Sidhart;

Sabah uyandığımda herkes çoktan kalkmıştı. Salona inip
"Günaydın." Dedim.
"Günaydın uykucu şirin hadi kahvaltıya seni bekliyorduk."
Hep beraber kahvaltıya geçtik.

Nandi "Sofrada bir eksiklik var."
"Emin misin Nandi her şey burda."
"Öyle değil abicim. Are! Buldum Jameela o kadar alıştım ki onunla kahvaltı etmeye."

Bende..
"Kahvaltını o mu yediriyor Nandi alışmış olduğun şey ne?"
"Sevgisi abicim güler yüzlülüğü alıştığım şeyler bunlar."

Benimde...
"Her neyse abla Delhi'ye ne zaman gidicez."
"Rahul?"

"3 gün sonra."
"Are Holi'den bir gün önce. Holi'yi orda kutlıyıcaz. Are vâhh bu çok güzel. Nandi Jameela'nın ablasıylada konuştum Jameela'da geliyor. Delhi'ye gideceğim için o kadar mutluyum ki."

"Abla burada Holi için büyük bir organizasyon hazırlamayı düşünmüyor muydun?"
"O Delhi planı olmadan önceydi zaten bi hazırlık yapmamıştık o yüzden hiç bir sorun yok."
"Delhi'dekini düşünüyorsun değil mi şu an."
"Are yâr onu düşünmeye ne gerek var orda her gün Holi zaten her şey şimdiden hazırdır."
"Are bende özledim orayı."

"İkinizde delisiniz."
Nandi "Are nedenmiş o?"
"Alt tarafı Holi neden bu kadar abarttınız."

Ablam "Anlaşıldı Sidhart bey sen daha önce holi kutlamamışsın."
"Gereksiz çünkü."
"Hiç kutlamadıysan bunu nerden biliceksin."
"Her türlü gereksiz."
"Peki o zaman iddiaya girelim bu Holi'yi çok seviceksin."
"Tamam girelim. Ama eminim düşüncelerim değişmiyicek."

"Evvvveeettt sayın Delhililer ve Mumbaililer inanılmaz bir kapışma. Bir yanda Holilerin sultanı Rohini Hayaat Khan bir yanda hiç Holi kutlamamış Sidhart Saheer Yuvraj hangisini demek isterseniz Singh Siddiqiu abi adın adres gibi ne diyorsun sen adını sorunca insanlara."
"Mumbaililere Sidhart Singh Siddiqiu Delhililere Saheer Singh Siddiqiu." Dedim gülerek.
"Hm o zaman Lucknowlularada Yuvraj Singh Siddiqiu."
"What the?"
"Jameela sana Yuvraj diyor ve o Lucknowlu demekki Lucnowlulara Yuvraj Singh Siddiqiu diyorsun."
"Nandi senin okulun yok mu?"
"Senin var mı?"
"Bahar dönemindeyiz Nandi."
"O zaman benim ki nasıl olsun. Abla biliyor musun insan aşık olunca unutkanlaşırmış."

"Are yâr bizim evdede var bir tane."
"Abla!"
"Ne! Ben sen demedim ki Rahul'den bahsediyordum."
"Ne haliniz varsa görün."

Masadan hızla kalkıp merdivenlere doğru yürümeye başladım. Ablamlara döndüm.
"Gülmeyin."
"Peki patron."
"Abla!"
Ablam "Tamam sustum." Diyip somurtarak yerine oturdu.
Masaya döndüm.
"Abla?"
"Ne? Ne oldu bir şey demedim."
"Özür dilerim." Dedim sarılarak. Ablam gülümsedi.
"Ha bu arada şu Delhi'deki Holi için hiç bir şey yapmıyıcaksın orda hep nasıl oluyorsa aynısı olucak."
"Yapıcağımı kim söyledi sen orda saf Delhi Holisini görüceksin ve sonrada Delhili olmanın keyfini yaşıyıcaksın"
"Görücez."
"Are hadi kalkın çok işimiz var."

Rahul abi "Hayatım gitmemize 3 gün var."
"Olsun ben bugünden başlıyım. Sid senden bir şey istiyorum. Şu kağıtta yazılı olan yere birkaç sipariş vermiştim onları alabilir misin?"
"Tabiki abla."
"Adres kağıtta yazılı."

What the! Jameela'ların evinin orada. İyide bundan banane. Sonuçta karşılaşıcak değiliz. Karşılaşsak ne olur. Sidhart Yuvraj Singh Siddiqiu kendine gel.

"Sid! Sidhart?Are yâr burda mısın? Korkutuyorsun beni."
"Ha?"
"Daldın?"
"Burdayım. Tamam abla gidiyorum ben."

Jameela;
"Jam! Jam? Jam uyan?"
"Abla bırak beni biraz."
"Hadi Jameela."
"Ablaaa."
"Jameela Jui Sharma 2 dakika içinde kalkmazsaaaaannn bugünkü ev işleride sana kalır."
"Beni bununla korkutamazsın."
"Peki Jameela kalkma uyu!"

Normalde bu kadar uyumam ama bugün kendimi çok yorgun hissediyorum. Ablam tam odamdan çıkıcakken kalkıp arkasından gıdıklamaya başladım.
"Kardeşine günaydın demeden nereye?"
"Kardeşim kalksaydı derdim."
"Kalktım?"
"Günaydın kardeşim oldu mu?"
"Are vah çok iyi."
"Deli kız hadi kahvaltıya."

Ablamla kahvaltıya indim.
"Günaydın enişte."
Eniştem gülümseyerek "Günaydın." Dedi.
Sofraya oturup kahvaltıya başladık.
Ablam "Jameela bugün alışverişe sen çıkabilir misin benim Sunita'nın veli toplantısına gitmem lazım."
"Peki."
"Teşekkür ederim. Alıcaklarının listesi hazır alacağın yeride biliyorsun zaten. Ha birde evin ilersindeki mağazaya kıyafet siparişlerimiz vardı onlarıda alabilirsen çok iyi olur."
"Kahvaltıdan sonra çıkarım."
"Sen dünyanın en iyi kardeşisin."
"Kesin öyleyimdir."
"Jameela öylesin tabiki."
"Abla yağa gerek yok."
"Deli kız. Sunita sen teyzen gibi olma olur mu?"

Gülüp kahvaltıya devam ettim.
10 dakika içinde kahvaltı edip kalktım.
"Jameela biraz daha yeseydin çok az yedin."

Ablamın arkasına geçip
"Abla ben senin gibi tüm masayı yiyemem yâr." Diyip kaçtım.
"Are gel buraya.Deli kız."
Odama çıktım ve üstümü değiştirip ablamların yanına indim.
"Abla ben gidiyorum."
"Tamam... Are Jameela her şeyi al olur mu?"
"Tamam abla."
"Geç kalma."
"Peki patron."
"Dikkatli ol."
"Abla uzak bir yere gitmiyorum."
"Olun ha birde sakarlık yapma olur mu."
"Abla çok kötüsün."
"Sende çok sakarsın."
"Ben gidiyorum!"
"Seni seviyorum canım kardeşim."

Gülüp evden çıktım. Marketler eve yakın olduğu için yürüyerek gideceğim.
"Madhu aunti ji nameste."
"Merhaba kızım."
"Nasılsın?"
"İyiyim saol sen."
"Bende iyiyim amcaya selamlar."

"Zafar-ji as-salam"
"Ve aleykum salam Jameela-ji."
"Uzun süredir buralardan geçmiyordum sizi görmek çok iyi geldi."
"Bizde seni gördüğümüze sevindik."
"Bana en güzel sebzelerinden ayırır mısın dönerken alıcam."
"Tabiki."
"Teşekkürler. Khuda-hafiz."
"Khuda-hafiz."

Sanırım en az 10 kişiye selam verdim. Ablamın dediği kıyafet mağzasına geldiğimin farkına varmamışım bile. Mağazaya girdim. O Sidhart mı?

Sidhart;
Ablamdan adresi aldıktan sonra çıktım. Arabaya binip ablamın dediği mağazaya gittim.
"Hoş geldiniz nasıl yardımcı olabilirim."
"Siparişlerimiz hazırmış onları almaya geldim."
"Kim adına."
"Rohini Hayaat Khan."
"Aa siz Rohini hanımın kardeşi olmalısınız."
"Evet."

Şu satış danışmanları neden bu kadar konuşkan olmak zorunda.

"Siparişinizi hemen getiriyorum?"
"Sidhart."
"Siparişinizi hemen getiriyorum Sidhart bey."

Görevli gidince bende etrafa bakınmaya başladım. Kafamı yan taraga doğru çevirdim. Jameela mı o? Burda ne işi var? Ben dedim Jameela'nın evine yakın diye. Eee ne olmuş yani burdaysa burda birası herkese açık bir yer. Acaba gidip merhaba desem mi?
Merhaba Jameela ne tesadüf aynı yerdeyiz. Saçmalama Sid.
Nameste Jameela naber. Bu ne sen nasılsınız der gibi.
Merhaba Jameela burada ne yapıyorsun. Kesinlikle yemek alıyor çünkü burası kıyafet mağazası. Sidhart Yuvraj Singh Siddiqiu kendine gel.

"Are Yuvraj sende mi burdasın?"
Bunu nasıl bu kadar kolay yapabildi. Kendi kendime söyleyince saçma oluyordu.
"Yuvraj?"
"Ha? Şey evet ablamın siparişleri varmış onları alamaya geldim."
"Holi için mi?"
"Ne? Neden Holi için kıyafet alınsın ki?"
"Are sen gerçekten hiç bir şey bilmiyorsun."
"...?"

"Sidhart bey buyrun."
Görevli kıyafetleri bana verdi.

"Bak bunların hepsi beyaz çünkü holidede beyaz giyinilir. Atılan boyalar seni rengarenk yapar."
"Tamam? parayı ödeyelim."
"Nasıl bu kadar duygusuz olabiliyorsun."
"Ben mi duygusuzum!"
"Hatırla seninle 10 gün çalıştığımızda iddiaya girmiştik bana 10 günün sonunda duygusuz olmadıģını göstericektin ama iddiayı kaybettin üstüne cezanıda çekmedin."
"Beni nasıl bu kadar duygusuz görebiliyorsun. Duygusuz olsaydım dün seni düşünüp o saati almadım!".
"Are itiraf ettin."
"What the!"

Jameela gülerek kendi siparişlerinin parasını ödemek için kasaya gitti. Arkasından gittim.

"Sen bunu öğrenmek için mi yaptın"
"Aslında hayır bunu sen itiraf ettin benimde işime geldi. Her neyse teşekkür ederim Abhay-ji görüşmek üzere."
"Abhay? Bu kız bu şehirdeki herkesi tanıyor mu?"

"Jameela-ji buradaki mağazalardaki tüm çalışanları tanır."
"Bende buna şaşıyorum ya? Her neyse benim ödemem ne kadar."

Ödemeyi yapıp çıktım. Paketleri arabaya bırakmak için arabaya yöneldim. Arabaya binicekken gözüm Jameela'yı aradı.

İlerdeki tezgahtan sebze alıyor. Nasıl bu kadar mutlu gözükebiliyor. Her zaman gülüyor. Onun güldüğünü görünce içimde garip bi huzur oluyor. Birde konuşma tarzı. Sürekli heyecanlı. O heyecanını görmek için bile konuşabilirim onunla. Gülünce inanılmaz gözüküyor.

"Alooo kardeşim çekilsene geçicez."
"Are! Bi dur be şurda duygularımızın farkına varmaya çalışıyoruz."
"Ne!?"
"Yok bir şey geç. Bu sokakları neden bu kadar dar yapıyorlar."
Arabanın kapısını kapatıp adama yol verdim. Bir dakika ben o adama ne dedim. Duygularımın farkına varmaya çalışıyorum? Sanırım ablam haklı. Artık Jameela'ya bir şeyler söylemeliyim...

____________
Are vâaahhh yâr ne bölüm ama en severek yazdığım bölümlerden biri oldu inşaallah sizlerde severek okursunuz. Her bölümde hayal ederek pardon pardon zihnimde yaşayarak yazıyorum ama bu bölümü daha bir yaşayarak yazdım en eğlenerek yazdığım bölümlerden biri oldu.

Neyse neyse neyse şimdik ben sizlerle yeni hikayemin ufak bir tanıtımını paylaşıcam daha doğrusu karakter tanıtımını aslında ilk 6 bölüm hazır ama malum yazarınız karakterleri seçemedi neyse çok uzattım çenem düştü sorrryyyy..
_______
Evet güzel arkadaşlarım karakterimiz şöyle.
Meera güzel sanatlar dans bölümünde okuyan deli dolu bir kız. Ailesi %100 hint kumaşı ama Meera %0.2 . Asla aşık olmıyacağını, bırak bir hint erkeğine aşık olmayı italyan erkeği gelse olmam diyor aslında bu aşık olmak istememesinin bir sebebi var ama bu hikayeye kalsın. Meera biraz şımarık biraz deli çokça popüler ve güzel ama kimsenin bilmediği gizli duyguları var.
Sizce Meera rolünü kim canlandırsın?

Vee gelelim heromuza
Arjun bilgisayar mühendisliği okuyan akıllı uslu bir çocuk. Ailesi Goada yaşıyor o ise başarısından dolayı okullar onu daha iyisine göndermek istediği için hindistanın her yerini geziyor hatta ilk bölümde onu Mumbaiye yani heroinimizin yanına gönderiyorlar neyse fazla detay yok. Bakmayın Arjun'un sessiz sakin olduğuna Arjunda Meera gibi hindistanlı biriyle evlenmek istemiyor. Yeterince yerli olan gencimiz eşinin hint kumaşı olmasını tercih etmiyor diyebiliriz. Arjun fazlasıyla yakışıklı akıllı oturaklı her kızın rüyası her annenin potansiyler damat adayı yardımsever ve iyi kalpli peki bu rolü hangi aktör canlandırsın?
Hepinizin yorumlarını bekliyorum ..