Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

27.Bölüm*Güzel Gün Sineması*

Multi✡️ Mira ve Sarp temsili* bölümden bağımsız

Bölüm şarkısı:Bahadır Sağlam "Sevgilim " Bu şarkı çok güzel uydu :) en sevdiğim kısmı seçemedim. O yüzden sizden bir ricam şarkıyı önce bir dinleyin sonra bölümü okuyun şarkı aklınızda kalmamış ise tekrar dinleyin ve yoruma "şu söz daha iyi anlatıyor bu bölümü" diyerek yorum bırakın.

İyi okumalar...

Mira

Balayı için izinimiz bir kaç gün önce bitmiş Sarp ise işe başlamıştı. Bu süre zarfında klasik ev hanımına bağlamıştım. İstanbul da tanıdığım pek bir arkadaşım yoktu bu yüzden canım fazlasıyla sıkılıyordu. Üniversite de edindiğim bir arkadaşımda yoktu. Üniversite lise gibi değildi insanlar daha soğuktu birbirlerine karşı. Çok nadir iki arkadaşı beraber görüyordunuz.

Şu sıralar tek eğlencem Miray olmuştu. Sarp işteyken Mirayla beraber bolca vakit geçiriyorduk.

Düşüncelerimden sıyrılıp banyodan çıktım. Üzerimi değiştirip, saçlarımı havlu ile kuruladım. Sonra ise mutfağa ilerledim.

Eskiden annemler bir yere gittiklerinde evin bana kalması en sevdiğim şeydi. O günleri hatırlayıp burasının istediğim kadar yalnız kalabileceğim ev olması içimdeki tarifsiz hisleri dahada derin hisetmemi sağlıyordu.

İç çekip içeri girdim. Mutfakta yarım kalan işlerimi halledip çıktım. Saat onikiye geliyordu telefonumu nereye koyduğumu bulmak için yatak odasına ilerledim. Biraz sonra Sarp öğle yemeğine çıkıcaktı ve beni arıycaktı. İki dakika geç açsam telefonu, arabaya binip buraya gelicek duruma geliyordu.

Tamda tahmin ettiğim gibi telefonu elime almamla çalması bir oldu. Bekletmeden açıp kulağıma dayadım.

"Napıyon hanım? "

"İyiyim aşkım evde işlerim vardı sen napıyosun?"

"Bende odamdayım yemek söyledim çok işim var. Akşam biraz geç gelebilirim o yüzden."

"Geç mi? Ya canım sıkılır ama benim"

"Keyfini getiren benim tabi sende haklısın aşkım."hafiften gülsemde devam ettim sözlerime.

"Ya dalga geçme canım sıkılıyor zaten sende yoksun evde napıyım ben! "

"Tamam tamam bişey yapma merak etme beni hadi ben yemeğimi yiyim sonra ararım yine."

"Afiyet olsun"

"Sağol yavrum." güldüm. "Sensin yavrum"

Telefonları kapatmamız ile kapının hızla çalması bir oldu.

"Miya abla Miya abla annemden kuytay beni! "

Kapının arkasından gelen sesler ile hızla kapıya koşup açtım Miray elinde kitapları ile gelmiş arkasından annesinin sesi yükseliyordu. "Miray! Nereye kaçıyosun sen?! annecim in aşağıya hadi."

"Hayıy!" Mirayın inatçı ve asi tavırları çok tatlıydı. Bir kaç sene sonra büyümüş ve evden gizlice çıkmak için herşeyi yapıcak çocuklar gibi bir hali vardı. Biri bişey dediğinde lafı ile dövebilecek kabiliyeti onda görebiliyordum.

"Tamam abla sorun yok zaten canım sıkılıyor."

"Parka gidelim dedim çarşıda işim vardı ama seni istedi. Seninle kalsın o zaman."

"Tamam sen hallet merak etme biz eğleniriz Mirayla." daha sonra Miraya dönüp kocaman gülümsedim.

"Demi Miray!"

"Evett!" diyerek ellerini çırptı. Koşturarak içeri girdi. Bende peşinden girip kapıyı arkamızdan örttüm.

Miray Sarpın masasına eşyalarını döküp boyamayı çok seviyordu. Kendini Sarp gibi hissediyordu.

"Aa dayım beni çizmiş" diyerek resmi eline aldı. Sesindeki şaşkınlık o kadar bariz belliydi ki.

"Aynı ben" gülerek Mirayın şaşkınlığını izledim. "Evet aynı sensin bitanem"

"Ben bunu alabiliymiyim?"

"Olur alabilirsin tabi." Miray gülümseyip boyalarını masaya bıraktı resmi özenle kenara koyup bakışlarını bana dikti. Masadaki resimleri Sarpın rafına kaldırdım.

"Ne yapıcaz bakalım?"

"Yesim çizelim!"

"O zaman yesim çizelim!" diyerek güldüm. Arada 'r' harfini söyleyemiyordu ama ses tonu ile sözlerini söylemesi çok tatlı yapıyordu.

Mirayla beraber onun tabiri ile 'yesim' çizmiş. Daha sonra ise boyamak için durmuştuk.

"Bak bu benim, bu sensin buda dayım" Miray çizdiği resimi tanıtıp Sarpa fazlası ile hayran olduğunu bir kez daha gözler önüne sermişti. Sarpa olan Bu düşkünlüğü yaşı arttıkça dahada artıyordu. Annesi veya babasını çizdiğini görmeyi bekliyordum açıkcası ama Mirayın tam bir dayı delisi olduğunu düşünürsek normal gelmişti.

"Çen burayı boya Miya abla" Mirayın 'S' ve 'Ç'harfi karışık söylediği 'Sen' kelimesi daha çok 'Çen' gibi çıkmıştı onun değişik diksiyonlu ses tonu beni gülümsetmeye yetiyordu.

Boya yapmayı ne kadar sevmesemde Miray için kalemlerden birini elime aldım ve boyamaya başladım.

Bir süre sonra Miray ile resmimizi kenara bıraktık ve etrafı topladık.

Sarpın eşyalarını masaya yeniden bıraktığımda Miray kendi resmini de masaya bıraktı.

"Gel beraber mutfağa gidelim güzellik yemek yapalım."

Miray sevinçle ellerini çarpıp çığlık atarcasına konuştu.

"Evett yapalımm!"

Mirayla beraber mutfağa ilerledik ellerimizi yıkadık üzerine önlük bağladım saçlarını topladım.

Miraya malzemeler için kap çıkardım. Miray ona söylediklerimi dolaptan çıkarıp masaya koyuyordu.

"Ih bu çıkmıyo." gülerek yanına ilerledim"Ben alırın dur bekle. "

Hepsini masaya koyunca ben yağı eritmek için ocağa bıraktım.

Miray gülerek yumurtayı eline aldığında hızla elinden aldım.

Gülümseyerek" I-ııı"diyerek parmağımı iki yana salladım.

Miray gülümseyip,Ona söylediğim malzemeleri kaba boşalttı yağıda döktükten sonra Miray karıştırmaya başladı. Bir süre sonra yorulunca kenara çekildi bu sefer de ben yoğurdum hamuru.

Kıvama gelince fırın tepsisini çıkardık ve Mirayla kurabiyelere yuvarlak şekilleri vermeye başladık.

"Yaa bu çok zevkli" diyerek sevinç çığlığı attı Miray. Genelde böyle yaptığında kulaklarımızı inletirdi.

Miray son topları yaparken gidip fırını ayarladım. Sonra ise etrafı toparlayıp dolaba yöneldim. Poğaça içinde malzeme çıkarıp tezgaha dizdim.

"Bitti!"

"Aferin çakim benim çok iyi iş çıkardık" diyerek Miraya karşılık verdim.

Mirayda gülüp bana karşılık verdi. "Bence aşçı olmalıyım."

Kurabiyeleri fırına bırakıp poğaça yapmaya başladık hamuru mayalanması için bırakıp pişen Kurabiyeleri fırından aldık.

"Uf çok sıcakmııış" diyen Miray parmağını dokundurduğu kurabiyeden çekti.

"Merak etme yeriz biraz soğusunda hadi gel bana yardım et bakalım."

"Ne yapıcaz?"

"Çamaşır asmamız gerek."

"Oluur" diyerek Miray banyoya koşturdu.

Benden küçükleri daima çalıştırırdım. Çünkü büyüyünce yapmıyorlardı. İki yaşındaki kuzenim mutfakta daima bana yardım ederdi. Verdiklerimi sofraya taşır çamaşır asarken bana yardım eder mandal verirdi. Toplarken ise kuruyanları ona verir sepete koydururdum. Yaramaz çocuklar anca iş yapınca susabiliyorlardı. Kız erkek fark etmiyor çünkü ben Miraça çok yaptırırdım.

Mirayla makinadaki çamaşırları çıkarıp balkona ilerledik sepeti yere koyup içlerinden birini çırpıp aldım ve ipe astım Miray mandalı bana uzattı. Beraber tüm çamaşırlara aynısını yaptık daha sonra ise mutfağa geri döndük poğaçaları da fırına sürüp Kurabiyeleri tabaklara boşalttım.

Miraya meyve suyu doldurup salona ilerledim.

"Bak Mira abla Tom ve Jerry var." Mirayın heyecanlı gelen sesi ile gülümseyip sehpaya kurabiye ve meyve suyunu bıraktım. Miray yaptığımız kurabiyeden övgü ile bahsediyordu.

"Çok güzel olmuş bence biydaha yapmalıyız Miya abla"

"Yaparız tabi. "

Miray sırtını bana yaslamış soru sorarak çizgi film izliyordu. Bir süre sonra sessi çıkmayınca uyuduğunu fark ettim. Arkasından çekilip kafasını yastığa koydum sonra odaya gidip battaniye aldım. Mirayın üzerini örtüp yanağını öptüm.

Sarp
(Bu kısım Sarpı özleyenlere gelsin)

Çizdiğim bir kaşka logodan kafamı kaldırıp gözlerimi kırpıştırdım.

Çalan telefon ile dikatim dağılmış gözlerimin acıdığını o an idrak etmiştim. Ama işim bitmeden gitmiycektim.

"Efendim?"

"Merhaba Sarp bey size çiçek geldi"

"Tamam Faruk odama gönder"

Biraz sonra elinde bir çiçekle bir adam içeri girdi parasını verip teşekkür ettim. Çiçekleri masama koyup son işlerimide hallettim ve bilgisayarımı kapattım.

Odamdan çıkıp elimde çiçeklerle Kerimi gördüm.

"Oo Sarp işin bittimi?"

"Bitti bugün çok yoruldum"

"Aynen bende öyle, yarın için çok çalışanlara izin var sonuçta işimiz bitti iki gün rahatız"

"Ben buna iyi haber derim işte" diyerek gülümsedim.

"Ama bir şey üzerinde çalışacağız sana e-mailden atarım akşam"

"Tamam Kerem sağol iyi akşamlar "

"İyi akşamlar"

Ofisten çıkıp arabama ilerledim park ettiğim yerden çıkıp evin yolunu tuttum.

Hayatımda aldığım ilk çiçekti. Miraya daha önce çiçek aldığımı hatırlamıyordum.

Ama daha sonra aklıma çiçekten daha çok sevdiği bişey geldi"Kakolu süt"

Kendi kendime tepkime gülüp markete sürdüm. Arabayı durdurunca Miraya mesaj attım. "Çıktım, yoldayım birşey istiyormusun hatun?"

Arabadan inip markete girdiğimde "Evet seni" demişti. Sırıtıp "Bekle geliyorum" yazdım daha sonra ise telefonu cebime koydum. Marketten sütleri alıp dışarı çıktım ve arabaya geri bindim. Çiçeğin yanına onlarıda koyup eve sürdüm.

Hava bugün serindi ama trafik beterdi. Bir buçuk saat sonra eve geldiğimde Merdivenleri çıkmak zulüm gibiydi.

Zile basıp çiçeği burnuma götürdüm elimle biraz düzeltip çiçeklerden kafamı hafif çektiğimde Mira kapıyı açmıştı. Bakışları üzerimde dolanıp çiçeği çektiğimde boynuma atladı.

"Çok özledim ya" yanağımı öptü. Gülüp "Dur dur kapıyı örteyim" diyerek ayağımla kapıyı ittirdim. Ellerimi Miranın beline dolayıp çenesini öptüm.

Geri çekilip yüzüme baktığında elimdeki çiçekleri daha yeni fark etmişti.

"Ya çiçek mi aldın sen?" diyerek elimden aldığı çiçekleri kokladı. Ayakkabılarımı çıkarıp salona ilerledik Mira yanağımı öptüğünde kakaolu sütleride uzattım.

"Ya heriflerin birtanesi" dediğinde ikimizde güldük bu sefer.

Mira mutfağa gittiğinde bende üzerimi değişmek için odaya gittim.

Üzerimi değişip günün yorgunluğu ile kendimi yatağa attığımda gözlerim kapanmıştı bile.

Mira gelip yanıma uzandı. Elleri saçlarımda dolaşırken;

"Çok mu yoruldun?" diyerek fısıldadı.

Yüz üstü yattığımdan Mira'yı yanıma çekip kafamı boynunun yanına yastığa bıraktım.

Miranın parmakları kirpiklerimde gezinip gözlerimin üzerini öptüğünde tek düşündüğüm huzurdu. Belli belirsiz mırıldandım.

"Çok yoruldum"

Mira yanağımı öpüp sakallarım üzerine ellerini koyduğunda o an bilincimin kapandığını hissettim.

Miraya sımsıkı sarılmış bir halde sabah gözlerimi açtım. Sanki gitmek istemişte bırakmamış gibiydim. Nefes alışlarımız birbirine karışmış birimizin verdiği nefesi diğeri alıyordu.

Nefesinde hayat bulmak buydu benim için.

Miranın yüzünü incelemeye başladım. Uzanıp yanaklarını öptüm. Sonra alnını öptüm. Hâlâ sakalımda duran elini tutup dudaklarıma götürdüm ve avuç içini öptüm.

Mira gözlerini aralayıp yüzüme gözlerini gezdirdi.

"Uyanmışsın caniçim" kalbim sımsıcak olmuş müthiş bir senfoni ile atmaya başlamıştı ile.

"Sanada günaydın cantanem"

İkimizde birbirimize gülümsedik ve bakıştık sonra bakışmanın verdiği şey ile güldük.

"Bakma ya şöyle"

"İnsan sevdiğine bakmazmı? "

"Bakar"

"E o zaman?"

"Tamam demedim bişey gel kahvaltı yapalım sabah oldu"

Kollarımdan çıkmasına izin vermeyip daha çok kendime çekip sarıldım. "Bugün burdan çıkasım yok" sanki kaç sendir görmüşüyordukta hasret kalmıştık gibi hissediyordum. Bugün gün boyu sarılıp uyuyabilirdim.

Mira boynuna gömdüğüm kafamı görmek için yüzünü bana çevirdi.

Ellerini yanaklarıma koyup biraz daha yaklaştırdı kendine tekrar öptü gözlerimden "Yemek önemli uykucu, hadi kalk o yüzden "

Mira yemek yaparken ona fırsat vermeyip beline kollarımı doladım saçlarını öpüp masaya oturduğumda Mira konuşmaya başladı.

"Dün Mirayla poğaça yaptık birde senin Mirayı çizdiğin resmi kendi aldı. Çokta beğendi dayım beni çizmiş diyerek"

"Tabi beğenir o kadar çizdim. " dediğimde dil çıkardı.

"Onca sene geçti evlendik, neredeyse bir sene olacak evleneli hâlâ dil çıkarıyor bak hele"

"Dil çıkarmanın yaşı olmaz bi kere"

"Öylemi?"

"Öyle"

"Öylemi ?"

"Öyle "

"Aşkım?"

"Heh?"

"Sus"

"Çok ayıp"

"Sensin ayıp Sarp!"

"Tamam kız kızma gel"

Daha sonra kahvaltımızı yapmış iki gün izinli olduğumu söylemiştim.

Mira ile ne yapsak diye düşünürken Sinamaya gitmeye karar verdik.

Miranın evde giydiği V yaka tişört sinirimi bozmuştu.

"Sen dün bununlamı uyudun?" diyerek tişörtü gösterdim.

"Evet"

"Evde bununlamı durdun? Ben yokken?"

"Evet ama akşamdı Sarp evdeydim zaten"

"Yok olmaz ben yokken giyme"

"Çıkartim o zaman"

Kolunu tutup çektim. "Yok ben varım artık"

"Sarp!" diyerek omzuma vurdu gülmeye başladım.

Mira gülüşüme bakarken "Ne yani hadi önceden sevgiliydik, nişanlıyken de bişey yapmadım evlendik artık yinede Sarp diye dayak yiyorum çok ayıp ama"

Leydi yanımıza gelip havlarken artık alışmış olması güzeldi.

Mahallede herkes leydiyi tanıyor arada ablamlara inip Mirayla oynuyordu. Bazen ise gezip sonra eve geliyordu.

Mira ile odamıza gidip üzerimize kıyafet çıkardık. Üzerindeki tişörtü çıkartıp. "Bununla omasss" diyerek önü kapalı tişörtü çıkardım. Mira gülüp uzattığımı giydi. Daha sonra ise ikimizde hazır olup evden çıktık.

Leydiyi ablama bırakıp arabaya bindiğimizde Miranın elini bırakmadım.

Mira herzamanki gibi camı açıp müziğin sesini yükseltmişti.

Arada bana bulaşıp gülmemi sağlıyordu.

"Hangi filme girsek ki?"

"Orda bakarız dert etme" diyerek gülümsedim sonrada direksiyonu sola kırdım. AVM nin büyük otoparkına gelince arabayı park ettim. Miranın elini tutup içeri girdik. Vitrinlere bakarak gezinerek yol aldık.

Daha öncede avm ye gelmiştik. Ama o zamanlar evli değildik. Yanından geçtiğimiz insanların bakışları bizi rahatsız etmişti.

Şuan evliydik ve ben karımın elini bırakmaya niyetli değildim.

Elini tutup Vitrinlerden birinin önünde durdum ve oraya doğru çekiştirdim.

"Noldu Sarp?"

"Bişey gördüm gelsene"

"Bunu alalımmı?" diyerek beyaz bir elbiseyi işaret ettim.

"İyide Sarp sen diyorsun elbise bu aşkım"

"Ee nolmuş evde giyersin"

"Evde elbisemi giyilir?"

"Dışarda elbisemi giyilir?" Mira dediğime karşı gülüp "Ya napılır?" diyerek bana baktı. Uzanıp yanağını öptüm. Normalde dışarda böyle bişey yapmazdım ama artık normalden uzaktık.

"Sonra alırsın gel filme gidelim" diyerek elimi tutup çekiştirdi.

"Olmaz bunu alıyımda sonra içim dertlenir"

Dediğime gülüp elbiseyi elime verdi. "Bunu bi dene ama çıkma kabinden giyince seslenirsin"

"E o zaman nasıl görüceksin üzerimde durduğunu?"

"Dışarı çıkarsan insanlar görür gerek yok" diyerek kabine ittirdim.

Mira biraz sonra giydim diyerek bana seslendi.

"Oldumu?"

"Evet tam oldu aşkım"

Biraz sonra üzerini değişip yanıma geldi elime tutup kasaya ilerleyip poşeti aldık. Beraber en üst kata çıkıp film seçtik.

Miranın elini bırakmayıp saçından öptüm daha sonra ise film izlemek için döndük.

"Aaa popcorn alalım aşkım duur" diyerek mısırların olduğu yere ilerledim. Mira gülüp benimle beraber yöneldi. İçeceklerimizi ve mısırlarımızı alıp içeri seçtiğimiz filme girdik.

Işıklar kapalıydı filmin reklamını veriyorlardı. Geçip oturduk koltuğumuza

İçimde çocuksu bir heyecan vardı. Sevdiğimle beraber sevdiğim şehirdeydim bu sefer ayrılık yoktu aramıza giren mesafelerde yoktu hazır evlenmişken bize tanınan şeylerin tadını çıkarmak lazımdı zaman çabuk geçiyordu sonuçta ve ben yanımdaki kadın ile kesinlikle çok mutlu ve huzurluydum.

Bir anlık bir tesadüf ile tanışıp aramıza kötü olaylar girmişti sonra mesafe. Aşk peşimizi bunca şeye rağmen bırakmamış aynı üniversitede okumamızı sağlamıştı. Çok güzel anılar biriktirmiştik bir süre bekarlığın tadını çıkarmış olarak şimdide evliliğin tadını çıkarmalıydık.

Filmin başlaması ile Miraya bir bakış atıp yanağını öptüm.

Yüzünü bana dönüp gülümsedi uzanıp elini tuttum. Filmin sesi ile bakışlarımızı ekrana çevirdik.

3

2

1

☘️

Bölüm sonu beyler bayanlar finale yavaş yavaş yaklaşıyoruz bunu sizlere bildirmek istedik. Final bölümünde konuşma yapacağım için sözleri uzatmayacağım bölüm kısa olduğu için üzgünüz ama sıradan bir gündü.

Kendinize Sarpın deyimi ile iyi davranın! Eğer hâlâ hikayemize oy vermemişseniz oylayın lütfen ve kütüphanenize eklemediyseniz hemen ekleyin ki bildirimlerden haberiniz olsun. :')

Bol bol yorum bol bol okunma bolcada vote bekliyoruz sizlerden.

Bu arada geçmiş sevgililer gününüz mübarek olsun. Jxjdjdjds

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro