Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ᚑÖzel Bölüm 6ᚑ

Kim Hyerin'in aileye katılmasının arkasında üzücü bir hikaye vardı. Minik kız daha doğmadan babasını, dünyaya gözlerini açtığı gün de annesi kaybetmişti. Etrafında olup biten hiçbir şeyden haberdar olmasa da hissetmiş gibi günlerce ağlamış, sonra kendini bu sıcacık evde bulmuştu.

Hyerin'in annesi, Taehyung'un yakın bir arkadaşıydı. Bir adama aşık olmuş, daha sonra onun tarafından trajik bir şekilde terk edilmişti. İntihar etmek istemişti ama karnındaki emanet buna izin vermiyordu. Doktor safkan alfa hamileliğinin teklikeli olduğunu defalarca kez söylese de alfa kadın bunların hiçbirini umursamadı. Zaten amacı ölmekti, bebeği aldırsa ne geçecekti eline? İntihar etmek için seçtiği kolay bir yoldu bu doğum.

Ama minik bebek için tek zor olan dünyaya tek başına terk edilmek değildi. Yeni evine, manevi babasının kucağında geldiği ilk gün de oldukça zorluydu.

Son zamanlarda eve sürekli geç gelen ve kendisiyle ilgilenmeyen eşi Jungkook'un aklında acabalar olurşurmuştu. "Acaba?" diyordu "Acaba beni aldatıyor mu?"

Sarışın kendisinden habersiz, kucağında bir bebekle eve döndüğünde ise biriktirdiği öfkeyi içinde tutamamış, onu terk etmeye kalkmıştı. Taehyung'un o durumda her şeyi açıklaması güç olmuştu. Ama teker teker gerçekleri anlattığında Jungkook da yumuşamış, zavallı küçük bebeği kucağına alıp göğsüne yatırmıştı. O da Taehyung gibi bebeğe sahip çıkmak istedi.

Ve o günün üzerinden tam üç yıl geçti. Minik Hyerin bugün üç yaşına giriyordu ve hamile alfa babası kocaman göbeğine rağmen onun için düzenledikleri partinin hazırlıklarını tamamlamaya uğraşıyordu. Kendisi ise bunları hiç umursamıyor, oyuncaklarıyla oynamaya devam ediyordu.

Kapı çaldığı anda siyah saçlı "Taehyung!" diyerek balonları şişirmeye uğraşan eşine seslenmiş, pastanın mumlarını hazırlamaya devam etmişti. Sarışın olan ise mesajı anında anlamış, kapıya bakmak için ayaklanmıştı.

İlk gelenler annesi ve Heena'ydı. Onlar daha çok hazırlıklara yardım etmek için buradaydı çünkü bugün için birçok kişi davet edilmişti. Damadının hamile olduğunu bilen koca yürekli kaynana ise fazla yorulmasını kesinlikle istemiyordu.

Masanın hazırlıklarını çoktan tamamlayan Jungkook son olarak kocaman pastayı ortadaki boşluğa yerleştirdi ve "Burada işimiz tamam!" dedi heyecanla.

Tam o esnada gözleri kocaman açılmış, eli birden karnına gitmişti. Ondaki garipliği fark eden Taehyung ise balonları bir kenara attığı gibi eşinin yanına koşmuştu.

"Jungkook iyi misin?" dedi şoka girmiş gibi donakalan siyah saçlıyı dirseklerinden tutarken. Jungkook yavaş yavaş aşağı baktı, ardından hayret edilecek bir sakinlikle "Doğuruyorum." dedi.

Tabi bu kelimenin ortalığı ateşe vermesi saniyeler almıştı. Taehyung eşinin paçalarından akan sıvıyı fark eder etmez suyunun geldiğini anlamış, siyah saçlıyı kucakladığı gibi annesiyle birlikte hastanenin yolunu tutmuştu. Bundan sonra doğum günlerini kardeşiyle paylaşmak  zorunda olan Hyerin'i ise halasına emanet etmişlerdi.

Ve Taehyung'a hayatının en stresli geçen anını sorsalar, şüphe etmeden o anı anlatırdı. Yani eşi doğumhaneye acı çığlıklarını bırakırken elinden tutarak bebeklerinin dünyaya gelmesini beklediği anı.

"Derin nefes alıp verin." Jungkook doktorun talimatlarına uymaya çalışırken oldukça zorlanıyor, hissettiği ağrı yüzünde içinden küfürler savuruyordu. Ama bebeği şu an dünyaya en yakın yerdeydi ve bu şiddet dolu küfürleri duymasını kesinlikle istemiyordu.

Kendisi öleceğini düşündürecek kadar büyük bir acıyla baş etmeye çalışırken yanında Taehyung da "Tamam Jungkook, ben buradayım. Tamam." diye bir şeyler geveleyip duruyordu ve acılar içinde kıvranan siyah saçlıyı daha da delirtiyordu.

"Görüyorum, aptal!" diye çemkirdi en sonunda alnından terler dökülen alfa. "Kapa şu çeneni artık!"

Sarışın olan doğumhaneye girdiklerinden beri sanki doğuracak kişi kendisiymiş gibi telaşlıydı. Tuttuğu nefesini doktorun Jungkook'a ithafen söylediği nefes al uyarılarıyla bırakıyor, her ıkın kelimesini duyduğunda tüm vücudunu kasıyordu ve şimdiden üç kilo vermişti.

Tam o esnada doktor bir kez daha "Ikının." demişti ve tek kelime söylemeye mecali kalmayan Jungkook son gücüyle bu emri yerine getirmişti. Yüzü kıpkırmızıydı ve alnındaki damarlar ortaya çıkmıştı. Tuttuğu, eşine ait eli öyle bir sıkıyordu ki Taehyung da onun çektiği acının en az üçte birini çekiyordu.

Elinden geldiği kadar ıkınan ve tekrar nefes nefese kalan küçüğünün alnına yapışan saç tellerini geriye doğru taradı ve biraz olsun ferahlamasını sağladı. Onun hamilelik nazlarını çekmeyi bile bu şekilde acılar içinde kıvrandığını görmeye yeğlerdi. Çektiği acıyı kendisine ait kılmayı ve onu bu dertten kurtarmayı çok istiyordu ama malesef mümkün değildi.

Bu, on beş dakika böyle sürdü ve her dakika bir ömür gibi geldi. Taehyung o andan sonra bir daha çocuk yapmama kararı aldı. Ama bu karar doğumhanede küçük bebeğin ağlama sesleri yankılanana kadar sürmüştü çünkü Taehyung baba olduğunun ancak o an farkına varmıştı.

"Tebrikler, bir oğlunuz oldu." dedi doktor. Ağlayan küçük bebek hemşireler tarafından Taehyung'un kucağına verilirken Jungkook cinsiyetini ilk defa duyduğu bebeğinin sonunda sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesiyle rahatlamış, uzandığı yerde nefes nefese kalmıştı.

Cinsiyetini en başta öğrenmek istemeyen oydu. Taehyung da eşinin bu kararına saygı duymuştu çünkü onun için sağlıklı olduğunu bilmesi yeterliydi. Ve şu anda da hiçbir şey bebeğini kucağına almış olmasından daha önemliymiş gibi gelmiyordu.

"Bebeğimize bak Jungkook." dedi Taehyung hastane örtüsüne sarılmış bebeği eşine gösterirken. "Güzelliğini senden almış."

Jungkook kollarını ona doğru uzatarak bebeğini istedi. Taehyung anında minicik, narin bebeği eşinin kucağına bıraktı.

Islak kirpikleri ardından kucağına geldiği anda susan minik bebeğe bakarken dayanamamış, burnunu onun hassas tenine sürterek kokusunu içine çekmişti. "Çok güzel kokuyor." dedi örtüden çıkan minik elleri parmağıyla okşarken. "Cennet gibi..."

Taehyung uzanıp eşinin terden ıslanmış saçlarını öptü. "Çünkü sen cennetsin ve o cennetten kopup geldi."

Uzun yazmaya alışınca kısa yazamadım bir an.

100K ve hâlâ ne bulduğunuzu anlamadığım bu ficle rekorumuzu kırmış olduk.

Eğer yukarıya "Jungkook bu çocuğu götünden mi çıkarıyor? Nereden çıkarıyor? Götünden çıktı, bok kokuyordur." gibi yorumlar bıraktıysanız ben görmeden siliyorsunuz hadi bakalım.

Son bir özel bölüm daha olacak ardından tamamen bitiyor Errorist. Bu yüzden kendinize iyi bakın~

-Bunny 🐰

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro