3.Bölüm*Demek Sarp!*
DÜZENLENDİ!
Bölüm şarkısı:Deniz gürzumar "Bu böyledir "
Multi :Mira
Sarp♚
Uykum gelmekte direniyor beynim hâlâ o kızı düşünüyordu. Umarım kurtulmuştur diye tekrarlamaktan alıkoyamıyordum kendimi.
Yatakta sağa sola dönmeyi bırakıp üzerimi değiştim. Saat epey geç olmuştu ama umrumda değildi.
Aşağıya inip arabamı çalıştırdım. Gideceğim yer belliydi yaklaşık yarım saate gelmiştim bile.
Merdivenleri seri adımlarla çıkıp kilitli kapının önünde durdum. Bir yedeğinin bende bulunduğu çatının anahtarı cebimde varlığını hatırlatırcasına ses çıkarmıştı. Cebimden çıkartıp elime aldım.
Kapı açıldı ve içeri girdim.
Ordu ayaklarımın altında, ışıklar gözlerimin önündeydi.
Buraya her geldiğimde iliklerime kadar hissettiğim şey huzurdu.
Adımlarımı en uç noktaya kadar ilerlettim ve cebimden sigaramı çıkardım.
Çok sigara içen biri değildim bir kaç haftada anca biterdi bi paket.
Sigara dudaklarım arasında yer bulduğunda bakışlarım yine sarı mavi mor beyaz ışıklar saçan memleketime kaymıştı.
Karşıma çıkıyordu tam unutmak üzereyken tesadüf müydü başka birşey mi?
"Nerdesin peki? Karşılaşacak mıyız yeniden?"
Mira♚
"Mira Miraç ve Denizi alıp çarşıya çıkalım diyorum tatlım hemde gezmiş oluruz ne dersin? "
Orduda bir hafta geçirmiş ikinci haftamı yarılamıştım ve daha bir kere bile çarşıya gitmemiştim.
Çevresinden geçmiştim ama içine girme fırsatım hiç olmamıştı.
"Tamam teyze gidelim. "
Teyzemle hazırlanmış çarşının yolunu tutmuştuk.
Bir kaç şeyin önünde bakınırken miraçın acıkması ile teyzem miraç ve denizi alıp bir restorana yönelmişti.
"Mira sende gel istersen canım benim. "
"Yok teyze ben biraz daha gezeceğim. "
Yaklaşık on dakika sonra telefonumun melodisi kulaklarımı doldurmuştu tabiki de Beşiktaş marşı çalıyordu.
"Mira, Miraç üzerini baya bi batırdı bizim acil eve gitmemiz gerekiyor canım sende gel istersen"
Çarşıya henüz yeni gelmişken gitmek istemiyordum.
"Sen git teyze ben biraz daha gezmek istiyorum ama bana ihtiyacın varsa gelebilirim yanına"
"Sen gezmene bak canım benim ben hallederim" demiş ve konuşmamız bitmişti.
Hoşuma giden bir bileklik reyonuna ilerledim ve bileklikleri incelemeye başladım.
Sarp♚
Çatıda işim bitmiş arabama atlamıştım Mete ile buluşmaya gidecektim bugün.
Arabayı ana yola sokmak istemedim ve tenha bir yolu seçtim.
Direksiyonu sağa kırıp ilerlediğimde çarşının alt sokağındaydım.
Az ilerde Meteyi görmem ile arabayı ona doğru yaklaştırdım.
Beni fark etmemişti. Biraz sonra görüp el salladı gerizekalı hayır sanki ben görmedim.
Arabayı park etmek için ilerlerken Meteye bakıyordum bir yandan da hâlâ yerinde duruyordu beyefendi.
Mete'nin gözlerinde gördüğüm panik ve ardından dudaklarından okuduğum "çarpacaksın! " diyişi ile eş zamanlı olarak "bacağım! " diye bir ses geldi.
Birine çarpmıştım.
Arabadan inip, yere diz çökmüş yüzünü görmemi saçları engelleyen bir kız ile karşılaştım.
"iyimisiniz?" dedim
Kızın "bacağım-" diye bağırarak kaldırdığı başı beni görmesi ile sözlerini yarıda kesmişti.
İkimizde birbirimize bakıyor ama tek kelime daha edemiyorduk.
Mira♚
"Yine mi sen?! Senin yüzünden kaçıncı sakatlanışım bu?"
Yine mi buydu ya ne çekmiştim ben bundan? Orduya geldiğimden beri ne geldiyse bunun yüzünden geliyordu.
"Ben mi dedim sana arabanın önünde dur diye?" çıkıştı ben ise özür beklemiştim.
"Pardon ama burası neresi bir bak buraya çıkan sensin! " kelimelerim oldukça tersti.
Yerden kalkmak için hamle yaptım fakat ayağım acımıştı. Bir anlık acı affalamamı sağlamış ve sendelemiştim.
Kolumdan tutup geri düşmemi engellemişti.
Kendime gelip. "Ellerini kolumdan çek!" dedim.
Teslim olurmuş gibi ellerini havaya kaldırdı "tamam sakin"
Ayağımda müthiş bir acı vardı.
"Bak özür dilemek için seni hastaneye ben götüreyim?"
Ses tonu cidden yardım etmek istiyor gibiydi.
"Hayır gerek yok"
"Bak sonra tenha yerlere girip kaybolma " bu aklıma dün olanları getirmiş hâlâ esrarengiz bir şekilde kim olduğunu düşünmemi sağlamıştı.
"Tamam kabul ediyorum"
⚛️⚛️⚛️
Bir süre sonra arabaya binmiş tahminen hastane yolu olduğunu düşündüğüm yerde ilerliyorduk.
İkimizden de ses çıkmıyor yüzünü bir kez bile bana dönmüyordu.
Gayet dikkatli bir şekilde araba sürüşü vardı. Hakimdi en azından bir an bana nasıl çarptığını düşünmeden edemedim. Ya bana çarptıktan sonra dikkat kesilmişti yada zaten böyleydi.
Ama böyle araba süren birinin kaza yapması imkansız gibi gelmişti.
Bakışlarımı üzerine çevirdim.
Hafif sakalları ve anlına gelen uzun gür siyah saçları vardı. Siyah bir kapşonlusu içine giydiği lacivert tişörtü ve siyah pantolonu ile spor bir tarza sahipti.
Bir an benim gibi demekten alıkoyamadım kendimi.
Rahat hareketleri vardı ve kendine hastı büyük ihtimalle. Daha fazla bakmamak için önüme döndüm ve ellerimle oynamaya başladım.
Biraz sonra hastaneye gelmiştik.
Beklemeden indim arabadan.
"Getirdiğin için sağol şimdi kendim halledebilirim" dedim.
O ise arabadan indi ve kapıları kilitledi.
"Bende gelmek istiyorum"
"İşin gücün yok mu senin gitsene işte. "
"Nerden bileyim beni kandırdığını. "
"Bana yalancımı diyorsun sen?" sinirlenmiştim o kimdi ki benimle ukala ukala konuşuyordu?
"Aslında sana gıcık diyorum ben. "
"Aa ne tesadüf bende uyuz" diyip arkamı döndüm ve sekerek, artık ne kadar hızlı yürünürse, o kadar hızlı yürüyerek geçmeye çalıştım. O ise ellerini cebine sokup peşimden ağır adımlarla ilerledi.
İçeri girip fiş aldık ve sıramız gelince içeri girdik. Doktor bilgisayarından kafasını kaldırıp bana kısa bir bakış attı.
"Kızım yine mi sen daha geçen gün bakmadım mı ben sana?" diyiverdi. Delici bakışlarımı yanımdaki sırığa diktim. Evet boyuda uzundu. O sırık ise hiç bozuntuya vermedi ve sırıttı.
"Kendisi önüme çıkıyo doktor amca. "
Biraz sonra doktor ayağımı muayene etmiş ve sarmıştı..
Onu geçmek için yine önden zıplayarak iniyordum.
"İstersen seni evine bırakayım? " diye bir ses geldi.
Arkamı döndüm ve göz göze geldik.
"Gerek yok bir daha karşıma çıkma o bana yeter her karşıma çıkışında başıma, pardon bacağıma bir dert açılıyor. " sırıttı cidden bu onu kaçıncı görüşümdü?
İlki arabaya düşmemizdi ikincisii... ikincisi hastane, üçüncüsü ise çarşıda olanlar.
"Karşına bilerek çıkmıyorum sen benim gittiğim yerlerde oluyorsun" demiş ve gitmişti.
O arabasına giderken bende onun aksi tarafına doğru sekerek yürümeye başladım.
Biraz yürüyüp bir yandanda adını bilmediğim uyuza sövüp ilerlemeye devam ettim.
Arkadan bir korna sesi gelirken bağıran biri duyulmuştu.
"Çekilsene kızım ya! yol ver" yine mi ya yine mi bu?
Sinirle arkamı döndüm
" Sayende yürüyemiyorum ki bas git bulaşma işte! "
"Ben bırakayım demiştim ama İstemeyen sensin. "
"Herkesin arabasına binmiyorum"ben yürümeye çalışıyor daha - çok zıplıyor- o ise ağır adımlarla yanımda geliyordu.
Karadeniz insanını severdim hatta evleneceğim insan derdim ama bu kadar uyuz olduklarını bilmezdim ya bu türünün son örneği idi yada karadenizli değildi.
Eve geldiğimde teyzem ayağıma bakıp yanıma koştu hemen.
"Miraa!! Ne oldu! Ayağına!" şok ve panik birbirine girmiş gözleri büyümüştü. Stabil bir ses tonu ile teyzeme gülümsedim amaç onu rahatlatmaktı.
"İyiyim teyze merak etme sadece araba araba çarptı" Aferin Mira! sadece araba çarmışmış. Sadece araba çarptı ama ölmedim teyze de deseydin.
"Nee!" teyzemi daha da panik haline getirmiştim.
"Yok teyze öyle değil çok hızla değil yani onu demek istedim ben"
♚♚♚
"Sıla olanları düşünebiliyomusun ya? Buraya geldiğimden beri başıma gelmeyen kalmadı" Sıla'nıngülüşü kulağımı doldurdu.
"Öyle deme kankam ya vardır bunda da bir hayır. "
"Ama beni kurtaranın kim olduğunu hâlâ çözemedim"
"İlla tanıdık biri olacak değil ya Mira takılma bu kadar geçmiş olsun hemde sana uyu biraz"
Sılaya olanları anlatmış ve daha sonra ise telefonu kapatmıştık.
Sıla haklıydı kimse kimdi bananeydi ben sadece teşekkür etmek istemiştim.
Sarp♚
Hastaneden çıkıp annemlere gelmiştim saat beş olmuştu bile.
Evde kendim yemek yapmaya erindiğim için annemlerde yiyecektim. Üniversite okuduğum için ayrı ev sözleri vardı. Zaten habire gezmeye gittikleri için evde tek kalmaya alışkındım.
Ve ayrı ev benim için iyiydi.
Merdivenleri çıkıp kapının önünde durdum.
Tabi ki de anahtarım vardı ama kapıyı ablam açsın diye zile bastım.
Bir süre sonra 'Geldim' diye bir ses duyuldu. Ve kapı açıldı.
"Anneee bak kim gelmiş hayırsız oğlun" diye içeri seslenen ablama adımladım.
"Ne diyon lan sen!? hee bidaha de bakim!" diyerek kafasını kolumun altına aldım.
"Sarp napıyorsun ya bıraksana beni! " diye bağırıyordu. O sırada annem yanımıza geldi bende ablamı bıraktım.
Anneme sarılırken dudaklarımı oynatıp "daha bitmedi" dedim.
Göz devirip içeri gitti.
Anneme sarılmayı bırakıp "Anne ben açım" dedim. Şaşırmadı ben hep aç olan biriydim.
"Sarp birkezde tok ol oğlum yaa"
Sırıttım. "Babam iştemi?" "Evet işte"
"Anne hadi yemek yapta yiyelim yaa" dedim. Ne açtım yani biricik oğlu gelmişti bana yapmayacakta kime yapacaktı. Kızına mı? Evet ona yapabilirdi. Ama ben varken o sadece yemek yapmaya yardım edebilirdi ben ise yerdim.
Annem yemekleri getirdiğinde sofraya oturdum hemen o sırada kapı çalmıştı.
"Oo yenge kaynanam sevecekmiş valla" gelen alt katta oturan kuzenim Buğraydı.
"Lan senin ne işin var burda?" bu onu evine gitsene gerizekalı deme itemimdi.
"Dışarı çıkacaktım Mete bişeyler dedi bende arabayı gördüm yanına geldim " dedi.
"Lan kalk kalk diye kaldırdım Buğrayı"
"Noluyo oğlum? "
"Anne bizim işimiz var" dedim ve buğrayıda alıp evden çıktım.
"Sarp iyi misin lan yemek yiyecektim ben"
"Oğlum arabayı yıkatıcam lan o kadar çarptı batırmıştır arabamı" buğra gülmeye başladı.
"Oğlum arabayı o kadar iyi sürersin hız yaparsın daha bir tane arabaya bile çarpadın gibip kıza nasıl çarptın?"
"Ne biliyim oğlum her yerde karşıma çıkıyo"
"Kim?"
"Lan sana hesapmı vericem yürü hadi"
Arabaya binip. Buralarda güzel yıkadığını düşündüğüm bir abimin yerine gittim.
Herkese yıkatamazdım kızımı.
Buğra ile arabadan indik çok kalabalık değil iki kişi vardı.
Önümde ki adama kaç dakkikadır yıkıyorlar diye sordum.
"Yeni başladılar" diye cevap verdi ardından" araba yıkatmaya mı geldin delikanlı " dedi.
Sanırım onunda canı sıkılmıştı.
"Evet " dedim. Genç birisiydi öyle çok yaşlı değildi.
"Benimde araba su kaynattı yakınlarda burayı önerdiler daha bekliyorum"
"Çalışır ya bişey olmaz o zaman"
Bir süre sonra bizim işimiz bitmiş Buğra ile arabaya gidiyorduk ona kıza çarptığımı anlatmıştım.
Ve şimdi gülüyordu. O gülerken az ilerde o adamı gördüm. Arabayı burda bırakmıştı.
"Sarp ya benim işim var şimdi gitmem lazım görüşürüz kuzen"
Bakışlarımı Buğraya çevirdim
"Noldu?"
"Hadi görüşürüzz "diyerek yanımdan gidişini izledim.
Aklıma gelen fikir ile hemde tek gitmek istemediğim için;
"Abi" diye seslendim "Kusura bakma adını bilmiyorum" diyede ekledim.
"Adım Bayram da noldu?"
"Bende Sarp, şey diyecektim araba tamir olmadımı?"
"Yok olmadı eve dönücem şimdi"
"O zaman ben bırakayım sizi"
Başta düşündü sonra ise "Zahmet olmasın evlat ben giderim" dedi.
"Yok ya araba benim zaten ben bırakırım hem akşam oldu lütfen"
Kabul etmiş ve yanıma binmişti.
Evi tarif etmiş ve yaklaşık yarım saat sonra evin önüne gelmiştik.
"Sağol Sarp bu iyiliğini unutmam bize gel çay ikram ediyim"
"Sağol Bayram abi ama benim eve gitmem gerek sözüm olsun başka bir güne gelirim"
"Sen beni bırakmadın bende seni bırakmıyorum o kadar zahmet ettin hemde acıkmışsındır" evet açtım Buğra yüzünden hiçbir şey yiyememiştim.
"Olur " dedim ve arabadan indik sonra ise Bayram abi ile evin yolunu tuttuk.
Mira♚
Sılayı yine aramıştım ve onunla konuşarak dışarıyı izliyordum. Biraz sonra evin önünde bir araba durdu ve içinden eniştem indi daha sonra ise sürücü indi. Sürücüyü görmem ile gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
"Eniştemle ne işi var bunun Sıla" diyiverdim.
Daha sonra ise eniştem ve ikisi kapıya doğru yürümeye başlamışlardı ve kapı çalmıştı.
"Seni sonra ararım" diyip aşağıya indim.
Eniştem ve teyzem konuşuyordu.
"Hoşgeldiniz, Bayram arabaya noldu? "
"Hoşbulduk, sorma Zeynep ya araba bozuldu tamircide Sarp yardım etti sağolsun" diyip çocuğun omzunu sıvazladı.
"Demek Sarp!"
Veee bölüm sonu oy ve yorum yapmadan geçmeyin lütfen seviliyorsunuz :)
Hikaye nasıl gidiyor?
Oy vermeden geçmeyin lütfen!
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro