken ileri -geri , aşağı yukarı değişiyordu haraketlerim.
Sıktığı kalçama küçük bir tokat atıp hızlandırdı kendini.
Üzerinde ritimle zıplarken yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp dudaklarıma kapandı ve uzun ,nefessiz öpüşmenin başlangıcını yaptı.
Bu gece uzun süre bitmeyecekti.
🦇
Sabahın ilk ışıklarıyla açtım gözlerimi. Siyah battaniyenin altında uyurken yalnızdım yatakta. Dün gece hiç uyumamıştık. Bir aylık özlemin hıncını öyle bir çıkmıştık ki geceden kendimi mükemmel hissediyordum.
Zerre yorgunluk duymadan üzerimi açıp Arasın dün gece yere fırlattığı gömleğini alarak üstüme giydim.
Önünüden bir kaç düğmesini kapatıp saçlarımı arkaya iterek kapısı açık olan balkona doğru adımladım.Oradaydı.
Cam kapıdan dışarı çıktığımda altında siyah eşofman üstü çıplak halde sessizce ormanı izliyordu.
" Seni uyutmayan ne ?" Diye sordum yanına giderken.
Sesimi duyduğunda gözlerini ormandan çekip bana dönmeden önüne geldim ve hiç düşünmeden biraz daha yaklaşıp göğsüne koydum başımı.
Elleri anında belimi sararken saçlarımdan öpmeyi ihmal etmedi.
" Sen niye uyumadın?"
" Uyku tutmadı" dedim göğsünden öpüp biraz daha sarılarak.
Aras disiplinli ve saklı bir adamdı ama daha önce bu kadar düşünce dolu görmemiştim onu.
Dün her şeyi unutup bir kaç saatliğine birbimize ait olsakta sabah uyandığımızda aynı günler tekrarlanıyordu.
Balkona çıkıp uzakları izlemesini garip bulmuyorum ama yüz hatları o yönde değildi.
" Bu aralar çok düşüncelisin Aras"
" Bunu inkar edemem" diye yavaş tonda verdiği cevaba aynı tonda karşılık verdim.
" Neyin var ?"
" Benim bir şeyim yok sevgilim" dedi göğsünü içine çekerek." Aldığım kararların doğru karar mı olduğunu sorguluyorum"
" Ne kararı?"
" Hepimizin iyiliği için bir karar" diye başladı saçlarımı okşarken. "Tabi bunu kendi başıma alamam"
Başımı göğsünden çekmeden kapattım sadece gözlerimi. Burada Ahu ve Aras dışında kimsem yoktu artık. O yüzden ne isterse benim için bir değişlik olmayacaktı. Onlar hayatımda olduğu sürece her şey aynı kalacaktı hep.
" Buralardan gitmek istiyorum Firuze" demesi ile kapanan gözlerim açıldı yavaşça ama bir tepki vermedim.
" Nereye ?"
" Uzaklara" dedi belimi daha sıkı sararak."Çok uzaklara"
Gülümsedim ve başımı kaldırarak bana bakan gözlerine baktım.
" Gidelim" dedim ayak ucuma çıkıp dudaklarını öpmeden önce."Çok uzaklara gidelim"
Bölüm sonu.
Öncelikle özür dilerim arkadaşlar.
Ama kitap bu kadar dı.
Bir final olmayacak.
Çünkü olaylar aynı böyle sessiz sakin devam edecek bundan sonra.
Kısa bir film gibi düşünün.
Firuze benim hevesle başladığım bir kurguydu ama linçlerden dolayı devam edemiyorum artık.
Yinede sizin için mutsuz bir son çizmedim.
Herşey yolunda ve artık gerçekten mutlular.
Ahu sahneleri az oldu farkındayım ama bu benim acemi bir kitabımdı. İnşallah daha başaralı işlerimde memnun edebilirim sizi.
Sizi seviyorum 💙
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro