56.
Sanırım mutlu olmak bana göre değildi.
Mutlu, güvenli ve iyi hissetmeye hakkım olmadığını hissediyordum.
En güzel günlerim sürekli sabote ediliyordu.
İçimi çekerek ağlıyordum, göz yaşlarım yüzüme hücum ederken elimin acısı da yanına tuz biber olmuştu.
Kanlar içinde kalan avucuma baktım ve cam kırıklarını gördükçe ağlamam daha da şiddetlendi.
"Lia aç kapıyı!"
Onun sesini bile duymak istemiyordum. Git diyordum ama gitmiyordu.
Hıçkırıklar içinde kalmıştım. Diğer elimi yüzüme kapattım ve acıyan elime dayanmaya çalıştım.
Yerde oturmuş dakikalardır ağlıyordum. Sanırım sinirlerim bozulmuştu. O okuduğum mesajlar sinir krizi geçirmeme sebep olmuştu.
"Aç şu kapıyı!" koca sesiyle bağırdı ve kapıyı zorlamaya devam etti.
Burnumu çektim ve kanlı elimi geceliğimin eteğine sürttüm. Canım acısa da batan cam parçalarını çıkartabilmiştim.
Ağlayıp rahatlamıştım fakat şimdi toparlanmam gerekiyordu. Daha fazla bu evde kalamazdım.
Eski karısıyla görüşüyordu..
Bu düşünce beynimi yiyip bitiriyordu. Daha yüksek bir sesle inledim ve yerden kalktım. Banyoya girdim, cam parçalarını temizledim ve suyu açıp kanların akmasını izledim.
Dişlerimi sıkıp dayanmaya çalıştım. Acıdan nefesim kesilmişti adeta.
Bir yandan ağlarken diğer yandan da aynada kendimi izliyordum.
"Lia!"
Kapıyı kırmıştı sanırım. Odada yankılanan sesini duyunca hemen banyonun kapısını kapatmak istedim. Tam kapatacağım sırada engel oldu.
"Defol!" diye bağırdım.
"Lia-"
"Çekiiil!" Çığlık atıp onu itmeye çalıştığım an tek eliyle engel oldu.
"Lia, dur, dur diyorum! Eline bakacağım."
"Siktir git! Yaklaşma bana!"
Hem ağlayıp hem bağırıyordum. Tüm gücümle onu ittim ve banyoda elime ne geçiyorsa attım. Diş macunlarını yüzüne attığımda hırsımdan bir çığlık daha attım.
"O mesajı bilerek atmış Lia. Sana yemin ederim ima ettiği gibi bir durum yok ortada!"
Küçük biblolar vardı, havlular ve bulduğum her şeyi kafasına, yüzüne nereye denk geliyorsa fırlattım. Iskalanmayı başarmıştı ama hala konuşmaya devam ediyordu.
"Lia dur! Atma şunları!"
"Defool!"
Sonunda geldi ve iki kolumu da tutup sıktı. Hareket edemiyordum ve canım yanmıştı.
"Beni dinle diyorum! Bilerek yazmış onları."
"O kadın. Hangi. Cesaretle. Sana. Mesaj. Atıyor?!" Her bir kelime de daha çok çığlık attıyordum. Onu ittikçe bileklerimi daha çok sıktı.
Göğsünü yumruklayıp ondan kurtulmaya çalıştım.
"Bak beni dinlemiyorsun ama. Lütfen sakin ol!"
"Git sikinle konuş sen! Ben gidiyorum. Bıraak!"
Hırsla bir çığlık attım ve sikine dizimle vurup ondan kurtuldum. Acıyla inledi ve biraz geriye sendeledi.
Giysi dolabımı açtığım gibi valizi indirdim. Kendi eşyalarımı içine tıkarken Zayn kendine gelmişti ama bana yaklaşamıyordu bile. Çünkü delirmiş gibiydim.
"Lia! Beni dinle artık yeter!"
Dolabın kapısını tek eliyle kapattı ve beni dolapla arasına aldı.
"Mecbur kaldım onunla iletişim kurmaya. Sana yemin ederim Khai için görüşmek zorunda kaldım. Doktora götürüyordum ve onun da gelmesi gerekliydi. Ayrıca Khai kendini kötü hissediyordu."
Sanki o an hırsım dinmişti.
Sadece hayalkırıklığı içindeydim.
Gözlerim doldu. Göz yaşlarım peş peşe aktığında sadece onun gözlerine baktım.
"Bana yalan söyledin..Görüşmüyorum onunla dedin."
Hıçkırarak ağladım ve yere doğru kaydım. "Sevgilim, görüşmedim. İnan bana görüşmedim ya! Sadece doktora birlikte gittik."
"Sana sormuştum..Görüşseniz bile anlayışla karşılarım demiştim. Ama bana sadece doğru söyle, yalan konuşma demiştim!" Sonlara doğru kısılan sesinle göğsüne yumruk attım.
"Lütfen yapma böyle Lia. Bak, evlendiğimizi duymuş olmalı. Ondan bilerek yapmış. Ama soracağım bunun hesabını."
Artık tüm gücüm bitmişti. Ağlamaktan bayılacağımı hissediyordum.
Zayn de yere çömeldi ve kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. Ama ben sarılmamıştım.
"Ben..Bıktım artık. Yoruldum."
Sırtımı sıvazladı. "Haklısın. Özür dilerim."
"Ne olursa olsun, benden sakladın yine de. Ben böyle mi öğrenecektim olanları? Hep böyle mi olacak? O kadın hep hayatımızda mı olacak?"
Göz yaşlarımı silip yanaklarımdan öptü. "Sana yemin ediyorum bu sefer son. Bir daha asla onun adını bile duymayacaksın."
Başımı dolabın kapağına yasladım. "Sen de görüşmeyeceksin!" diye bağırdım. Ellerimi yakasına sarıp sertçe çekiştirdim ve bıraktım.
Kendimi topladım. Elimin tersiyle gözlerimi sildim ve derin bir nefes aldım. "Eğer bir daha, o kadınla senin adlarınızı bile yan yana görürsem, bırak adları, aynı sokaktan geçtiğinizi bile öğrenirsem boşarım seni Zayn. Her şey biter. Beni sonsuza kadar kaybedersin."
Yerden kalkıp başımı dikleştirdim. O da kalktı ve bana sırnaşmaya çalıştı. İttim.
"Ona bayıldığımdan görüşmedim diyorum Lia. Neden güvenmiyorsun bana? Benim onunla ne işim olabilir ki zaten?"
"İstemiyorum diyorum sana! Onun bu evde anılmasını istemiyorum! Çıldıracak gibi oluyorum, anlamıyor musun sen?!"
Dişlerimi sıkmaktan çenem uyumuştu artık. Elimde olsa kafasını patlatırdım. Hatta sinirden ellerim titriyordu.
"Söz veriyorum üzmeyeceğim seni bir daha."
"Bana bak." Kolunu tutup çektim. "Bir daha Khai'ye de karışmayacaksın. Annesiyle isterse görüşür istemezse görüşmez. Sen. Bir daha. O kadınla. Muhatap olmayacaksın. Khai bebek değil, onu bana bahane etmeyeceksin."
"Khai gerçekten iyi değildi Lia! Bahane mi olmuş oluyor bu?!"
Sinirle başımı iki yana salladım. "Beynini sikeyim senin, onu demek istemediğimi biliyorsun! O kadına 'çocuk yüzünden görüşeceğiz' kozunu vermeyeceksin bir daha! Ha eğer gerçekten karşılaşmak zorunda kaldınız, benden saklamayacaksın. Benden bir şey daha sakladığını duyayım biter bu iş."
Onu ittim ve banyoya yürüyüp elimi temizlemeye devam ettim.
Canım acıyordu ya.
Onunla böyle olmak istemiyordum ki.
Beni buna mecbur bırakmıştı.
Peşimden geldi ve ellerini karıma sardı. Yıkadığım avucumu aldı ve gözlerime bakıp elimin üstünden öptü.
"Özür dilerim sevgilim. Gerçekten sana bunu bir daha yaşatmayacağım."
Banyo dolabından bir şeyler aldı ve diğer elimden tutup beni yatağa götürdü. Yatağın kenarına oturduk ve avucumu açıp peçeteyle sildi.
Kurumuş kan lekelerini görünce kaşlarını çatıp bana acıyarak baktı.
"Evliliğimizin ilk gününe bak.." dedim dolan gözlerimle. "Hiç böyle hayal etmemiştim."
"Evleneli yirmi dört saat bile olmadı."
Ağlamaktan boğazım acımıştı artık.
Utanmıştı ve daha fazla konuşamadı. "Senin kadar ben de üzgün ve kızgınım Lia."
Güldüm. "Benim kadar üzgün olamazsın."
Avucuma ilaç sürdü ve bandajla sardı. "Eski kocam bana evlendiğim gecenin sabahı öyle mesaj atsaydı görürdüm o zaman seni."
Dişlerini sıkıp bana baktı. "Düşüncesine bile dayanamıyorsun. Ama ben bunu yaşadım işte."
"Ne yapayım Lia? Ne istiyorsun benden? Gidip yakasına mı yapışayım? İnan bana ben senden daha çok bıktım sürekli suçlanmaktan."
Başımı kaşıdım ve gözlerimi ovaladım.
"Öyle bir şey yap demiyorum. Mesafeni koru sadece."
Konuşmadan yan yana oturmaya devam ettik.
Mahvettiğim yatak odasına ve banyoya baktık.
Sakinleştikçe biraz önce yaptıklarımdan pişman olmuştum. "Özür dilerim fazla tepki verdim." diye mırıldandım.
Elimi tutup sıktı.
"Elin iyi mi? Doktora gidelim mi?"
"Yok..İyiyim şimdilik."
"O zaman sen yan odaya geç dinlen. Ben de etrafı toplayayım."
Büyük bir kavganın ardından yatışmış olmak tuhaf hissettiriyordu.
Khai'nin odasına girip yatağa uzandım ve cenin pozisyonunda yattım bir süre. Kavga etmekten o kadar yorulmuştum ki uyuklamaya başlamıştım.
Yarım saat geçmiş olmalıydı. Evden hiç ses çıkmıyordu. Ama ben çok üzgündüm.
Böyle bir sabahı yaşamak istemezdim. Ruhumla aşık olduğum adamla böyle bir kavga etmek istemezdim.
Of ya.
Kesik kesik ağlamaya başlamıştım. Göz yaşlarım yastığa düştüğü an aklıma bir şey gelmişti.
Onu suçlamak hataydı. Zayn beni aldatmazdı, sadece bilemiyorum..Aptal yerine konulma düşüncesi beni delirtmişti.
Yataktan kalktım ve göz yaşlarımı sildim.
Üstüme hala geceden kalkma geceliğim vardı. Yüzüm gözüm şişti, saçlarım dağınıktı ve kısacası rezil bir haldeydim..
Etrafa bakınıp Zayn'i arıyordum. Yatak odamıza girdiğimde sesler duymuştum.
Odayı toplamış..Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibiydi..
Banyoya girdiğimde ellerini yıkıyordu.
Beni gördü, başını kaldırdı ve suyu kapattı.
Dudağımı dişledim ve ona doğru bir adım attım. "Ben kendimi çok kötü hissediyorum Zayn."
"Tamam, geçti."
Kollarını bana sardığında sımsıkı sarıldım ona. "Seni kırmak istemezdim, sadece beni de anla, lütfen."
"Tamam dedim Lia. Ağlama güzelim."
"Bana kızgın mısın?" diye sorduğumda belimi tuttu ve beni kucakladı. Bacaklarımı beline sardım.
Yatağa gidip oturunca kucağından inmedim. "Kızgın değilim. Sadece şaşkınım. Bana karşı bu kadar güvensiz olman beni kırdı.
Ellerimi yüzüne sardım ve dudaklarına yapıştım. Öpüşmeye başladığımızda Zayn geriye doğru yatağa düştü. Ben de tam karnının üstüne oturup ellerini tuttum.
Onu seviyordum. Aramızda soğukluk olsun, kavga edelim istemiyordum ki.
Dudaklarımı ondan çektim ve o öylece yatarken üstünde kıpırdandım. "Güvenimi sarsan sendin Zayn..Beni de bana yalan söylemen kırdı.."
"Madem karşılıklı kırıldık.." bileğimden tuttuğu gibi beni çekti ve yatağa yapışmamı sağladı.
"O zaman birbirimizi düzeltelim."
Üstüme doğru çıkınca büyük bir azgınlıkla kendime doğru bastırdım onu.
"Bence de canım kocam."
Gülüştük ve soyunmaya başladık.
Her kavgamızın sonu yatakta bitiyordu ve sanırım buna bayılıyordum.
+
"Ödüm koptu yetişemeyeceğiz diye!"
Zar zor bavulları odaya attıktan sonra kendimi yatağa bıraktım.
"Otuz saatte anca bavul hazırladın Lia!"
"Ne yapayım ya?! Sen son dakika söylemeseydin o zaman!"
"Sana bir ay önceden de deseydim bu sefer on tane valiz hazırlardın."
"Ya tamam ne istiyorsun?! Yetiştik işte. Paris'teyiz Zayn!!"
Yataktan kalktım ve bavulları odaya çekmekle uğraşan kocamın üstüne atladım.
"Çocuk gibisin Lia.." diyip güldü.
Beni kollarının arasına alıp sarıldığında aptal gibi ayakta sallandık. "Hayallerimin şehrindeyim resmen..Hayallerimdeki adamla."
Çenemi tutup dudağımdan öptü.
"Hemen gidip kuleyi görelim." dedim yerimde zıplarken.
Zayn inledi ve başını geriye attı. "Çok yorgunum ya."
"Zaayn!! Ya, lütfen. Lütfeen."
"Lia geç oldu zaten. Sabah erkenden gezmeye başlarız, tamam mı? Hem balkondan gözüküyordur kule."
Kaşlarımı çatıp omuz silktim. "Bana ne. Ben canlı görmek istiyorum. Hem eğer hemen dışarı çıkmazsak gece sevişmeyi unut!"
"Tamam..Çok yorgunum zaten."
Kıyafetlerini bile değiştirmeden kendini yatağa atınca şaşkınlıkla onu izledim.
Ne!
Panikle yatağa atladım ve dizlerimin üstünde durup onu kaldırmaya çalıştım. "Zayn kalk. Kaaalk!"
Üstüne çıkıp onu rahatsız etmeye devam ettim.
"Saat on bir oldu Lia! Ölüyorum yorgunluktan. Lütfen aşkım, rahat bırak beni."
Kollarımı birbirine bağlayıp yataktan kalktım ve ona küfür ettim.
Aptal herif.
Çantamı, telefonumu ve anahtarlarımı kaybetmemek için dolaplardan birine koydum. Sonra kendi bavulumu açıp ne var ne yoksa karıştırdım ve üstüme giyecek bir gecelik aradım.
Üstümü değiştirdikten sonra balkonun kapısını açmıştım. Açar açmaz gülümsedim ve kendi kendime sırıtttım.
Hep resimlerde gördüğüm yeri şimdi gerçekten görüyordum. Çok mutluydum ve bu içime sığamıyordu.
Zayn yorgun da olsa kalktı ve yanıma geldi. Kollarını arkamdan sardı ve yüzünü boynuma yasladı.
"Çok güzelmiş burası Zayn. Manzara harika."
"Benim manzaram daha güzel." dedi yanaklarımdan öpüp. Güldüm ve sakallarını okşadım.
"Öyle mi benim tembel kocam?!"
"Öyle, benim azgın eşim!"
"Eşin seni yesin." deyip dudağından öpmeye başladım. "Gerçekten yesin ama." dedi pis bir gülüşle.
"Kusura bakma. Sevgili eşim beni bu gece gezdirmediği için kendi kendini yesin!"
Onu ittim ve yatağa girdim. "Liaa!"
"Yok Lia falan. Git yat sen yaşlı dedeler gibi."
O da sinirlendi ama cevap vermedi. Üstünü değiştirdi. Pantolon ve gömleğini çıkarıp banyoya girdiğinde hemen ben de oraya döndüm. Duş alacaksa bensiz alamazdı.
Aklıma gelen pis fikirlerle tatmin olurken sadece ellerini yıkadı ve yatağa yanıma girdi.
"Gel şöyle,"
Karnımdan tutup beni kendine sardı. "Ay, bıraak."
"Huysuzlanma."
Boynumu, ensemi ve yanaklarımı öpe öpe bitirmişti beni.
"Yedin beni Zayn."
"Afiyet olsun bana."
Çarşafı kafama çektim ve bir haftalık güzel tatilimizi düşünmeye başladım.
"Paris dışında başka yerlerinde gezelim..Ve alışverişe gitmem gerekiyor..Angel'a ve Khai'ye bir sürü hediyeler alalım."
Arkamda bana sarılan kocamdan bir cevap bekledim ama vermedi. "Zayn?"
Yine cevap yok.
"Zayn?! Uyudun mu?"
Ona döndüm ve kontrol ettim. Uyumuş..
İç çektim ve ben de onu göğsüne sokulup gözlerimi kapattım.
+++++
selaaam
oy vermeden okuyanlar beni çok üzüyor ):
neyse ya zianın kaosu da hiç bitmiyor..ne olacaklar bunların hali..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro