Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Walpurgis Gecesi

(Harz Dağları. Schierke ve Elend yöresi.)

(Faust — Mefistofeles)

MEFİSTOFELES

İhtiyacın yok mu bir süpürge sapına?

İsterdim ben şahsen tekelerin en dayanıklısını

Uzaktayız çok hedeften bu yolda.

FAUST

Hissettiğim süre bacaklarımın gücünü,

Yeter bu budaklı sopa bana.

Neye yarar ki kısaltmak yolu!

Süzülmek vadilerin dolambaçlı yollarında,

Sonra tırmanmak bu kayalara,

Kaynak sularının sürekli köpürerek fışkırdığı kayalara,

Budur işte, o patikaların vereceği zevk bize!

Kaynaşıyor bahar şimdiden kayın ağaçlarında,

Seziyor çamlar bile baharın geldiğini;

Mümkün mü bizi de etkilememesi?

MEFİSTOFELES

Doğrusu, hissetmiyorum hiçbir şey ben!

Hüküm sürüyor kış benim bedenimde,

İsterdim kar ve buz olsun yolumun üzerinde.

Ne hüzünle yükseliyor kızıl ayın

Tamamlanmamış yuvarlağı, geciken alevlerle

Ve öyle kötü aydınlatıyor ki, her adımda insan

Çarpıyor bir ağaca, bir kayaya!

İzin ver de çağırayım yalancı ışığı!

Görüyorum orada neşeyle yanan bir tanesini.

Hey, dostum! Çağırabilir miyim seni yanımıza?

Ne diye ışıldıyorsun ki boşuna?

Bir iyilik yap da aydınlat yolumuzu yukarıya doğru!

ALDATICI IŞIK

Umarım, saygımdan size, başarabilirim,

Dizginleyebilirim uçarı doğamı;

İlerleriz yalnızca zikzak şeklinde biz genelde.

MEFİSTOFELES

Ay, ay! İnsanları taklit etmek istiyor bir de.

Şeytan aşkına doğru yürüsene!

Üfler söndürürüm cılız alevini yoksa.

ALDATICI IŞIK

Anlıyorum, sizsiniz evin beyi,

Ve isterim memnuniyetle size itaat etmeyi.

Unutmayın ama: Bugün dağ, kapılmış büyü çılgınlığına

Ve gösterirse yolunuzu yalancı bir ışık,

Almayın onu o kadar da ciddiye.

FAUST, MEFİSTOFELES, YANILTICI IŞIK

(Sırayla şarkılar söylerler)

Rüya ve büyü âlemine

Dalmışız anlaşılan, böylece.

Doğru yönet bizi, şereflen kendin de,

İlerleyelim bir an önce

Geniş, ıssız enginlere!

Gör, bak ağaçların ardındaki ağaçlar,

Nasıl geçip gidiyorlar hızla,

Ve eğilen yamaçlar,

Ve uzun kayalık burunlar,

Nasıl da horluyor, nasıl soluyorlar!

Taşların, çayırların arasından

Akıyor hızla ırmak ve dereler.

Hışırtı mı duyduğum? Şarkılar mı?

Tatlı aşk yakınışları mı?

Sesleri mi o ilahî günlerin?

Umut ettiklerimiz, sevdiklerimiz!

Ve çınlıyor yankısı

Efsanesi gibi eski çağların.

"Uhu! Puhu!" diye yakınlaşıyor sesler:

Baykuş, kızkuşu ve karga,

Uyumamış mı hiçbiri acaba?

Kertenkele mi bu çalılıktaki?

Uzun bacaklar, şişko karınlar!

Ve ağaç kökleri, yılanlar gibi,

Çıkıyorlar kıvrılarak kumlardan ve kayalardan,

Korkutmak, yakalamak için bizi,

Dipdiri, sapasağlam lifleriyle

Uzatıyorlar ahtapot kollarını

Gezginin yoluna doğru. Ve sıçanlar,

Bin bir renkli, yığın yığın,

Otlak ve kırlarda!

Ve uçuşuyor ateş böcekleri

Yığın yığın kümeler halinde

Eşlik ediyor şaşırtarak.

Ama söyle bana, duruyor muyuz

Yoksa devam mı ediyoruz yola!

Her şey, dönüyor sanki her şey:

Yüzünü buruşturan kayalar ve ağaçlar,

Ve çoğalıyor, kabarıyor yalancı ışıklar.

MEFİSTOFELES

Tut sımsıkı eteğimi!

Ortadaki zirveden, şuradaki,

Göreceksin hayretle,

Mammon'un dağdaki kor gibi görkemini.

FAUST

Ne garip ışıldıyor vadiler arasından

Şafak kızıllığının puslu ışığı!

Ve nüfuz ediyor

En dibine uçurumun.

Yükseliyor şuradan bir duman, geçiyor bulutlar ileriden

Sarıyor etrafı bir kızıllık, sisler ve tüller arasından;

Ve süzülüyor ince bir iplik gibi,

Sonra fışkırıyor bir pınar gibi.

Geçiyor kıvrılarak uzun bir yoldan burada

İlerliyor ayrılarak vadide yüzlerce damara,

Ve burada, şu daracık köşede

Toparlanıveriyor âniden.

Saçılıyor kıvılcımlar yakınlara

Altın renkli kum serpilmiş gibi etrafa.

Ama bak! Boylu boyunca

Tutuşmakta duvarı kayanın.

MEFİSTOFELES

Aydınlatmıyor mu bu bayram onuruna

Bay Mammon sarayını görkemle?

Ne şans, görmüş olman senin bunu

Seziyorum şimdiden, gelişlerini sabırsız konukların.

FAUST

Nasıl da kuduruyor rüzgârın sevgilisi havalarda

Nasıl indiriyor darbeleri boynuma!

MEFİSTOFELES

Tutunmalısın sıkıca kayaların yaşlı kaburgalarına,

İtiverir seni yoksa bu uçurumların dibine fırtına

Yoğunlaştırıyor geceyi bir sis.

Dinle, bak nasıl da çatırdıyor ormanlar!

Kaçıyor ürken baykuşlar.

Dinle, yarılıyor sütunları

Ebedi yeşil sarayların!

Dinle, çıtırdamasını, kırılmasını dalların!

Korkunç uğultusunu ağaç gövdelerinin!

Gıcırtısını ve esnemesini köklerin!

Korkunç, darmadağınık bir düşüşle

Dinle, yığılmasını hepsinin üst üste,

Ve yıkıntıyla dolup taşan uçurumlarda

Islık çalıyor, uğulduyor rüzgâr

Duyuyor musun yükseklerdeki sesleri?

Evet, tüm dağ boyunca

Taşıyor öfkeli büyülü bir şarkı!

CADILAR

(Koro halinde)

Gidiyor Brocken Dağına cadılar,

Ekinler sarı, yeşildir tohumlar.

Toplanıyor büyük kalabalık orada,

Bay Urian ise en başta.

İlerliyorlar dere tepe,

Osurur cadı, pis kokar teke.

BİR SES

Geliyor yaşlı Baubo tek başına;

Binmiş bir dişi domuza.

KORO

Öyleyse gösterin saygı, onu hak edene!

Bayan Baubo ileriye! Geçsin en öne!

Semiz bir domuz ve üstünde annemiz

Bütün büyücüler onun ardından gideriz.

BİR SES

Hangi yoldan geldin sen?

BİR SES

Ilsenstein üzerinden!

Baktım orada baykuşun yuvasından içeri.

Açıldı gözleri faltaşı gibi!

BİR SES

Canın cehenneme!

Ne de hızlı koşturuyorsun hayvanı!

SES

Sürükledi beni çalılıklarda:

Bir bak şu yaralara!

CADILAR - KORO

Yol uzun, yol geniş,

Bu ne çılgınca bir kalabalık!

Batar çatal, tırmalar süpürge,

Boğulur çocuk, patlar anne.

CADILARIN BAŞI - KORONUN YARISI

Benziyoruz yavaş yavaş kayan sümüklüböceğe,

Karıların hepsi bizden ileride.

Giderken şeytanın evine,

Kadın bin adım önde.

KORONUN DİĞER YARISI

İnanmayız her söylenene:

Varır kadınlar bin adımda hedefe;

Ama etseler de istedikleri kadar acele,

Oradadır erkekler bir hamlede.

SES

(Yukarıdan)

Gelin, siz de gelin, Kayalar Gölünden!

SESLER

(Aşağıdan)

İsteriz biz de çıkmak yükseğe.

Temizleriz biz ve pırıl pırılız kendimiz de,

Ancak kısırız sonsuza dek.

İKİ KORO BİRLİKTE

Susuyor rüzgâr, kaçıyor yıldızlar,

Gizleniyor solgun ay sevine sevine.

Büyülü koro tüm hızıyla

Saçıyor kıvılcım, binlerce.

SES

(Aşağıdan)

Durun! Durun!

SES

(Yukarıdan)

Kim o bağıran kayalar arasından?

SES

(Aşağıdan)

Alın beni de! Alın beni de!

Tırmanıyorum üç yüz yıldır

Ulaşamıyorum yine de zirveye.

İsterdim ben de olmayı benzerlerimin arasında.

İKİ KORO BİRLİKTE

Binmiş cadılar süpürgelerin, değneklerin,

Maşaların, tekelerin üstüne;

Kıpırdayamayan bugün yerinden,

Yok olur sonsuza dek ortalıktan!

YARI CADI

(Aşağıdan)

Çalışıyorum yetişmeye uzun zamandır onlara;

Herkes şimdiden nasıl da uzaklarda!

Yok evimde huzurum

Ve bulamıyorum onu burada da.

CADILAR KOROSU

Cesaret verir merhem cadılara,

Yeterlidir yelken için bir paçavra,

Olur iyi bir gemi her tekneden:

Geri kalır hep uçmayan bugün!

İKİ KORO BİRLİKTE

Ve dolanırken zirvenin etrafında,

Yaklaşın yere olduğunca

Ve kaplayın tüm ovayı

Cadılar güruhuyla!

(Yere çökerler.)

MEFİSTOFELES

İtişip kakışıyorlar, kayıyorlar ve tıngırdıyorlar!

Hışırdıyorlar ve çalkalanıyorlar, çekişiyorlar ve gevezelik ediyorlar!

Parlıyorlar, alevleniyorlar ve kötü kokuyorlar ve yanıyorlar!

Gerçek bir cadı kazanı!

Aman tutun bana sıkı! Yoksa ayrılırız yakında.

Neredesin?

FAUST

(Uzaktan)

Burada!

MEFİSTOFELES

Ne! Sürüklendin mi bile oraya?

Kullanmam gerekecek ev sahibi hakkımı.

Yol verin! Geliyor asil şeytan. Yol verin!

Tatlı yaratıklar, yol verin!

Buradan, doktor, tutun bana!

Ve bir hamlede

Sıyrılalım bu kalabalıktan:

Herşey çılgınca burada, benim gibi birine bile çok fazla!

Şu karşıda bir şey çok özel parıldamakta,

Çekiyor beni o çalılığa:

Gel, gel! Dalalım oraya.

FAUST

Sen çelişkinin ruhu! Haydi bakalım! Yol göster bana.

Düşünüyorum da, yaptığın akıllıcaydı aslında:

Tırmanıyoruz Walpurgis Gecesinde Brocken dağına,

Keyfimizce yalnız kalmak için burada!

MEFİSTOFELES

Bak, gör: Ne renkli alevler!

Toplanmış neşeli bir grup.

Unut yalnız kalmayı burada bile.

FAUST

Ama isterdim olmayı yukarıda aslında!

Görmekteyim şimdiden bir alev ve duman fırtınası.

Akıyor kalabalık oraya, kötülüğün kaynağına;

Kavuşacak birçok sır orada açıklığa.

MEFİSTOFELES

Düğümlenir ama birçok giz de orada!

Bırak büyük dünyayı sen akışına,

Yerleşelim biz bir tenhaya.

Bir alışkanlıktır bu, süregelen çoktan,

Yaratılır küçük dünyalar büyük dünyada.

Görüyorum çırılçıplak dolaşan, gencecik cadıları,

Ve örtünerek akıllıca kapanan yaşlıları.

İyi davranın onlara, sadece benim hatırıma!

Azdır zahmeti, büyüktür zevki.

Geliyor kulağıma bazı çalgı sesleri!

Kahrolası uğultu! Alışmak gerekecek buna.

Gel benimle! Gel benimle! Olamaz başka türlü

Gideceğim önden ben ve geçireceğim içeri seni,

Ve böylece bağlamış olacağım yeniden seni.—

Ne dersin dostum? O kadar da küçük değil burası:

Baksana bir! Görülmüyor ucu bucağı,

Yanıyor dizi dizi yüzlerce ateş;

Dans ediliyor, konuşuluyor, yemek pişiriliyor, içiliyor, sevişiliyor—

Söyle bana, nerede bulursun daha iyisini?

FAUST

Sokmak için bizi içeri,

Tanıtacaksın büyücü mü yoksa şeytan olarak mı kendini?

MEFİSTOFELES

Alışkınım ben tanınmadan dolaşmaya gerçi;

Ama göstermeli açılış gününde herkes madalyasını.

Yükseltmez dizbağı nişanı beni,

Oysa görür büyük saygı buralarda at ayağı.

Görüyor musun şuradaki sümüklüböceği? Sürünerek geliyor

yanımıza;

Duyargalarıyla

Başladı bile kokumu almaya:

İstesem de, gizleyemem artık kimliğimi burada.

Gel sen! Gidelim bir ateşten diğerine;

Kur yapacağım ben, isteyeceksin sen kızı.

(Sönmeye yüz tutmuş bir ateşin etrafında oturan birkaç kişiye dönerek.)

Siz yaşlı beyler, ne yapıyorsunuz böyle bir köşede?

Överdim, görseydim sizi eğer,

Zevk içinde, ateşli delikanlıların arasında

Kalıyor insan evinde nasıl olsa tek başına.

GENERAL

Kim güvenebilir ki uluslara,

Ne yaparsanız yapın onların uğruna!

Çünkü halk da kadınlar gibi

Tutar herşeyden üstün gençliği.

BAKAN

Şimdilerde çok uzaktayız doğruluktan,

Överim ben eski dönemleri;

Egemen olduğumuz yıllar, onlardı işte

Gerçek altın çağlar.

SONRADAN GÖRME

Değildik pek de aptal biz aslında

Ve yapardık çoğunlukla, yapmamamız gerekeni;

Ama dönüyor şimdi herşey tersine

Biz hepsini korumak istedikçe.

YAZAR

Var mı okuyan şimdi

Ortalama, akıllıca içerikli bir eseri!

Ve gelince sevgili gençliğe,

Olmamıştı küstah hiç böylesine.

MEFİSTOFELES

(Birdenbire çok yaşlı görünür.)

Erişmiş halk bence kıyamet günü olgunluğuna,

Son kez çıktığıma göre Cadılar Dağına,

Ve madem ki akıyor fıçıcığım bulanık bulanık,

Öyleyse yaklaşıyor dünya da sonuna.

YAŞLI BÜYÜCÜ

Beyler, geçip gitmeyin öyle!

Kaçırmayın bu fırsatı!

Bakın dikkatle mallarıma:

Neler neler var burada.

Ve fakat yoktur hiçbir şey dükkânımda,

Yeryüzünde eşi olmayan o mekânda,

Zarar vermemiş olsun tek bir kez

İnsanlara ve dünyaya.

Yoktur tek bir hançer ki, akıtmamış olsun kan,

Yoktur tek bir kâse ki, sağlam bir vücuda

Boşaltmamış olsun öldürücü kızgın zehrini,

Yoktur, güzel bir kadını baştan çıkartmayan

Tek bir mücevher ve tek bir kılıç, bozmamış anlaşmayı,

Bıçaklamamış belki de arkadan düşmanını.

MEFİSTOFELES

Teyzeciğim, anlamıyorsunuz siz şimdiki zamanı:

Olan oldu! Biten bitti!

Yönelin yeniliklere!

İlginç gelir sadece yeni şeyler bize.

FAUST

Kendimi kaybetmesem keşke!

Tam bir panayırmış bu meğerse!

MEFİSTOFELES

Akın ediyor bütün kalabalık yukarıya;

İttiğini sanıyorsun, sensin itilen oysa.

FAUST

Bu da kim?

MEFİSTOFELES

İyi bak ona!

Lilith bu.

FAUST

Kim?

MEFİSTOFELES

Adem'in ilk karısı.

Sakın onun güzel saçlarından,

Yüzüne eşsiz bir ışık saçan takılarından!

Sararsa genç bir erkeği bunlarla,

Bırakmaz artık onu kolayca.

FAUST

Oturuyor şurada iki kadın, biri genç, biri de ihtiyar;

Yorulmuşlar dans etmekten!

MEFİSTOFELES

Yok bugün dinlenmek.

Başlıyor yeni dans: Haydi gel! Katılalım biz de onlara.

FAUST

(Genç kadınla dans ederek)

Görmüştüm bir zamanlar güzel bir rüya;

Vardı bir elma ağacı,

Üstünde de parlayan iki güzel elma;

İmrendim elmalara, tırmandım ağaca.

GÜZEL KADIN

Çok isteklisiniz ufak elmalara,

Hem de cennetten bu yana.

Titriyor mutluluktan içim,

Sevinçliyim benim bahçemde de elma olduğu için.

MEFİSTOFELES

(Yaşlı kadınla dans ederek)

Görmüştüm bir zamanlar kötü bir rüya:

Yarılmış bir ağaç vardı,

Ve ağaçta kocaman bir oyuk;

Çok büyüktü oyuk, ama hoşuma gitti yine de.

YAŞLI KADIN

Selâmlıyorum saygıyla

At ayaklı soyluyu!

Hazırlasın kocaman bir tıpa,

Büyük oyuk onu korkutmazsa.

PROKTOFANTASMIST

Kahrolası topluluk! Bu ne cüret böyle?

Öğretmediler mi çoktan size:

Durmaz cinler asla iki ayak üstünde diye?

Dans ediyorsunuz şimdi üstelik, biz insanlara özenip!

GÜZEL KADIN

(Dans ederek)

Ne işi var bunun bizim balomuzda?

FAUST

(Dans ederek)

Ay! Girer her yere o işte.

Başkaları dans edecek, o da değerlendirecek.

Karışmazsa her adıma ukalaca,

Geçerli sayılmaz o adım kanısınca.

Artar öfkesi ilerlediğimizi gördükçe.

Dönerseniz eğer hep aynı halka içinde,

Yaptığı gibi kendisinin de eski değirmeninde,

Hoşuna gider bu işte,

Hele iltifat ederseniz bir de bu nedenle kendisine.

PROKTOFANTASMIST

Buradasınız hâlâ ha! Değil olacak iş bu.

Çıkın buradan bakalım! Biliyorsunuz ki temizlik yaptık biz!—

Tanımıyor kural şeytan güruhu.

Gerçi akıllıyız biz ama, Tegel'de dolanmakta hayâletler yine.

O kadar uğraştım süpürüp atmak için bu çılgınlığı,

Ve temizlenmiyor asla ortalık! Duyulmamış birşey bu!

GÜZEL KADIN

Yeter artık, rahatsız etmeyin bizi!

PROKTOFANTASMIST

Söylüyorum, siz cinlerin yüzüne karşı:

Gelemem ben düşünce baskısına!

Alışamaz ruhum buna.

(Dans devam eder.)

Anlıyorum, başaramayacağım bugün hiçbir şeyi;

Ama çıkmışım yola bir kere

Ve umarım, son adımı atmadan önce

Yeneceğim şeytanları ve yazarları.

MEFİSTOFELES

Oturacak az sonra bir çamura:

Onun kendini rahatlatma yolu da bu,

Ve kan emerken sülükler makatından,

Kurtulacak o da hayâl ve hayâletlerden.

(Dans etmeyi bırakan Faust'a)

Neden bıraktın ki onu,

Dansta sana o kadar güzel şarkılar söyleyen kızı?

FAUST

Aman sen de! Tam dansın ortasında

Fırladı ağzından kırmızı bir fare!

MEFİSTOFELES

Bu iyiye işaret! Önem vermeyiz o kadar buna;

Tamam, gri değilmiş ya fare!

Kim takar ki böyle bir eğlencede!

FAUST

Sonra gördüm ki—

MEFİSTOFELES

Ne?

FAUST

Mefisto, görüyor musun orada

Solgun, güzel bir kızın durduğunu uzakta?

Ancak hareket ediyor çok yavaş,

Yürüyor, sanki ayakları bağlıymış gibi.

İtiraf etmeliyim ki,

Benziyor bence iyi yürekli Gretchen'e.

MEFİSTOFELES

Bırak onu şimdi! Olmaz kimseye yararı.

Büyülü bir düştür o, cansız, bir idol.

İyi değildir onunla karşılaşmak:

Donar kanı insanın onun donuk bakışıyla,

Ve nerede olsa dönüşür taşa;

Duymuşsundur adını Medusa'nın.

FAUST

Doğru, bunlar bir ölünün gözleri,

Kapatılmayan, sevgilinin eliyle!

Bu, göğsüdür, Gretchen'in bana sunduğu,

Bu da tatlı bedenidir, keyfini çıkarttığım.

MEFİSTOFELES

Büyü bu, hemen kanan budala seni!

Kim görse, benzetir sevgilisine onu.

FAUST

Nasıl bir haz bu! Nasıl bir ıstırap!

Alamıyorum gözlerimi bu bakıştan.

Nasıl da yakışır bu güzel gerdana,

Kırmızı bir kolye,

Bıçak sırtından daha ince!

MEFİSTOFELES

Çok doğru! Görüyorum ben de onu.

Taşıyabilir kafasını aynı zamanda koltuğunun altında;

Çünkü kesmişti Perseus onun kafasını.

Hep bu kuruntu isteği!—

Gelsene tepenin berisine:

Prater gibi eğlenceli burası,

Boyamadılarsa gözlerimi eğer,

Seyrediyorum bir tiyatro gerçekten!

Ne var orada acaba?

GÖREVLİ

Başlıyor yeniden:

Yeni bir piyes, yedinci piyesin sonuncusu;

Âdettir burada, çok piyes sergilemek.

Yazmıştır bir amatör bunu,

Ve amatördür oyuncular da.

Mazur görün beni beyler:

Gidiyorum perdeyi çekmeye.

MEFİSTOFELES

Gördükçe sizi Blocksberg'de,

Sevinirim; çünkü burasıdır yeriniz sizin!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro