SEN HÂLÂ BURDA MISIN?
Jameela;
Yemekten sonra avluda geç saate kadar muhabbet ettik. Bay kibirli gitmek bilmedi. Anlamadığım şey benimle muhabbet kurmaya çalışıyor.
Mutfağa çay koymaya gittiğimde peşimden geldi.
"Jameela?"
"Jameela mı? Sen Jameela diye birini tanıyor muydun? Sürekli Dojeks dediğin için bilmediğini sanıyordum."
"Güzel espiri Jameela."
"Ha?! Sen iyi misin ateşin mi var ne oldu?"
"Gayet iyiyim ben do... Jameela.... Eee çalışmaların nasıl gidiyor?"
"Yok yok senin kafana bir şey düştü galiba."
"Bi kerede seninle kavga etmeyip muhabbet etmek istiyorum."
"Güvenmeli miyim?"
"Do! Jameela sen çok kavgacısın anlaşılan. Hayat nasıl."
"İyi.."
"Rohini ablayla hemen anlaştınız galiba abla kardeş gibi oldunuz hemen ne güzel."
Şaşkın bir şekilde Sidhart'ın yüzüne bakmaya başladım.
"Heeyy Jameela orda mısın?"
"Evet"
"Rohini ablayla abla kardeş gibisiniz ne güzel."
"Evet Rohini abla mükemmel bi insan sanki gerçek ablammış gibi."
"Sen şimdi her şeyini anlatıyorsun değil mi ona sonuçta ailen uzakta onların yerini o dolduruyor."
"Yani evet.... bir dakika sen bunları neden soruyorsun bana?"
"Muhabbet ediyoruz işte Jameela."
Kuşkulu gözlerle Sidhart'a baktım.
".....?"
"Ee devam edelim bak ne güzel tartışmadan konuşuyoruz."
"Hâ (evet) yani ablam gibi her şeyi anlatabiliyorum ona."
"Mesela ne anlatıyorsun?"
"Bu seni pek ilgilendirmez Sidhart"
"Hadi ama Jameela ne güzel konuşuyoruz şurda."
"Başımdan ne geçerse anlatıyorum oldu mu?"
"Ha!? Her şeyi mi mesela benim onu tanımadan önce ona-"
Anlaşıldı Yuvraj Bey sizin derdiniz. Bak bakalım demiş miyim?
"Saf dediğini mi? Tabiki söyledim ondan hiç bir şey saklamam hatta yeni söyledim bence hemen özür dilemelisin?"
"Afferim Dojeks ağzında hiçbir şey durmasın hemen yetiştir. "
"Hoşgeldin Yuvraj." Dedim gülerek.
"Komik mi?"
"Evet. Ağzımdan laf almak için ne hale girdin."
"Gülme!"
Sidhart gülme dedikçe daha çok güldüm onu sinir etmek hoşuma gidiyor. Birden kolumu sıktı.
"Sana gülme dedim!"
"Kolumu bırak!"
"Sende gülmeyi bırak!"
"Şu an gülmüyorum zaten Yuvraj! Kolumu bırak canımı acıtıyorsun."
"BANA BİR DAHA ASLA YUVRAJ DEME!"
"YUVRAJ YUVRAJ YUVRAJ! İstediğimi derim seni ilgilendirmez."
Sidhart tekrar kolumu sıktı.
"SANA DEME DEDİM!"
"NEDENMİŞ?"
"ÇÜNKÜ BANA SADECE..... SADECE ANNEM YUVRAJ DER TAMAM MI!!!"
"NE OLDU ARTIK DEMİYOR MU?"
"DEMİYOR ÇÜNKÜ ARTIK O YOK ÖLDÜ!"
Öldü mü? Ben ne yaptım!! Afferim Jameela afferim.
"Sidhart özür dilerim bilmiyordum."
Parmağını sallayarak
"Sakın bana acımaya kalkma!" Dedi ve evden çıktı. Ah Jameela ne yaptın sen!!
Sidhart;
Bunu ilk defa Jameela'ya söyledim. Herkes bana neden Yuvraj denmesini istemiyorsun dediklerinde hoşlanmıyorum diyordum. Gerçek şu ki ben Vishnu Singh'in gerçek oğlu değilim! Küçüklüğümü hatırlamıyorum. Hatta öz annemin öz babamın ablamın isimlerini bile hatırlamıyorum. Hatırladığım tek bir şey var; annem ben 5 yaşındayken çok kötü hastaydı onu birgün hastaneye kaldırmıştık. O sırada bende hastaydım. Sonra birisi beni aldı ve annemin öldüğünü söyledi babamın beni istemediğini söyledi. Yetimhaneye bırakıldım.Vishnu Singh yani üvey babam beni evlatlık aldı. Beni çok güzel yetiştirdiler ne istediysem verdiler ama.. ama yâr insan öz ailesini özlüyor öz babamı ise asla affetmiyicem beni istemediğini söyleyen birini nasıl affederim. Hırsımı şimdi anladınız mı? Birgün onu bulup karşısına dikilicem ve istemediği o küçük çocuğun kim olduğunu göstericem!!
"Sidhart?"
"Ha?! Rahul abi sen miydin?"
"Evet bayağıdır burdasın çay içmek içinde girmedin içeri herkes yattı sen iyisin değil mi?"
"İyiyim abi ben. Sadece biraz hava almak istedim... Saat o kadar ilerledi mi?"
"Evet yâr istersen gir sende yat Rohini yatağını hazırladı."
"Saolun abi sen gir ben geliyorum." Rahul abi gülümseyip eve doğru yürüdü.
"Rahul abi..." dedim bana döndü
"Buyur kardeşim."
"Teşekkür ederim."
"Ne için."
"Her şey için seninleyken Rohini ablalayken ve Sameer'leyken kendimi ailemin yanında hissediyorum."
Rahul abi gülümseyerek yanıma geldi.
"Biz senin aileniz Sidhart hem oğlum sen aileni hergün görüyorsun onlar sana çok ilgililer sen onların ilgisini gün boyu hissedersin bizden değildir o birikim birikim." Dedi gülerek.
Güldüm. Gerçeği söylemek isterdim ama zaten Jameela'ya ağzımdan kaçırdım Rahul abiyede anlatamam. Bir şeyleri başarmadıkça kimseye anlatamam. Gerçek şu ki onlar yanımdayken kendimi 5 yaşındaki o çocuk gibi hissediyorum...
Rahul abiyle beraber içeri girdik. Sameer'in odasındaki yatakta yatıcaktım. Hemen odaya geçip yattım.
Jameela;
Rohini abla yatmadan önce öksürmeye başladı. Sanırım birazcık üşüttü. Akşam Sameer uyanırsa bakar mısın diye bana rica etti. Odam hemen Sameer'in yan odasında ve ben uyuyabileceğimi sanmıyorum. Hâlâ aklımda Sidhart var. Kendime öyle kızıyorum ki... Yastıģa kafamı koyup kendime kızarken uyumuşum.
(3 Saat sonra)
Sameer'in anne diye seslenmesiyle uyandım. Hemen yanına gittim. Sameer'e bakacağım yerde ben donup kalmıştım. Bunun ne işi var burda! Yanlışıkla önümde duran oyuncaklara takıldım ve düştüm.
"Ahh..."
Sidhart uyku bir şekilde "Ha! Ne oluyor." Dedi ve ışığı açtı.
"Ahh ayağım."
"Sen? Sen ne yapıyorsun burda?"
"Sameer uyanmıştı.. aahhhh.... ona bakmaya ahhh gelmiştim... ahhh.. asıl senin hâla ne işin var burda gitmedin mi sen?"
"Ben bu akşam burada kalıcaktım zaten sadece kapının önüne çıktım hava almak için."
"Tamam şimdi gününü anlatmayı bırakta bana yardım et ahhhh bileğim çok acıyor."
"Kendin düştün ne yapayım ben sana."
"Sameer'i uyut ben başımın çaresine bakarım!"
Biz konuşurken Sameer çoktan uykuya dalmıştı bile.
"Uyumuş."
"O zaman bana yardım et odama gidiyim."
Sidhart elimden tutup kaldırmaya çalıştı ama ağrım çok fazla ve yerimden kalkamıyorum. Neredeyse 2 dakika konuşmadan yüzüme baktı. Sonra beni kucağına aldı.
"Heey ne yapıyorsun?!"
"Seni odana götürmeye çalışıyorum yoksa bütün gece yerde yatıcaksın."
"Çabuk götür o zaman düşmek istemiyorum."
"Düşürmem merak etme."
Sidhart beni odaya götürüp yatağıma oturttu ve ecza dolabından merhem aldı.
"Ne yapıyorsun?"
"Bileğini düzeltmeye çalışıyorum."
"Gerek yok ben hallederim."
"Jameela ben bunun eğitimini aldım nereye nasıl dokunacağımı biliyorum eğer sen yapmaya kalkarsan bir daha bu ayağını kullanamayabilirsin."
Sidhart;
Jameela korkmuşa benziyor. Korkunca ve şaşırınca yüzünün aldığı o tuhaf şekli görmeniz gerek. Gözlerini kocaman açtı.
"İyi sen sür ama yavaş ol."
Sürmeye başladım.
"Ne oldu? Neden gülüyorsun."
"Bu seni ilgilendirmez."
"İyi bitti mi."
"Bitti şimdi ayağını yere bas."
"Ya acırsa?"
"Acımıyıcak Jameela bas."
Jameela kalkıp bastı.
"Acıyor mu?"
"Hayır.... (gülerek) hayırr acımıyor çok iyi hissediyorum."dedi bunda bu kadar sevinecek ne var. Bu kızı anlamak çok zor..
"Önemli değil."
"Teşekkürler çıkarken ışığı kapat."
"Deli!"
"Kibirli!"
Bu akşamıda tartışarak geçirdik çok şükür kendimi iyi hissediyorum.. Ayar bozucu Jameela..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro