35.
oylara dikkat edersek çok sevineceğim millet
lütfen okuyup yorum yapıyorsanız bir tuşa da basabilirsiniz
iyi okumalar!!
+++
Altı gün.
Altı koca gün.
Benim yüzümden komalık olan adamı bu camın önünde izleyişimin altıncı günüydü.
Kavga ettiğimiz sırada kalp krizi geçiriyormuş. Ve o yüzden düşmüştü.
Ben ona ağza alınmayacak hakaretler ettiğimde o kalp krizi geçiriyormuş.
Pişmanlık dolu bir halde acıyla gözlerimi yumdum. Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken omzumdaki eli hissettim.
"Lia."
Abim bana sarıldığında ben de kollarımı karnına sardım. Başımı göğsüne yaslayıp Zayn'e bakmaya devam ettim.
"Öylece yatıyor abi. Hareket etmiyor, kımıldamıyor."
"İyileşecek, söz veriyorum elimden geleni yapacağım."
Alnımdan öptü ve vücutlarımızı ayırdı.
"Hadi gel otur."
Koluma girdi ve koridordaki banklardan birine oturana kadar bana eşlik etti. O da yanıma oturup dizimi okşadı.
"Lia, hiç dinlenmiyorsun."
"İyiyim ben."
"Daha yeni düşük yaptın. Hemen ayaklanmasaydın keşke."
Kesik kesik ağlarken göz yaşlarımı sildim. Acıyla gülümseyerek ona baktım. "Bebeğim beni istemedi abi."
"Tanrı biliyor, hiç istemedim bu bebeği. Hayatıma bir bomba gibi düştüğünü sandım. Kararlıydım, aldıracaktım."
Göz yaşlarım konuşmamı engelliyordu. "Ama sonra, bu hastane koridorunda onun iyileşmesini beklerken çok pişman oldum. Abi, yemin ederim çok pişman oldum. Bu bebeği istediğimi fark ettim. Zayn'e çok ağır söz söyledim, bebeğim onu istemediğimi anladı ve..Gitti."
Ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladım. "Yapma böyle Lia."
"Hayatta herkes hata yapar. Sen mükemmel değilsin, insansın ve hata yapabilirsin."
"Ya bir daha uyanmazsa? Ya benim yüzümden-"
Beni kendine çekip sarıldı. "Kardeşim.."
"Yapma böyle. Lütfen Lia. Çok üzülüyorum. Daha dün düşük yaptın, senin önce kendine iyi bakıp güçlü olman lazım ki ona destek olasın."
"Elimde değil. Pişmanlık beni yiyip bitiriyor."
"Bak, durumu ağır değil. Sadece uyanmasını bekliyoruz. İnan bana iyileşecek. Şimdi kalk toparlan. Kızı da perişan oldu zaten."
Hemen gözlerimi silip derin bir nefes aldım.
"Khai nerede?"
"Doktorla konuştu en son. Sonra bahçeye çıktı."
"Ne konuştu doktorla?"
"Hastalığı söylemişler."
"Ne!"
Sinirle ayağa kalktım. "Neden izin verdin? Zayn bilmesini istemiyordu!"
"Ya, ben nereden bileyim? Biliyordur sandık."
"Of!"
Onu ittim ve yürümeye başladım. "Nereye?"
"Onun yanına!"
Arkamı dönmeden cevap verdim ve yürümeye devam ettim. Acil kapısından çıktım ve bahçeye bakındım. Tek başına bir ağacın altında, bankın üstünde hıçkırarak ağlıyordu.
Kendimi çok suçlu hissediyordum. Belki çenemi biraz tutsaydım şimdi bu kız babası için ağlamıyor olurdu.
Yavaşça yanına gidip oturdum.
"Khai.."
Ağlayarak bana döndü ve ben hiç beklemeden ona sarıldım. "Bebeğim ağlama."
"Babamı kaybetmek istemiyorum Lia. O benim tek ailem."
"Kaybetmeyeceksin."
Kolunu sıvazlayıp saçlarını okşadım.
"Uyanmıyor. Günlerdir uyanmıyor. Ben-"
"Tamam, bak bana."
Onu sakinleştirip ellerini tuttum. "Babanın durumu iyi. Sadece uyanmasını bekliyorlar. Hayati bir tehlikesi yokmuş."
"Gerçekten mi?"
"Evet."
"Ama hastaymış. Benden saklamış Lia. Hastalık ilerliyormuş hemde."
"Tedavisini olup iyileşecek inan bana."
Birden benden ayrıldı ve kollarını çekti. "Babamın hasta olduğunu biliyor muydun?"
"Evet."
"Neden onunla kavga ettin o zaman? Hasta olduğunu bildiğin halde onu üzdün."
Bana hüzünlü baktığında şaşırmıştım. Ben..Ben böyle olacağını bilememiştim.
"Khai, ben-"
"Lütfen, Lia. Ben yalnız kalmak istiyorum."
Gözlerim dolmuştu. Suçlu konumunda olduğumu biliyordum ama gerçekten böyle olacağını bilseydim tek kelime etmezdim. Sadece canım çok yanıyordu ve kızgındım.
Ayrıca o komada yatıyor olabilirdi ama ben de bebeğimi kaybetmiştim. O bunu bilmiyordu, bilmesini de istemiyordum zaten.
Göz yaşları içinde yanından kalkıp hasteneye girdim. Onun kaldığı kata çıkıp koridorda oturup iyileşmesi için bildiğim bütün duaları etmeye başladım.
Vicdan azabı çekiyordum. Kendi vicdanım beni zaten yiyip bitirken acıma bile üzülememiştim.
Dün düşük yapmıştım ve çok üzgündüm. Aldıracağımı söylerken sinirle söylemiştim. Asla bunu yapamazdım.
Kendime mi üzülsem yoksa Zayn'in benim yüzümden orada öylece yattığına mı bilemiyordum.
Ben kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
Ağlamaktan nefesimin kesildiğini hissettiğimde aynı anda kasıklarıma bir ağrı vurmuştu. Hiç dinlenmeden Zayn'in başında beklemek için kalkmıştım.
Karnımda hissettiğim keskin ağrıyla gözlerimi yumdum. Doktorla konuştuğumda bu ağrıların birkaç gün süreceğini söylemişti, dayanmaya çalışacaktım.
Burada böyle, tek başıma otururken bebeğimi hissetmek iyi geliyordu. O benim yanımdaydı, bana destek oluyordu. Anneliği hissetmeye bile başlamıştım.
Ama o gitmişti..
Zayn'i görmek istiyordum.
Yanına gidip konuşmaya ihtiyacım vardı. Beni duyamazdı ama yine de en azından içimi dökerdim. Konuşacak kimsem yoktu, yalnızlıktan kalbim acıyordu.
Göz yaşlarım acı bir şekilde yanaklarımı yakarken abimin odasına doğru yürüdüm. İçeri girmeme sadece o izin verebilirdi..
Odasını tıklatıp içeri girince hemen ayağa kalktı. "Lia?"
Karşıma geçip elimi tuttu. "Abi müsait misin?"
"Evet, söyle."
"Ben..Zayn'i görmek istiyorum. Yardım eder misin?"
Onunla iletişimde olmama kızdığını ve istemediğini biliyordum, gözlerini devirerek de bunu belli etmişti. Ama zaten daha çok yeni bir kayıp yaşadığım ve acı çektiğimi de bildiği için bir şey söylemedi.
"Ama-"
"Söz veriyorum, beş dakika sadece."
Omuzumu sıvazladı. "Tamam, gel."
Birkaç dakika içinde odasına girebildiğimde göz yaşlarımı durdurmaya çalışıyordum.
Düzenli nefes alıp veriyordu. Göğsü inip kalkarken öylece yatıyor, hareket etmiyor ve ağzına takılı şeyden nefeslenmeye çalışıyordu.
Kenarda duran sandalyeyi yatağın yanına çekip oturdum.
Konuşmaya ihtiyacım vardı.
"Zayn."
Eline uzanmaya çalıştım.
Sıcacık elleri beni tuttuğunda hep içim ısınırdı. Heyecanlanırdım ve güvende hisserdim.
Ama şimdi soğuklardı.
"Umarım uyanırsın Zayn."
Ağlamayacaktım. Sakin olmalıydım, ağlamamalıydım. Dişlerimi sıkıp kendimi tutmaya çalışırken istemsizce yaşlar akıyordu.
"Uyan lütfen. Ben..Vicdan azabından ölüyorum."
Başımı eğdim, elimi elinden çektim ve kucağıma koydum.
"Burada böyle senin için dua edeceğimi hiç düşünmezdim. Ama lütfen uyan artık."
Başımı tavana kaldırıp yutkundum.
Tanrım, lütfen uyansın.
"Duygularımı kontrol edemiyorum. İstemeden söyledim, seni bu hale sokmak istemedim Zayn."
"Çok pişmanım. Yemin ederim çok pişmanım."
"Zayn, hiçbirini kalpten söylemedim."
Elimi kalbime götürdüm. Acıyordu.
"Hiçbirini içimden gelerek söylemedim."
"Çok acı içindeydim. Ölüyorum sandım, canım çok yanıyordu. Hırsımı senden almak istedim, çünkü öylesi kolayıma gelmişti belki de."
Bakışlarımı tavandan alıp yere indirdim, sonra yatakta yatan bedenine dönerken-
Zayn?!
Açık gözleriye gözlerim buluştuğu an şaşkınlıkta ağzım açıldı.
"Zayn!"
Uyanmış!
Yerimden fırladım, göz yaşlarımı silerken ister istemez gülümsedim.
"Şükürler olsun Zayn, uyandın!"
Tepkisizce bana bakıyordu. Ağzındaki şeyle oynadı ama ben zıplamak üzereydim. Kendimi tutmayıp ona sarıldığımda kırkırdamıştım.
Acıyla inlediğini duyunca panikleyip geri çekildim. "Ay!"
Canını yakmıştım sanırım. "Acıttım değil mi? Özür dilerim."
Konuşmak istiyordu sanırım ve bu yüzden oksijen maskesini çıkmak istedi.
Baygın bakışlarından ne kadar halsiz olduğunu anlamıştım. "Dur, yorma kendini. Ben doktoru çağırayım."
Sevinçten zıplaya zıplaya odasından çıktım ve abimi bulmaya çalıştım. Doktoruna da haber verdim ve onlar da Zayn'i kontrol etmeye gitmişlerdi.
Ben de o sırada Khai'yi aradım. Koşa koşa bahçeye bakındım. Hastanenin arka bahçesinde onu ararken sonunda görmüştüm.
"Khai!"
Hızla yanına gittim. "Baban uyandı!"
"Ne?!"
Sevinçten güldü ve panikle boynuma atladı. "Ciddi misin Lia?!"
"Evet! Şimdi kontrol ediyorlar. Hadi gidelim yanına."
İkimiz de mutluluktan ağlıyorduk. Abimle diğer doktor içerdeyken biz Khai ile camdan onlara bakıyorduk. Zayn cama doğru baktığında bizi görmüştü, Khai heyecanla el salladığında Zayn de onu görünce gülümsemişti ve yavaşça elini kaldırıp salladı.
Oda sonunda boşaldığında Khai koşarak içeri girdi ve babasına sarıldı.
"Baba!"
"Ya-yavaş. Khai-"
Soluk soluğa konuştuğunda zorlandığını fark etmiştim.
Sonra bana baktı, ama kızına baktığı gibi değildi.
Kolunu Khai'ye sarıp saçlarını okşarken bana boş boş baktı. Kızgın gibiydi. Ne?
Odanın köşesinde durmuş onları izlerken endişelenmiştim. Benimle konuşmayacak mıydı?
"Baba iyi misin?"
"İyiyim bebeğim. Ağlama."
"Ben sana bir şey olacak diye çok korktum."
Kızının elini tutup sıktı. "Çok iyiyim."
"Ama hastaymışsın-"
Zayn sinirle bana baktı. "Ben söylemedim." diye mırıldandım.
Sonra tekrar Khai'ye döndü.
Beni yok sayıyordu.
"Sana anlatacağım kızım tamam mı? Şimdi artık ağlama." Onun göz yaşlarını silip bana baktı.
"Geçmiş olsun Zayn." dedim çekinerek.
"Çıkar mısın Lia?"
Ne?
Çok utanmıştım.
Böyle bir şey beklemiyordum, çok şaşırmıştım. Beni neden istemiyordu?
"Ben-"
"Kızımla yalnız kalmak istiyorum." dedi omuzunda yatan kızına bakıp.
"Doğru düzgün babalık yapamadığım kızımla."
Söylediklerimi hatırlıyor.
Ama ben..
Dolan gözlerimle başımı eğdim ve yavaşça kapıyı açıp çıktım ve son kez ona baktım.
++++
ah lia ahh 🥺🥺
zaynasko
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro