Bölüm 2
"Çekici uzatır mısın Elif?" Diye sordu kibar bir ses tonuyla. Yüzümde bir gülümsemeyle masanın üzerine konulmuş aletlerden çekici bulup hızlı adımlarla Lyney'in yanına gittim ve çekici ona uzattım.
Lyney çekici aldı ve yeni sihir numarası için kullanacağı kutuyu sağlamlaştırmak için çiviyi tutup cekiçle çakmaya başladı.
Buraya gelmemin üzerinden iki gün geçmişti. Lyney kalmam için Fontaine de Debord adlı bir otel de bana yer ayırtmıştı. Eğer bir ay içinde geri dönemezsem bana kiralık bir yer bulacaktı. Bana bu şekilde iyi davranması ondan daha çok hoşlanmama neden oluyordu.
Bunun dışında Fatui'den ya da Taş yuvadan bahsetmemişti. Gerçi yeni tanıştığı bir kıza hayatının gerçeklerinden bahsetsindi ki. Eğer onu oyundan tanımasaydım şu anda bana vermiş olduğu bilgilerle ona muhtemelen körü körüne aşık olacaktım.
"Elif! İyi misin?"
Lyney'in sorusu beni kendime getirdi. Kafamı aşağı yukarı salladım.
"Ne demek istediğimi duydun mu?"
Ona anlamayan bir bakış atıp üstüne şaskın bir ses tonuyla "Ne?" Diye sordum.
"Diyorum ki yeni numaramız için kutuya sen gir."
Kaşlarımı çattım "Nasıl yani?" Diye sordum.
" Aramıza yeni katıldığın için izleyicilerimiz senin bizimle çalıştığını bilmiyor bu yüzden bu numara için gönüllü istediğimizde sen el kaldıracaksın." Dediğinde yüzümü buruşturmuş olmalıyım ki bana nedenini sordu.
"Sadece arka planı görmek için can atıyordum." Diye cevapladım.
"İyi de bunu defalarca izleyeceksin... Lynette geldin mi?"
Lynette elinde poşetlerle konuşmamızı yarıda bölmüştü. Elindeki poşetleri havaya kaldırarak "Öğle molası."
Masada olan aletleri alet çantasına koymasında Lyney'e yardımcı oluyordum. Elime almış olduğum ingiliz anahtarinı tam çantaya koyacakken Lyney'in eliyle çarptı. Kalbim şöyle bir hoplamıstı. Gözlerim anlık olarak genç sihirbazın gözlerine kaymış sonra da utançla başımı masaya indirmiştim. Tabi ki tüm bu sürecte elimi geri çekmistim.
Lynette masayı elindeki beyaz bezle sildi. Lyney posetteki yiyecekleri tabaklara koyup masaya dizdi. O sırada bende utançtan kafamı Lynette çevirmiştim. Onun masaya geri dönmesini bekliyordum.
Geri döndüğünde herkes yerine oturmuştu. Lynette'in almıs olduğu yiyeceklerden yemeyi başladım. Oyunu oynarken bu yiyeceklerden denemek isterdim. Hatta bir keresinde naneli fasulye çorbası yapmayı kalkmıştı ve tadı damak tadımıza uymuyor. Denemeyin!
"Fanta da almışsın. Hep tadını merak ediyordum."
Lyney kardeşine azarlayan bir ses tonuyla "Fanta'yı niye aldın? Besleyici hiçbir degerinin olmadığını biliyorsun kardeşim."
Lynette "Bana burada bulunan yiyeceklerin tadını merak ettigini söylemisti. Bende onun için aldım." Dediğinde ben utanmıstım. Ürkek bir ses tonuyla teşekkür ettim. "Aranızı bozmak istemezdim, özür dilerim." Dedigimde Lynette "Hayır, aramızı bozmuyorsun." Dedikten sonra elimi tuttu güven vermek için.
"Lyney böyledir işte." Dediginde Lyney " Haksız mıyım kardesim?" Diye hesap sorduğunda Lynette somurtarak "Haklısın, kardeşim." Seklinde cevap verdi.
Yemekler yendikten sonrayı masayı topladık. Lyney yapacağı sihir numarası için kutuyu tamamlamıştı. Simdi numarayı uygulayacaktık. Acıkcası şu an heyecanlıydım. Sonuçta kutunun içine girecek olan bendim.
Lyney bana yapacağı sihir numarasının detaylarını anlattı. Numara oldukca basitti fakat arka planda çok fazla is vardı. Numarayı yapmak için arka planda çok fazla kas gücüne ihtiyaç vardı ve Lyney benim biraz kas gücünden yoksun olduğumu anlamış olmalıydı.
***
Akşam oldugunda Lyney denediğimiz ama defalarca hatalarla karsılaştığımız sihir numarası üzerinde kafa patlatıyordu. Ona yardım etmek icin bende bir fikir bulmaya calışıyordum. Fakat bu durum benim uykumu getirmeye başlamıştı. Esnediğimde Lyney "Yarın bu konu üzerinde calışsak iyi olur. Gösteriye daha çok var." Dediğinde yorgun bir ifadeyle yakışıklı sihirbazın koyu mavi renkli gözlerinin içine baktım.

Ortamı toplamaya başladık. Her şeyi yerine yerleştirdikten sonra çalıştığımız yerden çıktık. Lyney bana döndü "Otele geri dönebilir misin kendin?" Diye sordu ona mahcup bir ifadeyle "Yollar çok karmaşık ben..." Lyney kafasını anlayışlı bir şekilde salladı. Kardeşine dönüp "Kardeşim sen eve dön, ben Elif'i bırakıp geleceğim." Dedi. Lynette onu onayladı.
Lynette ile vedalaşıp oradan ayrıldık. Şimdi Lyney ile baş basa kalmıstım ve bu durum kalbimin hızlanmasına neden olmuştu. Tabi tek sıkıntı bu değildi. Ortamda garip bir sessizlik vardı. Sanki bir şey söylemek zorundaymışım gibi ama ortada konuşacak bir şey yokmus gibiydi. Onun hakkında her şeyi biliyordum ve sormak istediğim bir sürü soru vardı. Örneğin Lumine'den hoşlanıp hoslanmadığını merak ediyordum. Lyney 'li bölümde Lumine'e yapmış oldugu çicekli sihir numarasında ona farklı bir çiçek vermişti sonuçta.
"Geldiğin dünya nasıl bir yer?" Şeklinde bir soru attı ortaya Lyney. Açıkçası böyle bir soru beklemediğim için beynim anlık olarak donmustum.
"Dünyam... Hımm hepimiz sıradan insanlarızdır. Özel güçlerimiz yoktur. Bilinmeyen şeylerin üstesinden teknoloji ile gelmeye çalışırız... Tabi bazı insanlar garip yöntemlere başvuruyor... Ah, tabi dünyamızda büyü yapan insanlarda var tabi onlar kötü insanlar..."
Cümlemin devamını nasıl getireceğimi bilemediğim için susmaya karar verdim. Ona gülümseyerek baktım " Peki Fontaine sınırları içerisindeyken suyun altında nefes aldığımız dogru mu?"
"Sadece önsezileri olanlar için gecerli." Dedikten sonra "Ne oldu?" Diye sordu.
Bu soruyu sormasına sebep olan şey benim yüzümdeki hayal kırıklığıydı.
"Bunun hayali ile yaşıyordum." Seklinde cevap verdim.
"Dalgıç kıyafetleriyle de orayı görebilirsin. Ama ilk önce dalmayı öğrenmen lazım ve Freminet bu konuda çok iyidir... Ah, Freminet yok." Dedikten sonra düşünceli bir hale büründü. Onu düşüncelerden kurtarmak için "Neyse, boş ver. Önemli bir konu değil zaten." Dedim.
Lyney düşüncelerinden arınarak bana gülümsedi. Yola baktıgımda otele yaklaştığımızı anlamıştım. Cevre artık gözüme daha tanıdık gelmeye başlamıştı.
"Sanırım otele yaklaşıyoruz. Artık burası daha tanıdık gelmeye başladı." Dedigimde Lyney hala bana sıcak bir şekilde gülümsemeye devam ederdi. O bu şekilde gülümsedikce ben ona karşı daha da güzel şeyler hissetmeye başladım.
Otelin önünde durduk. Lyney "Yarın görüşürüz." Dedi. Ona elimi salladım ve "İyi aksamlar" dileyerek otelin kapısından içeri girdim.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro