Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

CESUR TUTKU

Bölüm şarkısı

Inna : Celinte

☁️

O gece Arası beklemeden kahvemi alıp odama çıktım. Başım feci şekilde ağrıyordu ve ayak üste duramayacak kadar bitkin hissediyordum. Dün gece her açıdan evde büyük bir huzursuzluk vardı. Bu lanet gecenin bitmesi için hemen uyumak istiyordum.

Ve nihayet uzun geceden sonra güneşin ilk ışıkları ile açmıştım gözlerimi. Ahu sayesinde erkenden kalkmaya alışık olduğumdan uyuyamamıştım bir türlü.
Yatağımda uzanır şekilde telefonumla ilgilenerek zamanın geçmesini bekliyordum.
Kalkıp ne yapacaktım ki ? Belki kahvaltı hazırlardım ama şimdi değil. Aras saat 11 gibi evden çıkıyor, Ali desen öğlen uyanıyor.

Böylece kendi kendime düşünürken aniden telefonun üzerinde bir mesaj belirdi.

Aras Bey: Uyanık mısın?

Mesajı okumamla birkaç saniye donuktum. Beklemiyordum.

Heyecanlanan kalbimi sakinleştirmeye çalışarak mesaja tıkladım ve kendimi WhatsAppada buldum. Gelen mesajı iki üç kez okuduktan sonra nihayet dokundum klavyeye.

Siz: Evet uyandım.

Mesajı atmamla mavi çizgi olmuştu. Yüzümde kendimden aslı olmadan hafif bir tebessüm yarandı.

Aras Bey: Ormana gidiyorum.

Aras Bey: Temiz havada koşu yapmak ister misin ?

Okumamla cevap yazmam bir saniyemi almadı.

Siz : Olur .

Aras Bey: Bekliyorum

Sırıtmam an içinde büyük bir gülümsemeye çevrilmişti. Telefonu mutlulukla yatağa bırakıp ayağa kalktım.
Önce lavaboya gidip bir güzel elimi yüzümü yıkadım.
Havluyla yüzümü kurularken odama geçtim ardından.
Yüzüme nemlendirici sürüp , saçlarımı yukarıdan sıkı bir at kuyruğu topladım.

Dün geceden beri toplamadığım kıyafetler arasından rahat birşeyler çıkarıp üstüme giydim .
Onlarca parfüm içinden en favorim olanı baştan sona defalarca sıktıktan sonra hazırdım.

Kendime yalan söylemeyi beceremeyen bir insan olduğumu kısa zaman sonra anca anlamıştım. Arstan hoşlanmam bence şaşırılacak bir durum olmamalı.
Bunu her saniye kendim kendime kanıtlıyordum.
Sabah bir mesajı ile kalbimi uçurması kanıt değil miydi bu hissettiklerime ?

Son kez aynada kendimi baştan sona süzüp yatağa attığım telefonu alıp cebime koydum.
Kabul ediyorum odam fazlasıyla dağınıktı ve evet yatağı toplamayacaktım.

Arası daha fazla bekletmemek adıyla toplama işini erteleyip çıktım odamdan.
Ben kapımı kapatmamla onun odasının kapısı açıldı. Ansızın çarpıştı tekar bakışlarımız.

Aynı benim gibi rahat birşeyler giymişti üzerine. Beyaz bol tişört geniş omuzlarını daha heybetli gösteriyordu. Altına giydiği gri eşofmanda bu duruma dahil. Hele başına koyduğu siyah şapkayı saymıyorum.
Bu adam her hali ile mükemmel.

"Günaydın"

"Günaydın" diye cevapladım hareketlenen adama ayak uydurarak.
Beraber merdivenleri inerken yüzümdeki aptal sırıtmayı bir türlü yok edememiştim.

Villadan çıktığımızda havanın bulutlu olması çekti dikkatimi. Dün geceki serinlik bu yüzdenmiş demek. Büyük ihtimalle yağmur yağacaktı.

Aras birşey demesede ben korumalar günaydın dedikten sonra çıkmıştık dışarı.

Zaten ormanın en derinliklerinde kalıyorduk daha ne kadar derine gidebiliriz ki ,diye sorgulamadan ayak uyduruyordum yanımdaki adama .

"Koşu yapmayı seviyor musunuz ?"

"Bana iyi geliyor" diyip bana dönerek devam etti " Sen ?"

"Ben hiç koşu yapmadım. Yani zamanım olmadı"

"İşler yüzünden mi ?"

Sorduğu soruyla aheste aheste başımı salladım.

"Kendimi bildim bileli çalışıyorum ben"

"Okula gitmedin mi ?"

"Üçüncü sınıfa kadar okudum"

Okumak kelimesi hep en hassas noktam olmuştu. Bu hayatta en büyük hayalimdi her kadının olduğu gibi.
Anannem can verince anneme beni okutması için son nefesinde bile nasıl yalvardığı,o yakarış dolu cümleleri kulağımda çınlıyordu hala.

Adımlarını yavaşlatıp tamamen bana döndü bu sefer. Ona baktığımda bakışlarının nasıl değiştiğini farketmek zor değildi.

"Okutmadı mı seni ?"

"Kaldığımız apartmanda bir kadın vardı. Emekli öğretmendi" dedim sessiz bir nefes vererek "Az çok birşeyler öğrenmemde onun yardımı dokundu. Onun dışında hayır, okula hiç gitmedim"

Annem bana yemek bile vermiyordu. Akşam misafirleri gidince artık kalanları yiyordum hep . Bu yaptıklarının karşısında neden okutmadı demek komik olurdu herhalde.

"Onun yanında nasıl büyüdün sen ?"

"Hatırlamak istemiyorum"

Koşu adıyla çıkmıştık ama sohbet ederek nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk. Açık konuşmak gerekirse buralar hoşuma gidecek yerler değil fakat Aras'a güvenim olduğundan sorgusuzca eşlik ediyordum ona.

"Bu kadar zor durumda olduğunu bilsem seni daha önce yanıma alırdım" demesi ile hep üzerimde olan gözlerine bakarak gülümsedim.

"Bir şey sorabilir miyim ?"

"Sorabilirsin"

"Ama tam cevap lütfen"

Gülümseyerek başını salladı.

"Sor bakalım"

"Bugüne kadar bir sürü bakıcı değişirdiniz ya ?"

"Evet?"

"Neden hep kısa sürdü? Yani bu kadar insan içinde hepsi kötü olacak diye birşey yok dimi ?"

Bu sorunun cevabını daha iş ilanı okuduğum günden merak ediyordum. Ve açıkçası içten içe alay etmişliğim bile olmuştu.

"Hayır hepsi kötüydü"

"Ciddi misiniz?"

"Neden yalan söyleyim ki ? "

Aldığım cevapla sessizce önüme dönüp yürümeye devam ettim. Hava son iki gündür kasvetliydi.
Yaz ayında olmamıza rağmen iklim değişikliği yaşıyorduk sanki.
Dün gece fazlasıyla yağmur yağdığından ağaçlar nem ,yerler çamur doluydu.

"Ben sana bir şey sorabilir miyim peki ?"

Arasın sesini duymamla hiç beklemeden durdurdum adımlarımı.
Ben durunca o da tamamen dayanarak bana döndü.

"Tabi"

Aslında çok zaman olmadı ama evden baya uzaklaşmıştık.
Arkamda olan büyük ağaca yaslanıp soruyu beklerken,Aras' ta aynı rahatlıkla ellerini cebine saldı.

"Burada kalmaktan memnun musun?"

"Nasıl yani ?"

"Basbaya işte " dedi büyük omuzlarını silkerek. "Bizimle ,bu evde mutlu musun?"

"Eski hayatıma bakınca evet . Çok mutluyum hemde "

"Seni bu kadar darlamama rağmen mi ?"

"Beni darlamıyorsunuz ki "

Benden duyduğu cümleye karşı hafifçe çattı kaşlarını.

" lDarlamıyor muyum ? Koyduğum o kadar kural peki ? Bunlara uymak sana zor gelmiyor mu ?"

Sesindeki şaşkınlık onun gibi bir adamı şuan fazlasıyla sevimli gösteriyordu.

" Neden bu kadar şaşırdınız ? Normal bir bakıcı olarak çocuk bakıyorum ve geri kalan zamanımı kendime ayırıyorum. Hem -" dedim sessiz bir nefes vererek.
" Hem o kadar da katı biri değilsiniz. Tamam ilk başta biraz korkuttunuz gözümü ama ,zaman geçtikçe gerçek yüzünüzü belli ettiniz "

İçimden geçenleri cahil cesaretimle dışarı vururken Aras donuk şekilde hala beni izliyordu.
İçten içe ismiyle hitap edip , dışarıdan siz diye hitap etmemde ayrı bir ironiydi.
Kendini kötü bir patron sanarken bu duyduklarına karşı verdiği tepki gayet normaldi.
Ne yapabilirim ki , kötü bir adam değil işte. Tam aksine gayet tatlı ve kibar biri.

" O zaman diğerleri neden kaçtı?"

" Belkide ilk görüşte korktular. Belki de onların ikinci bir seçeneği vardı "

" Senin yokmuydu ?".

Hayır anlamında salladım başımı.

" Bunu ilk görüşmemizde söylemiştim size. Tabi o zamanlar daha iyi birini bulamazsam en kötü ihtimalle seni arayacağım demiştiniz siz "

Şimdi düşününce kulağa komik bir anı gibi geliyordu ama o zaman gerçekten yıkılmıştım. Yaşadığım hayalkırıklığı tarif edilemezdi.
Arasın hiç düşünmeden beni odasından göndermesiyle tüm umutlarım yerle bir olmuştu.

" Ve birkaç gün sonra seni aradım" demesi ile ikimizde hafifçe gülmüştük.

" Biliyor musunuz hiç beklemiyordum"

" Aslında uzun zamandır aramak istiyorudum sadece -"

" Sadece gurur yapıyordunuz "

" Keşke yapmasaydım " dedi az önceki gülüşünü yavaşça soldurarak.

Sohbet sohbeti açtıkça farketmeden bizimde aramız açılıyordu. Mesela şuan eminimki birbirimizi yiyecekmişiz gibi baktığımızın farkındaydık ikimizde.

Ya da en azından ben farkındaydım. Hayatım boyunca hiçbir erkeğe karşı hissettmediğim o yakınlığın şuan on katını hissediyordum.

İkimizde ormanın bilmem hangi tarafında, sabahın köründe karşı karşıya durmuş sessizce birbirimizi izliyorduk. Ve garip şekilde ne yaptığımızı sorgulamıyorduk.

" Çok yakışıklısınız biliyor musunuz?"

Bu cümle ansızın ve istemsizce kaçmamıştı dudaklarımdan. Onun bana nasıl baktığının karşısında gayet normal kalıyordu bu cümleler.
Çünkü şuan hiç masum bakmıyordu. Bakmıyordum.

" Biliyorum. Sende çok -"

" Biliyorum" diye lafını kesip yavaşça dikleştim yaslandığım yerden. Son söylediğim hoşuna gitmiş olacakki dudağının kenarı kıvrıldı hafifçe. Ellerini cebinden çıkarıp bir adımla yanıma geldi.

" Başka ne biliyorsun " diye sordu fısıldar bir tonda.

" Ne gibi ?" Diye cevapladım kayan gözlerimi dudaklarının üzerinde gezindirerek.

Boşta kalan elini ağaca yaslayıp biraz daha yaklaştı heyecandan kasıp kavrulan bedenime.
Başdöndürücü kokusunu saymıyorum bile.

İkimizinde boyu uzundu ama yinede baya fark vardı aramızda. Eğilmişti üzerime , öpüşecek gibiydik.

" Biz neden bu pozisyondayız ?"

Sadete gelmek adına sorduğum soruya karşılık biraz daha eğildi.

" Sence ?"

" Öpecek gibisiniz?"

" İzin veriyor musun ?"

" Alacak gibi durmuyorsunuz "

" O kadar da hanzo değilim " dediğinde gülerek aşağı eğdim başımı. Fakat çenemden yavaşça tutup yukarı kaldırdığında ne istediğini daha iyi anlamıştım.

Zaten aramızda olan bu garip şeyin bir ismi yoktu. Basbaya flört ediyorduk.
Ellerimi yavaşça kaldırıp göğsüne koymamla içgüsüsel olarak dudağımı ısırdım.

" Reddecek gibi miyim ? "

" Hiç öyle görünmüyorsun "

" O zaman neyi bekliyorsunuz ?"

Söz ağzımdan çıkar çıkmaz diğer elini belime sarıp tek seferde kendine çekti bedenimi. " Bu kadar cesur olduğunu bilmiyordum Firuze?"

" Bunu bende bilmiyordum" diyip onu beklemeden dudaklarımı dudağına bastırmamla kapattım gözlerimi.
Heyecandan daha fazla içimde dolaşan tutku yüzünden cesaretim konuşturmuştu kendini.

Garipsemedi bu yaptığım haraketi. Tam aksine belimdeki ellerini daha fazla sıkıp ağaca yaslayarak aramızda olan tüm mesafeyi kapattı.

Göğsünde dolaşan ellerimi hafif sakallı yüzüne ,oradan boynuna uzatıp daha sert öpmeye devam ettim. Tabi bu sadece benim için geçerli değildi.

İlkimiz olmasına rağmen o kadar içten öpüşüyorduk ki ,ve bunda hala bir tuhaflık sezmiyorduk. Kendimi onun dudaklarına kaptırmışcasına daha içten karşılık veriyordum .

Alt dudağımı emerken ben onun üst dudağını koparacak gibiydim. Bedenime sürtünen heybetli bedenini kadınlığımdaki o ince sızıyı sancıya dönüştürüyordu her saniye.

Dilinin dilime değdiğini hissettiğimde zevk dolu bir nida kaçtı dudaklarımdan. İnleyerek geri attım başımı.
Beceriksizce öpüşüyordum ve nefes alma ihtiyacı duyuyordum fakat Aras oralı bile değildi.

Dilini yanağıma sürerek boynuma getirdiğinde bacağımı beline dolayıp iyice kendime bastırmaya başladım.

Erkekliğini hissetmek bile yetiyordu rahatlamama. Daha önce kimseyle sevişmemiş olmama bakmayarak profesyonelce sürtünmeye başladım ona.

Beyaz derimin gitgide kızardığını hissediyordum. Göğüs kafesim yerinden çıkacak gibiydi. Dudaklarının tüm tenime değip yaktığı ateşi tam şurada söndürmesini istiyordum.

" Aras-" diye inledim yanağından defalarca öperek. " Aras ben -"

" Söyle"

Fısıltısı kulağıma dolarken yavaşça ayrılıp gözlerine baktım.

" Doğru mu bilmiyorum. Ama -"

" Ama istiyorsun !" Diye cümlemi yarıda kestiğinde başımla onayladım onu.

" Bende istiyorum Firuze" dedi alt dudağımı dudaklarıyla çekiştirip öpmeye devam ederek. " Bende seni istiyorum. Çok istiyorum hemde"

Bölüm sonu ❤️

Arkadaşlar herkes hızlı yazmış ama bu anlık bir şey,bir çekim. Birbirlerine sırıl sıklam aşık falan değiller daha. Sadece bir çekim oldu. Hani yabancı filmlerde falan olur ya.
Erkek bir anda kızı öpmek ister öyle gibisinden enzjsbsz

Firzuem arsız kızım benim ☁️

Oy sınırı koymak istemiyorum ve lütfen beni bunu yapmaya mecbur bırakmayın aşklarım.
Okuduktan sonra emekhakkı olarak oy ve yorum isterim.

Bölümü elimden geldiğince çabuk atacağım beklemede kalın ☁️

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro