Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

15.

lia: neden gelmedin adliyeye

lia: seni mi beklicem ben bi saat

zayn: sana gelmeyeceğimi söyledim

zayn: sen kafanda neler planlıyorsun?

lia: planını sikeyim başım belada işte görmüyor musun

lia: kurtulmam gerekiyor

zayn: ne yapacaksın

zayn: anlat

lia: anlatsam da anlamazsın

lia: senin kafan basmaz böyle şeylere

zayn: lan

lia: ben hukuki yollarla sizin hukuksuz işinizi temizleyeceğim

lia: salak herif sen de kurtulacaksın işte   (her ne kadar bunu istemesem de)

lia: umrumda değil keşke hapse girseydin de temelli kurtulsaydım senden

zayn: lia

lia: NE

zayn: NE YAPACAĞINI ANLATACAK MISIN

lia: ha

lia: ya bilsen nolur bilmesen nolur

zayn: bak sana silah meselesini anlattım diye beni köşeye sıkıştırmaya mı çalışıyorsun

lia: ben çalışmam yaparım

lia: istesem seni hapse de attırırdım ama kızına dua et

zayn: nasıl olacak o

zayn: en son böyle dediğinde adliyeden ağlayarak çıktın :D

lia: LAN PARÇALARIM SENİ

lia: BAK BİR DE BANA LAF SOKUYOR

lia: adi şerefsiz

lia: senden nefret ediyorum duydun mu senden nefret ediyorum

lia: keşke seni şöyle tokat manyağı yapsam bazen bunu çok istiyorum

lia: hatta her an da olabilir

zayn: bana karşı bu şiddet eylemlerini kaybettiğin davaya veriyorum

zayn: şimdi konumuza dönelim

zayn: neden avukatım olmak istiyorsun?

lia: çünkü beyinsiz herif

lia: yarın benimle geleceksin ve biz John'u polise şikayet edeceğiz

lia: adam öldürdüğü için

lia: böylelikle onu hapse attıracağım

lia: hem ben kurtulacağım hem cezasını çekecek hem de sen kurtulucaksin

lia: sende buna şahit olduğunu söyleyip ifade vereceksin

lia: ben de gidip orada olan başka şahitlerle konuşacağım ve ifadeleri alınacak

zayn: sen salak mısın

zayn: ne dediğinin farkında mısın

lia: sensin salak

zayn: adamı benim silahımla öldürdü bir de gidip kendime kelepçe takayım mı

lia: silahın senin olması bir şeyi değiştirmez

zayn: nasıl

lia: yarın karakoldan sonra John'nun ofisine gideceğiz

lia: silahı nereye sakladıysa bulup alacağım

zayn: ne

zayn: ne diyo bu ya

lia: 🙄🙄🙄

lia: tamam korkuyorsan ben tek gider alırım

lia: sadece polise ifade ver yeter

zayn: lia

lia: kes kes kes

lia: son sözü söyledim bitti

lia: sabah seni aradığım zaman çıkarsın evden

+

Arabamı park ettim ve Zayn'in evine baktım.

Aptal herif, beni peşinde koşturuyordu.

Arabadan inip kapısına yürüdüm ve zili çaldım. Sinirle dizimi sallarken kapıyı açtığı an ona tokat atacağımı kendime hatırlattım.

Fakat kapıyı Khai açtığı an sinirli suratımı yumuşattım ve sahteden güldüm.

"Merbaba, hoşgeldin!" deyip bana sarıldı.

"Selam." dedim ve kollarımı ona sardım.

"Baban evde mi?"

"Evet-"

Khai tam arkasını döndüğünde Zayn gelmişti. Göz göze geldiğimiz an o zaten anlamıştı.

"Khai sen geç içeri ben geliyorum."

Kızının yanağını okşayıp onu gönderdikten sonra pervaza yaslanıp bana döndü.

"Lia-"

Yüzüne bir tokat attım.

"Sana beni bekletme dedim."

"Şu şiddet eylemlerini bıraksan mı artık?! Sabrım taşıyor çünkü!"

"Sabrını sikerler."

"Lia!"

"Başım belada! Hemde senin yüzünden. Kurtulmam lazım diyorum, senin hala sikinde değil. Madem bir faydan olmayacak neden oyalıyorsun beni?!"

Sinirden gözlerim dolmuştu artık.

Ona olan bütün nefretime ve kırgınlığıma rağmen sırf iş için kendimi tuttum ve sakin kalmaya çalıştım.

Ama o, bana bunu bile çok görmüştü.

"Yine yarı yolda bıraktın..Sağ ol ya."

Bana yardım edeceğini söylemesine rağmen gelmemişti.

Kırgınlıkla omuzlarımı indirdim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Ağlamayacağım.

"Lia dur."

Peşimden gelip kolumu tuttuğunda durup döndüm.

"Seni yarı yolda bırakmadım."

Cevap vermedim.

"Düşünmeden hareket ediyorsun." dedi sakinlikle.

Hep böyle yapardı. Ben ne zaman böyle yükselsem, kızsam o sakin kalıp beni yatıştırırdı.

"Lia, eğer cinayetle ilgili dava açarsak bu işin dönüşü olmaz. John ikimize de dünyayı dar eder."

"Korkuyor musun ondan?!" dedim kışkırtmak için.

O ise sakinliğini bozmadı. "Evet."

Verdiği cevaba çok şaşırmıştım. "Kendim için değil, kızım için korkuyorum. Bir adım atarken artık onu da düşünmek zorundayım. Zaten hapse girip çıktığımda çok yıprandı. Daha fazla korksun istemiyorum."

Ağlama dürtüm beni bastırırken kendimi tuttum.

"Çok tehlikeli bir işe kalkışıyorsun, yapma."

"Peki. Anladım. Benim sana ihtiyacım yok. Kendi işimi kendim hallederim."

"Hayır! Dinle beni."

"Ben duyacağımı duydum Zayn."

"Yeter Lia!"

Birden bire bağırınca yerimden sıçradım.

"Beni dinleyeceksin. Konuşmamız gerekiyor. Ağzımdan bir sürü laf alıp da kendi başıma yapacağım diyemezsin."

Neden kızmıştı ki?

Kaşlarını çatıp gözlerini üstüme diktiğinde gerçekten kızdığını görmüştüm. Bu yüzden biraz geri çekildim ve cevap vermedim.

Ben de ona aynı öfkeyle baktığımda sonunda sakinleşen o olmuştu.

"Lütfen içeri geç ve konuşalım. Madem avukatım olacaksın, birlikte hareket edeceğiz. Başına buyruk davranamazsın."

Parmağını bana sallayarak konuştuğunda eline vurdum ve eve yürüdüm. Zayn de peşimden gelip kapıyı kapattı.

Biz böyle sinirle eve girdiğimizde, masada kahvaltısını yapan Khai merakla bize baktı.

"Ne oldu size?" diye sordu.

"Gelsene Lia, kahvaltı yapıyorduk." dedi Zayn.

"Bok ye." dedim ağzımı oynatarak.

Zayn yine sinirlenmişti.

Hala kahvaltı diyordu.

"Ben tokum." diye cevap verdim. "Hem kahvaltı yapacak vaktimiz yok." dedim.

"Değil mi Zayn?"

"Khai, bizim işimiz var. Kendin gidersin değil mi?"

"Tabii giderim."

İkisi birbirine sarıldılar ve Zayn onu alnından öptü. "O zaman sana iyi dersler. Akşam görüşürüz."

"Görüşürüz baba..Ve Lia." dedi bana dönüp.

Sadece gülümsedim.

Khai montunu giyindi ve çantasını da alıp çıktı.

Zayn ile bu evde başbaşa olmak beni çok germişti.

"Otursana, sana kahve yapayım."

"Kahveni al kendine sok! Hala kahve diyor ya."

Zayn hafif bir gülümsemeyle bana yaklaştığında bir tuhaf olmuştu. "Ne gülüyorsun?!"

"Hala aynısın." dedi yüzümü incelerken.

"Sinirlenince çocuk gibi kaşlarını çatıyorsun." Bana doğru bir attı.

"Kızdığında yanakların kızarıyor."

Yutkundum. O ise bir adım daha attı.

"Sabretmek için ellerini sıkıp yumruk yapıyorsun-"

"O yumruğu sana geçirmek istediğimi de biliyor musun?!" dediğimde kendini tutmayıp güldü.

"Gerçekten büyümüşsün Lia."

"Ne?"

"Olgunlaşmışsın. Bak, ciddiyim. Büyümüşsün, daha olgun olmuşsun ve," Bana yaklaşıp önüme düşen saçı geriye attı. 

Bana dokunmasını özlemiştim.

Donup kalmıştım ama bir şey yapmam gerekiyordu.

Kısa bir anlığına gözlerimi açıp kapattım.  "Ve cesaretin beni gerçekten kendine hayran bırakıyor. Çok cesursun."

Hareket edemiyordum. Etrafımı sanki sarmış ve ben kımıldayamadım. Bana böyle yakın olması kalp atışımı hızlandırmıştı.

"Başına buyruksun, kimse sana karışsın istemiyorsun. Ama bu işler öyle filmlerde gözüktüğü gibi değil."

Sinirle onu ittim ve geri gittim.

"Hah, nasılmış?"

"Biz gerçekten bir hayat yaşıyoruz Lia. Ofisini darmadağın etmiş, evine gelen kuryeyi takip etmiş ve sen hala bu adamın neler yapabileceğini görmüyor musun?"

Dolan gözlerimle ona baktım.

"Tamam. Anlıyorum, konuştuklarımız hatta senden yardım istemem de saçmalıktı. Ben kendi işimi kendim halledeceğim."

"Hayır."

"Ne hayır?"

Gözlerinin içine bakarken bana tek bir şey dedi.

"Ben  bugün bu işi halledeceğim. John bir daha asla sana ulaşamayacak. Bu dava saçmalığı da bitecek ve ikimiz de normal hayatımıza döneceğiz."

"Nasıl olacakmış o?"

"İşte o kısmına sen karışmayacaksın. Eğer, yok ben karışmadan duramam dersen kendin bilirsin. Ben yokum."

Böyle söyleyince sanki ben zorla ondan bir şey istiyormuşum gibi gelmişti. Halbuki başıma açtığı belayı bitirsin istiyordum.

Başka türlü onunla işim olmazdı zaten.

"Sana güvenmiyorum." dedim dolan gözlerimle.

O beni ona mecburmuşum gibi gösteremezdi. Bu zamana kadar yanımda o yoktu ve ben kendi başımın çaresine kendim bakmıştım. Şimdi de aynısını yapabilirdim.

"Sana güvenmiyorum ve şu andan itibaren iş ilişkimiz de bitti."

"Ne?"

"Eğer bana anlattıklarının başına bela olacağını düşünüyorsan, beni hiç ilgilendirmiyor eskiden yediğin pislikler."

Bir nefes alıp devam ettim. "Ben kendi yöntemlerimle kendi başımın çaresine bakacağım."

"Lia-"

"Bir ay öncesine dönüyoruz ve altı yıldır olan mesafemize devam ediyoruz. Duydun mu? Eğer bana tek bir mesaj daha atarsan, taciz suçundan seni polise şikayet ederim."

Hiçbir şey diyemedi. "Sadece başına bela almanı istemiyorum."

"Bu da seni hiç ilgilendirmez. " diye kestim sözünü.

"Sen yoluna, ben yoluma. Beni terk ettiğin gün nasıl arkana bakmadıysan şimdi de arkana bakma ve bir daha beni arama."

Onu salonun ortasında bırakıp kapıyı çekip çıktım.

Bu son konuşmamızdı.

Bitti.

+++

arkadaşlar lia bu ilişkinin patronu değil ağası olmuş ŞFÜWİAŞDĞSÇDMFMXÖCSWİDİ



💕💕

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro