42.
zayn: uyudun mu
lia: hayır
lia:
lia: gel hadi
zayn: LIAAAAA
zayn: ateş misin kızım sen 🔥
lia: evet söndürsene
zayn: 🥵😳😳😭
zayn: havluyu açsana bi bişeye bakıcam
lia: 🖕
zayn: ya niye
lia: khaiye bakacağım şimdi uyudu mu diye
zayn: öp benim yerime
lia: gelince kendin öpersin
lia: beni de aradan çıkarırsın 🤭😁😁😁
zayn: ŞDĞWÜWŞSLZÖCM
zayn: azgın kızım benim
lia: bekle giyinicem
zayn: aferin hasta olursun
zayn: giyin
lia:
lia: iyi geceler babacık
zayn: iyi geceler bebeğim
lia: zayn
zayn: efendim
lia: beni seviyor musun
zayn: seviyorum
lia: çok mu
zayn: evet çok seviyorum
lia: ok
zayn: ok mu
lia: evet bay
+
"Teşekkür ederim abi."
Abimin elinden poşetleri aldım ve ona baktım.
"Sen bu kadar alışveriş niye yaptın?"
"Of. Evde bir şey kalmadı. Kaç zamandır fırsat bulup alışverişe çıkamadım."
"Sen alışverişe çıkıyorsun ama kendi dolabın için.." dedi ve sırıttı.
"Ha ha ha. Çok komiksin!" dedim sinirle.
"Tamam, kızma."
Ona sarılıp vedalaştım. "Ashley'e selam söyle. Ve ona iyi bak."
Tam yürüyeceğim sırada beni bileğimden tutup durdurdu. "Dur."
Poşetleri yere bırakıp kaşlarımı çattı.
"Ne oldu?"
"Ashley demişken, ne olduğunu iyi biliyorsun sen."
Biraz çekinmiştim ama kendimi bozmamaya çalıştım. "O herif sana yüzük mü aldı?"
Siktir ya.
"Ben-"
"Sakın inkar etme. Ashley söyledi, tutturdu ben de aynı taştan istiyorum diye, başımın etini yiyiyor kaç gündür!"
Of Ashley ya.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Kendime aldım ben onu.."
"Ya, yeme beni. Biliyorum gerçeği, utanmadan sana bir de evleme teklifi mi etti?"
"Evet. Ben de kabul ettim."
"Ne!"
Göz devirdim. "Aptal mısın Lia sen?!"
"Of. Bağırıp durma. Etmedim, düşüneceğim sadece."
"Lia, sakın hata yapma-"
Sinirlendim.
Bana ne yapacağımı söyleyemezdi.
"Benim hayatıma karışma."
Poşetlerimi alıp onu ittim ve apartmana girdim.
Neredeyse koşarak merdivenleri çıkıyordum.
Evde hiçbir şey yoktu ve Khai de bendeydi hala. Ona da ayıp olmuştu çünkü dolap bomboştu..
Kapıyı anahtarla açıp eve girdim. Ayakkabılarımı çıkarıp poşetlerle eve girdim ve kapıyı kapattım.
Mutfağa girip aldıklarımı yerleştirdim, sonra de ellerimi yıkayıp Khai'ye baktım.
"Canım?"
Odada ders çalışıyordu ve beni görünce başını kaldırdı ve gülümsedi.
"Selam."
"Selam, naber?"
"İyiyim, yeni geldim ben de okuldan."
"Ben de işlerimi erken halletmeye çalıştım, erken geldim de sana bir şeyler hazırlayacağım."
"Gerek yok. Ben yemiştim okulda."
"Olsun."
Önce üstümü değiştirip ellerimi yıkadım ve mutfağa girdim. Khai de peşimden gelmişti ve tabureye oturup ellerini tezgaha koydu.
"Ne istersin? Ne yapayım sana?"
"Gerçekten gerek yok-"
Kaşlarımı çattım. "Tamam, tost yiyebilirim."
"Olmaz! Ben çok güzel ev yemekleri yaparım."
"Öyle mi?"
"Evet. Mesela soslu makarna." dedim havalı bir şekilde.
Khai gülmeye başladığında başını eğdi. Ne? Komik miydi?
"Makarna yapmak bir sanattır."
"Tabii, çok haklısın."
Yüzümü ekşittim ve buz dolabına aldıklarımı yerleştirdim. Babasının kızı işte. Alay ediyordu benimle.
"Ben de makarna çok severim. Hatta babam yanına fırında soslu tavuk da yapar, yanına sebzeler falan."
Ne?
Kaşlarımı çattım ve söylediği yemek adını tekrar düşündüm.
Ne var ki yani? Ben de yaparım.
Kendimi bozmadan havalı bir şekilde gülümsedim. "Ben de yaparım."
"Yaa, öyle mi?"
"Tabii, hatta babanıkinden de daha lezzetli yaparım."
Güldü.
"Zahmet etme istersen-"
"Hayır! Yaparım."
"Peki.."
"Ödevin varsa sen git yap. Ben hazır olursa çağırırım."
"Olur."
Tabureden indi ve koridordan kayboldu.
Ben de sinirle elimi masaya vurdum.
Soslu tavukmuş.
Siktiğimin yaşlısından daha iyi yemek yapabilirdim tabii ki.
Dolabı açtım ve iki tane paket çıkardım.
Bunların ikisi de tavuktu.
Hangisiyle yapacaktım ki?
Küfür ede ede telefonumu açtım ve internetten tarife baktım.
Gerekli malzemeleri çıkardım ve büyük cam kaba tavukları dizdim.
Parmağımın ucuyla tavuğu tutup attım.
İğrenç. Midem bulanmıştı.
Çok pisti bunlar.
lia: zayn
lia: bu tavuğa sos önce mi koyuluyor sonra mı
zayn: ne
lia: ne ne amk bir şey soruyoruz şurda
zayn: ne tavuğu ne sosu
lia: eeh zıkkımın kökü
lia: salak mısın neyini anlamıyorsun
lia: sen tavuk yapıyormuşsun soslu falan onu diyorum
zayn: sen yemek mi yapıyorsun hahahahsğwisşğssşşd
lia: aç da sikine gül aptal herif KOMİK Mİ
lia: ne var insan gibi söylesen dalga geçmen mi lazım
zayn: hayatım bu ne sinir
zayn: bir şey demedim ya
zayn: nereden çıktı şimdi bu yemeği yapmak
lia: dünyada bu yemeği bir tek sen mi yapıyorsun he
lia: ben yemek yapamaz mıyım ya ben normalde aç mı kalıyorum pis adam
lia: hem kızın istedi onun için yapıyorum
zayn: nee
zayn: ben yapsam yemiyor ya şuna bak senden mi istedi
zayn: nankör oldu bu kız
lia: ŞDĞWÜAŞÖXÖDŞİĞD
lia: zavallı çocuğa ne kadar kötü yapıyorsan artık
lia: şimdi ben ona yapayım da yemek nasıl yapılır görsün
zayn: sakın
zayn: zehirlersin çocuğumu
lia: NE
lia: ÖYLE Mİ
lia: HAHAHAHA
lia: bak bakalım nasıl güzel yapıyorum
lia: parmaklarını yersin
zayn: onları sen yiyiyorsun (:
lia: evet doğru
lia: tamam şimdi tarifi ver
zayn: salça su ve baharatları çırp
lia: tamam dur
lia: neyle çırpiyim
zayn: ciddi misin
zayn: ŞFĞWÜWŞDLZÖÖDD
lia: YA SİKTİR GİT SANA SORANDA KABAHAT
lia: gülüyor bir de
zayn: ya çırp işte çatalla kaşıkla
lia: hangisiyle ama
zayn: 🤦♂️kaşıkla yap
zayn: sonra biraz kekik ekle
lia: kekik mi
lia: dur
lia: hangisi kekik ya böyle kötü kokan bir şey var o mu
zayn: kızım sen kekik ne bilmiyor musun
lia: biliyorum
lia: biliyorum tabii seni denedim
zayn: ben de ciddisin sanmıştım
lia: hahaha kekiği bilmeyen insan mı olur hiç 🤣🤣🤣
zayn: tamam biraz da yağ dök onları tavuğa sür
lia: ıııyyyy
lia: tavuğa mı dokunucam
lia: çok iğrenç ama
zayn: lia
zayn: SOSU SÜR VE FIRINA VER
lia: tamam be ne bağırıyorsun
Telefonu bir yere atıp elime bulaşık eldivenini taktım ve parmağımın ucuyla sürmeye başladım.
Ben hiç böyle şeyler yapmamıştım. Abim gittiğinden beri dışardan yiyiyordum veya hamur işi yapıyordum.
Ama yapabilirdim tabii ki.
Yere eğilip fırına baktım.
Bu siktiğimin fırını nasıl çalışıyor bilmiyorum ki ben.
Tabağı fırına attım ve yapabildiğim şekilde ayarladım.
İşte bu kadar.
Kendi kendime zafer gülümsememle mutfağa baktım.
Şey, biraz dağıtmış olabilirim.
Etrafı toparlayıp ellerimi yıkadım ve kendimi yatağıma attım.
Birkaç dakika gözlerim kapalı uzandım ve dinlenmeye çalıştım.
Ben Zayn'i özlemiştim.
Gözlerim dolmuştu ve ister istemez duygulanmıştım. Bana sarılamasını, öpmesini ve dokunmasını istiyordum.
Sadece iki gündür yoktu ve gelecek iki gün daha olmayacaktı.
Göz yaşlarımı sildim ve elimi göğsüme koydum. Kalbimin atışı değişiyordu onu düşünürken.
Bunu kabul etmek istemesem de, kendime bile inkar etsem de oluyordu sanırım. Tekrar ona kapılıyordum.
Hayatında sadece ben olmak istiyordum. Beni düşünsün, benimle ilgilensin, bana göre yaşasın istiyordum. Bu bencillik değildi, bana olan değerini ve beni ne kadar hak ettiğini göstersin istiyordum.
Onun tarafından sevdiğimi bilmeye ihtiyacım vardı.
Şimdi üstümde olabilirdi, dudakları boynumda, dudaklarımda ve çıplak tenimde geziyor olabilirdi.
Panikle gözlerimi açtım ve oturur konuma geldim.
Ona karşı bir türlü düşmeyen bir enerjim vardı. Saatlerce hatta günlerce durmadan sevişebilirdim.
Sikeyim, düşündüğüm tek şey sikiydi ve bu beni rahatsız etmeye başlamıştı artık.
Yatağımdan kalkıp aynanın önüne gittim. Masamda duran kutuyu açıp yüzüğüme baktım.
Korkmadan, gururla bunu takabilecek miydim?
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
Sürekli bunu düşünüp duruyordum, fakat hayır, hazır hissetmiyordum kendimi.
Zil sesini duyduğum an kutuyu bıraktım ve odadan çıktım. Koridoru geçip kapıyı açtığım an gözlerim yerinden çıkacakmış gibi oldu.
"Zayn!"
Şok içinde kalmıştım. Bu halime gülmeye başladığında kollarıma boynuna sarıp üstüne atladım.
Kıkırtısı kulağıma gelmişti, sarılabildiğim kadar sarıldım ona.
Ellerini belime sardı ve dudağını yanağıma bastırdı.
"Zayn. Nereden çıktın sen?"
Ondan ayrıldım ve ellerimi yanağına sardım. Öpüştük ve öpüştük..
Dudaklarımızı ayırmadan onu içeri çektim ve kapıyı kapatıp duvara ittim.
"Biraz önce mesajlaştık, neden söylemedin?!"
"Süpriz yapmak istedim bebeğim."
Sakallarını okşayıp tekrar dudağına uzandım.
"Birileri beni çok özlemiş.." dedi sırıtarak.
"Hadi odaya gidelim." dedim fısıldayarak.
"Lia-"
"Lütfen, çok özledim."
Ellerini yüzüme sardı ve öptü. "Bütün gece bizim olacak zaten sevgilim."
Kaşlarımı çattım. "Of."
"Khai geldi mi okuldan?"
"Evet, odada."
Onun olduğu odaya yürüdük ve Zayn kapıyı açtı.
"Kızım,"
"Aa, baba!"
Khai yerinden kalkıp ona sarıldı. "Babacığım, özledim seni."
Ah Khai, ben de.
"Tatlım benim," Kızının yanaklarını sıktı. "Lia'nın yemeklerine seni mecbur bıraktım ama-"
Kaşlarımı çattım ve omuzuna vurdum.
Terbiyesiz.
"Baba..Yok, Lia bana çok iyi baktı."
Kollarımı birbirine bağladım ve onları izledim. Zayn de gülümseyerek bana baktı.
Khai de başını onun göğsüne koyup sarıldılar.
"Hadi toparlan eve gidelim."
Gidecekler miydi..
Ben yine yalnız kalacaktım.
Moralim bozulmuştu çünkü tek başıma kalmak istemiyordum.
Sürekli şu yalnızlık hissine bürünmekten nefret ediyorum, yapayalnız kalıyordum. Ve onu özlemiştim. Hasret gidermek istiyordum.
İkisi bir toparlanıp çıkmaya kalktıklarında kapıdan yolculadım.
"İn sen geliyorum ben." dedi kızına.
Zayn gitmeden dudaklarıma uzandı.
"Asma suratını."
Yanaklarımı tutup okşadı. "Lia.."
Omuz silktim. "Akşam gelirsin bize."
Kollarımı birbirine bağladım.
Yanımda kalsın istiyordum.
"Gelemem işim var."
"Ne işin var?"
"Sana ne?!-"
Tam kavga çıkaracağım sırada burnuma gelen kokuyla ona baktım. Sanırım o da hissetti.
"Yanık mı kokuyor Lia?"
"Eyvah!" Zayn'in gülüşünü duymuştum ama onu umursamadan koşarak mutfağa daldım ve fırını açtım.
Sinirden ağlamak üzereydim.
Elimi tepsiye uzatacağım an, gelen sıcaklıkla geri çekildim.
"Yemeğim yanmış ya."
Zayn kenarda bulduğu havlu ile fırından çıkardı ve üstü simsiyah olmuş tavuğu bana gösterdi. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken ben sinirden ve üzüntüyle kaşlarımı çattım.
+
Gece saat ikiydi.
Karanlıktı, yatağındaydık, çıplaktık ve sevişiyorduk.
Öpüşükte öpüşüyorduk, dudaklarımı ayıramıyordum ondan. Beni yercesine öpüyordu, aramızdaki küçücük boşluktan alev çıkmak üzereydi.
Kucağında, kollarının arasındaydım, zevkten dört köşeydim, ellerim titriyordu. Sakinleşmem gerekirken daha da heyecanlanıyordu. İkinci seferimiz bitmişti ama sabaha kadar durmaya niyetim yoktu.
Saatlerce beni becersin istiyordum. Doymuyordum.
Kalbim çarpıyordu, sikinin üstünde yavaşça inip kalmaya başlamıştım.
"Ah."
İkimiz de kendimi kaybedip inliyorduk. Parmaklarımızı birbirine kenetledik. Zayn'e verdiğim zevki görmek beni daha da azdırmıştı.
El ele tutuşuyorken Zayn birini çekip kalçama koydu. Dudaklarını önce boynuma, sonra omuzlarıma ve son olarak göğüslerime bastırıp orada oyalandı.
Bir göğsümü emmeye başladığında onu ensesinden tutup daha da bastırdım.
Geniş omuzlarını okşadım, tırnaklarımı sırtında gezdirip güç almayı denedim. "Ah!"
Teni tenime değdiğinde kıvılcım çıkmış gibi hissettim. Terlemiştim, yanıyordum. Ama aynı heyecandan da buz kesmiştim. Nasıl oluyordu bu?
"Güzelim,"
Dudaklarımız arzuyla buluştuğunda ellerini belime sardı ve beni yatağa doğru yatırıp üstüme uzandı.
Dudaklarımız ayrıldığında göz göze geldik. Saçlarını okşadım, belimi tutmaya devam etti ve ellerimi sakallarına indirdim.
"Bebeğim, çok güzelsin."
Ve tekrar öpüştük.
Ben boynuna sarılıp tutunurken tekrar doğrulduk ve kucağına yerleştim.
Parmakları bacak arama girdiğinde beni okşamaya başladı "Ah!"
Çıldırmak üzereydim.
"İn kucağımdan," dedi nefes nefese.
"Boşalacağım L-Lia."
"Bana boşal." dedim elini tutmaya çalışarak. Titriyordum ama beni duysun istemiştim. Bedenim konuşuyor, onu istiyordu sadece.
"Korunmuyorum."
"Ben korunuyorum." dedim ve ona sımsıkı sarıldım.
Yumuşak ama güçlü bedenine sarılırken kendimi güvende hissediyordum. Başımı omuzuna yasladım ve ikimiz de gelene kadar ona tutunup bekledim.
Yalan söyledim.
Korunmamıştım.
+++++++
selaaaam👋
ZzZ
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro