sesini bana bahşetmiyor o gün de
Adımlarım hızlı ve aceleci. Durdurmak benim elimde bile değil bu an, zira koşar adımlarla trene giderken tek dileğim Vişne Çürüğüne bir an önce ulaşmak.
Sesini duymam gerekiyor benim.
Onun sesini duymam gerekiyor çünkü kendi sesimi duymaktan korkuyorum onu duymadan önce.
Sesler bile ürkek bir kuş gibi onun sesini duyduktan sonra.
Biliyorum ki dün gece onun fısıltısı duyduğum en güçlü bağırış kulağımda ve hiçbir zaman bir sese karşı bu kadar muhtaç hissetmemişim daha önce.
Trene binerken oyalanmıyorum hiç. Boş vagona oturmuş ve sabırsızca bacaklarımı sallıyorum gelmesini beklerken.
Zor da olsa ya gelmezse düşüncesinden kaçıyorum. Ödüm kopuyor ya hayal ise, demekten. Dün geceki Vişne Çürüğü benim hayalim ise?
Tanrı biliyor ya beklemek ağır geliyor o an. Tren kalkacağını bildiren sesi çıkarttığında ve kapıları kapandığında, gelmeyeceğini düşünmek ağır geliyor.
Sesler üşüşmek üzereyken üstüme, kapısı açılıyor olduğum vagonun.
İçeri adımlıyor, bütün hüclerimde gün doğuyor.
Tam bu an ağlamak istiyorum mutluluktan. Ayaklarının dibine uzanıp ağlamak istiyorum ama kalıyorum olduğum yerde.
Nefesimi tutuyorum.
Sesini duymak için.
Gözleri bana değiyor karşıma otururken. Belli belirsiz gülümsüyor ben bir şey demesini beklerken.
Yanındaki kahverengi deri çantasından siyah kaplı defterini çıkartıyor ardından ve ben gözlerimi üstünden alamazken bir daha bana bakmıyor.
"M-Merhaba?" Kekeliyorum istemsizce. "Ben...ee...şey, Merhaba demek istedim sadece."
Gözleri bana dönüyor tekrar. Gülümsüyor ama o kadar hafif bir gülümseme ki hayal mi ettim diye düşünüyorum.
Sonra tekrar deftere dönüyor bal gözleri.
İneceğim durağı da kaçırıyorum yine.
Omuzlarım ağır, izliyorum onu. İnmeden önce hafifçe başını eğiyor ve gözlerini kırpıştırıyor.
İçim acıyor.
Sesini bana bahşetmiyor o gün de.
🍒
Min Yoongi'yi sevin; zira Tanrı gülmeyi bile o gerçekleştirsin diye yaratmış.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro