Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

| FOUR

BÖLÜM DÖRT - FLARES

_____

DÖRDÜNCÜ MINTIKAYI SARMALAMIŞ KIŞA KARŞIN kucağında taşıdığı mıntıkasına özgü yeşil ekmekler Livia'yı sıcacık etmeye yetmişti. Mags'in evini gördüğünde ekmekleri tutan kollarından birini indirip kabanının cebindeki anahtara ulaştı. Parmağını anahtarlığın halkasından geçirdiğinde attığı her adımda çıngırdayan metallerin sesi Galipler Köyü'nün sessizliğini dolduruyordu. Gözü parıldayan metal anahtarlığa takıldığında gülümsedi. Koca bir kelebek. Yüzünü bir tebessüm kapladığında ise çoktan Mags'in evine varmıştı.

Anahtarı kilide yerleştirdiğinde ekmekleri düşürmemeye çalışarak diğer elini beyaz kapının üzerindeki uzun oymalardan birine geçirip kendine çekti ve anahtarı döndürdüğünde yüzüne sıcak hava hücum etti. Üşümüş burnu sızlamaya başlarken hızla içeri girdi ve kapıyı ses çıkarmadan kapatıp mutfağa girdi. Mutfağa adımladığı an Mags'i görmeyi beklerken yalnızca tezgâhın üzerinde daha ayıklanması bitmemiş balıkları gördü. Merakla kaşlarını çatarken tuttuğu ekmekleri ekmek sepetine yerleştirdi.

Ev insanı korkutacak derecede sessizdi. Livia mutfaktan hışımla çıktığında ilk baktığı yer salondu ve orası da boştu. Çatık kaşları gittikçe daha da çatılırken içindeki endişe daha da büyüyordu. Koridorun sonundaki odaya ilerlerken kulağına bazı sesler ilişti ve bu, Livia'nın endişesini biraz da olsa yatıştırırken temkinli adımlarla kapalı kapıya yaklaşıyordu.

Kulağını kapıya yaklaştırdığında sesler daha da netleşmiş olsa da kısık seste olduğundan çok net anlaşılamıyordu. Kapıya biraz daha yaklaştığında kulağı kapıya değdi değecek vaziyetteydi. Boğuk bir erkek sesi duymayı başardığında tüm tüyleri diken diken olmuştu çünkü bu sese yabancı değildi. "Ne yapacağımı bilmiyorum Mags," dedi fısıltıyla Finnick Odair. Livia, Finnick'in bu kadar gizli bir konuşma yapmasına bir anlam verememişti. Ondan gizlediği bir şey olmadığını sanıyordu. Mags'e anlatıp ona anlatmadığı ne olabileceğini düşünürken onun böyle bir zorunlulukta bulunması gerekmediğini söyledi kendi kendine. Sonuçta Mags, onun da akıl hocasıydı ve- ah, Livia akla yatkın bir düşünce bulmuştu. Muhtemelen 75. Açlık Oyunları hakkındaki endişeleri hakkında konuşuyor olmalıydılar. Bu düşünce Livia'nın sinirlerini hemencecik altüst ettiğinde eli istemsizce kapının kulpuna gitti ancak onu durduran şey Finnick'in hıçkırığı oldu.

Eli, kulpun üstünde titrek bir vaziyette kaldığında onun ağlamasına dayanamadığına bir kez daha şahit oldu. Şimdi kapıyı açıp Finnick'e sarılmak, ağlamasını durdurmak istiyordu. İstemsizce dolan gözlerinden akan yaşlara lanet okuduğunda ne kadar ağlak bir kız olduğunu düşündü. Hızla yüzünü elleriyle kurularken Finnick'in hıçkırıkları arasından boğuk bir sesle "Onu bu kadar çok sevebileceğimi tahmin edemezdim." dediğini duydu.

Livia şaşkınlıkla donakaldığında ne hissetse bilemedi. Merak mı, hüzün mü yoksa kıskançlık mı? Finnick'in kendisine her şeyini anlatmamasına saygı duyardı ama içinin burkulmasına engel olamadı. Mags'i kıskandığı için kendine kızarken Finnick'in kimi sevdiğini düşünmeye başladı. Bir Capitol kadınını sevmeyeceğinden emindi, o halde geriye bir tek Annie kalıyordu. Onun için acı çekişini kendi gözleriyle görmüştü. Üstelik oyunlara kendisinin yüzünden seçildiğini söylemişti. Benim yüzümden demişti. Livia, Capitol'ün bile bildiği bu gerçeği bilmediği için üzgündü ama Finnick'in bunu itiraf edememesi onu daha da üzmüştü.

Derin bir nefes aldığında kalp atışlarının yavaşladığını sandı. Hatta sanki zaman donmuş da orada tıkılı kalmış gibi hissediyordu. Buna anlam vermeyi denedi ama aklına olmadık fikirlerden başka bir şey gelmiyordu. Gerçekten Annie'yi kıskanıyor olamazdı. Finnick, Livia'nın arkadaşıydı!

Düşüncelerinden kurtulabilirmiş gibi ellerini saç diplerine geçirip yumruğunu sertçe sıktı. Kapıdan uzaklaşırken hızlı adımlarla evin giriş kapısına yönelip kapıyı açtı. Sertçe kapattığında neşeli olmaya çalışarak seslendi: "Mags! Ben geldim!"

Kendini hiçbir şey duymamış saymaya karar verdi.

_____

Kapılar ardından gerçeği duymasının üzerinden iki gün geçmişti ve bu iki günde Finnick'le hiç konuşmamıştı. O gün eve geldiğini belli ettiğinde odadan önce Mags çıkmış, Livia'yla mutfağa girmiş ve Finnick ses çıkarmadan sıvışmıştı. Tabii Livia onu çıkarken görmüştü ama onunla konuşamamak, onun ondan sakladığı bu gerçek, Snow hakkında duyduklarından daha fazla gelmeye başlamıştı. Gün geçtikçe iş daha da garipleşiyor gibiydi. Onu elinde ekmeklerle eve girmeye çalışırken gördüğünde gözleri buluşmuştu fakat Finnick görmemiş gibi yapmıştı.

Livia, Finnick'in neden böyle davrandığını bir türlü anlamlandıramıyordu ve bu biraz daha bu şekilde giderse delirebilirdi bile. Zaten doğru dürüst bir arkadaşı yoktu. Vakit buldukça Johanna ile görüşse bile arkadaş kaybetmek isteyeceği son şeylerden biriydi. Bu şekilde vakit geçtikçe Livia "keşke o gün o odaya girseydim" diye düşünmeden edemiyordu. Ancak şimdi daha büyük bir problem vardı.

75. Açlık Oyunları.

Her çeyrek asırda farklı bir tema olurdu ve bu oldukça korkutucuydu. Aklına akıl hocalığı yaptığı haraçlar geldiğinde titredi. Onlar öldüğünde çıkan top sesi zihninde daha yeni duymuş gibi yankılanırken her zamanki gibi kendini suçlamadan edemedi. Onlara daha iyi bir hocalık edebilirdi ama... Başaramamıştı. Zaten şu hayatta başardığı tek şey oyunlardan sağ çıkmaktı ki onu da başarmaktan saymıyordu. Snow başına o tacı takarken sanki oyunda ölenlerin üzerinde duruyormuş gibi hissetmişti. Şimdi bile duş yaparken onların kanıyla yıkanıyormuş gibi hissediyordu. Bu kazanmak olamazdı.

Ekranın başında babasıyla beraber beklerken içi içini kemiriyordu. Son oyunda olan o istisnaya nasıl göz yumulduğunu hiç anlayamamıştı. Bunu Snow'un isteyebileceği bir şey olarak görmüyordu, bunun öcünü almak isteyecekti. Belki Finnick bunun hakkında bir şeyler biliyordur, diye düşünmeden edemedi. Yine aklına düşen Finnick yüzünden içinde bir burukluk oluşmuştu.

Marş çalınmaya başladığında tüm düşünceleri tuzla buz oldu. Tüm dikkati sahnedeki yerini alan Başkan Snow'un üzerindeydi şimdi. Onun bu hayattaki amacını hiç anlayamamıştı, anlayamayacaktı da. Anlamak da istemiyordu zaten. Başkan Snow her zamanki itici ifadesini takınırken Livia içindeki tiksintiyi bastırmaya çalıştı. Marş sona erdiğinde tüm vücudu sinirden gerilirken ses tonu yüzünden kafasını parçalamak istiyordu.

Açlık Oyunlarının 75. yılını kutlayarak başlamıştı söze. Her yirmi beş yılda bir Çeyrek Asır Oyunları'nın yapıldığını, karanlık günleri anlattı. Livia, ekran başındaki herkesin onun yüzüne iğrenerek baktığından emindi. Ancak oyunlara henüz katılmamış olanların korkularının büyüklüğünü hissedemezdi bile.

Elindeki altın renkli zarftan çıkardığı kartı okumaya başladığında kalbinin heyecanla atmasına engel olamadı. "Herkese," diye başladı. "En güçlülerin bile Capitol'ü alt edemeyeceklerini hatırlatmak için, erkek ve dişi haraçlar, mevcut galipler havuzundan seçilecek." İşte tam da şu an, Livia'nın tam anlamıyla öldüğü gündü. Babası ellerini şefkatle tutup kendine çektiğinde kızına sımsıkı sarıldı. Sanki öleceğinden eminmiş gibi...

Livia'nın beyni sanki tüm işlevini yitirmiş gibiydi. Hiçbir şey düşünemiyordu- kendi hakkında düşünmekten çok diğer galipleri düşünüyordu. Finnick'in ölme ihtimali zihnine şimşek gibi girdiğinde titredi. O gün Mags'e yaptığı itiraf... Finnick'in bundan haberi var mıydı? Bu yüzden mi sevdiğine aşkını dile getirmemişti? Öleceğini düşündüğü için mi? Eğer Livia babasına kendinden çok Finnick'i düşündüğünü söyleseydi emindi ki azar işitirdi. Düşüncelerini yok etmeyi denedi ama galipler havuzu o kadar acımasızdı ki hayatta kalmayı düşünmek bile zarar vericiydi.

Livia arenaya geri dönmek istemiyordu. Tekrar birilerini öldürmek istemiyordu. Eğer arenaya dönerse bir daha geri dönemezdi. Kazansa bile.

Vücudu titremeye başladığında ağlamasına engel olamadı. "Şş," dedi babası da boğuk bir sesle. Livia emindi ki babası da ağlamak üzereydi. Başkan Snow bir şeyler daha söylüyordu ama dinlemeyi çoktan bırakmıştı.

Bencilliği bırak, dedi kendi kendine. Bencilliği bırak.

Bir oyun varsa, oynanmalı.

_____

birazcık uzun sürdü yeni bölüm yüklemem, beklettiysem üzgünüm! (venus'ten bahsedemiyorum bile aaah)

sonraki bölümler finnick & livia için daha da garipleşecek ama şimdi bir şey söyleyemeeem :P

umarım beğenmişsinizdir!


Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro