Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

33. bölüm


Önceki bölümden...

Diana tekrar, " Ahh." diye inleyerek karnını tuttuğunda kendisi ile birlikte Miguel' de dahada panikledi ve aynı anda, " İyi olduğuna emin misin?" dediler.
Sanki Diana' nın bir değil iki sevgilisi var gibi hissetti ve bu hissettiği canını sıkarken Diana' nın badysine uzandı.
Yukarı sıyırarak parmakları ile bandajının  ucunu kavradı. Yavaşça teninden ayırarak yarıya indirdi.
Hafif denecek şekilde kan sızmıştı.
Tehlikeli denecek düzeyde bir durum yoktu fakat yinede, " Hastaneye gidelim mi?" dedi.

Diana' nın," Yok, yok. Bir şey olmamış baksana." diyerek bandajı geri yapıştırmasıyla kaşları çatıldı.
Tamam, pek bir şey yoktu ama bu kadarda umursamaz olunmazdı.
" Ahh Diana ahh." diyerek tepkisini belli etti.

Bu sırada Esly ' de, " Bir şey yok deme Diana. Bir hastaneye gidin." diyerek kendisini desteklediğinde Diana yine itiraz ederek, " Bence siz abartıyorsunuz." dedi. Dil dökmenin Diana' yı ikna edeceğini sanmıyordu. O yüzden, " Tamam, tamam. Bir şeyin yok." dedi.

Miguel, Diana' ya yaklaşarak, " Diana böyle yapma. Gel gidelim hastaneye." dediğinde hiç beklemediği bir tepkiyle karşı karşıya kaldı.

Çünkü Diana kendisinin gözleri içine bakmış ve gülümseyerek , " Benim ilacım hastanede değil, sevdiğim adamın koynunda." demişti.

*************

~ 1 hafta sonra ~

Boya faslındaki kazanın üzerinden bir hafta geçmiş, son sözlerinden sonra Miguel bir bahane bulup kaçarcasına evden gitmişti ve birdaha da  bu zaman zarfında ne gelmiş nede aramıştı.
Demek ki onun yüreğini çok ama çok kırmıştı ve üzüntüsünü katlamıştı.
Bir umut, ' Umudu dönmüştür.' diye düşünüyordu ve bu düşüncesinin gerçekleşmesini dört gözle bekliyordu. Değer verdiği arkadaşının yoluna devam etmesini, gönlünün kapılarını onu sevecek  birine aralamasını istiyordu. Hatta kadının sevgisine kapılarak Miguel' de o sevdaya dahil olsun istiyordu.

Salonda oturmuş zümrüt yeşiline bulanan duvarlara bakıyordu. Peki ya  Jareth'ın  aklına böyle fikirler nasıl geliyordu. Duvarları, kadının ilk karşılaşmalarında giydiği elbisenin rengine boyamak kolay kolay bir adamın aklına geleceğini sanmıyordu.
Gülümsedi.
Jareth çok farklı bir adamdı.
Bir sonraki adımı kestiremiyor, ne gibi jestler yaparak kendisini büyüleyeceğine fikir yürütemiyordu.

Birde kendisine ' Gerberam.' diyerek hitap edişide bu jestlere ekleniyordu.
O çiçeği ilk defa sevdiği adamın dudaklarından duymuştu. Bu bir haftalık zamanda onuda araştırmış ve papatyayı andıran ve papatyaya nazaran daha büyük bir çiçek olduğunu görmüştü.
Anlamına ne kadar bakmak istese de bakmamıştı.
Madem kendisini gerberaya benzetmişti anlamını da bizzat ondan duymalıydı. Güzel bir zaman yakaladığında soracaktı ve dinlerken yine mest olacağını sevdiği adamın dudaklarından dinlemeye doyamadığı şiir gibi döküleceğini biliyordu.

Neredeyse saat iki olmuştu ve uyandığından bu yana sadece oturmuştu. Duvarları seyrederken anılara dalmış ve tekrar tekrar sevdiği adama olan sevgisi kabarmıştı.

Jareth ise hava aydınlanır aydınlanmaz şirkete gitmişti. Son zamanlarda tüm işi Ricardo' ya yıkmış ve oldukça boşlamıştı. Bunun sebebide kendisiydi. Başı dertten kurtulmadığı gibi sevdiği adamında kurtulamamıştı. Ama suçluluk duymuyordu. ' İyi ki yanımdaydı.' diyor ve içten içe minnet duyuyordu.

Duvarlar çok boştu. Neredeyse orta boy saat dışında hiçbir şey yoktu.
Ne gibi şeylerle bu boşluğu doldurabileceğini düşünmeye başladı.
Elleri saçlarına gitti ve geriye attığında aklıma gelenle, " Ahh tabi ya." dedi.Sevdiği adamla bol bol fotoğraf çekilip bir duvarı komple kaplamalıydılar. Daha tek bir fotoğraflarının olmadığı gerçeğiyle ayaklandı ve dudaklarına oturan gülümsemesi ile odasına gitmek için adımlarını atmaya başladı.

Süslenip püslenecek ve üzerine güzel bir şeyler giyecekti. İlk fotoğraflarında çok ama çok güzel çıkarak sevdiği adamla uyum içerisinde olmak istiyordu.

Sevdiği adamın takım elbisenin içinde tüm yakışıklılığıyla eve geleceğini biliyordu...

***********

Jareth işlerin çokluğundan saatlerdir başını dahi kaşımaya fırsat bulamıyordu. Dirseklerini masaya dayadı ve kafasını kaşırken, " Ahh ben yokken resmen bok götürmüş ortalığı." diye söylendi.

Ricardo saniyesinde üzerine alındı ve, " Sanada bir türlü yaranamıyorum." dedi. Tamam, sağolsun bunca zaman idare etmişti fakat bu kadarda olmazdı. Gevşek bir adam olduğunu işine yansıtmasa daha iyi olacaktı.
Ortalığı toparlayayım derken kafası patlayacaktı.

" Ricardo Tanrı aşkına şu halin neresine ' Çok iyi idare etmişsin.' diyerek seni öveyim." dedi ve elleri ile önündeki kağıtları gösterdi. Hadi her şeye tamamdı da kağıtların üstüne kahvede dökmek neyin nesiydi.

" Birde kahve dökmüşsün. Bu kadarda dikkatsiz olunmaz." dedi ve kahveli kağıtları havaya kaldırarak tabiri caizse gözüne gözüne soktu.

Bu hareketi ile Ricardo aptal aşıklar gibi gülümsemeye başladığında bir haller olduğunu anladı ve, " Ne sırıtıp duruyorsun? Yine ne haltlar karıştırdın." dedi. İlk defa arkadaşının çapkınlık dışında böyle sırıttığını görüyordu.

" Azcık Kendra ile cilveleştikte o sıra oldu." diyerek açıklama getirdiğinde istemsizce kaşları çatıldı. Kendra kendisinin gözünde kız kardeşi gibiydi ve Ricardo' nun kişiliği onu üzerdi.
Abilik içgüdüsüyle," Ricardo seni gebertirim." dedi. Sesine hissettiği sinirde yansımıştı. Elinde değildi. Başka kadın mı kalmamıştı da Kendra' ya sulanmaya başlamıştı.

Ricardo, " Yaa Jareth hemen celallenme." dedi ve ayağa kalktığında elinin üzerine kalbini koydu ve, " İlk defa bir kadının gülümsemesi ve iki çift sözü ile burası hızlandı." dedi. Bunları derken yüzündeki aptal aşık sırıtışı silinmiş ve ciddileşmişti.

İnanamayarak," Sen ciddi misin?" diye sordu. Böyle bir düşüncesi vardı fakat bu kadar çabuk gerçekleşeceğini ummuyordu. Ricardo' nun daha yaşı ilerledikten sonra çapkınlığına son verip birine aşık olacağını düşünmüştü fakat aşk denen şey plan üzerine olmazdı, biliyordu.
En büyük kanıt kendisiydi. Bir gece ansızın arabasına binen kadına aşık olmuştu ve şimdi ise o kadın için yanıp tutuşuyordu. Aşkının sevgiye dönüşmesi ile dahada deli oluyordu.

" Evet, dostum." dedi ve elini kalbinden çekerken, " Neredeyse on gündür başka bir kadınla birlikte olmayı bırak yakınlaşmadım bile. Hatta görüşmek isteyenleri reddettim." dedi. Bu normal zamanda  Ricardo için oldukça güç bir davranıştı. Neredeyse her gece başka bir kadınla sabaha gözlerini aralardı ve tekrar tekrar bu döngüyü hiç aksatmaksızın yaşardı.
Kıymet bilip Kendra' nın üzerine titteyecekse bu ilişkiye onayı vardı fakat yine eski Ricardo olacağını kanıtlayacak hareketler sergileyecek olursa kafasını bedeninden ayırırdı.

" Duygularından emin olana kadar Kendra' ya umut verme." diye uyarıda bulundu ve oturduğu koltukta geriye yaslandı. Bacaklarını biraz daha açarak rahat bir oturuşa geçtiğinde, " Yoksa onu üzersin ve bunun sonucunda bende seni üzerim." dedi.
Sesi tok yüzü ise ciddiydi. Tek mimik olarak görünen çatık kaşlarından ibaretti.

Ricardo' nun, "  Emin olmam için daha ne kadar kalbimi hızlı attırabilir? Bundan hızlı atarsa yerinden çıkabilir?" diyerek hiç beklemediği ve daha önce duymadığı sözleri sarfetmeye devam edişiyle çatılan kaşları normal haline dönerken gülümsedi.
Aşık olduğu her halinden belli oluyordu fakat daha beklemesi gerektiğini düşünüyordu.
Hevesten ibaret olmadığını Ricardo' da tamamen anlamalı ve ona göre Kendra' ya yaklaşmalıydı.

" Gerekirse çıksın. Sen onu geri sokarsın." dedi. Farklı bir imada bulunmamıştı fakat Ricardo öyle algıladığını belli ederek, " Lan bu şey mi sanki, Kalp bu kalp! Nasıl geri sokayım." dedi. Aklı fikri oraya kayıyordu.

" Önce sen bu düşüncelerini derinlere sok. Daha sonra kalbini düşünürsün." dedi ve önündeki kağıtlara dönerken, " Çık artık odamdan, Destek değil köstek oluyorsun." dedi.

Son sözlerine birde, " Yoksa ben çıkacağım ve tüm işi sana yıkacağım." eklediğinde Ricardo, " Aman tamam, tamam." dedi. Bir yandanda kaçar adımlarla odayı terk etti...

*********

Neredeyse hava kararmaya yüz tuttuğunda önündeki iş tamamen bitmişti. Son dosyayı da diğerlerinin üzerine bıraktığında, " Sonunda bitti." dedi ve ayağa kalkarken ceketini aldı.
Dinlenme faslını eve bırakacaktı. Daha fazla oyalanıp sevdiği kadını evde yalnız başına bırakmak istemiyordu. Zaten tüm günü bu işler ile geçmiş, bir türlü daha erken bitirip eve kaçamamıştı.
Ceketini omuzlarına attı ve odadan çıktı.Dakikalar sonrası şirketten çıkarak arabasına doğru yol aldığında telefonu çalmaya başladı. Pantolonun cebine uzandı. Sevdiği kadının arıyor olduğunu düşünerek yüzünde gülümseme oluştuğunda telefonunun ekranına baktı.
Arayanın Miguel olduğunu görünce yüzündeki gülümseme yok olduğunda telefonu açtı. Kulağına götürerek, " Alo." dediğinde Miguel yine hâl hatır sormadan lafa başladı ve, " Görüşmeliyiz Jareth.  Sana diyeceklerim var." dedi. Miguel' in sözleri ile sinirlerini gerecek halde değildi. Sadece istediği eve gitmekti. Sevdiği kadını kolları arasına alıp dinlenmekti. O yüzden, " Daha sonra görüşürüz Miguel. Çok yorgunum." dedi ve arabasının kapısını açarak bedenini koltuğa bıraktı.

" Jareth itiraz etme, önemli olmasa zaten aramazdım." dediğinde ciddileşerek, " Ne oldu?" dedi. Her konu Diana' ya bağlandığı için tedirginlik bedenine yayıldı.

Miguel' in " Adresi atacağım. Geldiğinde konuşuruz"diyerek telefonu kapamasıyla arabasını çalıştırdı ve bir yandan telefonuna atılan adrese baktı. Burası eskiden sık sık Mario ve Miguel' le birlikte gittikleri kafe bardı.

Zaten bildiği yeri konum olarak atmasının saçmalığını yaşarken arabasını o yönde sürmeye başladı.

Yarım saat kadar sonra vardığında arabasını park etti ve telefonunu eline aldığında mesaj kısmını açtı ve Diana' ya, " Geciktiğim için üzgünüm bir tanem. En geç bir saate geleceğim."yazdı. Arabadan çıkarken telefonu cebine attı ve ilerlemeye başladı.

Mekana girdiğinde sağına soluna bakındı. Birkaç masa ilerisinde oturan Miguel' i gördüğünde o yöne ilerlemeye başladı. Miguel'de kendisini görmüş ve el atmıştı.

Masada karşısına oturduğunda lafı uzatmadan, " Ne oldu?" dedi ve, " Diana ile mi ilgili." dedi. Sonuçta adam polisti. Bir şeyler oluyorsa haberinin olması uzun sürmezdi.

" Hayır, benimle ilgili." dediğinde sinirlendiğini hissetti. Önemli olarak dile getirdiği şey ne olabilirdi. Yine Diana' ya karşı bitmek bilmeyen hisleri miydi? Bunu zaten biliyordu. Daha sonrada söylebilir, böyle aceleye getirmeyebilirdi. En çokta siniri Diana' yı daha çok bekletmesine neden olmasıydı.

" Ne diye önemli diyorsun o zaman." diye çıkıştı ve oturduğu sandalyede sinirle kımıldandı ve ellerini bacaklarının üzerine koyarak dayandı.

Miguel' de kendisi gibi diklenmiş ve bu tepkisi üzerine tebessüm ettiğinde, " Önemli de o yüzden." dediğinde lafı uzatıp bir türlü söylemiyor oluşunun sinirlerine dahada dokunduğunu yumruk halini alan ellerinden anlıyordu.

"Diananın mutluluğu için ondan vazgeçiyorum ve Paris' e geri dönüyorum." diyerek bakışlarını kendisinden kaçırarak elindeki bardağı bir dikişte içmesi ile şaşkınlığını gizlemeye çalıştı ve çatılı kaşlarını dahada çattı.
Mario' dan duyduğuna göre birdaha geri gitmemek üzere Meksika' ya dönmüştü ve şimdi ise Paris' e döneceğini söylüyordu. Ciddi olup olmadığını tartmak adına, " Mario geri gitmemek üzere döndüğünü söylemişti." dedi.

" Diana için Meksika' da kalmaya karar vermişken şimdi ise yine onun için Paris' e geri dönmeye karar verdim." dedi ve elindeki bardağı masanın üzerinde sağa- sola oynatırken bakışlarını kaldırmadan sözlerine devam ederek, " Çünkü farkettimki o senin yanında daha önce hiç görmediğim kadar çok mutlu." dedi. Sözlerinin yarısında başını kaldırmış ve bakışlarını kendisinin bakışlarına sabitlemişti.
Söylediklerinde samimi olduğu dolan gözlerinden anlaşılıyordu.

Miguel sesinin titremesine aldırmadan, " Ve ben bu mutluluğu bencillik ederek bozmak istemiyorum. Karşılıksız sevgime bir umut karşılık ararken Diana' yı üzeceğimi biliyorum." dedi.
Karşısındaki adam resmen sevgisi ile boğuluyordu ve kurtuluş yolunu uzaklaşmakta buluyordu. Diana' yı bu şekilde kurtaracağınıda biliyordu.

Tüm dediklerini onaylarcasına başını salladığında Miguel' in, " Senden sadece son bir şey istiyorum." demesi ile ne diyeceğini beklemeye başladı.

" Yarın gece üçte uçağım var ve veda yemeğimde sizleride görmek istiyorum." dedi.  " Bunu bari çok görme." diyede eklediğinde ne diyeceğine, nasıl tepki vereceğine karar vermeye çalıştı.

Altı üstü bir yemekti ve Miguel ile Diana' nın arkadaşlık dolu geçmişini göze alarak bu yemeği dediği gibi çok görmemeliydi.

"Tamam." dedi ve ayağa kalktı. Artık gitmeliydi. Diana' ya bir saate evde olacağını söylemişti. Miguel' de ayaklandığında, " Veda yemeği Mario' larda olacak. Saat sekiz gibi gelirsiniz o halde." dedi. Başını, ' Tamam.' anlamında sallamakla yetindi ve, " Ben artık gidiyorum." diyerek çıkışa yöneldi.
Miguel ardından gelmemiş, tekrar geri oturarak elindeki boş bardağı garsona işaret ederek içmeye devam edeceğini belli etmişti.

~~~~~~~~~~~~~~

Eve vardığında arabasından indi ve dönüş yolunda aldığı kalp şeklindeki çikolataların paketini elinde sallaya sallaya ilerledi.Sevdiği kadının çikolatayı sevip sevmediğini bilmiyor olsada yinede almadan edememişti.
'Belki seviyordur.' diye düşünerek hareket etmişti.

Kapıyı açarak içeri girdiğinde, " Hayatımm ben geldim." diye seslendi. Bu anı yaşamak o kadar mutluluk vericiydi ki tüm dişleri gözükecek şekilde gülmesine neden oluyordu.

Seslenişine yanıt gelmeyişi ile paniklerken adımlarını hızlandırdı ve salona girdi. Diana koltukta oturmuş, önünde birleştirdiği ellerine bakıyordu ve parmaklarını oynatarak kendince oyun oynuyordu.

Tekrar, " Hayatım." dedi ve yanına kadar ilerledi. Başını kaldırmadan, " Neden bu kadar geç kaldın." diye sorması ile gülümsedi.
Minik kadını kendisine darılmış mıydı?

Yere, dizlerinin üzerine çöktüğünde," Mesaj atarak bir saate geleceğimi haber vermiştim meleğim." dedi.  Elleri bu sırada Diana' nın elleri üzerindeki yerini aldı.

" Telefonuma bakmadım ki." diyerek başını kaldırması ile sevdiği kadının o güzel mi güzel yüzü gözüne çarptı. Bugün bir farklıydı. Dudakları al al olmuş, kirpikleri ise daha bir belirgin olarak kıvrılmıştı. Kadını kendisi için makyaj mı yapmıştı.

" Çok güzel olmuşsun." derken elinin biri sevdiği kadının yanağına uzandı ve baş parmağı ile tenini okşadı.

Diana' da üzerindeki dargınlığını atmış ve gülümseyerek, " Hmm öyle mi?" dediğinde, " Hıhıı." dedi.

" Senin yanında güzel durayım diye süslendim." demesi ile kaşları çatılırken, " Sen her halinle çok güzelsin, eğer onun için böyle süslendiysen hemen sil." dedi. Sevdiği kadının yanında sönük kalan kendisiyken böyle düşündüğünü öğrendiğinde incinmişti.
Kadınlar her hali ile güzeldi.
Birde sevdiği adamın gözünde o güzellik katbekat artarken tarif edilemezdi...

" Yok, yok silmeyeceğim." dedi ve yanağındaki elini tutarak ayağa kalkarken, " Seninle güzel mi güzel fotoğraflar çekilelim diye süslendim." dedi ve giydiği pileli elbisenin eteklerini, küçük kız çocuğu misali iki yana salladı.
Ayağa kalktığında elbise giydiğinin yeni farkına varmıştı. İki yana sallaması ise güzelliğine birde tatlılık katmıştı.
Daha hiç yan yana fotoğraflarının olmadığını kendide farkettiğinde, " Çok güzel düşünmüşsün." dedi ve eğildiğinde yere bıraktığı çikolata paketini geri aldı. Aklına geleni kelimelere dökerek, " Bunları yerken de çekilsek nasıl olur?" diye sordu. İçinden bir tane kalp şeklindeki çikolatayı çıkararak Diana' ya gösterdiğinde yüzündeki gülümseme genişlemişti. Heyecanlanarak, " Ayy çok güzel olur." dedi.

Diana ve Esly bu açıdan birbirlerine çok benziyorlardı. En ufak şeyle bile mutlu olup heyecanlanıyorlardı.

" Hadi o zaman, sen çikolataları paketten çıkar. Bende yukarıdan fotoğraf makinesini getireyim." dedi.
Diana, olumlu anlamda başını sallayarak, " Tamam." dediğinde adımlarını yukarı çıkmak için atmaya başladı...

*********

Diana, Jareth' ın elindeki fotoğraf makinesini tripoda takmış vaziyette geri gelmesi ile elbisesinin eteklerini eliyle aşağı doğru kaydırarak düzeltti.
Tripodun olması daha güzel fotoğraflar çekilmelerinde olanak sağlayacağı için gülümsemeden edemedi. Tam istediği gibi olacaktı ve sevdiği adamla ilk fotoğrafları, çok ama çok güzel olacaktı.

Jareth' ın tripodu tam karşılarına yerleştirmesi ile dahada heyecanlandığını hissetti ve sakinleşmek adına derin bir nefes alıp verdi. Bu sırada Jareth' ta zamanlayıcı yı ayarlamış ve koşar adım yanına gelmişti.

Jareth' ın, " 5..4..3..2..1 gülümse." dediği sırada kolunun altına alarak kendisini bedenine yaslaması ile içten bir şekilde gülümsedi ve elini Jareth ' ın beline doğru sardı.

" Ard arda çekecek." diyerek çoklu çekime aldığını dile getirdiğinde eli ayağı birbirine dolandı. Poz verme konusunda fazlasıyla kötüydü.

" Ahh ne yapacağım." diye mırıldandığı sırada Jareth belinden tuttuğu gibi resmen savurarak  bedenini kendisine doğru çevirdi ve gözlerinin içine bakarken gülümsedi.
Kendide bu poza ayak uydurarak gülümsediğinde ikinci fotoğrafta çekilmişti.

Jareth' ın," Çabuk, çabuk çikolataları alalım." diyerek koltuğun üzerindeki çikolatalardan bir hışımla almasıyla kendide aceleci davranarak aldı.

İkisinin elleri çikolatalarla doluyken birbirlerine baktıklarında flaş yine patlamıştı. Hazırlıksız yakalandıkları bu poz ikisinide güldürdüğünde yine poz verememişler, flaş bir kez daha patlamıştı.
O kadar içten ve samimi fotoğraflar doğuyordu ki mutluluğu dahada artıyordu.

" Çabuk aç ağzını." diyerek elindeki çikolatalardan birini kavradığı gibi Jareth' ın ağzına tıkmıştı ki flaş yine patladığında verdikleri bu poz ile kahkasını patlattı.
Jareth' ın yüzü öyle komik bir hâl almıştı ki çikolata büyük boy olduğu için ağzına sığmamış yarısı dışarda kalmıştı. Yemek için uğraşırken mırıltılar çıkardığında, " Ne dediğin anlaşılmıyor."dedi ve daha şiddetli bir kahkaha attı.

Elindeki çikolatalardan Jareth' ta kendisinin ağzına uzattığında kahlahalarını dizginlemeye çalışarak ağzını açtı. Jareth ' ta koca çikolatayı ağzına tıktığında bu sefer kahkaha atan kendisi değilde Jareth' tı ve bu durumdan ne denli keyif aldığı gözlerinin yan kısımlarına toplanan yaştan anlaşılıyordu.

Bu sırada flaş üstüne flaş patlıyordu fakat kendileri poz vermek yerine akışına bırakıyordu...

****************

Final bundan sonra geliyor derken bir bölüm daha arttı canlarım.❤️
34. Bölümde gelecek ondan sonra final vereceğim. ❤️
Son konuları aceleye getirerek oldu bittiye getirmek istemedim. Hem Diana ve Jareth' ın tatlı anlarına da şahitlik edin istedim.❤️
Sizleri seviyorum. ❤️

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro