İYİ GÜN/ KÖTÜ GÜN
-Sabah-
Sidhart;
Akşam Akshay gittikten sonra çalışmaya çalışsamda yapamadım. Erkenden yatıp uyudum. Sanırım yaklaşık 10 saat uyudum. Hemen kalkıp hazırlanıp çıktım. Evde herkes uyuyor. Bugün güzel bir gün olmasını istiyorum. Umarım olur..
Arabaya atlayıp şirkete gittim. Burdada kimse yok. Odama geçip çalışmaya başladım. Evrakları halledip Jameela'nın masasına koydum ve senaryonun başına oturdum.
"Sidhart.. Sidhart-ji?"
"Günaydın Jameela"
"Ölecek miyim?"
"Nasıl?"
"Bana günaydın dedin.. yani dediniz."
"İnsanlar sabahları birbirlerine günaydın derler diye biliyorum yanlış mı biliyorum."
"Yok doģru biliyorsun are yâr yani doğru biliyorsunuz ama-"
"Rahat ol Jameela bana sen diyebilirsin sonuçta biz eski arkadaşız değil mi?"
"Kesin ölücem ben"
Güldüm.
"Güldünüz... yani güldün are yâr beynim iptal sanırım."
"Sana rahat ol diyorum sen resmi konuşuyorsun sana resmi konuş diyorum sen rahat oluyorsun bir insan hiç mi değişmez"
"Ama sen değişmişsin. Konuşuyorsun, gülüyorsun sinirli değilsin.."
"Zaman insanı değiştirir, yaşadıkları, özlemleri, aklında kurdukları-"
"Are günaydın çalışkan insanlar."
"Günaydın Akshay."
"Bir şey mi konuşuyordunuz?"
"Yok öylesine zamandan bahsediyorduk."
"Sizi sabahın köründe buraya diken nedir?"
İkimizde önümüzdeki dosyaları incelemeye başladık.
"Tujhe dekha to ye jaana sanaam pyaar hota hai dewaana sanaam.."
"Akshay ya sus ya git."
"Are tamam siz çalışmya devam edin."
Akshay gittikten sonra bilgisayarın üstünden Jameela'ya baktım. Dosyalara gömülmüş izlemeye başladım. Birden telefonum çalınca yerimden zıpladım.
"Abla?"
"Sid ofistesin değil mi?"
"Evet? Ne oldu?"
"Bir dosya getiricem sana."
"Sen niye getiriyorsun ben gelip alırdım."
"Yok yok evde çok sıkıldım biraz hava alıyım hem orayıda özledim."
"Peki bekliyorum."
"Tamam görüşürüz."
Rohini;
Sidhart'la konuştuktan sonra Rahul'le arabaya binip ofise gittik.
"Rahul bhai Rohini didi (abla) sizin ne işiniz var burda."
"Are Akshay sanki gelmememiz gereken bir yere gelmiş gibi konuşuyorsun."
"Sorry didi şaşırdım sadece."
"Tamam tamam."
Rahul'e dönd-emedim çünkü arkadaş çoktan gitmiş bile. Akshay'e sessizce;
"Bizimkiler ne yapıyor?"
"Abla Sidhart Jameela'ya çok iyi davranıyor."
"Are gerçekten mi?"
"Evet sabah ikiside erken geldi neden erken geldiniz dediğimde ikiside önlerindeki işe gömüldü. Gerçi Jameela hep erken geliyor ama Sid bu sefer sırf Jameela'yı daha fazla görebilmek için erken gelmiş anlaşılan."
"Are vâh yâr mükemmel."
"Rohini abla aslında benim sana söylemem gereken bir şey var"
"Nedir?"
"Sidhart her şeyi biliyor"
"Ne!! Nasıl Jameela mı anlattı?"
"Hayır dün siz yukarda konuşurken kapıdan duymuş Rahul abiden senaryoyu almaya çıkmış odalarda onu ararken sizin konuşmanıza denk gelmiş dinlemek istememiş ama ordanda gidememiş. Rahul abinin yanına gidip senaryoyu aldıktan sonra Rahul abi beni aradı Sidhart iyi gözükmüyor işin yoksa gelebilir misin bizimle konuşmaz şu an dedi. Bende gittim biraz ağzını yokladıktan sonra duyduklarını söyledi işte."
"Jameela'ya bu yüzden iyi davranıyor demekki."
"Evet."
"Peki Jameela'yla ne zaman konuşucak bugün mü?"
"İşte ordada Sidhart Sidhart olma özelliğini koruyor. Arkadaş konuşmamakta kararlı hemde eskisinden daha fazla."
"Are! Öldürücem ben bu çocuğu."
"Suçlu olan benin Jameela'nım suratına bakamam diyor."
"Beynin işletim sistemini ele geçirmek istiyorum. Neyse buluruz heralde bi çaresini ben şu dosyayı bırakayım ona hemde bi yoklamış olurum kolay gelsin.Khuda-hafiz."
"Khuda-hafiz"
Sidhart ve Jameela'nın yanına girdim. İkisidr öyle dalmışkı çalışmaya geldiğimi farketmediler bile.
"Kolay gelsin işkolikler"
"Hoş geldin abla."
"Sid dosya enişten imzaları attı senin doldurman gereken yerler var sonrada Jameela inceliyicek."
"Tamam."
"Bugün yeni stajer geliyormuş duyduğuma göre."
"Ha evet bana yardım edicekmiş."
"Şuraya bak neredeyse bir sene önce sen Rahul'e yardım ediyordun şimdi senin yardımcın var. Ne kadar çok şey değişti."
"Çok şey.."
Biz konuşurken biri içeri girdi.
Uzun boylu, zayıf, kısa bir elbise giymiş güzel bir kız.
"Vidya!"
"Siddu!"
"Are yâr senin ne işin var burda."
"Ben stajer olarak geldim buraya asıl senin ne işin var."
"Kime stajerlik yapıcaksın?"
"Bilmiyorum beni bu odaya gönderdiler.... Yani- sana are vâh yâr bu çok iyi."
"Hoşgeldin. Gel otur lütfen"
Sidhart arkadaşının gelmesiyle mutlu olup gülümserken Jameela masasında ne olduğunu anlamaya çalışarak köpürüyor. Öyleki elindeki kalem çat diye kırıldı.
Gülümseyerek ona baktım. Sakin ol manasında kafamı salladım ama o bunu dinliyicek gibi gözükmüyor. Sidhart ve Vidya konuşmaya o kadar dalmışlar ki kalemin kırılma sesini duymadılar bile.
"Vidya tanıştırmayı unuttum bu ablam Rohini abla Vidya benim üniversiteden arkadaşım."
"Merhaba Rohini-ji."
"Merhaba."
"Buda Jameela hukuki danışmanımız."
"Hukuki danışmanımız?"
"Aynı zamanda yakın arkadaşımız"
"Yakın arkadaşımız öyle mi?"
"Abla.."
"Sonra görüşücez"
Vidya "Anlamadım?" Dedi.
"Zamanla anlarsın." Diyip kalktım. 3ünü aynı odada bırakmak pek akıllıca değil ama..
Jameela;
Bu kız kim şimdi? Ayrıca neden bu kadar samimiler. Birbirleriyle konuşurken hiçbir şey duymıyıcak kadar birbirlerini önemsiyorlar demekki. Aman banane beni 2 dakika bile dinlemeyen adamı mı kıskanıcam. Aree Jaeela ne diyorsun sen. Sen buraya kendini anlatmaya geldin Sidhart'a düşman olmaya değil. Saate baktım öğle arası gelmiş. Birkaç dosyayı alıp Sidhart'ın masasına götürdüm.
"Sidhart-Jİ bunları hallettim birkaç yere mail atılması gerekiyordu onlarıda attım izninizle öğle yemeğine çıkıcam."
"Tabi? Çık?"
"Teşkkürler."
Kapıya doğru yürümeye başladım. Sidhart;
"Jameela." Diye seslendi.
"Buyrun."
"Afiyet olsun"
"Saolun."
Afiyet mi olsun? Bugün ya sinirden ölücem yada Sidhart'ın bana olan davranışlarının şokundan..
Yemeğe indim ama iştahım çoktan beni terketmiş bile. Kalkıp yukarı çıktım. Hâlâ konuşuyorlar. Sidhart'ın bu kadar gülmesi Sidhart kurallarına aykırı! Odaya girdim. Sidhart bana döndü.
"Jameela ne çabuk yedin."
"Yemedim."
"Neden?"
"Sevmediğim şeyler vardı"
"Realy?(Gerçekten mi?) Bugün piliç tikka vardı sen onu çok seversin."
Piliç tikka sevdiğimi hatırlıyor. Bu iyi bir şey.. Hiç değilse avutma
"Canım istemedi"
"Sen iyi misin?"
"Haan, main theek hoon (ha me tik hu) (evet ben iyiyim) "
"Pekâlâ."
Sidhart gülüyor, çalışmıyor, kızla saatlerce muhabbet ediyor. Ben kıskanıyorum,sinirleniyorum, piliç tikka yemiyorum. Ayar bozan kız! İyi günü kötü güne çevirdin..!
Sidhart;
Sanırım Vidya Jameela'nın sinirlerini bozdu. Piliç tikka bile yemiyorsa ya hastadır yada sinirlenmiştir. Özür dilerim Jameela ama bu sinirli hallerini gerçekten seviyorum. ;)
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro