BOZUK SAAT
Baya geciktirdim bu bölümü canlar çok çok çok özür dilerim :'( inşaallah beğenirsiniz güzel okumalar ☺😊
____________
Jameela;
Rohini ablanın verdiği görevleri yapıp kahvaltıya geçtik.
Rohini abla "Are yar 1 hafta önce masada oturucak yer yoktu şimdi ise sadece biz varız." Dedi.
Rahul abi "3 aydır alışmıştık kalabalıģa."
"Evet yâr. Aisha annemlerde annemlerin yanına gidiyor herkes Delhi'de."
"Rohini Hayaat Khan?"
"Kocacım."
"Haftaya herkes Delhi'ye."
"Are vâh seni çooookkk seviyorum. Jameela sende bizimle gel. Orda küçük bi evimiz var istersen bizimle kalırsın yada annemlerle."
"Ben?"
"Hadi ama yâr."
"Peki."
"Ablandan ben izin alırım."
"Peki."
Kahvaltıdan sonra salona oturmaya geçtik.
"Abla ben biraz dışarı çıkıp gelicem."
"Are ne oldu."
"Arkadaşıma bir şey vermem gerek."
"Peki."
"Nandi sende benimle gelsene kaç gündür evdesin."
"Olur?"
Sidhart;
Kapıya çıkıp Nandi'yi beklemeye başladım. 2 dakika sonra geldi.
"Abi nereye gidiyoruz arkadaşın nerde bekliyor bizi."
"Arkadaşım beklemiyor Nandi alışveriş merkezine gidiyoruz."
"Ne? Neden?"
"Gidince görürsün hadi bin arabaya."
"Peki?"
Arabaya bindik ve alışverişe merkezine doğru sürdüm.
"Abi?"
"Nandi."
"Abii."
"Nandii."
"Sana bir şey sorucam."
"Dinliyorum."
"Neden hâlâ Jameela'ya sataşıyorsun."
"Hâlâ?"
"Kız senin için o kadar şey yaptı ve sen hâlâ onu sinir ediyorsun."
"..."
"Are neden cevap vermiyorsun."
"Nandi araba sürüyorum farkındaysan."
"Ne oldu demin konuşurken sürmüyor muydun?"
"Çok konuşuyorsun biliyor musun?"
"Abi bana gerçeği söyle ben senin kardeşinim onu simir etmek hoşuna gidiyor değil mi?"
Jameela'nın sinirli halleri gözümün önüne gelince gülümsedim.
"Are are are gülüyorsun. O zaman şunuda söyle onu seviyorsun değil mi?"
Arabayı ani bir firenle durdurdum.
"Ne saçmalıyorsun Nandi."
"Gerçekleriii."
"Sus ve in geldik."
"Peki."
Arabadan inip alışveriş merkezine girdik.
"Ne yapıcaz burda."
"Saat alıcaz."
"Saat?.........Areee Jameela'ya. Tahminlerimde doğruyum sanırım."
"Nandi!"
"Peki sustum."
Saat mağzasına girip saatlere bakmaya başladık.
"Tek başına seçemeyeceğinden beni aldın dimi yanına ama çok beklersin hem sen Jameela'yı benden daha iyi tanıyorsun kendin seçebilirsin."
"Nandi senden ilk defa bir şey rica ettim abini geri mi çeviriyprsun 20 yıl sonra."
"Hey bana yemez bunlar."
"Are yâr lütfen."
"Sen seçersin bende evet yada hayır derim."
"Başka ne yapıcaktın ki zaten?"
"Are bana seçtirmiyorsun yani."
"Nandi sadece sus ve yardım et."
"Bir abinin olması ne kadar zormuş."
Saatlere bakmaya devam ettik. Nandi diğer tarafta beğendiği saatleri bana bende bu tarafta beğendiğim saatleri ona göstererek bi karara varmaya çalıştık ama pek başarılı olamıyoruz.
"Abi bu nasıl?"
"Hayır."
"Peki bu."
"Beğenmedim."
İkimizde bakmaya devam ettik.
(15 Dk sonra;)
"Abi ona ne zaman söylemeyi düşünüyorsun."
"Bilmiyorum yâr."
"Are kabul ettin."
Nandi dalgınlığımdan yararlandı ama...
"Nandi!"
"Peki tamam sustum ama sen eğer bir şeyler hissedersen bir gün söyle. Sonuçta Jameela güzel bir kız her an uçup gidebilir mesela Pratap'a."
"O adamın adını ağzına alma Nandi."
"Are o kadar mı nefret ediyorsun. Dur tahmin edeyim Jameela'yı seviyor değil mi."
"Evet! Her neyse boşver."
"Hayır hayır hayır boşvermek yok. Eğer Jameela bana karşı aynı şeyleri düşünmüyor diye düşünüyorsan yanılıyorsun."
"Nandi!"
"Abi Jameela senin için bir sürü şey yaptı bunları sırf sen gül mutlu ol diye yaptı boşun değil. Yani-"
"Nandi kapatabilir miyiz şu konuyu."
"Peki sen nasıl istersen."
"Saatlere bakmaya devam et."
"Peki patron."
Tekrar saatlere geri döndük.
İşte bu çok güzel.
"Nandi"
"Hı? Are bu mükemmel."
"Bencede."
"Yeng... yani Jameela'ya çok yakışıcak."
Kasaya gidip ödemeyi yaptık. Ve arabaya geri döndük.
"Nandi bunu sen vericeksin."
"Ne? Ben mi?"
"Evet."
"Neden ben"
"Ben veremem."
"Kusura bakma abi bunu sen aldın onu düşünerek ve sen vericeksin."
"Veremem yâr."
"Abi!"
"Nandi lütfen."
"Peki."
"Benim aldığımıda söylemek yok."
"O kadarda olmaz abi."
"Nandi.."
"Peki her şeye peki."
Konuşurken eve gelmişiz bile arabadan inip eve girdik. Jameela nerde?
Nandi;
"Abla iki dakika yukarı gelsene benimle."
"Ne oldu."
"Kolumda bir yara çıkmış onu göstericem."
"Tamam?"
Ablamla odasına çıktık.
"Abla sana öyle bir şey diyeceğim ki."
"Önce yaranı göster."
"Yara falan yok abla o sadece bahaneydi."
"Söyle o zaman yâr çatlatma insanı."
"Abla biz abimle nereye gittik."
"Arkadaşına bir şey vermeye?"
"Dıınntt yanlış cevap peki Jameela sabah neden erken geldi?"
"Neden konudan konuya atlıyorsun."
"Sen sadece cevap ver abla."
"Saati bozulduğu için."
Elimdeki paketten saati çıkardım.
"Peki bu ne?"
"Saat."
"Şimdi birleştir bunları. Jameela'nın sabah erken gelişi abimin bi bahaneyle dışarı çıkması ve bu saat."
Ablam biraz durduktan sonra gözlerini kocaman açtı.
"Are! Sidhart aldı. Jameela'ya."
"Aynen öyle ablacım ve dahasıda var."
"Anlatsana yâr."
Abimle konuştuklarımızı ablama anlattım.
"Are vâh! Sidhart Jaaâa--sfinder."
"Jasfinder?"
"Jasfinder'ı aramış."
"Abla Jasfinder kim?"
"Jameela gelsene."
"Heee Jasfinder tamam."
" Neyse ben aşağıya iniyorum."
Ablam indikten sonra Jameela'yla odada ikimiz kaldık.
"Ben Rohini ablaya gideceğimi söylemek için gelmiştim ama.."
"Are nereye yâr."
"Burda bir şey yapmıyorum siz ailecek oturmak ist-"
"Haklısın ailecek oturmak istiyoruz o yüzden sende burda duruyorsun."
Jameela gülümsedi.
"Hadi aşağıya inelim."
"Peki."
"Jameela bir dakika."
"Bu senin için."
"Bu?.... Are Nandi bunu kabul edemem."
"Neden?"
"Bu çok değerli bir şey ben..."
"Are yâr sen bize daha değerli bir şey verdin. Abimi. Bunu kabul etmek zorundasın biz sana dedik mi Jameela bu çok değerli diye."
Jameela güldü.
"Are vâh çok güzel oldu. Senin saatinin yerini tutmaz ama."
"Saçmalama yâr bu çok güzel çok teşekkür ederim."
"Abimle dışarı çıktığımızda görünce aklıma direk sen geldin saatin bozulunca bende almak istedim."
"Teşekkür ederim."
Jameela;
Nandi'yle salona inip oturduk. Sidhart meraklı meraklı kolum bakıyor. Koluma bakınca anladım neye baktığını.
Ve tabiki anladım saati Nandi'nin değilde onun aldığını ve takıp takmadığımı merak ettiğini.
Kolumu saat gözükmiyecek şekilde koydum biraz daha merak edebilirsin.
_______________
Muhabbet ederken saatin nasıl geçtiğini farketmemişim yine. Saat hayli geç olmuş.
"Rohini abla ben artık gidiyim saat geç oldu."
"Nasıl istersen canım. Rahul Jameela'yı bırakabilir misin hayatım."
Rahul abi "Tabiki." Dedi.
Rohini abla şirin bi yüz ifadesiyle "Gelirkende dondurma alır mısın canım çok çekti." Dedi.
"Rahul abi sen rahatına bak ben bırakırım Jameela'yı."
"Tamam nasıl istersen."
"Sid dondurmamıda alır mısın."
"Abla bu çok zor bi görev bunu yerine getiremem."
"Ha ha ha çok komiksin. Çikolatalı olsun."
Sidhart'la arabaya gittik. Yol boyunca ikimizinde suskunluğunu koruması alışılmış bir şey.
Sidhart ara sıra saati görmeye çalışsada buna izin vermedim.
"Neden gülüyorsun?"
"Ne?"
"Neden gülüyorsun."
"Ben mi?"
"Hayır Jameela yoldaki amca."
"Hiç öylesine."
"Geldik inebilirsin."
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil."
Sidhart;
Jameela evin önünde tam arabadan inicekken bana döndü.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil dedim ya."
"Onun için değil saat için."
What the! Nandi'ye söylememesini söylemiştim. Jameela eve girdikten sonra telefonuma mesaj geldi.
"Nandi'ye kızma o söylemedi."
Nandi söylemedi mi? O zaman nasıl anladı benim aldığımı.
"Saatimin bozulmasını en çok düşünen sendin o zaman nasıl Nandi alabilir?"
Yüzüme saçma bi gülümseme yayıldı. Sanırım ben...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro