30. bölüm
Önceki bölümden...
Bakışlarını anahtarlıktan ayırırken Miguel' i kapsayan eski anılarına da bir son verdi. Kutunun içindeki diğer bir şeye odaklanıyordu ki Jareth' ın telefonunun çalması ile bakışlarını kutudan ayırdı.
Jareth cebinden telefonunu çıkarmış, kimin aradığına bakarken ayağa kalkmıştı.
Kendiside kimin aradığı görmek için bakmıştı fakat Jareth' ın hızlı kalkışı görmesini engellemişti.
" Alo." diyerek telefonu açtığında Jareth' ın gerilen yüz hatlarına odaklandı. Kiminle konuştuğunu merak etmeye başlamıştı. Daha ilk saniyeden kim onu bu kadar germiş olabilirdi?
" Şuan meşgul. Daha sonra konuşursunuz." diyerek telefonu kapatması ile kendisini kastettiğini anladı ve meraklı gözlerle bakmaya devam ederken, " Arayan kimdi?" dedi.
Bu sorusu üzerine Jareth kendisine doğru bakmadan, Miguel." dedi...
************
Jareth telefonu açarak, " Alo." dedi.
Miguel hal hatır sorma faslını bir kenara atarak, " Diana' ya ulaşamıyorum. Aramalarımı açmıyor. Yanındaysa verir misin? Onunla konuşmak istiyorum." demesi ile yine gerildiğini hissetti.
Sevgisine Diana' dan karşılık bulamayacağını bildiği halde vazgeçmesi adına o şansı Miguel' e tanımıştı fakat elinde değildi. Geriliyordu ve fazlasıyla sinirleniyordu. Bu şekilde bu iş nereye varacaktı hiç bilemiyordu.
Diana bu çekişmeler arasında sıkışıp kalacak diye korkuyordu.
Miguel' in sevgisinide hırsa dönüştüreceğini düşünüyordu fakat bu düşüncesinde yanılarak, pişman olmakta istiyordu.
Çünkü sevdiği kadının zarar görmesini, kalbinin kırılıp, gözünden bir damla dahi yaş akmasını istemiyordu.
" Şuan meşgul. Sonra konuşursunuz." dedi ve telefonu kapadı. Daha fazla konuşmaya lüzum yoktu. Yoksa sinirlerine hakim olamayacaktı.
Konuşmaya devam ederlerse Miguel' in çenesi durmayacaktı ve buda kendisini sinire boğacaktı, biliyordu.
Diana' nın, " Arayan kimdi?" diye sorması ile bakışlarını başka yöne sabitledi ve arkasına döndüğünde, " Miguel." dedi. Fazlası ile gerilmişti ve bu gerginliği Diana' ya geçsin istemiyordu.
Sevdiği kadını durduk yere hoşnut olmayacağı duygulara sürüklemek istemiyordu.
" Ben aşağıda bekleyeceğim." dedi ve Diana' nın bir şey demesine fırsat tanımadan hızlı adımlarla odadan çıktı. Bu en mantıklı kaçıştı.
Merdivenlerden inerken aklına gelenle, " Numarasını Mario' dan yada Esly' den almış olmalı." diye mırıldandı.
Birkaç merdiven daha inmişti ki polis olduğu için tüm bilgilerine erişebileceği aklına geldiğinde, " Ahh Miguel." diye sinirle söylendi.
Miguel' in kişiliğini biliyordu.
İkinci düşüncesini yapmış olmalıydı.
Egosu her zaman tavandı ve böyle şeyler için birine sorarak zahmete girmeyeceğini biliyordu.
Daha ileri giderek Diana' nın telefonundan konumlarını dahi öğrenebilirdi.
"Umarım o kadar ileri gidip beni çileden çıkarmaz." dedi ve merdivenleri tamamen indiğinde salona doğru ilerledi.
Tam bir aile eviydi. Kahverengi ahşap mobilyalar ile dizayn edilmişti.
Duvarı boylu boyunca kaplayan desenli tülleri ve ona uygun iki yana tutturulmuş yeşil tonda perdeleri ile oldukça uyum içerisindeydi.
Şömine kısmının üst çıkıntısında bulunan çerçevelere doğru ilerledi.
İçerisinde Diana' nın küçüklük halleri ile birlikte ailesinin diğer fertleri vardı. Yüzü her fotoğrafta gülüyordu ve etrafına adeta mutluluk saçıyordu.
Kendiside iki aydır bu mutluluktan nasibini alıyor, yüzünden gülümseme neredeyse hiç eksik olmuyordu.
Bakışlarını fotoğraflardan çekerek, duvarda asılı büyük denecek boyuttaki tabloya odakladığında duvarların rengi dikkatini çekti. Salona girdiğinden beri içerisini incelemiş olsada duvarları es geçmişti fakat rengi oldukça hoşuna gitmişti.
Perdelerin rengine göre bir tık açık yeşildi.
Kendisinin evi ise siyah ve beyaz üzerine dizayn edilmişti ve duvarları ise beyaz renkteydi.
Fakat Diana ile evine renk gelmişti.
Bu yüzden evini renklendirmek, duvarlarını sevdiği kadının istediği renge boyamak istiyordu.
En kısa zamanda bu isteğini yerine getirecek ve Diana' nın istediği renge evinin tüm duvarlarını bizzat kendisi boyayacaktı. Tabii Diana' nın yardımını da isteyecek, boya faslının keyifli geçmesini sağlayacaktı.
Sevdiği kadının her şeyi güzelleştireceği gibi o anları da güzelleştireceğini biliyordu.
Zihnini kaplayan düşünceler gülümsemesini sağlıyordu. Tabiri caizse aptal aşıklar gibi sırıtıyordu.
Bakışlarını duvardan çekerek koltuğa doğru ilerlediğinde merdivenlerden gelen ayak seslerini işitti ve oturmak yerine salonun çıkışına yöneldi.
Diana iki elinde, birer tane orta boy valizle birlikte iniyordu ve zorlandığı yüzünden anlaşılıyordu.
Adımlarını hızlandırarak merdivenlerin yarısındayken valizleri Diana' nın elinden aldı ve, " Neden beni çağırmadın." diye azarladı.
Bu azarlaması ile Diana' nın tatlılık yapacağını yada kızarak iki çift laf edeceğini beklesede beklediği gibi olmadı. Onun yerine ağzını bıçak açmazken bakışlarını kendisinden kaçırdı ve merdivenleri inmeye başladı.
Az önceki yüzüne bakmayarak odadan çıkışına mı kızmıştı?
Ahh tabikide ona kızmıştı ama kendince haklı sebepleri vardı.
Yinede bu sebepleri ona söyleyemezdi .
O yüzden, " Off off." derken Diana' nın arkasından merdivenleri inmeye başladı. Sevdiği kadının canı sıkılacağına varsın kendisinin canı sıkılsındı.
Diana' nın merdivenleri inmeye bitirdikten sonra salona doğru ilerlemesiyle kendide merdivenlerin sonuna geldiğinde valizleri yere bıraktı ve ardından ilerleyerek salona girdi.
Diana, az önce kendisinin baktığı, şöminenin üzerinde duran çerçevelere yönelmişti.
Demek ki onları da yanına alacak diye düşündüğü sırada düşündüğü gibi oldu ve Diana hepsini teker teker toplamaya başladı.
Odasının her yanını ailesi ile olan fotoğrafları ile doldurarak tam anlamıyla kendi evinde gibi hissetmek istiyor olmalıydı. Bu oldukça hoşuna giderken gülümsedi ve sevdiği kadını izlemeye devam etti.
Çerçeveleri üst üste dizerek topladığında kendisine doğru dönmeden, " Sahi Roberto' ya ne oldu?" diye sormasıyla bu duruma açıklık getirmediğini hatırladı. Diana o günden beri Roberto' yu kendisinin yolladığı evde duruyor olarak biliyordu.
" Victor' un öldüğü gün kendi hayatına geri döndü." diyerek kısa ama açıklayıcı bir şekilde konuştuğunda Diana kendisine doğru döndü ve," Sevindim." dedi.
Sevdiği kadının yüreği tertemizdi.
Roberto' nun tüm yaptıklarına rağmen yinede onun adına sevinebiliyordu. Kendisine yaşattıklarını her şeye rağmen bir kenara atıp onun adına rahatlayabiliyordu.
Çünkü 'sevindim' derken tebessüm etmiş ve ses tonu ise rahatladığını belli etmişti.
Diana yanına kadar geldi ve, " Gidebiliriz artık." dedi. Elindeki çerçeveleri çantaya yada poşete koymayacağını anladığında, " Onları bir şeye koymayacak mısın?" diye sordu. Nede olsa karnındaki kurşun yarası tamamen geçmemişti. Bir süre daha dikkat etmeliydi. Çerçeveler aşağı kayarak karnına etki edebilirdi.
Bu sorusu ile Diana çerçeveleri dahada sıkı sıkıya tuttu ve, " Yok koymayacağım. Kırılmalarını istemiyorum." dediğinde gülümsedi.
Bir şey olmasından çok korkuyordu. Sarıp sarmalamasından anlaşılıyordu.
" Tamam ama karnındaki yaraya dikkat et." diyerek uyardı ve arkasını dönüp merdivenlerin sonuna bıraktığı valizlere doğru ilerlemeye başladı.
Valizleri aldığında artık evden çıkmaya hazırdı.
Kapıya geldiğinde elindeki valizi yere bırakmadan kapıyı açtı ve Diana' nın geçmesi için yana doğru kaydı.
Diana çıktığında kendide çıktı ve ardından kapıyı kilitleyerek arabaya doğru ilerlemeye başladı.
Diana arabanın yanına gelmiş, kapılarını açması için beklemeye başlamıştı. Minik bir kadın olmasına rağmen adımları epey hızlıydı.
Valizleri arabanın arkasına yere bıraktıktan sonra cebinden anahtarı çıkardı ve açma tuşuna bastığında tekrar valizleri alarak bagaja yerleştirdi. Bu sırada Diana' da arka kapıyı açmış ve dikkatli bir şekilde çerçeveleri yerleştirmişti.
Bunu bagajı kapattıktan sonra sürücü koltuğuna geçmek için arabanın yanından dolanırken camdan içeriye bakarak anlamıştı.
Diana düşmemeleri için koltuğun en iç kısmına yan yana dizmişti.
Sürücü koltuğuna geçtiğinde kemerini taktı ve Diana' nın binmesini bekledi.
Birkaç saniye sonrası arabaya bindiğinde, " Artık yuvamıza gidebiliriz." dedi ve bu dediği ile içten bir şekilde gülümsemesi yüzüne yayılırken arabayı çalıştırdı.
Diana' nında aynı şekilde gülümsemesi gözünden kaçmamıştı...
********
Arabayla evin önüne doğru giriş yaptığı sırada Miguel' i bahçe kısmında yerde oturur bir vaziyette gördüğünde, " Bunun burada ne işi var şimdi." diye kendi kendine konuştu.Kendisi gibi Diana' da Miguel' i görmüş ve, " Aaa Miguel gelmiş." diyerek tepki vermişti.
Arabayı park etti ve aşağı inerken kendilerine doğru gelmekte olan Miguel' e bakışlarını sabitledi. Bakışlarında yatan duyguları gizlemeye çalışmalıydı.
Yine bedeni gerilirken öfkesi bakışlarına bulanmıştı.
Diana' da arabadan indiğinde Miguel' e, " Neden geleceğini haber vermedin? Oyalanmadan eve gelirdik." dedi.
Ne yani birde elalemin adamı için kendilerinden mi ödün vereceklerdi.
"Biraz bekledi diye ölmedi ya." diyerek kendi kendine söylendi fakat bu söylenişi her ikisine ulaşmış ve Miguel dediğini onaylarken Diana ise, " Olsun. İnsanları bekletmek hiç hoş bir davranış değil." demişti.
" Haberimiz olmadığı için pek bekletmişte olmuyoruz. " diyerek bu seferde Diana' ya çıkıştı. Karşısındakini bu denli düşünerek hareket ederse sadece kendisi yıpranırdı.
Diana, " Tamam canım. tamam." diyerek birnevi kendisini yatıştırdı ve arabanın arka kapısını açarak, " Hadi taşıyalım. " derken çerçevelere uzandı.
Yapılı bir adamdı. Miguel' e gerek olmadığını vurgulayarak, " Ben taşırım." dedi ve bagaja yöneldi.
Altı üstü birkaç valiz vardı ve pekte ağır sayılmazlardı.
Hepsini iki eline toplayarak bir defada aldığında parmak uçları ile bagajın kapağını kavradı ve kapadığında göz ucu ile Miguel' e baktı.
Pür dikkat Diana' yı izliyor yüzünde aptal bir sırıtış beliriyordu.
" Hadi içeri girelim." diyerek Miguel' in bakışlarını kendi üzerine çekti ve Diana' nın önüne kadar gelerek duraksadı.
Sevdiği kadın ile Miguel arasına bir duvar çektiğinde Diana kucağındaki çerçeveler ile doğruldu ve kalçası ile arabanın kapasını kapadığında, " Hadi daha ne bekliyorsunuz. Ben arkanızdan gelirdim." dedi.
Az önceki yaptığı hareket ne kadar Diana' ya normal gelsede farkında olmadan kendisinin ve Miguel' in bakışlarını kalça kısmına toplamıştı.
O yüzden bakışlarını Diana' dan ayırdığı gibi Miguel' e baktı ve kaşları çatılırken, " Hadi, yürüsene." dedi.
Miguel bakışlarını kendisine çevirdiğinde, " Tamam, yürüyorum." dedi ve adımlarını atmaya başladı.
Diana yanı başındayken kendide yürümeye başladı.
Biraz yana doğru eğilerek Diana' ya yaklaştı ve, " Birdaha başkasının yanında kalçanla kapıyı kapatma." diye fısıldadı.
Kendisinin yanında bu hareketi her defasında yapabilirdi fakat başka adamların önünde yapmadı kötü sonuçlar doğurabilirdi.
Çünkü biraz önce olduğu gibi kendisini dizginleyemeyebilir, dahada ileriye giderek o sevdiği kadına arsızca bakan bakışları oyabilirdi.
Diana' nında aynı şekil, " Neden?" diyerek fısıldamasıyla, içinden ' Ah benim saf sevgilim.' derken dışından ise, " Sen göremesen de en ufak hareketinle bile fazlasıyla dikkat çekiyorsun." dedi.
Sevdiği kadının fiziği oldukça dikkat çekiciyken tüm kıvrımları ise iştah kabartıcaydı.
Üzerine giydiği elbisenin bel kısmından sonra aşağı doğru bollaşıyor oluşu biraz olsun içini rahatlatıyordu. Tamamen dar olsa neler yapardı bilemiyordu. Çünkü kalçaları bu şekilde ön plana çıkmazken dar giydiğinde ise tamamen gözler önüne seriliyor olurdu.
" Tamam tamam. Bir dahakine yapmam." diyerek Diana' nın ters tepki vermek yerine uysal bir kedi misali kendisine bakarak bu sözleri söylemesi ile oldukça şaşkındı.
Miguel' in, " Hadi kapıyı açmayacak mısın artık?" diyerek bu şaşkınlığını dağıtması ile bakışlarını Diana' dan ayırdı ve dik dik Miguel' e baktıktan sonra cebindeki anahtarı çıkararak kapıyı açtı.
Diana evine geldiğinden beri hizmetçileri yollamıştı ve sadece ara ara onlar evde yokken gelmelerini söylemiş, evin gerekli olan ihtiyaçlarını bu şekilde halletmişti.
Diana' nın rahatsızlık duymasını istemiyor, kendi evindeki gibi rahat etmesini istiyordu.
Diana, " Siz içeri geçin, ben bunları bırakıp geleceğim." diyerek kucağındaki çerçeveleri gösterdiğinde, " Bende bunları yukarı çıkarayım." dedi. Elindeki valizleri gösterdi.
Sonrada Miguel' e, " Sen geç salona. Biz bunları bırakıp geleceğiz." dedi.
Diana merdivenlere yöneldiğinde kendide ardından ilerledi ve başını çevirerek Miguel' e doğru baktığında salona geçmek yerine kendilerini izlediğini farketti. Gözleri kısılmış, düşünür bir hâl almıştı.
Bu adamın aklından türlü türlü şeyler geçiyor olmalıydı. İçinden,' Kim bilir neler düşünüyor.' dedi ve başını geri Diana' ya doğru çevirdi. Merdivenlerin sonuna gelmişti.
Diana geldiğinden beri kaldığı odaya doğru ilerlediğinde içten içe üzüldüğünü fark etti. Sevdiği kadınla aynı odada kalmak, aynı yatağı paylaşmak istiyordu.
Hatta aynı yastığa baş koyarak sarılarak her gece uyumak istiyordu.
Ama bu düşüncelerini dile getirmesi için daha erken olduğunu biliyordu.
Diana odaya girdiğinde kendide ardından odaya girdi ve elindeki valizleri bir köşeye bırakırken, " Buraya bırakıyorum." dedi.
Diana' da elindeki çerçeveleri yatağın üzerine bırakmış ve kendisine doğru ilerlerken, " Tamam, zaten daha sonra yerleştireceğim." demişti.
Daha sonradan kastı Miguel gittikten sonra olmalıydı. Zaten bu adam ne diye gelmişti ki? Bu şans meselesi fazlasıyla canını sıkmaya başlamıştı.
Bu kadar sıkboğaz edeceğinin farkına varamamıştı fakat daha hastaneden çıktıkları ilk günden sıkmaya başlamıştı.
Diana, " Nerelere daldın öyle, hadi gidelim de Miguel' i daha fazla bekletmeyelim." dediğinde zihnini kaplayan düşüncelerden sıyrıldı ve başını tamam anlamında salladı.
Bir yandanda Diana' nın duyamayacağı şekilde, " Hiç aşağıya inmesek keşke." diye mırıldandı.
Sevdiği kadınla baş başa kalıp zaman geçirmek istiyordu ama bu isteğinin her defasında Miguel tarafından bölüneceğini biliyordu ve bu durum dahada canını sıkıyordu...
***************
Diana merdivenleri indiğinde Jareth' a, " Sen içeri geç, ben içecek koyup geleceğim." dedi. Nede olsa gelen misafire bir şeyler ikram edilirdi.
Jareth, " Tamam." diyerek kendisini onayladığında mutfağa doğru ilerledi.
Elbet dolapta bir şeyler bulurdu.
Mutfağa girdiğinde dolaba ilerledi ve açarak neler olduğuna baktı. Meyve suyu, kola ve birçok içecek çeşidi olduğunu gördüğünde kolada karar kıldı ve kola şişeyi aldı.
Tezgaha koyduğunda raftaki bardaklara uzandı ve iki tane aldı.
Kendisine dökmeyecekti. İçeceklerle hiçbir zaman arası iyi olmamıştı.
Bardakları doldurduğunda bakışlarıyla mutfağı taradı. Tepsi bulmalıydı. Ne kadar etrafına bakınsa da göremeyerek mutfak dolaplarının birkaç kısmına baktı. Yinede bulamamıştı.Pes etmenin en iyisi olduğunu düşündü ve bardakları eline alarak mutfaktan çıktı.
Oldukça sakardı. O yüzden her adım attığında, " Dökme Diana, dökme." diyerek kendi kendine konuşuyordu fakat bu yaptığı işe yaramak yerine dahada ellerinin titremesine yol açıyordu.
Gayretler sonucu dökmeden salona girmeyi başardığında gülümseyerek, " Ohh dökmedim." dedi ve ilerlemeye devam etti. Miguel' e bakarak, " Ne içtiğini pek bilmediğim için kola koydum." dedi. Miguel bu dediği ile gülümsedi ve, "Senin elinden zehir bile olsa içerim." dedi. Böyle bir laf etmesi kendisine rahatsızlık vermiş olsada belli etmedi ve mimiklerini değiştirmedi. Jareth' ın bir şeyler mırıldandığını duydu ve o mırıldanışı, 'Yavşak.' olarak anladı. Demek ki sadece rahatsız olan kendisi değildi.
Bardağın birini ilk olarak Miguel'e uzatmıştı ki ayağı Miguel'in ayağına takıldı. Ne kadar çabalasada kaybettiği dengesini düzene sokamadı ve kola bardağını Miguel' in üzerine boşalttı.
Panik duygusuna kapılırken, " Ahh çok özür dilerim." dedi. Bu sırada Miguel' de ayağa fırlamıştı. Bardaktaki kola göğsünden başlayarak aşağıya doğru akmıştı.
Üzerine yapışan gömleği parmakları ile tutarak bedeninden ayırdığında aklına gelenle, " Çıkar gömleğini hadi." dedi. Bu sözleri üzerine Jareth' ta ayaklanmış, yanına gelirken, " Ne çıkarması." demişti.
Jareth' a doğru döndüğünde tam kendi kıyafetlerinden bir tane getirmesini söyleyecekti ki Miguel' in, dediklerini işittiğinde sözleri adeta boğazına dizildi. Tek kelime edemedi...
************
Yeni bölüm ile karşınızdayımmmm.❤️
58 bin olduğumuz için yayımlamadan duramadımmmmmm.❤️🌼
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Rica ediyorum yıldıza basıp birkaç kalem laf edin. Bende yanımda olduğunuzu hissedeyim.❤️
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro