32.Bölüm*Tefeci*
Multimedia:SarpvsMira (temsili)
Bölüm şarkısı:Suretler" Günaydın"
BÖLÜMÜN İÇİNDE FOTOĞRAF VARDIR MOBİLDEN GİRENLER ÖNCE İNDİREBİLİRLER SONRA ZORLUK OLMASIN=)
Oylarınız ile gülümsetip Yorumlarınız ile süsleyin hikayemizi(=
Uzun bir bölüm oldu bunuda belirtiyorum.
SARP♚(2 yıl sonra)
"Tefeci beni bir dinlermisin?"
"Baba çen çuş!" bezgince bir nefes verdim ağlayacaktım ama şimdi.
"Oğlum, babacım hadi ama ya!"
"Gelmem ben annem geyçin" diyerek kollarını göğsünde çaprazladı. Allahım beni, benim gibi çocukla mı sınıyorsun? Şuan annemi çok daha iyi anlamıştım.
"Mert Ahi! Ağzına-" elini kulağına koydu ve sözlerimi kesti. "Ne dedin baba? Anneme mi söyleyeyim yoksa suçtunmu?" ya sabır! Bide şantaj yapıyor yaf!
"Ağzına vururum oğlum senin giy artık şunu ya!"
"Gelmem ben annem geyçin banane" al işte anası kılıklı banane de banane.
"Bak Miray ablanda geliyor bekleticekmisin onuda güzel çocuğum benim? " bir ümit yeniden denedim şansımı.
"Banane yaaaa annem geyçin annemi istiyorum!"
"Mert! Annen gelicek zaten hadi oğlum bekletmeyelim anneni"
Gönülsüzce kolunu uzattı "Anneme babam beni dövdü diycem" üzerine montunu giydirirken dik dik baktım. "Sen kime benzedin böyle?"
"Vayya annem onunla evde böyye konuşunca babana benziyosun aynı diyo"
"İyi diyor yürü lan bakim."
"Yüyümüyom yan"
"Oğlum yine noldu?"
"Hiiç annemde hep böyle itiraz eder bende öyle yapmak istedim."
Elimi alnıma vurdum. Bizden çıkan çocuk anca böyle olurdu zaten uyuz ve gıcık karışımı. Ayrıca hazır cevap. Evrene imzamızı atmıştık.
"Babacım bak lunaparka gitmek istiyomusun istemiyomusun?" sesim daha yumuşaktı bu sefer.
"İstiyoyum"
"O zaman susta yürü da"
"Eyimi tut"
Anlamamazlıktan gelip "Ney?" dedim.
"Eyimi tut baba"
"Napim napim?"
"Yaaa eyimi tut!" diyerek bağırdı. elini tutup göz kırptım. "Hep sen mi deli ediceksin Hergele baban kim dön bi bak"
Somurttu. "Bu adiy değiydi"
⚛️⚛️⚛️
Ablam ve sevdiğim, Miray'ı okuldan almışlar aynı zamanda da alışverişe gitmişlerdi. Hali ile Mert ile çektiğimi de görüyorsunuz. Şimdi ellerinde poşetlerle karşımdalardı. AVM den almaya gelmiştik onları.
"Annem naptın sen babayla?" diyerek Mira Merti kucağına aldı ve yanaklarını öptü. "Anne babam beni dövdü"
"Lan!" Mira gözleri ile sus der gibi bakınca kafamı sağa çevirdim. Bu adil değildi.
"Annem baban seni neden dövsün?"
"Sen yoktun çünkü"
"Peki hadi bakalım halana da sarıl bak Miray ablanda geldi" diyerek yere indirdi Merti. Mira yanıma gelip boynuma sarıldı.
Bende beline sarıldım. "Çok yoruldun mu?"
"Diliyle yordu yemin ediyorum" güldü. "Kime çektiyse artık" dedi imalı imalı.
"Bize" diyerek sırıttım. Sonrada "Siz naptınız?" diyerek durumu öğrendim.
"Bizde hallettik aşkım herşey yolunda hediyelerde tam annemlerde geliyorlar zaten"
Uzanıp alnından öptüm daha sonrada elini tuttum. Ablamların yanına ilerleyip arabaya bindik hepimiz.
"Dayı nereye gidiyoruz?"
"Lunaparka gidiyoruz"
Bu sefer Mert merakla sordu. "Anne lunapark ne demek?"
"Daha büyük oyuncaklar demek"
"Hmm"
"Gidince görmeye ne dersin oğlum?"diyerek araya girdim.
"Oyuuy" diyerek arkasına yaslandı.
Biz dörtlü olarak lunaparka gidicektik. Ablam ise annemlerle ilgilenecekti iki ailede sabah kahvaltı yapmaya ve gezmeye gitmişlerdi.
Mira ve çocukları lunaparkın önünde indirdim ben ise arabayı park edecektim. Geri geri arabayı park edip çıktım. Mira yere çömelmiş Mertin ağzını siliyordu.
Arkada gördüğüm bir iki kişi ile adımlarımı hızlandırdım.
Zaten yaşından küçük gösteren bir karım vardı birde güzeldi. "Sen kalk ben silerim" diyerek yerden kalkmasını sağladım. Kaşları hafif çatılsada birşey demedi.
Mertin ağzını silip Miray'ın elini tuttum.
Miray'ın diğer elinide Mert tuttu. Mirada Mertin elini tuttu. Çocukları aramıza almıştık. Hava güzeldi kasım ayındaydık ama çokta soğuk yoktu hatta bugün hava güneşli sayılabilecek kadar iyiydi.
"Evet çocuklaaar neye binmek istersiniz?"
"Hepsine binelim!" diyerek ellerini çırptı Mert Güldüm.
"Bineriz oğlum"
Etrafa çaktırmadan bir göz attım. Daha sonrada bilet almaya ilerledik çocuklar için biletleri aldığımızda onlar hangi oyuncaklara bineceklerini kararlaştırdı.
Önce çarpışan arabalara binmek istediler ama Mert küçük olduğu için tek binemezdi. Mira yanına gidicekken kolunu tuttum "Sen Miray'ın yanına otur ben Mertin yanına geçerim" dedim. Mira kafa salladı.
Merti kucağıma aldım arabaya çarparlarsa kafası acımasın diye düşünmüştüm.
Çarpışan arabalardan sonra zıplayan şeylere ilerlediler adı neydi? Aa evet trambolin.
Karımı kendime çekip sarıldım. Etrafta o kadar erkek varken sarılmadan edemezdim. Gülümseyerek izledik çocukları. Onların eğlencesi bitince biraz yürüdük lunaparkın içinde. Çocuklar birşeyler yemek isteyince büfelerden birinde durduk.
Pamuk şeker ve kağıt helva. Çocuklara pamuk şerkerleri uzatıp kağıt helvayı ise biz aldık.
Miray ve Mert önümüzde gülüşerek etrafa bakıyorlardı.
Mira ve bende bir adım arkalarındaydık.
"Anne o ne?" diyen Mert ile, Mira bakışlarını oraya çevirdi. "Korku tüneli orası Mert sana göre değil ablacım" diyerek Miray araya girdi.
"Evet annecim orası biraz daha büyükler için"
"Büyüyünçe geyeyimmi o çaman?"
"Olur annem geliriz"
"Aaa aynalar oraya gidelimmi dayı?" kafa salladım. "Gidelim hadi bakalım"
Mert ve Miray'a istekleri üzerine oyuncak aldığımızda Miranın telefonu çalmıştı. "Efendim anne? Aaa tamam geldi demek herşey" kısa bir an gülüştü sonra devam etti konuşmaya "Tamam geliyoruz yarım saate görüşürüüüz" telefonu kapatıp bana çevirdi bakışlarını.
"Hazırmış herşey gidelim mi o zaman?"
"Olur gidelim aşkım"
MİRA♚
Çocuklara seslenip gideceğimizi söyledim. İkiside yanımıza gelirken Mert gitmemek için direniyordu.
"Anne yütfen gitmeyeyimm!"
"Oğlum geri gelicez zaten hem sana sürprizimiz var bizim" diyerek Sarpa baktım. "Demi babası? " Sarp Merte bakıp "Tabi babacım gel bakim sen benim omzuma "
Mert gülümseyip Sarpın yanına gitti. Bende Miray'ın elini tutunca onlar önde biz arkada gülerek yürümeye başladık.
⚛️
Sonra ne olmuştu peki?
Az dur anlatıyorum işte.
⚛️
***
Çocukları arka koltuğa yerleştirdim Mertin koltuğuna oturtup önünü bağladım Miray'ın da kemerini takınca ikisine de gülümseyip Sarpın yanına bindim.
Elimi tutup dudaklarına götürdü içimi eriten öpüşü yüzümü gülümsetirken sevdiğimin gözlerine takılı kaldım.
"Babam annemi çot çeviyo"
Mertin sesi ile ikimizde arkamızı dönüp Merte baktık.
"Tabikide hergele anneni sevmeyim de napıyım?"
"Benide sev"
"Oğlum biz seni çok seviyoruz zaten" diyerek gıdıklamaya başladım. Mert gülerken anne yapma diyordu. Miray'ı da gıdıklayıp daha sonrada önüme döndüm.
Yarım saatlik bir yolculuktan sonra Sarp arabayı yavaşlattı ve ışıklarda beklemeye başladık.
"Mira şu camı kapatsana"
"Niyeki"
"Yan camdaki adam sana bakıyor sinir oldum."
Gülümsedim. "Seviyorum seni" diyerek fısıldadım. Mert uyumuştu Miray ise gözlerini kapatmıştı.
Uzanıp öptüm yanağından.
"Bunun rövanşını evde alırım ben"
"Ya terbiyesize bak sen"
"Napmışım yani"
"Bide soruyo ya" diyerek güldüm. Daha sonrada camı kapattım. Sarpta arabayı çalıştırdı.
Telefonumun çalması ile elime alıp açtım arayan Duygu ablaydı.
"Mira nerede kaldınız?"
"Geliyoruz abla çok trafik vardı."
"Ha tamam o zaman herşey hazır burada tıpkı dediğiniz gibi eksiksiz yapmışlar"
"Tamam ablam annemler de geldilermi?"
"Geldiler"
"Heh bizde geldik abla kapatıyorum hadi"
. "Tamam canım"
Daha sonra telefonu kapattım. Saçlarımı elim ile düzelttim çantamdan Mertin eşyaları arasından zar zor bulduğum tokamı önüme gelmesin diye saçıma taktım. Dudağıma nemlendiricimi sürüp çantama geri attım.
"Bence sürmesende güzelsin"
"Niye kötümü olmuş?"
"Yok daha güzel oldun şimdi insanlarla mı uğraşıcam" sırıtmama engel olamadım.
"Ailecek ordayız be"
"Olsun be"
İkimizde güldük daha sonra ise uyuyan çocuklarımın yanına ilerledim. Miray'ın benim için Mertten farkı yoktu. Mert doğmadan öncede onunla beraberdim doğduktan sonrada.
"Anne neyeye geydik?"
"Gidince görürsün oğlum" diyerek önce Miray'ın kemerini çözdüm sonrada Mertin.
Miray Sarpın elini tuttu Mertte koşturup Sarpın elini tuttuğunda dudaklarımı büzdüm. "E bana yer kalmdı ama dışladınız"
"Anne çen kocaman omuşşun ya bide ey mi tutuçaksın."
"Evet" dedim ağlamaklı ağlamaklı.
"Oğlum annen dırdır ediyor gel sen bu tarafa tutsun elimi sende annenin elini tut"
"Yok omas"
"Tamam tamam hadi yürüyün" diyerek oyunu böldüm. Biraz daha gitmezsek içerdekiler bizi öldürecekti.
Koridoru geçip ilerledik. Öndeki kapıyı açtığımda karanlık ile karşılaşınca Mert şaşkınlıkla bize baktı. "Anne buyası neden çot kayanık" Mertin anlaşılmayan meraklı sesi ışıkların yanıp ' iyiki doğdun ' sesleri içinde kaybolmuştu.
Mirayda koşturup herkesin yanına geçip alkışlamaya başladı. "İyiki doğdun Mert!"
Mert önce bana sonrada Sarpa baktı. Kalabalıktan olsa gerek ikimizin arkasına saklandı. Sarpla bakıştık. İkimizde eş zamanlı olarak yanına çömeldik. Ben sağında Sarp solunda.
"Anne çok kayabayık ya"
"Hepsi senin doğum günün için geldi annem" diyerek yanağını öptüm.
Dönüp Sarpın boynuna sarıldı. "Baba ya"
"Sana bir şey söyleyimmi babacım bir sürü hediyen olucak şimdi hadi gel bakalım"
Mert kafasını çekmedi. "Pastada var"
"Pastamı?"
"Olur acıkmıştım zaten" gülmeme engel olamadım ne kadarda Sarpa benzemişti bu çocuk.
Sarpta gülerken ayağa kalktık Mert koşup pastasını üfledi sonra ise gülümsedi. Herkese sarılıp hediyelerini aldı.
Ona öyle bakınca ikinci yaşına girişi garip hissetmeme sebep olmuştu. İlk banyo yaptırışımız, ilk uyutuşum, ilk hasta oluşu, ilk aldığımız hediye, ortamıza alıp uyuduğumuz geceler, Sarpın küçükken bile olsa maç izletmek için televizyonun önüne götürüşü. Daha geçenlerde mama yapmaya gidip kendisinin yiyişi sonrada tatlı tatlı kavga edişleri. Üçümüzün oyun oynayışları...
Bir sürü anı gözümün önünden geçip gitti. Belimde hissettiğim güçlü kollar beni sararken dahada sokuldum kollarında huzur bulduğum adamıma.
Mertin gülerek dedesiyle uğraşmaları sonrada pastayı yiyişi çok tatlıydı.
"Biz anne baba olduk ya" diyerek Sarpa baktım.
"İnanması güç ama oğlum bana çekmiş bak gör. Tip olarak ikimizden de alıp sana daha çok benzesede hareketleri aynı ben"
Güldüm. "Benim oğlum o bikere banada benziyor"
"Ama bana daha çok"
"Annee babaa gelsenize!" diyerek Mert bize seslendi. İlerleyip yanına gittik. "Hayam fotoyaf çekicek ortanıza geçicem" diyerek yanımıza geldi. Sarp Merti kucakladı Mert bir kolunu benim boynuma bir kolunuda Sarpın boynuna doladı ve kocaman gülümesik.
Gülümseyiin
♚♚♚
"Anne yemek yemek yemek!" diyerek Sarp gibi çatalının sapını masaya vuran Mert baya eğleniyordu.
"Oğlum yapma şunu"
"Babane yaa açım ben! yemek yemek yemek!"
"Evet annesi açız biz doyur bizi"
"Ya ikinizde bir susun!" diyerek kızdım. İkiside gülerken ben ise gülmemek için çaba veriyordum.
İkiside elini uzatıp birbirine vurdular "Çak" diye bir ses çıktı. Arkamı dönüp ellerimi belime koydum "Oyunmu oynuyorsunuz siz!"
"Yooo"
"Hıııı öylemiii?"
"Öylemi yapıyoruz oğlum?"
"Yoo babacım"
İkisinede bakıp arkamı döndüm. Tabaklara makarnaları koyup önlerine bıraktım ikiside yarış yapıyordu. Mert hızlı yemeye çalışsada yüzü gözü salça olmuştu.
Tabağını bitirdiğinde "Biitttiy" diyerek ellerini çırptı. "Dur dur ellerini silelim bi" diyerek güldüm.
"Ben daha çok yedim ama"
"Ama ben yendim"
"Yoo ilk ben bitirdim"
"Sarp! Çocukla uğraşmasana aşkım" diyerek susmasını sağladım.
"İyi be" diyerek Merti kucağımdan aldı. "Oğlum bugün günlerden ne?"
"Beşiktaaaaaşşş" Diyerek bağırdı Mert.
"Aferiiin hadi gel formamızı giyelim yedek sevgilimlerde izleriz maçı"
"Olmaz siz küfür edersiniz Merti vermem yanınıza" Sarp dik dik baktı yüzüme "Yoo etmeyiz"
"Yoo edersiniz"
"Etmeyiz"
"Edersiniz"
"Etmeyiz"
"Edersiniz."
"Etmeyiz"
"Edersiniz"
"Etmeyiz"
"Edersiniz"
" Etmeyiz"
"Edersiniz"
"ETMEYİZ DA! "
"EDERSİNİZ DA!"
"Varmısın iddasına? "
"Varım nesine?"
"Kazanırsam bir hafta yemekler senden"
"Kaybedersen bir hafta arabayı sana yıkatırım"
"Anlaştık"
Mert yüzümüze baktı. "Ne inatçınız ya!"
⚛️
Sonra peki?
Sonrası daha eğlenceli aslında ya aynen şöyle oldu;
⚛️
Sonuç olarak Bekir abilerde herkes oturmuş maçı izlerken sinirlendiklerinde ağızlarını açamıyolardı. Biz ise onlara gülmek ile meşguldük.
"Ulan hay a-" Sarp bakışlarım ile sustu. "Ayakkabısı çok güzel yani"
Kafa salladım "öyledir aşkım tabi"
Didem ablayla gülüştük onların çırpınışları çok komikti.
"Ulan lan ben böyle işin makinasını sevdiğim ne güzel kamera" Bekir abi son anda kendini tutup cümleyi çevirdiğinde biz gülüyorduk. Gol atıldığında Mert bağırdı "Goy attık!!"
"Heyt bee yiğidim helal size" daha sevinemeden karşı tarafında gol atması ile:"Hayır gol yediniz" diyen Didem abla morallerini bozmuştu. ikiside aynı anda kısık sesli küfür etti.
"Sarp!"
"Bekir"
"Ne!"
"Ne!"
"Çocuklar var ama" ikiside kollarını göğsünde çaprazladığında biz iki kadın gülüyorduk.
Maç sonucu 3-1 bittiğinde keyiflerine diyecek yoktu kimsenin. Sarp ve Mert 'Beşiktaş' diye bağırıyordu apartmandan yukarı evimize çıkarken. Eve girdiğimizde
"Gel oğlum bayrak asalım" Diyerek ikiside balkona gittiler. Onlara gülümseyip odaya gidip üzerimi değiştirdim.
Merte süt getirdiğimde içmesini bekledim. Yatağa yatırdıktan sonra üzerini örttüm. Alnına ve yanağına öpücükler bıraktım. Gülerek sarıldı boynuma "E sende öp hadi beni" dememle oda öptü yanaklarımı.
Biz gülüşürken Sarpta yanımıza geldi "Siz öpün zaten ben kimim ki?" dedi. Güldük.
Mert Sarpada sarıldı ve yanaklarını öptü."Oydumu baba?"
"Olmadı ben yokken öptüğünüz için bende şimdi sizi gıdıklıycam" demesi ve gıdıklaması bir olmuştu.
Mertte bende gülerken Sarp Merti öpüp geri çekildi.
"İyi uykular tefeci"
"Sizede BALTİN"
Işığı kapatıp odadan çıktığımızda günün yorgunluğu ile gözlerim kapanıyordu. Yatağa girdiğimde Sarp boynumu öpmeye başladı elleri yanaklarımda gezerken saçlarını dağıttım sonra ellerimi yanaklarına koyup yavaşça öptüm dudaklarından.
"İyi uykular hanım"
"İyi uykular bey"
İkimizde birbirimize sarılmış yorgunluk ile gözlerimizi kapattık. Gecenin karanlığı bir çok duygu yükünü omuzlarımıza vermiş üzerimizi örtüp gitmişti.
⚛️⚛️⚛️
Sarp işe gitmiş biz ise Mert ile oyun oynuyorduk.
Koşturup oyuncaklarını getirdi.
"Anne bak! Hadi ev yapalım"
"Yapalım aşkım" diyerek legoları dizdik. "
" Anne duy oymadı o kıymızı oysun oyası"
" E hadi koy o zaman oraya bak çektim "
" Koyduuum" diyerek oraya koydu.
"Aferin anneme" diyerek onu oyuncakları ile bırakıp mutfağa gittim. Patatesleri kontrol edip pişenleri aldığımda masayı hazırlamak için bardak ve tabak çıkardım.
"Anne oymuşmu?" diyerek arkamdan paytak paytak gelen Mert kızartmaları görüp gülümsedi.
"Oleey"
"Hadi o zaman bana yardım et küçük bey"
Elindeki oyuncağı yere bırakıp elimdeki çatalları alıp masaya bıraktı.
"Anne bardaklarıda ver"
"Önce bunu koy sonra diğerini koyarsın" diyerek birini verdim. Onlarıda koydu. Dolaptan ketçabı da alıp masaya götürdü. Patates tabağını masaya bırakıp domates ve salatalıkları da masaya koydum. Bardaklara meyve suyunu doldurunca Mert yemeğe başladı.
"Oğlum elle yenmez ama"
"Ama anne ya öyle yemek daha güzel"
"Ama ayıp"
"Eff" Sarp gibi yanaklarını hava ile doldurup geri bıraktı. Çıkardığı ses ile öyle komikti ki.
"Eff lenmez anneye" diyerek yanaklarını öptüm.
Yemeği yedikten sonra oyuncakları ile oynamaya geri dönmüştü Mert. Öğle yemeği yendiğinde göre uyusa daha iyiydi.
Etrafı toparlayıp içeriye geri gittim.
"Mert naptıın"
"Su içicektim"
"Dur dur kımıldama bir yerine batıcak" diyerek yanına gittim kucağıma aldığım gibi alnını öptüm. "Bana söylesene sen"
"Özüy diyeyim" üzülerek kafasını eğdi.
"Tamam dileme özür sana bişey olmasın otur burada" diyerek koltuğa bıraktım. "Burayı temizliycem sanada su getiricem tamammı?"
"Tamam anne" Mutfağa gidip Merte su doldurdum suyu içip bardağı geri aldım. Etrafıda -cam kırıklarını temizleyip-makinaya çektim.
Merti kucağıma aldım"Annem gel banyo yapalım biz"
"Ben banyo yapmak istemiyoyum"
"Olmaz annecim yapmak zorundayız"
"Ama yaa ben babamla yapmak istiyorum"
"Küçük bey baban işte sen güzel güzel banyo yapıyorsun sonrada uyuyorsun bende evi temizliyorum baban gelince de resim çizersiniz tamammı?"
"Oluuur" diyerek onayladı beni.
"Aferin benim oğluma"
Mertin üzerini çıkarttım. Sarpın Mert Ahi için banyoya küvet takması daha iyi olmuştu. Banyoyu pek sevmesede bu şekilde zorluk çıkarmıyor oyuncak oynuyordu.
Küveti su ile doldurdum Merti içine bıraktım. Ellerini neşeyle suya vurdu. "Anne oyuncaklarım nerede!" şampuanın yanındaki ördeğini ve timsahını eline verdim. Kafasından suyu döktüğümde homurdandı. "Anne dökmeden söylesene ya"
"Ay kızdınmı sen küçük bey"
"Kızdıym" gülerek saçlarını köpürttüm. Siyah saçları havaya kalkmış yüzü gözü açılmıştı.
İyice yıkadıktan sonra havlusuna sarıp çıkardım küvetten.
Üzerini değiştirip yatağa yatırdığımda alnını öptüm. Gözlerini ovuşturdu. "Anne masal anlatsana"
"Hangisi olsun? " diyerek raflara ilerledim." Mavi kapaklı olan" yatağın yanına geri oturdum. Kafasını göğsüme yasladı. İkimizde kitabı görüyorduk şimdi. Gördüğümüz sayfalarda Mert şöyle olmuş böyle olmuş diyor resimlere bakarak okuyorduk. Uykusunun gelmesi ile gözleri kapanırken biraz daha yanında kaldım. Saçlarından öpüp yavaşça yastığa yatırdım. Üzerini de örtüp odasından çıktım.
Uyumasının verdiği rahatlık ile dağınıklığı toparlayıp yemeğe devam ettim. Sabahtan beri telefonuma hiç bakmadığımın aklıma gelmesi ile telefonumu bulmaya çalıştım. Bir zamanlar elimden hiç düşmezdi telefon sınava çalıştığım zamanlar ne kadar imkan yaratabilirsem o kadar yaratır Sarp ile yazışır veya konuşurduk. Sonuç ise şuydu telefonumun nerede olduğunu bile bilmiyorum.
Kendi halime içten içe gülüp telefonumu bulduğumda Sarptan gelen mesajları ve aramaları gördüm. Allahtan ki çok zaman olmamıştı.
Hızla aradım. İkinci çalışta açtı telefonu. "Lan bişey oldu sandım şu telefonu sesliye al hanım!"
"Tamam tamam bir sakin ol aşkım unutmuşum Mertle uğraştım sen naptın?"
"İş işte aşkım daha ne olsun gelirken ne alıyım çıkmak üzereyim"
"Hmm Mert uyuyor seninle resim çizmeye çok hevesli"
"O zaman ben bişeyler düşünürüm"
"Tamam herif çıkınca yazarsın" Sarp hafiften güldü "Olur yavrum yazarım ben"
"Kaba şey"
"Ben miii?"
"Evet sen" dedim gülerek. "Çok ayıp benim gibi düşünceli romantik bir kocan var sen kaba de oldumu hiç avrat?" gülmem dahada büyüdü. Bana Ne gülüyon desede kendide benden farksızdı.
"Ya kapat" diyerek güçlükle konuştum.
"Tamam tamam hadi öptüm şimdi ama gelince gerçek öpücem"
"Öpersin öpersin bende öptüm" diyerek telefonu kapattım.
Koltuğa uzanıp gözlerimi kapattım yorulmuştum. Biraz dinlensem kendime gelirdim.
SARP♚
İşten çıkmış markete gelmiştim. Merte ne alsam diye düşünürken Danone almaya karar verdim. Sevgili karım içinde kakaolu süt attım sepete süpriz yumurtalardan da bir kaç tanesini içine attım. Markette biraz daha gezinip makarna ve mantıda attım sepete.
Aldıklarım ile kasaya yürüdüm daha sonra ise poşetleyip ücreti ödedim. Eve geldiğimde hızla merdivenleri çıkıp kapıyı açtım.
"Ben geldim" diyerek içeri girsemde ses filan yoktu. Mutfağa elimdekileri bırakıp geri dönecekken Mert elinde arabası ile yanıma geldi.
"Oğlum noldu neden ağlıyorsun sen?"
"Baba annem yok" kaşlarım çatıldı. "Aradım anneni evde oğlum"
"Yok işte ben baktım"
"Gel beraber bakalım" diyerek Merti kucağımdan indirmeden bizim odamıza gittim. Burada değildi. Salona gittiğimizde görünürde yok gibi dursada artık huyuna alıştığımdan gülümsedim. Koltuğa uzanıyor küçücük oluyordu sonra üzerini örtünce görünmüyordu bile.
"Bak anne nerdeymiş"
"Neydeymiş?" dedi gözlerini silip.
"Şurda tişörtlerinin olduğu yerde bak, üzerini örtmüş"
"Aa oyda" gülümsedim. "Gel uyanmasın biz baba-oğul masayı hazırlayalım"
"Oyuuy" diyerek boynuma sarıldı Mert.
"Ama önce ayaklarına çorap giydirelim de üşüme"
" Ben çoyap sevmem"
"Sen giymezsen anne beni döver ama"
"Annem çeni dövmez ki"
"Niyeymiş?"
"Çüntü çot sevyo" düşünsenize çevrenizdeki insanları geçin veya dışarıdan bakanları biz birbirimizi sevdiğimizi zaten biliyoruz ama şimdi size bunu söyleyen yeni üç yaşına girmiş çocuğunuz bunun verdiği his çok başka işte anlatamam. Mira'nın dediği gibi baba olunca anlarsınız.
Yani anlayamazmışsınız.
Mert ile beraber tabak, çatal, bardak derken sofrayı kurduk yemekleri ısıttık.
"Gel uyandıralım anneyi" diyerek Mert Ahi ile salona gittik.
"Naçı uyandıycaz?"
"Öperek"
Mert Mira'nın yanağını öptü küçük elleri ile yüzüne gelen saçlarını çekip bir kaç kez daha öptü. "Anne uyan!" Mira gözlerini aralayınca ikimizede baktı.
"Sen ne zaman geldin? Hiçbirşey duymamışım. Annem sen ne zaman uyandın? "
"Babam geydiğinde"
"Çok oldumu geleli?"
"Eh bi yarım saat"
"Hii yemek yemedin sen ben yemekleri-"
"Biz ısıttık anne"
Mira ikimizede gülümseyerek baktı. "Ben sizi yerim ama"
"Anne yemek ye biz kayın doyuymayız"
Mertin korkar gibi konuşması ile gülerken Mira Merti ve beni kendine çekip sarıldı.
Mırıldandım boynunu öperken "seni seviyorum" ben onu öperken oda Merti boynundan öpmüştü. Sonrada ben nasiplendim öpüşünden. "Bende sizi seviyorum be koca adamlarım"
Yemeği karım ile uğraşarak geçirdim. Mert de bana yardım etmişti tabiki. Yemeği yedikten sonra salonda Mira'yla televizyona bakıyorduk. Mert ise odasındaydı.
"Çok yoruldum ya bugün uykum geliyor" diyerek esnedim. "Bende yorulmuşum uyumuycaktım uzanmamla dalmışım"
"Bu gece erkenmi uyusak?"
"Olur fark etmez ama Mert yatmaz daha erken ona"
"Aramıza alırız hiç olmazsa" dedim alnını öperken.
Kafasını geri göğsüme yasladı. "olur bak o"
"Baba yesim çizelimmi?" fazlası ile yorgundum ama kırmakta istemedim Merti.
"Gel çizelim oğlum" Koşturup yanımıza geldi elindeki boyaları Mira'ya uzatıp kucağıma çıktı.
"Bak buyaya annemi buyaya seni buyayada ayabanın içinde beni çizeyim hatta şuyadada biy ev oysun kocaaaman bahçeli"
"Nereye yapalım evi?"
"Oyası kayadeniz oysun annem çot sever"
"Bu taraf marmara mı olucak oğlum?"
"Ya baba çen çus" diyerek güldü.
"Peki annecim biz neden arabanın içinde değiliz?"
"Çüntü siz yaşlanmış oyacatsınız anne ben sizi aymaya geycem ayabamya"
"İyi hadi çizelim babacım"
Mertin dediği planda güzelce çizdik resimi uykum gelince Merte yarın yapalım dedim. Başta istemesede zorluk çıkarmadı.
Bebekken inat edip kaç gece uyutmadığı da olmuştu bizi.
⚛️
Ne kadar güzelmiş?
Öyledir.
Peki ya sonra hep mi böylelerdi? Kavgasız...
Hayır ettiler.
Yaa konu neydi?
Çok sevmek.
Nasıl yani?
Şöyle
⚛️
MİRA♚
Bugün Sarpın işe gitmediğini hatırlayıp yüzüm gülümserken yatakta biraz daha sarıldım kocama. Yanaklarını öpüp saçlarıyla oynarken huzur kelimesi anlam kazanıyordu gözümde.
Sevdiğim kısık kahve gözlerini aralayıp yan döndü tıpkı benim gibi. Kollarını belimde daha da sıkılaştırıp alnımı öptü. Sonra saçlarıma bir sürü öpücük bıraktı.
Kafasını boynuma bırakıp nefes alırken sesi boğuk çıkmıştı. "Hala uykum var ya"
İstemeyerekte olsa Sarptan ayrılıp telefonun saatine baktım.
"Saat on buçuk olmuş Mert acıkmıştır kalkalım"
"Hep Mert zaten, hiç kocanı düşünme tamam aşkım tamam." güldüm"Ya aşkım delimisin sen? "diyip yanağını öptüm. " Normalde olsa hee derdim ama tripliyim. " gülümsemem dahada büyüdü.
" Ya tamam kıskanma ben ikinizi de seviyorum "
" Yok sen Merti daha çok seviyorsun" ikimizde gülmeye başladık.
"Tim beni çevyomuş? " Mertin sesi ile ikimizde kapının önüne çevirdik bakışlarımızı. "Gel annem gel baba seni kıskanmış"
"Yoo hiçte bile kıskanmadım" Mert yanımıza gelip yatağın ortasına yer edinirken bakışlarını benden Sarpa çevirdi. "Baba kıskanmışşın işte niye inkay ediyosun?"
"Bacaksıza bak gelmiş bana laf ediyor"
"Edeyim" diyerek dil çıkardı. "Hep sen öğretiyon demi çocuğa dil çıkarmayı babasına dil çıkarıyor ne ayıp"
"Annemde çana diy çıkayıyo"
"O daha beter zaten babacım"
"Allah Allah nesi betermiş?" diyerek söze girdim. "Yani karışmasan olmuyor annesi"
"Evet anne niye ayamıza giyiyosun?" ay şunlara bak birdiler iki oldular.
"Anneyim ben"
"Babayım bende"
"Bende çocuğum" Mert ile Sarpta bende gülerken Mert yatağın üstüne çıktı.
"Hadi payka gideyim"
"Bu saatte?"
"Noluy yaa"
"Daha kahvaltı yapmadık küçük bey"
"Ama ben gitmek istiyoyum! "
"Kahvaltını güzelce yaparsan olur. Demi aşkım?"
"Tamam ikimiz gideriz babacım"
"Yoo bende gelicem"
"Yoo annemde geyçin"
"Ya aşkım otur da evde işte uğraştırma beni dışarda milletle"
"Asıl benim aklım sizde kalır gitmezsem benim çocuğumu görüp 'ay ne kadar şirin' diyerek sevgilime yaklaşırlar. İnsanlara Merti sevdiremem."
"Anne kıskandı oğlum" diyerek Merte doğru konuştu Sarp sanki duymadım ben.
"Neyse konumuz bu değil bende kıskandım gelemezsin sen otur evde"
***
Sonuç olarak şimdi hepimiz yürüyerek parka gidiyorduk.
Sarp bozulsada bize yenildiği için birşey diyemiyordu.
"Baba anne geyiin!" diyerek Mert koşturup merdivenleri çıktı ve kaydırağın tepesinde durdu.
"Anne kayıcam tut bak"
"Tamam gel tutarım" diyerek Merte baktım. Sarpta yanıma çömeldi. "Babasını dışladı şuna bak"
Güldüm. "Kıskanma be!" Mert kayıp geri koşturdu merdivenlere doğru. "Ama yakalarım bak ben seni" gülerek merdivenleri çıkıyordu merdivenin altına geçmiş basamaklardaki deliklerden yakalayacakmış gibi yapıyordum bir yandan da düşmemesi için uzakta duruyordum.
Bir kaç kere daha aynısını yaptı kovalayıp yakaladım. Kocaman kahkaha attı. Gülüşlerinin arasından "anne yapma yaa" diyordu. "Olmaz büyük canavara yenildin yakaladım! " diyerek döndürdüm. Benden kurtulup bu sefer Sarpın yanına gitti.
"Baba beni kaydıysana tırmancam ben!"
Sarp Merti omzuna aldı "Kahyaman babam benim, anne bak uçuyoyum" gülerek arkalarından baktım. "Evet geçtin beni uçarak" geri önüne dönüp Sarpın sırtından inmek istedi.
"Sayıncağa binicem"
"İkinizde sayyayın ama"
"Tamam tamam hadi bin " diyerek peşine gittik.
Bir Sarp sallıyor birde ben sallıyordum. Merti sallarken bakışlarımız kesişti. Uzanıp yanağını öptüm. "Seni seviyorum" huzursuz gibi bir hali vardı. Belli etmemeye çalışsada anlamayacak değildim.
Sessizliğini koruyordu. "Sarp bişey mi oldu?"
"Artık eve gidelim mi?"
"Neyden rahatsızsın?"
Kolumu tutup kendine biraz daha çekti. Yanağımı öpüp yüzüme baktı. "Sinir oldum"
Elimi yanağına yerleştirdim ve kocaman öptüm. "Tamam olma sinir bak sorun yok işte sen varsın yanımda, yanımızda"
"Olsun bu karşıdaki adamın sana bakışlarını değiştirmiyor görmüyorum sanki" bakışlarım şaşkınlıkla çatıldı. Ama hızla kendine çevirdi. "Bakma sen"
Geri çevirdim bakışlarımı Sarpın kolunun altına girip sarıldım. "Tamam hadi gidelim yorulduk zaten"
"Mert! Hadi annem gidiyoruz yağmur yağıcak bak"
"Ama anne yaa biyaz daha duysaydık"
"Yine geliriz babayla olmazmı?"
"Tamam o zaman" diyerek Sarpın da benimde elimi tuttu. Beraber yürürken ayağı kayınca Sarpta bende birbirimize bakışıp Merti ayağa kaldırdık ve yer ile temasını kestik. Asık yüzü neşelenirken gülmeye başladı. "Yaaa uçuvoyum"
Sarp ile birbirimize bakışıp gülümsedik. Bir nevi yeniden seni seviyorum dedik.
⚛️
Ne yani bu kadarmıydı kavgaları?
Evet.
Buna kavga denmez ki.
Olanlar buydu gerçekleri değiştiremezsin. Seven insan sevdiğini üzmez dediler kaç senedir evliler saygılarını hiç eksiltmediler.
Çok güzelmiş.
⚛️
SARP♚
Eve geldiğimizde Mert yorgunluktan uyumuştu. Mira akşam için yemek yapmaya mutfağa gittiğinde televizyon izliyordum.
Kalkıp Mira'nın beline sarıldım. Kafamı boynuna gömüp uzun uzun öptüm. Nefes alışları sıkılaşırken kalbinin atışını da duyuyordum. Dudaklarım kıvrılırken kafamı boynundan çekmedim
Belinden tutup kendime çevirdim. Yanaklarını öptüm. "Hala ilk günkü gibi seviyorum seni derdim ama diyemiyorum"
"O niyeymiş? "
"Çünkü hergün daha da artıyor sevgim" gözlerinin içinde kaybolmuştum.
"Öperim seni"
"Öp"
"Miycem"
"Niyeymiş o?" diyerek kaşlarım havalandı. "Öpmiycem işte" diyerek önüne döndü. Oyun istiyor demek.
Belini tutup yerimizi değiştirdim. "Oyun mu oynuyon sen?"
Yutkundu. Üzerine üzerine yürüdüm. Geri geri gitti. "Sarp gelme"
"Niyeh? "
"Şöylede deme"
"O niyeh? "
"Ya tatlı tatlı konuşma" güldüm. Duvara yaklaşırken birden durdu. İkimizde çarpıştık.
"Adamı böyle afallatırlar yavrum"
"Bak bak" diyerek eğildim. Geri çekilmedi öpmek için eğilirken Mert'in sesini işittik.
"Anne baba napoçunuz?"
⚛️
Ama oldumu şimdi en heyecanlı yerinde?
Yoruldum sonuçta sonra devam ederiz.
⚛️
⚛️
Ve bölüm sonu 3961 kelimelik up uzun bir bölümle geldik yanınıza. (Daha uzun yazdığımız da olmuştu tabi) bol yorum ve oy yapmadan geçmezseniz çok çok çok seviniriz aslında (': öbür hafta yeni bölüm gelmeyebilir çünkü sınavlarımız başlıyor tıpkı bizim gibi sınavları olanlara Allah kurtarsın diyelim.
Bölümde en beğendiğiniz sahne neydi?
Bu bölüm Sarpın kıskançlıklarını arttırdık biraz, önceki bölümlerde yorum atan bir okurum vardı. Senin için olsun bu bölüm öyle hevesle okudun ki. (=
Hatalarımız varsa affedin anca bu kadar düzeliyor(=
Bana önerebileceğiniz bir şarkı varmı? Bu şarkı Sarp ve Mira' yı yansıtıyor diye. Multiye koyabilirim.
Hikayemizi beğeneceğini düşündüğünüz arkadaşlarınıza önerirmisiniz? Ve buraya eklermisiniz?
Sağlıcakla kalın! Kendinize iyi davranın...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro