Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÖZEL BÖLÜM

Multimedia: Mira ve mert temsili

Mira✈️

"Yaa anne! Benim şapkam nerdeee?"

Mert'in isyan edercesine gelen sesi ile ütüyü kenara bıraktım ve odasına doğru ilerledim. Yastığın üzerinde duran şapkasını görmemle elime alıp iki yana salladım. "E burda ya annem. "

"Baktım ama ben oraya. "

Gülümseyerek öptüm yanaklarından " Demek ki iyi bakamamışsın. Hadi bakalım küçük bey baban seni bekliyor. " Mert tıpkı babası gibi çatılan kaşlarını düzeltip boynuma sarıldı. Yanaklarımı öperken bugünlerde rutin yaptığı şeyi yaparak sevinçle, "Ben seni babamdan daha çok seviyorum." dedi. Yüzümde tarifi olmayan bir gülümseme belirdi. Ne de güzel bir şeydi bu.

Kocam ve oğlum hangimiz daha çok seviyoruz diye yarıştalardı. İkisi de yanımdan ayrılmıyor birbirleri ile didişiyolardı. Bu halleri tatlıydı ama bende yemek değildim ki. Tabakta kalan son patates gibi o benim kavgası mı olacaktı hep.

"Karımı benden çok sevemezsin hergele. " Sarp'ın gelip belimden kendine çekişi ile Mert kaşlarını çattı. Ben ise irkildim. Ne ara gelmişti yahu.

"Anne sen söyle o zaman hangimizi daha çok seviyorsun?" Mert'in çattığı kaşları ile babasına dik dik bakışları arasından söylediği sözleri işittim.

"Anneciğim ben ikinizi de çok seviyorum."

"Yoo beni daha çok seviyon." Mert'in gözleri dolunca Sarp'a çevirdim bakışlarımı. Çocukmuydu?

"Sarp!" sonra ses tonumu kıstım. "Çocuk o" napıyım dercesine omuzlarını silkti. "Nee ben olmasam Mert olmazdı."

Yanaklarım utançla kızarırken Sarp'ın sırıtışına gıcık olmuştum. Sanki çok güzel birşey söylemişti.

"Evet Mert olsun diye seni kullandım. Onu daha çok seviyorum."

Mert'in kahkahası kulaklarıma dolarken Sarp somurttu. "Yaa baba nasılmış!"

Sarp göz devirip kulağıma doğru yaklaştı. "Bunu sana sonra sorarım." yutkundum. Gözlerinin içine baktım.

"Hadi siz gitsenize camiye bolca da dua edin. " Sarp gülerken yanağımı öptü. "Utandı"

"Sensin utandı." diyerek Mertin üzerini giydirdim.

İkiside evden çıktıklarında bende işimin başına geri döndüm.

Bugün Ramazan ayına giriyorduk. Dolayısı ile Sarp ve Mert camiye gidiyorlardı. Bizim ise işlerimiz vardı. Didem abla mutfaktan elleri un olmuş bir halde geldi yanıma.

"Mira koş yetiş Sarp sana sesleniyor acele dedi." kaşlarımı çattım. Ama içimde bir korku belirmedi. Hızla mutfağın penceresine koşturdum. Ne olmuştu ki?

Sarp tam aşağıdaydı. "Sarp noldu ya!" Didem ablada yanımda yerini aldığında Sarpın sırıtışını izledim. "Evden çıkarken demeyi unutmuşum! Seni seviyorum aşkım!"

Yanaklarım sıcaklamıştı. Bu adam bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı? Etrafta bazı insanların bakışları bizi bulduğunda Sarpa alelacele seslendim. "Ya tamam gir artık arabaya insanlar bakıyor." kocama bakmalarını istemezdim.

Sonra "Sarp!" diyerek bende seslendim aşağıya doğru "Bende seni seviyorum!" gülümseyerek arabaya bindiğinde camı kapattım.

Didem abla'nın burda olduğunu hatırlayınca utanmadan edemedim. "Kardeşim zaten çokta sakin bir çocuk değildi. Ama seninle beraber tamamen delirdi."

"Delirmedi abla aşık oldu."

"Aşk size güzel çarpmış. Hem mecazi hem gerçek." gülmeye başladım bu sefer. Sarpın Araba ile çarpmasından bahsediyordu.

"İşimize dönelim biz boşver Didem abla. " kafa sallayışı ile bizde işimizin başına döndük.

"Anne ya benim canım çok sıkıldı Mert nerede?"

"Miray camiye gittiler ya." Miray kollarını göğsünde kavuşturdu. "Keşke bende gitseydim."

"Keşke bana yardım etseydin."

"Üf anne ya" Mirayın sinirlenip gidişi ile gülmeye başladım. "Çok tatlı ya."

Sarp⚛️

Camiden çıkmıştık. Mertin elini tutup arabanın yanına ilerliyordum.

"Baba ya tatlı mı alsak?"

Arabanın kapısını açıp Merti yerine oturtturdum. Kemerini de takınca sorun çözülmüştü. "Canın istemiş almassam olur mu?" Mert kocaman gülümsedi. "Canım babam be!"

Saçlarını karıştırıp kapısını örttüm. Sonrada koltuğuma oturdum. Bizim pastanenin önüne geldiğimde çokta zaman geçmemişti.

Tatlıları aldıktan sonra evin yolunu tutmuştuk. Mert beni geçmiş merdivenleri hızla çıkarken bir yandan da laf atmakla meşguldü. "Baba yaşlandın artık yaşlandın. Bak ben hemen çıktım."

"Lan senin de eline vereyim poşetleri çık o zaman." dil çıkardı. "Babaya dil çıkarılır mı?"

"Çıkarılmaz mı?"

"Çıkarılmaz."

"Banane anneme söylerim."

Annene sorarım ben hep o alıştırıyor zaten. Onada sıra gelecek.

"Yaaa baba bak susarsın işte."

"Gel lan buraya sen kime benzedin böyle."

"Anneee!" Mertin koşturarak merdivenleri tırmanması ile gülümsememe engel olamadım.

Kapıyı yumruklayışı ile ablam kapıyı açtı. "Hala çekil, babam beni dövecek."

Ablam Mert'in arkasından bağırırken Mert çoktan içeri koşturmuştu.

Gülümseyerek ablamı öptüm. "Sen ne istiyorsun çocuktan Sarp?"

"Ya abla bişey yaptığım yok."

Bende içeri girdiğimde elimdekileri mutfağa bıraktım. Uzanıp karımın yanaklarını öptüm. "Ya Sarp sen oğlumdan ne istiyorsun?" Mira'nın yalancı kızgınlığı ile konuşması bu sefer gülmeme mal olmuştu. "Nerede o bakim?"

Mira kaş göz işaretleri ile masanın altını işaret etti.

"Dur ben bulurum şimdi kokusunu aldım." masanın altına eğilip Merti gördüğümde şirince gülümsedi. "Annee!"

Mert'i dikkatle masanın altından kucağıma aldım. "Sen beni annene mi söyliycektin?"

Ablamın konuşması ile Merti de alıp salona götürdüm. Hanımlar yemek yapıyormuş.

"Baba bak sen beyaz olan arabayı al bende kırmızıyı alıcam."

"Yo ben beyaz sevmem, kırmızı olanı istiyorum." istediğim araba Mert'in en sevdiği arabasıydı. Mert kaşlarını çattı. "Baba onu sana vermem!"

"Ama ben onu istiyorum" diye huysuzlandım.

"Yaa babaaa olmaz anlasanaa. O benim!" diyerek arabasına sarıldı.

Dudaklarımı büzdüm. "Ama ben onu istiyordum."

"Ya tamam üzülme al sen oyna." bak işte bu özellik aynı annesine çekmişti. Ben hayatta vermezdim çünkü, ama Mert kıyamazdı.

Mert ile uğraşlarım eniştemin gelişi ve sofraya oturuşumuz ile son bulmuştu.

Arada enişteme bulaşıp arada Merte yemek yedirirken Miray'ın çenesinden başım ağrımıştı.

"Ya Miray bi sus da!"

"Susmam dayı sende hep huysuzsun. Yenge sen neden evlendin ki dayımla? " ablam ve eniştem Mirayın çok bilmişliğine gülerken ben de karıma bakmaya başladım.

"Söyle karıcım söyle duysun Miray"

"Sarp aşkım yemeğini yermisin?" Mira'nın gözleriyle sus der gibi iğneleyici tonda konuşması ile Miray kendini yine gösterdi.

"Hayır yani dayı küçükkende böyleydin sen. Benden daha çocuktun." güldüm. "Allah Allah sen büyüdün de dayına laf mı ediyorsun? "

Miray dil çıkarıp yemeğine geri döndü. "Dayın çokta huysuz değil aslında Miray."

"Yoo yenge gayette öyle"

"Bak baak abla bu kızının dili fazla uzamış."

"Miray bulaşmasana babama sen!"

Gözlerimi büyütüp Merti kucağıma aldım. "Bak gör çocuğum beni koruyor. Senin kızında bana laf ediyor." eniştem dik dik bakarken gülmemek için kendimi tuttum.

"Sarp yürü git."

"Abla kocana bişey söyle."

"Didem kardeşine bişey söyle."

Mira♚

Didem ablaların eve gidişinden sonra uykumun gelişi ile mutfaktan çıkıp salona ilerledim.

Sarp koltukta uzanırken Mertte kucağında oturmuş video izliyordu.

Yanlarına yavaş yavaş yürüdüğümde esnedim. Ben esneyince Sarpta esnedi." Uykum geldi benim." Sarpta kafasını salladı. "Benimde geldi bugğn Mert yordu beni sahura kadar uyuyalım sonra kalkarız." kafa salladım ve Sarpı onayladım.

"Baba sahur ne demek?"Mert telefonu babasının yanına bırakıp meraklı bakışlarını çevirmişti.

" Oğlum bunu sana şimdi nasıl anlatsam. Biz gece kalkıcaz annenle sonra ezan okunduktan sonra birdaha yemek yemiycez ta ki akşam ezan okunana kadar. " Mert gözlerini büyüttü.

" Hiiii aç mı durcaksınız? Ya susarsanız?" Mertin saçlarını karıştırdım. "Biz dayanırız annem"

"Ama siz yemek yemezseniz ben nasıl yemek yiyebilirim ki? Canınız çekmez mi?"

"Oğlum sen ne kadar düşünceli bir çocuk oldun böyle." diyerek Sarp Mert'i öptü.

"Merak etme biz dayanıklıyız yemeden de dururuz."

Mert ikimize de kocaman gülümsedi. " Sizi çok seviyorum"

****

Sarp'ın belimde ki kolunu çözmeden yüzümü ona doğru çevirdim. Alarm çalmıştı ama duymamıştı Allahtan.

Dikkatle Kalkıp yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım. Sofrayı hazırladıktan sonra saate baktım daha vardı. Gidip Sarp'ın yanına yaklaştım." Aşkım, uyansana hadi yemek yiycez." Sarp önce bir gözünü sonrada diğer gözünü açtı.

"Kalkasım yok ama açım." gülmeye başladım bu sefer. Yanağına kocaman bir öpücük kondurup doğruldum. "Hadi kalk."

Sarp'ın gözleri kapalı yemek yiyişine gülmeden edemiyordum. Kalkıp yanına oturdum.

"Ya şu gözünü aç bi." hafifçe araladı. "Sen yedirsene benim karım kaçıyor yakalamam lazım." kaşlarımı çattım.

"Kalksana sen bir ne karısı bu!" Sarpı omzundan dürttüm. Gözlerini ovuşturdu. "İnsafsız mısın aşkım sen? Niye uyandırıyon beni?"

"Karını kovalıyormuşsun uyan istedim."

"Ha tamam o zaman geri yatayım ben."

"Ya Sarp!" diyerek omzuna vurdum birtane. "Ya ne vuruyon kızım. Karımı kovalıyorsam kimi kovalarım ben eniştem olacak değil ya"

Sustuk ikimizde birbirimize bakarken gülmeye başladık.

Mertin gözlerini ovuşturarak gelişi ile kaşlarımı çattım. Fazla mı ses çıkarmıştık?

"Aşkım? "

"Efendim karıcım"

"Sana demedim Sarp dur bir Mert uyandı."

Sarpta benim gibi bakışlarını kapıya yöneltti. "Sen niye uyandın oğlum?"

"Bende acıktım. Sizinle yesem olur mu?"

Yerimden kalkıp Merti kucağıma aldım.

Oda babası gibi gözleri yarı açık yarı kapalı masada dururken gülmeye başladım. "Ya ben sana çok baktım kesin Sarp."

"Gözlerini benden alamıyorsun ki." Göz devirdim. "Uyuz"

Yemek yedikten sonra Sarp Merti yatırıp geri geldi. "Ezan okunmadan bir öpimde." belime doladığı elleri beni kendine çevirirken yanaklarıma uzun uzun öpücük kondurdu. Bende yanaklarını öptüm. Alnını alnıma yasladı. "Yarın toplarsın bunları uyuyalım ya."

"Sarp olmaz öyle."

"Tamam ekmekleri koy gerisini boşver." gülmeye başladım onun sabırsız haline.

"Tamam geliyorum."

Elimi tutup bırakmadan odaya götürdü. Yatağa atlayıp içine girdi. Bende yanına uzanıp gözlerimi kapattığımda ellerini belime doladı.

"Oh çok güzel."

"Ney güzel"

"Uykuu"

Sarpın uykulu sesine gülüp burun kırıştırdım. "Odun."

Varla yok arası gülüşü kulağıma gelirken o çoktan uyumuştu bile.

****

Doğradığım patatesleri tabaklara boşaltırken Sarpın sesini işittim. "Acıktım."

Zaten başka bir şey demiyordu ki habire açtı.

"Ya Sarp yeter daa tamam açsın. Az dayan iki saat kaldı." fenalık geçirir gibi kafasını geriye attı. "Ölüyorum galiba."

"Tamam hadi Merti al pide almaya gidin."

"Yok gitmem halim yok."

Ellerimi belime koydum. "Ben mi gidim?"

Tek gözünü açıp yandan bir bakış attı. "Kızım zaten açım şimdi oruç oruç seni mi yiyim heh! Otur oturduğun yerde ben alırım ben evde dururken karım mı gidicek? "

Sinirle söylenmesine karşın gülerken Sarpın yanına ilerledim. "O zaman doğruu markete!" Sarp saçlarını geriye ittirip bana bir bakış attı. "Hatırlat ilk işim seni yemek olacak. Pardon öpmek."

Sarpa gülerken Mert odasından çıkıp geldi. "Baba dondurma alalım mı?"

"Mira dondurma diyo ama." Sarp neredeyse ağlamaklı ağlamaklı konuşunca gülmeme engel olamadım.

"Almayacam sana dondurma."

"Yaa anne babama bir şey söyle!"

"Ya Sarp!"

"Tamam be tamam alcam"

**

Ramazan ayı böyle geçip gitmiş bayram kapıya gelmişti bile. Bayram için etrafı temizliyordum. Tabi bizim ilk işimiz bayram da annelerimizin yanlarına gitmekti.

Önce Sarp'ın tarafa gidicektik. Daha sonrada duruma göre onlarda bizimle beraber Ankaraya geleceklerdi. E tabiki Mertin de keyfine diyecek yoktu. Onun içinde değişiklik olucaktı.

Didem ablagil ise dün gitmişlerdi. Bizim gezecek çok yerimiz var demişti. Ama bayramın ilk günü beraber olacağımıza söz vermişti.

"Anne biz arkadaşlarla berber aşağıda maç yapacağız." Mertin topu sektirerek konuşması ile kafamı ona çevirdim. "Bakıyorum da bana sorulmuyor sadece haber veriliyor."

"Anna izin vermiyosan söyle. Ben haber veriyom işte." ay bu çocuk ne kadar da bize benzemişti.

Yanına geldim ve boyumu boyuna getirdim. "Gidemezsin annem."

"Yaa ama neden."

"Ben seni öptüm mü?" Mert gülmeye başladı. Kollarını boynuma sararken yanaklarımı öptü. "Dikkatli oynayın tamam mı arabalar geçmesin" Mert kafasını aşağı yukarı salladı. "Tamam annee"

Mert gittikten sonra Sarpın gelme saatinin yaklaştığını fark ettim. Yemekler hazırdı aslında ama Sarpın makarna yiyeceği tutmuş olabilirdi. O yüzden kaynaması için sıcak suyu tencereye koydum. Tuz ve yağı da ekleyip makarnayı içine attığımda üzerimi değiştirmek için odama yöneldim.

Üzerime giyeceklerimi yatağın üzerine hazırlayıp bornozumu aradım. Sonunda bulduğumda banyoya ilerlemiştim. Üzerimdekileri çıkarıp suyu ayarladığımda sıcak su çok meşakkatli gelmişti.

Islak saçlarımı arkaya atıp bornozumun iplerini sıkıca bağladım.

Dalgın bir halde çıktığım için vede gözlerim acıdığı için karşıma bakmamıştım. Sarpı birden gördüğümde ise çığlığı basmıştım.

"Ya Sarp ödümü kopardın!" elimi göğsüme koyup sakinleşmeye çalışırken Sarp güldü.

"Dalmışsın ben napayım aşkım."

"Aklım gitti."

"Benim de gitti."

"Senin niye gidiyor acaba burada korkan benim."

Sarp bakışlarımı üzerimde gezdirince "Sapık" diyerek cama doğru ilerdim.

"Dur dur ne camı buraya gel üstünü giy."

"E Merte bakıcaktım."

"Ben gördüm aşağıda oynuyor o gelirim yarım saate dedi. Sen üstünü giyinmeden niye cama ilerliyon üstünü değiş. "

Arkamdan gelip camı dahada kapattı elinde olsa sur çekerdi herhalde.
Parmaklarım üzerinde yükselip yanağını öptüm. Yüzüne şirin şirin bakarken konuştum." Tamam aşkım sakin. "

Sarp belimden sahiplercesine tutunca ona dahada yaklaşmış oldum." Şöyle tatlı tatlı bakmaya devam et bak noluyor."

Dudağımı dişledim "Noluyormuş? "

Sarp üzerime doğru yürüyünce hali ile biraz gerilemiştim. Dudaklarımı öptüğünde ise olduğum yere çivilenmiştim.

Sarp kafasını alnıma yaslayınca konuştu. "Bu olur"

Yeniden dudağımı dişledim. Böyle durmasam çok iyi olurdu.

"Üzerimi giymeliyim ben." Sarpın kokusu burnuma hücum ederken kollarının sıcaklığından çıkasım yoktu.

"Git git ama keşke banyo yapmasaydın."
"O niyeymiş"

"Akşam Merti uyuttuk-"

Hızla sözünü kestim. "Sarp sus!"

Gülmeye başladı. "Şaka yaptım "

"Yapma şaka falan çık hadi."

"Yoo karım değilmisin? Neden sevgili muamelesi yapıyosun bana."

"Ay tamam ya çıkma"

Yatağın üzerindeki kıyafetlerimi alırken Sarpta içinden birini aldı.

Aldığı şeye bakın ya şunun! "Sarp onu bana ver!"

"Vermem"

"İyi çok beğendiysen kendine tak!" diyerek dolaba ilerledim. Bugün fazlamı agrasiftim?

Dolabın önünde durduğum da daha kapağı açamadan belimden yakalanıp yatağa savruldum. Sarp sanki kafeslenir gibi kollarımı iki yanımda sabitledi.

Yutkundum.

"Ne bu atar?"

"Bilmiyorum." diyerek baktım yüzüne. Alnımı öptü usulca. "Ben çıksam iyi olucak yoksa orucum bozulcak."

"Orucun bozuldu zaten hatta benim orucumu da bozdun."

Küfür edecekti ki ağzını kapattı. "Nasıl öptüm ben seni ya?"

"Ama unutmuşum sayılır mı bu?" Sarp hızla üzerimden çekilip odadan çıktı. "Sakın gözükme ortalıkta. Ezan okununca çıkarsın ortaya"

"E sofra-"

"Ben hazırlarım."

Sarpın gidişi ile gülmeme engel olamıyordum. O kadar komikti ki. Karnıma giren ağrı ile iki büklüm olurken yerimden kalktım.

Midem bulanmıştı.

**

Gözlerimi yavaşça araladığımda kollarımın arasındaki adamımın kokusu ile tekrardan mayışmıştım.

Bugün evdeydi Sarp.

Böyle uyanmayı o kadar özlemiştim ki. Bu aralar ben uyanmadan erkenden kalkıyor ve işe gidiyordu. Fazlası ile yoğundu ki evde bile yapıyordu. Çok sevdiğim gözleri yoruluyordu.

Sarp gözlerini aralayınca "Günaydın" dedi uykulu uykulu. Bende gülümserken "Günaydın" dedim. Daha çok kolları arasına çekerken beni, bende biraz daha sokuldum göğsüne.

"Bugün alışverişe gidelim." dedi.

"O nereden çıktı şimdi?"

"Yarın arife bayramlık bir şeyler alalım bize, oğluma." Ah unutmuştum doğru ya.

"Haklısın bey alalım. Unutmuşum ben."

Sarp kalkıp banyoya ilerken bende kalkıp yatağı düzenledim. Üzerimi değişip Sarpın çıkışı ile bende yüzümü yıkadım.

Mertin odasına ilerlerken Sarpı Mertin başında buldum.

"Günaydın annem."

"Günaydın anne."

"Annesi Mertte kabul etti. Hadi hazırlanın çıkalım."

"Mert aç değilmisin bir şeyler yesin."

"Ben orda alırım. Çok aç mısın oğlum?"

"Hayır hadi gidelim! " Mert heyecanla konuşunca bizde onun bu haline gülümsedik. Mertin üzerini değiştirdim. Sarp kafasına şapkasını taktı. Ve ayakkabılarını giydirdi. "Allahım çok tatlı oldun."

"Maşallah desene çocuğa nazar değdireceksin." Sarpa göz devirdim. "Ben anneyim"

"Memnun oldum bende babayım."

Mert bize gülmeye başlayınca bizde güldük. "Siz dalga geçin benimle."

"Anne alınma bee" diyerek Mert bacaklarıma sarıldı.

Kucağıma aldım. "Yok annem sana alınmam ben, babana alınıyorum."

"Heh yine suçlu ben oldum iyi mi"

Mert ve ben gülerken Sarp bizi dışarı çıkartıp kapıyı kilitledi. Elimden tutarken Mertin elini de ben tuttum.

"Anne bak iki tarafında korunuyor görüyon mu?"

"Görüyorum annem görüyorum"

Sarp, sıcak havayı hiç çekemem diyince bizi Avm ye getirdi. Önce Mertin karnını doyurduk sonrada gezmeye başladık. Sarp Merti oyuncakların olduğu kata çıkarınca önce orada zaman öldürmeye karar verdik. Mertin keyfi yerinde olduğundan gelmek istememişti ama Sarp oyuncak alırım diyince kabul etmişti.

"Şort alalım bence Sarp Ordu sıcaktır Ankara da öyle" Sarp kafa salladı. Hoşumuza giden şortları Merte gösterdik. Oda beğenince üzerine tişört seçmesini bekledik. Sonunda beyaz üzerine bat-man baskılı bir tişört buldu. Sarpta kırmızı ve mavi iki tane tişörtü eline aldı. Hepsi üzerine olunca ayakkabısız olmaz diye düşünerek yeni bir spor ayakkabı seçtik.

"Sıkıyomu annem?"

"Yok anne sıkmıyor ya oldu işte."

"Çemkirme be annene ne ayıp."

Sarp beyaz ayakkabılar ile gelince Mert onuda beğendi. "Baba o da çok güzelmiş."

"Hangisini alalım peki?"

"İkiside!"

"Bak işte benim oğlum" diyerek güldü Sarp. Bende Sarpa güldüm.

Aldıklarımızın parasını ödedikten sonra sözümüz söz olduğundan oyuncakçının orada durduk. Mert değişik bişey bulup aldığında Sarp ne olduğunu okuyordu.

"Aynen güzel oyunmuş eğitici bişeye benziyor annenle oynarsınız."

"Seninle niye oynamıyormuş?"

"Ben eğitimliyim çünkü." bak ya uyuza bak. "Uyuz"

"Çocuğun yanında babaya uyuz diyor ne biçim annesin sen."

"Sende bana cahil dedin." Mert gülerken ikimizi de susturdu. "Hadi gidelim!"

Sarp giderken bir mağazada durunca bizide peşine sürükledi. "Biz kendimize almadık"

Bir ilk yaparak kırmızı bir elbiseyi Sarpa gösterdim. Günlük bir elbiseydi. "Yok olmaz elbise olmaz."

"Niyeymiş Ordu çok sıcak bayram boyu ne yapıcaz?"

"Ya elbise o."

"Şort alırım o zaman"

"Tamam be tamam al."

Sırıtıp elbiseyi aldım. Ama Sarpın yüz ifadesini bir görün. O kadar komikti ki. Aslında uzatırdı ama uzatmamıştı. Sonuçta çok uzun değildi.

Böyle birkaç bir şey daha alıp arabaya bindik. İftar saati yaklaştığı için Sarp eve gidene kadar ezan okunur dedi. Ve bir yerde yemek yemek için durdu.

Ezan okununca orucumuzu açtık. Mert o kadar yorulmuştu ki bir hayli de açtı.

Yemekleri yedikten sonra sahilde biraz gezdik. Mert koşturdu. Hatta bir ara yarış bile yaptık.

Sonunda uzun bir yolculuk sonucu evdeydik. Fazlası ile yorgundum.

Mert direk uyurken bizde Sarp ile salonda televizyon karşısında film izlemeye başladık. Kafamı Sarpın dizlerine koyup uzandım. Elleri saçlarımın arasında gezinirken uykum dahada ağırlaşmıştı.

Gözlerim kapanırken kendimi uykunun kollarına bıraktım. Yada Sarpın mı demeliyim?

Bir kaç aksilik çıktığı için arife günü yola çıkamadık. Bayramın birinci günü yola çıkmıştık.

Hayırlısı buymuş diye düşünerek kemerimi taktım.

Ve tatil başlasınn....



Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro