15.
lia: neden gelmedin adliyeye
lia: seni mi beklicem ben bi saat
zayn: sana gelmeyeceğimi söyledim
zayn: sen kafanda neler planlıyorsun?
lia: planını sikeyim başım belada işte görmüyor musun
lia: kurtulmam gerekiyor
zayn: ne yapacaksın
zayn: anlat
lia: anlatsam da anlamazsın
lia: senin kafan basmaz böyle şeylere
zayn: lan
lia: ben hukuki yollarla sizin hukuksuz işinizi temizleyeceğim
lia: salak herif sen de kurtulacaksın işte (her ne kadar bunu istemesem de)
lia: umrumda değil keşke hapse girseydin de temelli kurtulsaydım senden
zayn: lia
lia: NE
zayn: NE YAPACAĞINI ANLATACAK MISIN
lia: ha
lia: ya bilsen nolur bilmesen nolur
zayn: bak sana silah meselesini anlattım diye beni köşeye sıkıştırmaya mı çalışıyorsun
lia: ben çalışmam yaparım
lia: istesem seni hapse de attırırdım ama kızına dua et
zayn: nasıl olacak o
zayn: en son böyle dediğinde adliyeden ağlayarak çıktın :D
lia: LAN PARÇALARIM SENİ
lia: BAK BİR DE BANA LAF SOKUYOR
lia: adi şerefsiz
lia: senden nefret ediyorum duydun mu senden nefret ediyorum
lia: keşke seni şöyle tokat manyağı yapsam bazen bunu çok istiyorum
lia: hatta her an da olabilir
zayn: bana karşı bu şiddet eylemlerini kaybettiğin davaya veriyorum
zayn: şimdi konumuza dönelim
zayn: neden avukatım olmak istiyorsun?
lia: çünkü beyinsiz herif
lia: yarın benimle geleceksin ve biz John'u polise şikayet edeceğiz
lia: adam öldürdüğü için
lia: böylelikle onu hapse attıracağım
lia: hem ben kurtulacağım hem cezasını çekecek hem de sen kurtulucaksin
lia: sende buna şahit olduğunu söyleyip ifade vereceksin
lia: ben de gidip orada olan başka şahitlerle konuşacağım ve ifadeleri alınacak
zayn: sen salak mısın
zayn: ne dediğinin farkında mısın
lia: sensin salak
zayn: adamı benim silahımla öldürdü bir de gidip kendime kelepçe takayım mı
lia: silahın senin olması bir şeyi değiştirmez
zayn: nasıl
lia: yarın karakoldan sonra John'nun ofisine gideceğiz
lia: silahı nereye sakladıysa bulup alacağım
zayn: ne
zayn: ne diyo bu ya
lia: 🙄🙄🙄
lia: tamam korkuyorsan ben tek gider alırım
lia: sadece polise ifade ver yeter
zayn: lia
lia: kes kes kes
lia: son sözü söyledim bitti
lia: sabah seni aradığım zaman çıkarsın evden
+
Arabamı park ettim ve Zayn'in evine baktım.
Aptal herif, beni peşinde koşturuyordu.
Arabadan inip kapısına yürüdüm ve zili çaldım. Sinirle dizimi sallarken kapıyı açtığı an ona tokat atacağımı kendime hatırlattım.
Fakat kapıyı Khai açtığı an sinirli suratımı yumuşattım ve sahteden güldüm.
"Merbaba, hoşgeldin!" deyip bana sarıldı.
"Selam." dedim ve kollarımı ona sardım.
"Baban evde mi?"
"Evet-"
Khai tam arkasını döndüğünde Zayn gelmişti. Göz göze geldiğimiz an o zaten anlamıştı.
"Khai sen geç içeri ben geliyorum."
Kızının yanağını okşayıp onu gönderdikten sonra pervaza yaslanıp bana döndü.
"Lia-"
Yüzüne bir tokat attım.
"Sana beni bekletme dedim."
"Şu şiddet eylemlerini bıraksan mı artık?! Sabrım taşıyor çünkü!"
"Sabrını sikerler."
"Lia!"
"Başım belada! Hemde senin yüzünden. Kurtulmam lazım diyorum, senin hala sikinde değil. Madem bir faydan olmayacak neden oyalıyorsun beni?!"
Sinirden gözlerim dolmuştu artık.
Ona olan bütün nefretime ve kırgınlığıma rağmen sırf iş için kendimi tuttum ve sakin kalmaya çalıştım.
Ama o, bana bunu bile çok görmüştü.
"Yine yarı yolda bıraktın..Sağ ol ya."
Bana yardım edeceğini söylemesine rağmen gelmemişti.
Kırgınlıkla omuzlarımı indirdim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.
Ağlamayacağım.
"Lia dur."
Peşimden gelip kolumu tuttuğunda durup döndüm.
"Seni yarı yolda bırakmadım."
Cevap vermedim.
"Düşünmeden hareket ediyorsun." dedi sakinlikle.
Hep böyle yapardı. Ben ne zaman böyle yükselsem, kızsam o sakin kalıp beni yatıştırırdı.
"Lia, eğer cinayetle ilgili dava açarsak bu işin dönüşü olmaz. John ikimize de dünyayı dar eder."
"Korkuyor musun ondan?!" dedim kışkırtmak için.
O ise sakinliğini bozmadı. "Evet."
Verdiği cevaba çok şaşırmıştım. "Kendim için değil, kızım için korkuyorum. Bir adım atarken artık onu da düşünmek zorundayım. Zaten hapse girip çıktığımda çok yıprandı. Daha fazla korksun istemiyorum."
Ağlama dürtüm beni bastırırken kendimi tuttum.
"Çok tehlikeli bir işe kalkışıyorsun, yapma."
"Peki. Anladım. Benim sana ihtiyacım yok. Kendi işimi kendim hallederim."
"Hayır! Dinle beni."
"Ben duyacağımı duydum Zayn."
"Yeter Lia!"
Birden bire bağırınca yerimden sıçradım.
"Beni dinleyeceksin. Konuşmamız gerekiyor. Ağzımdan bir sürü laf alıp da kendi başıma yapacağım diyemezsin."
Neden kızmıştı ki?
Kaşlarını çatıp gözlerini üstüme diktiğinde gerçekten kızdığını görmüştüm. Bu yüzden biraz geri çekildim ve cevap vermedim.
Ben de ona aynı öfkeyle baktığımda sonunda sakinleşen o olmuştu.
"Lütfen içeri geç ve konuşalım. Madem avukatım olacaksın, birlikte hareket edeceğiz. Başına buyruk davranamazsın."
Parmağını bana sallayarak konuştuğunda eline vurdum ve eve yürüdüm. Zayn de peşimden gelip kapıyı kapattı.
Biz böyle sinirle eve girdiğimizde, masada kahvaltısını yapan Khai merakla bize baktı.
"Ne oldu size?" diye sordu.
"Gelsene Lia, kahvaltı yapıyorduk." dedi Zayn.
"Bok ye." dedim ağzımı oynatarak.
Zayn yine sinirlenmişti.
Hala kahvaltı diyordu.
"Ben tokum." diye cevap verdim. "Hem kahvaltı yapacak vaktimiz yok." dedim.
"Değil mi Zayn?"
"Khai, bizim işimiz var. Kendin gidersin değil mi?"
"Tabii giderim."
İkisi birbirine sarıldılar ve Zayn onu alnından öptü. "O zaman sana iyi dersler. Akşam görüşürüz."
"Görüşürüz baba..Ve Lia." dedi bana dönüp.
Sadece gülümsedim.
Khai montunu giyindi ve çantasını da alıp çıktı.
Zayn ile bu evde başbaşa olmak beni çok germişti.
"Otursana, sana kahve yapayım."
"Kahveni al kendine sok! Hala kahve diyor ya."
Zayn hafif bir gülümsemeyle bana yaklaştığında bir tuhaf olmuştu. "Ne gülüyorsun?!"
"Hala aynısın." dedi yüzümü incelerken.
"Sinirlenince çocuk gibi kaşlarını çatıyorsun." Bana doğru bir attı.
"Kızdığında yanakların kızarıyor."
Yutkundum. O ise bir adım daha attı.
"Sabretmek için ellerini sıkıp yumruk yapıyorsun-"
"O yumruğu sana geçirmek istediğimi de biliyor musun?!" dediğimde kendini tutmayıp güldü.
"Gerçekten büyümüşsün Lia."
"Ne?"
"Olgunlaşmışsın. Bak, ciddiyim. Büyümüşsün, daha olgun olmuşsun ve," Bana yaklaşıp önüme düşen saçı geriye attı.
Bana dokunmasını özlemiştim.
Donup kalmıştım ama bir şey yapmam gerekiyordu.
Kısa bir anlığına gözlerimi açıp kapattım. "Ve cesaretin beni gerçekten kendine hayran bırakıyor. Çok cesursun."
Hareket edemiyordum. Etrafımı sanki sarmış ve ben kımıldayamadım. Bana böyle yakın olması kalp atışımı hızlandırmıştı.
"Başına buyruksun, kimse sana karışsın istemiyorsun. Ama bu işler öyle filmlerde gözüktüğü gibi değil."
Sinirle onu ittim ve geri gittim.
"Hah, nasılmış?"
"Biz gerçekten bir hayat yaşıyoruz Lia. Ofisini darmadağın etmiş, evine gelen kuryeyi takip etmiş ve sen hala bu adamın neler yapabileceğini görmüyor musun?"
Dolan gözlerimle ona baktım.
"Tamam. Anlıyorum, konuştuklarımız hatta senden yardım istemem de saçmalıktı. Ben kendi işimi kendim halledeceğim."
"Hayır."
"Ne hayır?"
Gözlerinin içine bakarken bana tek bir şey dedi.
"Ben bugün bu işi halledeceğim. John bir daha asla sana ulaşamayacak. Bu dava saçmalığı da bitecek ve ikimiz de normal hayatımıza döneceğiz."
"Nasıl olacakmış o?"
"İşte o kısmına sen karışmayacaksın. Eğer, yok ben karışmadan duramam dersen kendin bilirsin. Ben yokum."
Böyle söyleyince sanki ben zorla ondan bir şey istiyormuşum gibi gelmişti. Halbuki başıma açtığı belayı bitirsin istiyordum.
Başka türlü onunla işim olmazdı zaten.
"Sana güvenmiyorum." dedim dolan gözlerimle.
O beni ona mecburmuşum gibi gösteremezdi. Bu zamana kadar yanımda o yoktu ve ben kendi başımın çaresine kendim bakmıştım. Şimdi de aynısını yapabilirdim.
"Sana güvenmiyorum ve şu andan itibaren iş ilişkimiz de bitti."
"Ne?"
"Eğer bana anlattıklarının başına bela olacağını düşünüyorsan, beni hiç ilgilendirmiyor eskiden yediğin pislikler."
Bir nefes alıp devam ettim. "Ben kendi yöntemlerimle kendi başımın çaresine bakacağım."
"Lia-"
"Bir ay öncesine dönüyoruz ve altı yıldır olan mesafemize devam ediyoruz. Duydun mu? Eğer bana tek bir mesaj daha atarsan, taciz suçundan seni polise şikayet ederim."
Hiçbir şey diyemedi. "Sadece başına bela almanı istemiyorum."
"Bu da seni hiç ilgilendirmez. " diye kestim sözünü.
"Sen yoluna, ben yoluma. Beni terk ettiğin gün nasıl arkana bakmadıysan şimdi de arkana bakma ve bir daha beni arama."
Onu salonun ortasında bırakıp kapıyı çekip çıktım.
Bu son konuşmamızdı.
Bitti.
+++
arkadaşlar lia bu ilişkinin patronu değil ağası olmuş ŞFÜWİAŞDĞSÇDMFMXÖCSWİDİ
💕💕
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro