ÖZEL BÖLÜM
Multimedia:Sarp vs Mira
Bölüm şarkısı:Faxo'seviyorum seni"
Mira🌙
Sarp elindeki yastığı sırtıma koymak için uzandı. Yastık sırtım ile buluştuğunda yüzümde memnun bir ifade belirdi. Saf sevgi. Çok güzel bir şeydi ve benim kocam bunu her fırsatta gösteriyordu.
Soyduğum elmayı dilimlerken Sarp yanağımı öpüp Kafasını dizlerime yasladı. "Hamile olmak nede yakışırmış karıma" sesli bir şekilde güldüm.
" Ya ya ne demezsin kilo aldım baksana" Sarp sırıttı "hala zayıfsın ki" elimdeki elmayı ağzına tıktım diğer dilimi de kendim yedim "Şaka bir yana ben habire acıkıyorum Ayrıca canım karpuz çekti benim."
Sarp yumduğu gözlerini açıp ayaklandı. "Ben manav bulayım o zaman aşkım" işin güzel yanı buydu işte yorgunum Halsizim vs demeden ağzımdan çıkan ilk sözde ayaklanıyordu. İşte bu yüzden adamın diyordum ya. "Biz de seni de gelelim mi babası?"
Sözlerimi söylemem ile Sarp'ın gözlerinin içi parılddı. Ellerini yanaklarıma koyup alnımı öptü.
"Otur bakayım. Hırkanı getireyim ben." Sarp salondan çıkıp koridora döndüğünde Oturduğum yerden yavaşça ayaklandım. Biraz sonra elinde kapşonlum ile Sarp belirdi. hırkamı giyip elinden tuttuğumda ayakkabılarımı Sarp giydirmiş ona muhtaçtım ve o gocunmadan her dediğimi zevle yapmaktaydı. Arabanın yanına indiğimizde Sarp önce beni koltuğa oturtmuş sonra da kemerimi takmıştı. " çocuk muyum ben?" diye yakındığımda gülüp yanağımı öptü.
"Evet"
" Sensin çocuk" dedim kaşlarım hafifi çatık, dudaklarım büzülürken.
Normalde güldüğüm şeye şu an ağlayabilirdim Sarp manavın birinde durduğunda peşisıra ben de arabadan indim.
"Aşkım sen dursaydın."
"İstemiyorum" diyerek koluna girdim.
Şansımıza ki karpuz vardı. Sarp ben seviyorum diye çilek de aldı. Ücreti ödeyip arabaya bindiğimizde arabayı ev yerine sahile sürdü. Hava ılıktı ama arada esiyordu. " Arabada mı duralım? yoksa inelim mi?" Şirince sırıttım " Önce insek sonra da arabada çay içsek?"
"Zeki karım benim" diyerek sırıttı. sonra da arabadan inip kapımı açtı. Beni kolunun altına alıp kafamı göğsüne sakladı. Boğuk çıkan sesimle homurdandım.
"Ya etrafı göremiyorum ama!"
"Görme zaten burası hep erkek."çırpınma çabalarıma son verip gülümsemeye başladım. "Oluuur"
Sarp kahkaha attı bu hoşuna gitmişti tabi. "Demin kedi gibi çırmalıyodun"
"Gerekçen mantıklı geldi" dedim gülümseyerek. "Öylemii?" derken gözlerime bakıyordu. "Öylee" derken ağzım kulaklarımda gözlerim gözlerindeydi. Bir eli elimde sıcaklığı içime işlerken sokak lambalarının aydınlattığı yüzü hayran olmasıydı. Sarp insanları unutmuş, dudaklarıma doğru eğilmiş öpecekken kafamı geri çektim. "Sokaktayız adam!"
" Ne olmuş yani? Karım değil misin? Biz bu yüzden evlenmedik mi? Ayıp olmasın insanlara diye."kaşlarını çatarak söylediği sözlere gülümsemeden edemedim.
" Ama yinede ayıp"
" Tamam ayıp da kocanım daa ben" isyanı konuk eden sesi kaşlarını çatmasına sebep olurken bu sefer hafiften gülümsedi. "öpmeme engel oldun o yüzden şimdi sen öp beni çabuk!" çocuklarınkini aratmayan sesi kulaklarıma dolunca bu sefer kendimi tutamayıp sesli güldüm. İnsanların bakışları bize dönünce büyük eli ağzımı kapattı.
" Öyle güzel gülme! evde gülersin sadece bana."
" Aşkım herkesin içinde öpemem ben"
sonra kafamı göğsüne yasladığımda ekledim. "utanırım"
"Utanırsın? O zaman bunu sen istedin aşkım" Olan biteni anlayamadan Sarp insanlara seslenmeye başladı.
" Bakar mısınız teyzeciğim, amcacığım, büfeci abi, gençler!" insanların meraklı bakışları bizi bulunca Sarp'ın gözlerine panikle bakmaya başladım. "sussana" diyerek fısıldadım.
Elini tuttuğum elimizi havaya kaldırdı. "Biz evliyiz ve karnındaki çocukta bizim ama karımı öpemiyorum" insanlar kıkırdarken Bakışlarımı Sarpın gözlerine diktim. 'Sus artık' diyen bakışlarıma karşın alayla gülümsedi. Gözlerimi kapattım. İlgi odağı olmak güzel değildi.
"Şimdi sizden ricam ayıplamayın ve çocuklarınızın gözlerini kapatın."
İnsanların ve benim meraklı bakışlarım arasında Sarp adımladı ve aramızdaki mesafeyi sıfıra inidirdi. Gözlerimi kırpıştırıp yutkundum. "Karımı öpeceğim." diyerek ekledi. Elini belime koyduğunda saniyeler içersinde dudakları dudaklarımı buldu. İnsanların alkış sesleri kulaklarımıza akın ederken kimi:"Deli bunlar ya, gençlik işte sen beni böyle öpmedin Rıza " gibi sesler geliyordu.
İkimizinde dudaklarında beliren gülümseme ile geri çekildiğimizde "Sen delisin" dedim.
"Delirten sensin" dedi. İşte bizim seni seviyorum deme şeklimiz gecenin karanlığı ile kaybolup alkışlayan insanların hafızalarına kazındı.
⚛️⚛️⚛️
Doğradığım salatalıkları tabağa boşaltıp masaya doğru adımladım. Karnımız acıkmıştı. Elimi karnıma koyup tabağı masaya bıraktım. Sarp tepsidekileri masaya yerleştirip sandalyeyi oturmam için geriye çekti.
"Ellerimize sağlık aşkım sanada öyle cinsiyetini bilmediğim çocuğum." ikimizde güldüğümüzde sandalyeye oturmuştum.
Sarp meyve suyunu bardaklara doldurup yanıma koydu.
"Şimdi ben size tabak hazırlayayım sende onları ye. Zaten az yiyosun aşkım."
Gülüşerek yaptığımız kahvaltıdan sonra Sarp istemeye istemeye ayaklandı. "Ben gitmek istemiyorum ya aklım sizde kalıyor zaten zor haraket ediyorsun aşkım."
"İşe gitmezsen olmaz ama. Hem ben ablamlara inicem zaten çarşıya inicektik."
"Ne çarşısı! Hamilesin sen durun evde ben sizi haftasonu götürürüm. Yürüyemezsin sen ablamında seni kucağına alıcak hali yok."
"Sen alırsın yani?" dedim gülümserken. Gözlerimin içine bakarak konuşması dudaklarıma kayarken yavaşça yaklaştı yüzlerimiz birbirine "Ben alırım."
Elim Sarpın yanağına ne ara gitmiş bilinmez sakallarını okşuyordu. Burunlarımız temas halinde iken çalan telefon ile Sarp homurdanıp telefonunu almaya gitti.
Bende yerimden kalkıp masadaki kahvaltılıkları mutfağa taşımaya başladım.
"Aşkım benim işe gitmem gerekiyor şimdi." elimi tutup alnımı öptü. "Hızla toparlayalım şuraları fazla iş yapma sen ben gelirken alırım birşeyler. Üç gün evdeyim zaten."
İki elimi de yanaklarına koydum. Sonra bende onun alnını öptüm. "Sen merak etme aşkım geç kalma hadi."
Bir süre sonra Sarpta gittiğinde evde tek başımaydım. Yıkadığım çilekleri de alıp televizyonun karşısına geçtim. Yavaşça koltuğa oturduğumda nefes nefeseydim.
Fazlaca yoruluyordum artık.
Bir süre televizyon izlediğimde çileklerimin bitmesi ile uykum gelmeye başlamıştı. Tabağı sehpaya koyup gözlerimi yumduğumda uyku çoktan bedenimi almıştı.
**
Burnuma gelen güzel kokuların aksine işittiğim sesler gözlerimi açmak istememin sebebiydi.
Gözlerimi yavaşça araladığımda üzerim battaniye ile örtülmüş hırkam üzerimden çıkarılmıştı.
Yüzüme gülümseme yerleşirken battaniyeyi kenara ittirip koltuktan destek alarak kalktım.
Mutfağa doğru yavaş adımlarla ilerlediğimde Sarp getirdiklerini ısıtıyordu.
"Sarp?" bakışları beni bulup hızla yanıma geldi. "Günaydın hatun"
"Neden beni uyandırmadın sen?"
"Kıyamadım aşkım çok güzel uyuyodun. Bende kıvrılcaktım yanına ama bebek rahat edemez diye gelemedim. Babasını annesinden mahrum ediyor daha şimdiden." Sarpın dediklerine gülerken su içmek için sürahiye uzandım.
"Dur dur o su lazım. Sen otur ben veririm sana su." Sarp suyu alıp tencereye giderken banada bir bardak su doldurup verdi.
Daha sonra ise yemeği yapmaya devam etti. Bir süre Sarpı hayranlıkla izledim. Yemek yapması o kadar güzeldi ki.
Yemeği yedikten sonra toplamasına yardım ettim. İşimizi bitirince ise Sarp elini belime koydu ve yanağımı uzunca öptü. Koltuğa oturduğumuzda Sarp kafasını dizlerime yasladı.
Karnımda hissettiğim darbe ile anında elim karnıma gitti. "Sarp Sarp! Tekme attı."
"Baak baak sen şu hergeleye bak annesine yaklaştırmıyor" Sarpın elini elimin altına koydum. Tekrardan tekme attığında Sarpta bende gülümsedik.
Sarp elini karnımdan çekmedi ve konuşmaya başladılar...
Ona nasıl hitap edeceğimizi bilmeyişimiz,cinsiyetini henüz bilmeyişimizdendi. O yüzden Sarp arada oğlum arada kızım arada da kendi bulduğu lakapları söylüyordu.
Sarp karnımdaki elini çekmeden doğruldu alnını alnıma yasladı. "Seni seviyorum annesi"
"Bizde seni seviyoruz babası"
****
Güneş inatla göz kapaklarımı açmada direnirken ben 'beş dakika daha' diye mızmızlanmak istiyordum.
Uyku benden uzaklaşıp giderken güneş ışığı zafer kazanmış bir edayla bulutların arkasında kaldı.
Oflayarak gözlerimi açtığımda Sarp yanımda değildi. Yataktan doğrulup terliklerimi ayağıma geçirdim. Üzerime sabahlığı geçirip yataktan kalktım. Kapıyı açmamla kapının pervazına yapıştırılmış yazı ile karşılaştım.
dünyanın en güzel annesi olan kadınına...
Dudaklarımda beliren gülümseme ile salona doğru ilerlemeye başladım. Kapının kolunu indirip içeri giridiğimde tavan balonlar ile kaplıydı.
Yavaşça ilerlediğimde balonun altındaki yazıyı okudum.
Şimdi korkma ve arkana bak.
Arkama döndüğümde Sarp elinde paketlenmiş bir kutu ile bekliyordu.
Yinede irkilmeme engel olamamıştı.
Kutuyu elime tutuşturup alnımı öptüğünde gözlerimi kapattım.
"Herkes sürprizi hak eder ama benim karım en güzelini."
***
Sarpla beraber salonda oturmuş çekirdek çitliyorduk. Sağlıksız o diyerek bana kızsada bebeğin canı istiyordu sonuçta.
Birden bire karnıma giren ağrı ile dudaklarımdan bir nida çıktı.
Sarp kafasını kaldırıp panikle, iki elimi karnıma koyduğum, karnıma baktı.
"Aşkım iyimisin?"
"Sarp! Ah! Galiba bebek geliyor."
"Ne! Ama daha çok erken daha üç ayımız var. Dur yavrum dur çocuğum gelme gelme!"
Sarpın konuşmasına gülmek istesemde yapamadım. "Ya Sarp! Çantayı getir çantayı."
Sarp koltuktan düşercesine inerken bebek odasına koşturdu. "Aşkım bu çanta hazır değil ama"
Ah doğru ya bebek doğmayacak diye çantayı hazırlamamıştık biz.
"Orda bez kıyafet ne varsa koy işte"
Sarp acilen bir şeyler tıkıştırıyordu sonrada koşturarak yanıma geldi. Daha çantanın ağzını bile kapamamıştı.
Sarp yanıma gelince sancı kesilmişti.
"Sarp dur" diyerek kolunu tuttum. "Noldu?" "Ağrım geçti."
Sarp kendini koltuğa atıp derin bir soluk alırken çantayı da bıraktı. "Ulan ecel terleri döktüm be babacım."
"Sarp bişey olmamıştır değilmi çocuğa?"
"Yok ya olmamıştır aşkım bizimle oyun oynamıtır. E babasına çekiyor bak gör aynı benim gibi insanlarla uğraşacak." Sarpın dediğine kıkırdarken gelip kucağına aldı beni.
"Sarp dikkat et! dur ya ne yapıyorsun nereye!?"
"Aşkım banyoya götürücem seni terlemişsin"
"Ya ben yürürdüm."
"Olmaz aşkım son aylarda yürüme sen."
Sarpın boynuna kollarımı daha sıkı sardım. Banyoya geldiğimizde alnımı öptü uzunca sonrada elimi yüzümü yıkayıp odamıza götürdü.
Sırtımı yatak ile buluşturunca oda yanıma uzandı. "Saçlarımı sevsene" isteğine karşılık yüzümde gülümseme belirdi. Ellerimi saçlarına getirdim ve oynamaya başladım. Sarpın gözleri kapanmış yüzünde gülümseme belirmişti. Bir süre daha böyle devam ettiğimde uyuya kalmıştı.
Eveet buraya kadar olana kısım bebek daha doğmadan önce çiftimiz neler yapmış onu anlattı. Buradan sonraki kısım finalden sonraki kısım olarak devam edicek.
⚛️
"Anne! Anne!"
Ellerimi kurulamaya çalışarak salona koşturdum. "Efendim Mert"
"Babam geliyo yanına gidebilir miyim?" camdan babasına bakan oğluma baktım. "Git hadi. Ama yavaş in merdivenleri."
"Holley bee" Mert kapıdan koşar adımlarla çıktığında mutfağa geri döndüm.
"Hanım" Sarpın 'gelsene' diyen sesi yardım bekler gibi gelince hızla ona doğru adımladım ve elindeki poşetlerin bir kaçını aldım.
"En ağır poşeti ben aldıım" diyerek yanımızdan oynayarak geçen Merte ikimizde güldük.
Sarp poşetleri bırakıp sımsıkı sarıldı kafasını boynuma gömdü.
"Çok özledim seni hatun."
"Bende seni çok özledim aşk"
Sarpın gelişi ile masayı oğlumla beraber kurmaya başladık. Sonra Mert babasının yanına gidip yanaklarını öptü. "Baba varya bugün okulda öğretmen..."
Onlar beraber konuşurken ben de sofrada ki eksikleri tamamlayıp onlara seslendim.
"E hadi gelin bakalım sofraya"
"Tamam anneee"
"Tamam annesiiii"
İkisininde boynuna kollarımı dolayıp saçlarının aralarına öpücük kondurdum.
Mert kollarını belime sardığında diğer tarafımıda Sarp kucakladı.
"Anne biz seni havaya kaldırırız çok güçlüyüz biz babamla"
"Evet oğlum çok güçlüsün tabiki"
Mert Ahi gülerken Sarp beni kucağına aldı. Bir anda yapması ile irkilirken ufak bir çığlık attım. "Yaa Sarp bırak düşücem şimdi"
"Asıl bırakırsam düşersin."
Sarp beni böyle masaya taşıdı. Hiçte zorlanır gibi değildi açıkçası. Mertte yerine oturduğunda babasına soru yöneltti.
"Baba benim annem çok güzel değilmi?"
"Tabiki güzel oğlum yoksa neden evleneyim".
.
"Sanki güzelliğe baktın da"
"Oda doğru güzelliğe bakmadım senin annen inadın tekiydi." Mert güldü.
"Baba sende inatsın"
"Hadi hadi yemeğini ye Hergele"
***
Kulaklarımın dibinde fısıltıları işitiyordum ama ne olduklarını çözemiyordum.
1,2,3
"Anneeee uyann"
"Noluyor Mert?"
Sarpta Mertte yatağa oturmuş bana bakıyolardı.
"Anneler günün Kutlu olsun!" diyerek boynuma sarıldı.
"Evet anneler günün kutlu olsun hatun"
Yaa bugün anneler günümüymüş.
"Hayır anne aslında üç gün daha var ama biz bugün kutlamak istedik babamla. Çünkü anneler günü gelince her yerden duyup hatırladığımızı düşünme diye babamla böyle yaptık." Mert yaptıklarını gururla anlatırken ikisinede ben sarıldım..
"Sizi çok seviyorum ben ya"
"Anne hediyeni aç hadii"
Mert kucağıma kutuyu bıraktı. Kutunun içinden çerçeve çıktı. Çerçevenin yüzünü çevirdiğimde üçümüzün fotoğrafı vardı.
Kutunun içinden bir tanede küçük kutu çıktı. Sarp kutuyu açıp çıkardığı kolyeyi boynuma taktı.
Baş harflerimiz yazılıydı. Ve harfler büyükten küçüğe doğruydu.
Gözlerim dolmuştu. "Canlarım benim ya"
⚛️
Eee nasılsınız? Uzun bir aradan sonra bölümü bugün atayım dedim. 😅Anneler gününüz kutlu olsun!
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro