Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

mesafe


Gökmen'den...

Sabah işim olduğu için evden erken çıkmıştım. Annem bir iki saat sonra arayıp Duru'nun gelmediğini söyledi. Haber de vermediği için içim sıkılmıştı? Aradığımda telefonu kapalıydı ona ulaşamıyordum. Ezgi'yi aradım, bir kaç gündür görüşmediğini söyledi. Haberi yoktu. Daha da meraklanmış arabamı evine doğru sürmüştüm. Eve yaklaştıkça içimdeki sıkıntı gittikçe büyüyordu. Kendine bir şey yapmayacak kadar güçlü bir kız olduğunu biliyordum. Zaten ortada öyle bir sebep de yoktu ama yine de endişelenmekten vazgeçemiyordum.

Eve gittiğimde evin kapısının hafif aralık olduğunu gördüm.   Duru kapıyı açık bırakacak kadar dikkatsiz biri değildi. Belki hırsız girmişti. Ya ona zarar verdiyse! Düşüncesi bile  korkunçtu.
Temkinli olmak da yarar vardı.
Yavaş adımlarla eve girerken bir yandanda gözlerim etrafa kayıyordu.
Evin içi iyice soğumuştu. Duru'un sesi salondan geliyordu. Ağlıyordu. Ya ona biri ona bir şey yapmışsa hangi delikteyse onu bulup çıkaracak mahvedecektim.
Hızlıca salona girip yanına gittim.
Duru kırmızı koltulta oturmuş ayaklarını kendine çekmişti. Yanına eğilip kollarından kavradım.

"İyi misin? " Duru kızarmış bakışlarını bana çevirdi. Bir süre boş gözlerle bakıp sıkıca bana sarıldı. Duru'ya sıkıca sarılıp bir sebebini sormadan kollarımda ağlamasına izin verdim. Ne kadar zaman bilmiyorum ama kucağımda uykuya dalana kadar ağlamıştı. Ağlamasının sebebini bilmiyordum. Biri ona zarar verme ihtimali beni çıldırtıyordu. Babası olduğunu zannetmiyordum babası o geceden sonra Duru'yu bir daha rahatsız etmemişti. Kim olabilirdi? Duru'yu koltuğa yatırıp üstünü örttüm. O sıra da Ezgi aradı. Duru'yu merak etmiş. İyi olduğunu biraz rahatsız olduğu için uykuya kaldığını söyledim. Gerçi Ezginin inandığından şüpheliydim.
Duru uyanana kadar baş ucunda bekledim solgun gözüküyordu. Tıpkı hastanede gördüğüm haline geri dönmüştü. Neydi buna sebep olan? Ne zaman her şey yolunda desem hep bir şeyler çıkıyordu. Bir süre sonra Duru gözlerini aralamıştı. Boş gözlerle bana bakıyordu. Ne oldu demeye cesaretim yoktu. Onun anlatmasını beklemeye karar verdim. Yattığı yerden doğrulup bana sarıldı.

"Beni hiç bırakma" derken sesi oldukça üzgün geliyordu. Buna sevinmem gerekirken bunu yapamıyordum. Bir şeyler beni huzursuz etmişti.

"Duru anlatmayacak mısın ne oldu? Duru benden uzaklaştı. Kızarmış gözlerle  bana bakarken " O geldi." Dedi. Sesi titriyordu.

Önce kimden bahsettğini anlamadım babasıdır diye düşündüm ama sonra gözlerimin içine öyle derin ve acı dolu baktı ki Yiğit olduğunu anlamam uzun sürmedi. Ne söyleyeceğimi bilememişdim. Bu durumda ne denirdi ki.

"Neden mutlu değilsin hep istediğin beklediğin o değil miydi?"
Neden öyle söyledim bilmiyodum belki de kıskançlık duygularım kabarmıştı. Yiğit'in Duru için ne kadar önemli olduğunu biliyordum onu unutmuş olsa şimdi bu halde olmazdı. Sanırım bu beni yaralıyordu.

"6 ay önce sorsaydın bu soruyu evet derdim ama şimdi vercek cevabım yok" dedi titrek sesiyle. Sonra bana Yiğit'in geldiğini ve neler olduğunu anlattı. Aslında şu an gerçekten ne diyeceğimi bilemiyordum. Ne bir psikolog olarak, nede onu seven biri olarak verecek bir cevap bulamıyordum. Geçmişi düşününce ne halde olduğu bizzat gördüm. Ne düşündüğünü tam olarak bilemesemde Yiğit'i ne kadar sevdiğini gözlerinde görmüştüm. Duru'nun bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyordum. Şu son bir kaç ayda geçirdiğimiz zaman bundan şüphem kalmamıştı. Bu bir hoşlantı hayranlık, bir minnettarlık olabilirdi ama bu aşk değildi. Kendisi de bu konuda beni defalarca uyarmıştı. Gerçi bunu benim sonunda üzülmemem için yaptığını biliyordum.Yiğit açısından düşününce onun içinde kolay olmadığına emindim. İnsanın sevdiğinden uzak olması ölüceğini ve sakat kalacağını düşünmesi, kolay değildi ama bu kararı Duru'ya bırakmış olsaydı. Şimdi çok mutlu olabilirlerdi. Şuan eminim Duru benimle Yiğit arasında sıkışmış hissdiyordur. Beni sevdiğinden tamamen emin olsaydım onu kimselerin almasına izin vermezdim. Duru kimseyi inciten bir kız değildi, bana beni bırakma dediği zaman bana haksızlık etmek istemediğini içindir. Belki de onların arasından çekilmek en iyisi olurdu.

Hava iyice kararmıştı ona baktığımda biraz kendine gelmişti daha iyi gözüküyordu. Gitmek için kalktığımda elimden tutup gitmeme izin vermedi.

"Sana ihtiyacım var"  Onun ihtiyacı olan şey yanlız kalıp ne yapması gerektiğine karar vermekti. Benle yada Yiğit'le farketmez sadece onun mutlu olmasını istiyordum. Bunun için sağlıklı karar alması lazımdı.

"Duru ne yaparsan yap, ne karar verirsen ver, her zaman yanında olacağım kendini bana mecbur hissetme. Eğer kalbin Yiğit'i affetmek istiyorsa , öyle yap ve mutlu ol. O da kolay şeyler yaşamamış anlattığına göre. Senin adına karar vermesi doğru değildi ama zamanı geri çeviremeyiz. Seni sevmeseydi kapına kadar gelip kovulmayı göze almazdı." Bunları söylediğime inanamıyordum kendi ellerimle onu Yiği'te veriyordum.

"Aşk bazen vazgeçmekmiş, bunu şimdi daha iyi anlıyorum " Anlına masum bir öpücük barakıp ve evden çıktım. Onun bana bir şey demesine fırsat vermedim. Duymak istemediğim cevaptan korktum. Belki de biraz uzaklaşmak iyi gelicekti. Aramıza sanırım mesafe koymalıydım.

******
Duru'dan...

Gitti,  o da beni bırakıp gitti.  O da beni istemedi. Ona ihtiyacım olduğunu söylediğim halde, beni kendi elleriyle Yiğit'e gönderdi. O da haklı benimle uğraşmaktan sıkılmıştır. Bende onun yerinde olsam belki de aynı şeyi yapardım. Ona umut vermeyen Yiğit'i sevdiğmi söyleyen bendim. Bencillik yapıp beni sevdiğini bile bile ona hakettiği sevgiyi gösteremedim. Onu ikilemde bırakan bendim. Onu hem öpüp hem de benden bir şey bekleme diyende bendim. Şimdi neden bu haldeydim o zaman. Hak ettiğimi yaşıyordum. Ezgi haklıydı ben Gökmen'i seviyordum. Bunu anlamak için onu kaybetme korkusuyla başbaşa kalınca anladım.

****

Bir kaç gün evden dışarıya çıkmamışdım. Berna teyzeye hasta olduğumu birkaç gün gelemeyeceğimi söyledim. Düşünüp bir karar vermeliydim. Artık hayatıma bir yön vermeliydim. Sürekli bu düşünceler beynimde dolanıp duruyordu. Gökmen'i Yiğit'i kafamda ve kalbimde bir yere oturttum. Belki Yiğit yüzünden çok üzülmüştüm ama karşıma Gökmen çıkmıştı. Bana kendi karanlığıma uzatan el olmuştu. Ona aşık değildim ama onu çok seviyordum annemin ,"sevgi aşktan önce gelir" dediği aklıma geldiğinde bu sözün ne kadar doğru olduğunu anladım.

Gökmen bana ulaşamayınca Ezgi'yi haberdar etmiş. Onlar da soluğu bende almışlardı. Önce onların merak dolu sorularına maruz kaldım. Sonra da Yiğit'le konuşmamızı Gökmen'in söylediklerini anlattım. Onlarında söyleyecek bir şeyleri yoktu bu durumda ne denilebilirdi ki. Daha önce haber vermediğim için azar işittim ve nekarar verirsen ver arkamda olucaklarını söylediler. Aslında ben kararımı çoktan vermiştim sadece bunun onun kabullenmesi kalmıştı. Gökmen bu zaman zarfında beni hiç aramadı. Bunu aklımı karıştımamak için yaptığını anlayabiliyordum ama şu bir kaç gün içinde onu ne kadar çok özlemiştim.

Bu yüzden artık daha fazla evde kalamazdım. İşe gitmeli ve onu görmeliydim. İşe gittiğimde Gökmen'le karşılaşmayıa umuyordum ama maalesef evde yoktu. Berna teyze sabah koşusuna çıktığını söyleyip meraklı gözlerini bana dikti.

"Kızım siz arkadaşsınız Gökmen'le bir probleminn var"dedi endişeyle.

"Onun için endişeleniyorum, uzun zamandır onu böyle görmemiştim. Aranızda bir şey mi geçti?  Morali bozuk, sesiz, bizimle de pek konuşmuyor" Kadına ne diyeceğimi bilemedim. Bu durumu nasıl anlatabilirdim ki?  Gülümsemeye çalışarak,

"Berna teyze sorun olsaydı işi bırakırdım. Hem kocaman insanlarız, sorun olsa bile konuşarak hallederiz " dedim ama gözlerimin açık bir şekilde yalan söylediği belliydi. Hiç bir zaman yalan söylemeyi beceremezdim. Berna teyze fazla üstelemedi. Bir süre sonra Gökmen içeri girdi. Oldukça mesafeli bir şekilde "hoşgeldin" deyip odasına çıktı. Bu biraz moralimi bozmuştu. Biraz değil aslında tamamen çökmüştüm. Gözlerimden yaş akmamıştı o kadar. Allahtan tüm sınavlar bitmiş rahattım ama bu yaşadıklarım benim için daha ayrı bir sınavdı. Sadece derslere katılmıyordum. Akşama kadar odadan hiç çıkmamıştı. Bende cesaret edip odasına gidememiştim.

Akşam Hayat geldiğinde geçmiş olsun deyip , karşıma geçmiş oturmuştu. Yüzüme bakıp bir şeyler arar gibiydi. Bu bakışlarından rahatsız olmuştum. Dayanamadı "ikizimle aranda ne geçti"dedi imalı bir şekilde.

"Hiç bir şey" deyip bakışlarımı kaçırdım.

"Sence ordan bakınca ben aptal mı gözüküyorum?"dedi gözlerini devirerek.

"Asla böyle bir şey düşünmedim"

"O zaman hemen anlatıyorsun yoksa tüm evi ayağa kaldırırım" derken kaşlarını çatmış sesini yükseltmiş,

"Sadece bana değil evdeki herkese anlatman gerekir " diyerek devam etmişti. Bu kız iyiydi ama sevdikleri söz konusu olunca gözüne hiç bir şey gelmezdi. Ben tüm ev halkı haberdar olmaktansa Hayat'ın bilmesinin doğru olacağına karar verdim. Hem belki bana yardım bile edbilirdi.

"Tamam" Beraber gözden ırak olmak için odasına çıktık. Ona ilk Yiğit'ten başlayıp, Gökemen'le tanışmamıza ve bu güne kadar aramızda geçen herşeyden bahsettim. Tabi öpücük kısımlarını atlamıştım. Ağzı açık beni dinliyordu.

"Bazı şeylerin farkındaydım ama bu kadarını bende beklemiyordum. Demek o rüyalarında ki kızda sendin. Yurt dışındayken oraların  zindan gibi geldiğini bir an önce Türkiye'ye belki bir umut seni bulur diye dönmek istediğini onunla konuştuğumuzda her zaman söylerdi. Sanırım bu kader olmalı ikizimi seviyor musun? " Derin bir nefes alıp "evet"dedim.

"Ya Yiğit "

"Aslında onu görünce Gökemen'i sevdiğimden tamamen emin oldum."

"İkizime sevdiğini söyledin mi?"derken kollarını bağdaş kurmuş beni izliyordu.

"Fırsat vermediki gitme dediğim halde beni yanlız bıraktı. Bu sabah doğru dürüst yüzüme bile bakmadı"

"Onu da anlamalısın.  Aeni çok seviyor ve senin Yiğit'le arasında kalmanı istemiyor"

"Bunu o mu dedi? "

"Demesi lazım değil. Gökmen'i çok iyi tanıyorum. Aynı karnı paylaştık. Birbirimizle bakışlarımızla dahi anlaşıyoruz. Seni bu eve getirdiği ilk günden beri sana olan hislerinden haberim var. Bence sen de gerçekten onu seviyorsun. Ama önce yapman gereken Yiğit meselesini tamamen kapatmak. Onunla konuşup onu artık sevmediğini söylemelisin. Bunu yapmadığın sürece Yiğit hep bir umut taşıyacak. " Haklıydı. Bir zamanlar benim yaptığım gibi umut etmeye devam edecek.

"Haklısın "

"Sonra abimle aranı nasıl olursa düzeltirsin. O seni seviyor bu duruma çok fazla dayanacağını sanmıyorum."

"Umarım. Teşekkür ederim" deyip Hayat'a sarıldım. Gökmen sayesinde bir de dost kazanmıştım.

"Teşekküre gerek yok.  Ama bir daha benden bir şey saklarsan seninle tüm ilişkimi keserim" Hayat'tan uzaklaştım. Kaşlarını çatmıştı. Oldukça ciddi gözüküyordu.

"Özür dilerim benim bile kabul edemediğim şeyi ortaya vurmak istemedim sadece.Yanlız aramızda kalsın eğer anne baban bunu fark ederse burda çalışabileceğimi sanmıyorum."

"Tamam ama inan bana tatlım annemin gözünden hiçbir şey kaçmaz"

"Olsun bilmiyormuş umut edeceğim yine de"

"Aslında Yiğit için de üzüldüm ama ne olursa olsun seni bu şekilde geri bırakmaya hakkı yoktu. Hele o Aara denen kıza uyuz oldum senin halini hiç mi görmedi? " derken sesinden kızgın olduğunu açıkça anlaşılıyordu.

"İkiside iyi insanlar sadece beni üzmemek için yapmışlar ama daha çok üzülmeme sebep olacağını düşünemediler "

"Hâlâ onları mı savunuyorsun?"

"Hayır sadece tüm güzel şeyleri yapılan yanlışlıklarla bir kenara atmak istemiyorum. Her şeye rağmen geçmişte güzel günlerimizde vardı. Kısaca
Yiğidi öldür hakkını yeme demişler " deyince ikimizin kahkahaları odayı doldurmuştu.

"Hayat Gökmen benim için çok değerli onu seviyorum. Ona olan sevgim aşktan çok daha büyük gelip geçici bir şey değil anlıyormusun" derken sesim boğuklaşmış gözlerim dolmuştu.

"Üzülme her şey yoluna girecek"d eyip beni kolumdan kapıya doğru çekiştirmeye başladı.

"Acıktım yemek yiyelim. Boş mideyle bir şeyi düzeltemezsin " diyerek odadan çıktık.

"Bu iyi fikir mi? Muhtemelen burda olduğum için, abin yemeğe inmeyecek"

"Bunu yapamaz babam akşam herkesi masada görmek ister"

Salona indiğimizde yemek hazırdı. Herkes masadaydı. Gökmen'i görünce bir an göz göze gelsek de hemen gözlerini benden çevirdi. Sessiz geçen yemekten sonra "İşim var" deyip evden ayrıldı. Nerdeyse ağlayacaktım. Hayat farkettiği için odaya çıkmak bahanesiyle beni oradan kaldırdı. Oda da biraz oyalanıp göz yaşlarımı sildikten sonra oradan ayrılıp soluğu Ezgi'de aldım. Bugün bir karar verdim ve bunu hiç bir şeyin engellemesine izin vermeyecektim.

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro