Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

25.Bölüm*Küçük Üye*

Multi:Ağaç ev ve leydi (Net açık okumanızı öneririm içerisinde ufak resimler var eğer mobilden girenler varsa önce resimleri görmek için bölümü gezsin sonra neti kapınca sizin için sorun teşkil etmez :) iyi okumalar...)

Mira♚

Sarpla karşılıklı evin salonunda oturmuş, küçük sehpanın önüne çökmüştük.

Balayı için gitmek istediğimiz yerleri bir kağıda yazmış biraz sonra yaptığımız çarkı çevirecek ve ilk gelen yere gidicektik. Sarpla ufak bir bakışma geçirdik.

"Önden bayanlar" dedi elini çevir dercesine uzatırken.

Uzanıp çevirdim. Sonra bidaha, sonra tekrar, habire bir bahane bulup gelen yeri istemiyordum.

"E güya ilk çıkan yere gidicektik aşkım kaç ilk yer değiştirdik yaf hadi bak bu son, ben çeviriyorum" diyerek uzandı ve çevirdi. Gözlerimi kapattım.

"Neresi geldi?"

"Rize"

"Ne Rizemi?"

"Evet"

"Aiy çok sevindimm hadi hazırlanalım hemen ya" sabahtan beri çeviriyorduk ve bişeyler eksik geliyordu şuan çıkan yer beni oldukça sevindirmişti. Karadeniz aşığı biri olarak bu benim için çok güzel bişeydi.

"Aşkım madem Rizeye gitmek istiyodun neden söylemiyosun? "

"Hadi ya gel hazırlık yapmamız lazım" diyerek Sarpı susturdum. gülerek peşimden gelirken odamıza geçtik.

Evleneli üç gün olmuştu farklı bir ev gibi dursada burası bizim evimizdi. Ailemiz bir yere kadar bize yardım ettiğini şuan evde iki kişi olarak kaldığımızda daha iyi anlamıştım.

Dolabın üst kısmındaki bavulları almak için hiç zıplama zahmetine girmedim direk Sarpa devrettim.

Sarp üstteki bavulları indirip yatağın üzerine koydu ikisinin de kapağını açıp bana baktı.

"Sence hırka alsakmı yanımıza?"

"Evet alalım banada al" uzanıp askılıktan çok kalın olmayan ince bir tişörtü çıkardım sonra ise hırkalarımızı aldım. Elimdekileri Sarpa uzatıp bavula koymasını istedim.

Öyle böyle diyerek yavaş yavaş hepsini düzenledik. Gerekli mazelerimizide yerleştirdikten sonra bavulları kapattık.

İki orta boy bavul yeterliydi.

Yemek yedikten sonra salona geçip oturduk. Sarpın göğsüne kafamı yaslayıp kanalları gezmeye başladım.

"Yarın çıkıyoruz demi yola?"

"Evet hanım"

"Dolapta dolu, onları napıcaz? bir hafta yokuz sonuçta"

"Bişey olmaz ya ablamlara bırakırız"

"Tamam o zaman" diyerek Sarpa biraz daha sarıldım.

♚♚♚

Sabah erken kalkmış kahvaltımızı yapmıştık. Ben üstümü değişirken Sarpta bavulları arabaya götürmüştü.

Evin kapısını kilitleyip aşağıya indim.

"Sen arabaya geç aşkım ben geliyorum şimdi" diyerek apartmana geri girdi.

Geri geldiğinde yola çıkmıştık. Hava oldukça güzeldi. Camı indirdim ve kolumun üzerine yaslandım. Rüzgar hafif hafif eserken saçlarımın savrulması güzeldi.

"Mira içeri gel bak hava çarpıcak şimdi"

"Bişey olmaz bitanem yaa"

"Aşkım gel işte içeri"

"Tamam tamam" diyerek uzanıp yanağını öptüm.

"Araba sürüyorum ama"

"Ay öpmimmi?"

"Yok yok öp"

"O zaman sus" dedim gülerek.

"Tum"

***

Yol böyle ilerlemiş gitmişti Sarpla bir çeşme görüp durduk iki saattir yoldaydık serinlemek için el yüz yıkasak fena olmazdı.

Arabadan inip çeşmeye doğru yürüdük. Sarp elini yüzünü yıkamış "Mira bi gelsene" diyerek yanına gelmemi istemişti.

"Noldu?" dediğimde yüzüme su sıçrattı.

"Ya Sarp napıyosun!?" diyerek gülmeye başladım. Sarpta gülerken bende elimi yüzümü yıkadım.

Rize sınırlarına girdiğimizi ağaçlık yerlerden anlaması çokta zor değildi.

Ya çok güzeldi. Manzaraya aşık olası gelmiyordu insanın direk aşık oluyordunuz.

Biraz sonra Sarp arabayı aniden durdurdu.

Panikle Sarpa baktım "Nolduu?"

"Köpek gördüm bitane yolun kenarında ona bakıcam"

"Bende geliyorum" diyerek Sarpın peşine indim arabadan.

Çok şirin bir  köpekti orta boylu ama bileğinden kan akıyordu. Acaba başına ne gelmişti.

"Sarp alalımmı? veterinere götürelim"

"Olur aşkım alalım yazık burda durmasın zaten" diyerek kucağına aldı.

Arka tarafa köpekciği bıraktıktan sonra Sarp yerine yerleşti.

"Netten baksana veteriner neredeymiş?" kafamı salladım. "Bakim"

Veterinerde işimiz bittikten sonra artık bu köpüş bizimdi. Adı Leydiydi. Sarp seçti.

Sarp ben herşeyi ayarladım demişti ama geldiğimiz yer ormanın içinden geçiyordu.

Biraz sonra durduğumuzda karşımda gördüğüm şeye inanamadım. "Saarp" dedim hayret ile çıkan sesim ile.

"Güzelmi?"

"Hemde nasıl, bayıldım ya"

Sarpa baktım yüzlerimiz birbirine dönüktü biz o yakınlıktan bakarken birbirimize leydi kafasını koltuğun ortasından çıkarıp havladı.

Gülerek geri çekilirken arabadan indim. Elimi tutarak ilerlemeye başladık Sarp kapıyı açıp içeri girmemi bekledi. Küçük prefabrik evlerdendi. Koyu kahve veya siyah renkli olabilirdi dış cephesi karanlıktan seçemiyordum. İki tane penceresi vardı. İçeri girdiğimizde ise ufak bir yer mutfak için ayrılmış gerisi salondu. Televizyon ve yataktan ziyade köşedede soba vardı. Diğer bir kapının tuvalet veya banyo olduğunu düşündüm İçersi çok sevimliydi.


Yolda gelirken aldığımız yiyecekleri Sarp içeri getirirken leydide ağzındaki poşeti bana getirdi. Onun bu hareketi beni güldürürken Sarpın "acıktım ben ya" demesi ve leydinin getirdiği poşette ise leydinin maması olması "Birdiniz iki oldunuz dedirtti"

Sarpta gülerken leydinin koluna baktı. "İlacını içirmek lazım" diyerek kafasını sevdi.

Ben dolaba yiyecekleri yerleştirirken leydi de poşetleri önüme getiriyordu.

"Sarp bu köpek eğitimli galiba çok yardım ediyor" Sarp dediğime karşı güldü "Bence acıktı ondan böyle yapıyor"

Biraz sonra hızlaca yapabileceğimiz bişiler düşündük patates kızartmaya karar verdik.

Yemekten sonra günün yorgunluğu ile uyumak istedik. Sarp ile yatağa girdiğimizde leydide koltuğa geçti.

Camdan içeri yansıyan ay ışığı ile gözlerimizi kapattık.

Sarp♚

Sabah erken kalkıp Miranın dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım. Üzerimi değişip leydinin kafasını okşadım. "Kızım, hanım sana emanet ben gelene kadar iyi bak" kısık sesli bir havlama sayesinde bakışlarım Miraya kaydı hâlâ uyuyordu. Evden çıkıp arabama atladım. Buraya gelirken gördüğüm bir marangoza gidiyordum. Küçükken içimde kalan bir şeydi. Hemde herkes balayına gelip denize girmek zorunda değildi ya? Farklı bir anımız olsun değilmi?

Marangozun olduğu yerde durdum. İstediğim şeyi anlatınca gerekli parçaların olduğunu ama biraz daha odun kesiliceğini söyledi.

Bir süre işini bitirmesini beklerken etrafı gezdim. Ferah bir atolyeydi çok fazla bişey yoktu iki tane kapısı kapalı oda bir de küçük soba vardı.

Ortada çalışma için kocaman bir masa yerlerde talaş ve odunlar vardı.

Bir süre sonra istediklerimi hazır halde buldum. Teşekkür ederek çıktım atolyeden. Arabanın bagajına aldıklarımı koyduğumda evin yolunu tuttum.

Eve geldiğimde Miranın yanına yatağa çöktüm. Yanağına ufak ufak öpücükler bırakırken mırıldandı "Sarp dur ya uyumak istiyorum"

"Olmazz  hadi uyan bak sana süprizim var" diyerek yanağını okşadım. Hafifçe gözlerini araladı. "Noldu?"

"Dışarı gelirmisin benimle aşkım? "

Doğrulup yataktan kalktı sonrada üzerini değişti.

"Gel " diyerek elini tuttum. Arkamızdan da leydi geliyodu.

Arabadan tahtaları çıkardım.

"Bunlar ne Sarp?"

"Tahta"

"Napıcaz bunlarla?"

"Ağaç ev yapıcaz aşkım"

" Ağaç ev mi? "şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. Yerim.

" Evet "dedim gülümseyerek.

" Biliyomusun yapmayı? "

" Aslında bilmiyorum, ama yardım edersen bişeyler çıkarabiliriz ortaya varmısın ortak? "

" Varım tabi! "

Leydide arkamızdan havlarken onu unuttuğumuzu fark ettim." Varmısın kızım? "

Yeniden havladı. Mira'yla gülerken ağaç ev yapıcağımız ağacın önüne geldik. Leydi kenara oturmuş bize bakarken ağaca tırmandım. Üstte tahtaları zemin hazırlamak için çiviliyodum. Mira ise odun veriyordu.

Mira♚

"Ya Sarp biraz şu tarafa doğru kaydırsana çok şey oldu "

"Oldumu?"

"Heh oldu"

"Şu tahtayı versene büyüğü" dediği tahtayı Sarpa uzattım.

"Sarp orası olmadı ama ya"

"Aşkım ordan söylemesi kolay gel sen yap kolaysa"

"Ay çekil yaparım ben geç aşağıya" Sarp aşağıya indi tam burnumun dibinde durdu. Nefesini yüzüme üfleyip "Yap bakalım" dedi.

"Yapayımda bak bakalım" diyerek yüzüne baktım. Ağaca çıkıp tahtaları dediğim gibi koydum ama çivileri yerlerine çakmak çok zahmetliydi.

Biraz uğraştıktan sonra Sarpın uzattığı diğer tahtayı aldım. "Noldu aşkım zormu?"

"Ya Sarp sen öyle yaparken ben kolay oluyo diye dedim bu cidden zormuş" diyerek ksrşılık verdim.

"Ben dedim sana hayatım dinlemiyorsun ki dikkat et de eline çakma"

"Yok merak etme zemin biter zaten birazdan sonra çatıyı yaparız yemek yeriz"

"Olur hatun ne diyosan o" gülerek Sarpa baktım. "Deli ya"

Biraz sonra Sarp yanıma gelmiş beraber çatısını da yapmıştık. Yorulmuştuk ama çok güzel bir iş çıkarmıştık ikimizi de taşıyordu ayrıca.

Uzanıp Sarpın yanağını öptüm "Çok güzel yapmışız aşkım ellerimize sağlık" diyerek diğer yanağını da öptüm. Sarpta gülümseyip yanağımı öptü.

"Manzaramıza bak aşkım akşam elimizde sıcak çikolatalarımızı alıp burda uyuyalım yıldızlara bakması güzel olur hem akşam serin olur" diyerek yüzüme üfledi  "Sarılırız"

Sarp beni öpmek için yaklaşırken leydinin havlaması ile söverek geri çekildi. "Ama kızım!"

"Hav"

Sarp ve leydinin sohbetine gülerken Sarp ağaç evden aşağı indi benide indirdi. Bir yandan da söyleniyordu.

"Hayır yani balayına geldik benim daha fazlasını yapmam lazım ama leydi hanım efendi izin vermiyor"

"Sarp dur Allah aşkına" diyerek gülmeye devam ettim. Beraber eve girdik. Yemek yapıcaktık.

Sarpı duş alması için gönderip bende yemek yapmak için mutfağa geçtim. Leydi için mamasını önüne bıraktım. Sonrada bizim için bişeyler hazırladım Sarp biraz sonra yanıma geldiğinde belime sarıldı.

"Valla hiç havlama leydi hanım benim karım bak buda yüzük evliyiz biz" diyerek köpekle konuştu. Leydi Sarp ve bana baktı. Daha sonra ise Sarp belimdeki elini sıkılaştırıp önüne gelmemi sağladı.

Bu sefer Sarp tezgaha yaslanmıştı ben onun önündeydim.

"Noldu neye gülüyosun bakim?" diyerek yüzüme bakmaya çalışıyordu. Kafamı Sarpın boynuna gömdüm. "Köpeğe açıklama yaptın"

"Şşt köpek deme alınır bak sonra"

"Ya Sarp" diyerek yeniden güldüm.

"Hem napim kaynana gibi habire araya giriyo bu ne yahu biz buraya ne için geldik leydi napıyo bari evlendik diyimde karışmasın diye dedim." gülmeye devam ettiğim sıra  Sarp uzanıp dudaklarıma şehvetli bir öpücük bıraktı.

"Çok ayıp"

"Karımsın daa nesi ayıp"

Sarpın yanağını öpüp kollarının arasından çıktım daha sonrada yemeğe oturduk. Yemekten sonra Sarp küçük bir poşete çikolata koydu. İki termosa sıcak çikolata yapıp boşalttı. Bir kaç aburcubur daha alıp elimi tuttu.

"Leydi ev sana emanet şimdi karışamıycan karıma napıcağıma" diyerek bakış attı. Onun bu hareketine kahkaha attım.

Hava kararmıştı yıldızlar daha güzel gözüküyordu burdan. Sarp tırmanmış sonrada ben çıkmıştım.

Battaniyeyi sırtımıza örttük elimdeki termosu dudaklarıma götürdüm. "Burdan manzara çok farkı


"Çok güzel"

İkimizde birbirimize gülümsedik. İçiceklerimizi içtikten sonra Sarp ile pencerenin önüne ilerledik ve uzandık.

"Yastıkları başımızın altına koyalım yıldızları daha güzel izleriz"

Sarp ile karşımıza Ay'ı almış yıldızları izliyorduk. Hava hafif serin ama üşümemizi engelleyen battaniyemiz ile mutluyduk.

Burası huzur doluydu.

♚♚♚

Sabah olduğunda Sarp ile kahvaltı yapmak için bir yere gittik.

Hani sevdiğim kadar varmış dedirtti bu yer. Daha hiç tanımadığı insanlara karşı oldukça güler yüzlü ve sıcak insanlar ile karşılaşmıştık. Yaşlı bir çiftti buranın sahibi saygıda kusur etmediler bize dahil olup sohbet ettik daha sonra ise ordan ayrıldık.

Çok uyumlulardı birbirleri ile çok iyi anlaşıyolardı. Sarp ile eve geri geldiğimizde leydiye ilacını verdim. Kolunun pansumanı yaptım.

Sarp leydiyi dışarı çıkardı. Daha sonra biraz gezinmek için bende çıktım.

Sarp yanıma koşturarak geldi.

"Aşkım bak sana ne göstericem"

"Noldu bitanem?"

Elimi tutup bir yerde durduk. Oha! Gözlerime inanamadım o an.

"Sarp!" dedim panikle. "Çok güzel değilmi?" dedi.

"Bayıldım" diyebildim sadece.

"Sarp hadi nolur ilerleyelim gel" diyerek çekiştirdim.

Ne mi vardı? Hemen söyleyeyim. Karşımda kocaman bir salıncak vardı. Altındaki yeşil uçuruma karşı kancalar ile kalın bir ağaca yapılmış büyük bir salıncak.

Kalbim tekledi yüksekliği görünce. Sarpa biraz daha sokuldum.

"Korktunmu?" dedi gülümseyerek yüzüme bakıp.

"Biraz" Diyerek itiraf ettim.

Sarp salıncağa beni oturttu sonra önümdeki kemeri bağladı. Leydi kenara geçip kafasını ellerinin arasına aldı.

"Sarp çok hızlı sallama nolur alışıyım önce" dedim. Sarp kemeri sıkılaştırıp alnımı öptü.

"Tamam o iş bende"

Aiy sarpın ittirmesi ile uçtuğumu hissettim. Hani özgürlük nedir deseler şuan burda sallanmak derdim. Çünkü hani öyle bir şey ki.

Sanki bulutları geçmiş dağlara kadar gidiyomuşsun gibi geri gelişinde uçurumdan kaçarmışsın gibi.

Yüksekliğe  ve heyecana alıştığımdan bir süre sonra kalbimin atışı normale döndü. Daha sonra ise Sarpın durmasını istedim.

"Hadi sıra sende"

"Saçmalama aşkım"

"Ya Sarp nolur hadi bak sen beni salladın bende seni sallıycam"

Sarp oturduğunda bende bağladım kemerini. "Korkarsan söyle" dedim gülerek.

"Çok korktum aşkım" dedi gülerek.

Başta ittirmek zor olsada sonra kolay gelmişti. Ay çok güzeldi.

Sarpta sallandıktan sonra aşağıya indik ve eve girdik. Akşam için Sarp ile yiyecek bişeyler hazırlamaya başladık.

Leydinin eline bakıp mamasını önüne koyduktan sonra  koltuğa oturduk. Sarpa sarıldım Sarpta belime sarılıp daha çok kendine çekti saçlarımın arasını öpüp gözlerini kapattı.

Yorulmuştu güzel yarim. Bakışlarımı Sarpın yüzüne çevirmiştim. Kirpiklerinin gölgeldiği yüzü çok güzel gözüküyordu. Kafamı hafiften kaldırıp göz kapaklarını öptüm.

Sonra tekrar Sarpın göğsüne kafamı yasladım ve gözlerimi kapattım.

Sabah olduğunda Sarp ile gezmeye karar verdik. Leydi için yiyecek ve su bırakıp evden çıktık.

Sarp ile ellerimizi kenetledik. Hava çok güzeldi. Sıcaktı ama rüzgarın olması güzel bişeydi doğrusu.

Bir süre gezindik çok hoş şeyler vardı Sarp ile ahşap evler satan bir dükkana girdik buranın bir hatırası olsun diye düşünmüştük. Sarp ile en beğendiğimiz evi aldık. Biraz sonra daha yeşil bir yere gelmiştik. Yemyeşildi. Hani filmlerde çay reklamları olur ya aynı öyle.

"Sarp bak yorulmuşlar heralde yardım edelim mi bizde?"

"Edelim tabi hanım, gel" diyerek yaşlı çifte doğru ilerledik. Bizi görünce önce süzdüler sonra ise gülümseyerek bize baktılar.

"Selamünaleyküm! Kolay gelsin" diyerek Sarp bir sohbeti başlatmış oldu.

"Aleykümselam evlat noldu?"

"Biz karımla geziyorduk amca ama sizi görünce yardım edelim diye düşündük yorulmuş gibisiniz" Sarp konuşurken onu dinliyordum iyice yeni gelin gibi olmuştum ağzımı açmıyodum.

"Haa öylemu zahmet olmasun evlat ne işiniz var bizim gibi yaşlularla"

"Olurmu öyle şey amcacım yardım ederiz biz ne zahmeti" diyerek sonunda söze giriş yaptım.

Yaşlı çift bakıştılar sonra ise onayladılar. Büyük sırtlarına aldıkları sepet gibi birşeyler vardı. İçlerinde ise çay yaprakları. Sarp Asiye teyzenin sepetini takmam için bana yardım etti. Bende ismet dedenin sepetini takması için Sarpa yardım ettim.

İkimizde kocaman gülümsedik birbirimize. "İyi oldu demi?"

"Oldu oldu" diyerek Sarpta gülümsedi.

"Deli çocuklar sizii buralumusunuz siz? "

"Aslında ben Orduluyum Asiye teyzem ama benim hanım Ankaralı ikimiz evlenince İstanbula taşındık. İşler malum"

"Ha öylemu ne zaman evlendunuz siz?"

"6 gün oldu Asiye teyzem" dedi Sarp.

"Uiy yeni evlular da"

"Hee yeni evluyuz da" diyen Sarp ile gülmemi tutamadım.

"Sen benim ile dalgamu geçaysun ha uşak!"

"Asiyem kızma da çocuklara" diyerek İsmet amca şakayla karışık söze girdi. Ama itiraf edeyim öyle bir Asiyem diyoki;Sen benim canımsın seni seviyorum dermiş gibi çıkıyo o ses. O kadar duygu yüklü ki ne kadar aşıklarsa sesine öyle bir yansımış ki benim tüylerimin diken diken olmasını sağlamıştı.

"Hay ismet ne karışaysun şaka edeyrum da"

"Biluyrum da uğraşmadan duramayrum ben sana"

İkisinin bu halleri ile aklıma Sarp ile ben geldim. Allahım çok tatlılardı. Nazar değmesin onlara.

Biraz sonra güzel tahta bir evin önünde durduk. Ev buraya ait olduğunu daha girişten söylüyordu. Çok güzel bir evdi oldukça yüksek bir yere yapılmıştı. Yokuş gibi bir yol çıkmıştık dolana dolana. Etraf yemyeşildi çok güzeldi.

Sarp ile bakıştık daha sorna ismet amca bize yardım etti.

"Ha gelun uşaklar da şuraya bırakun biz hallederuk devamını sağolun"

"Ne demek ismet dede hiç önemli değil ama önce Miranın sırtındakini alın siz ben indiririm bunu" Sarpın öyle demesi ile yüzüme bir gülümseme yerleşti. İsmet dede ve Asiye nine kendi arasında bir bakışma geçirdiler sonra İsmet dede bana yardım etti ve sırtımdan aldı sepeti.

Kenara koyduğumuzda ise "Asiyem gel de bir çay koyalum çocuklarla içelim hatta önce bir yemek yiyelum"

"Biz gidelim İsmet amca hiç gerek yok gerçekten".

"Olmaz öyle Sarp buraya kadar geldunuz da sizi gönderurmuyuz hiç"

Sarp elimi tutup yüzüme baktı. Ben onaylar biçimde gülümseyince balkona geçtik. Yere serilmiş minderlere oturduk.

"Uşaklar söyleyin bakayum daha yeni evlenmuşsunuz balayı içinmi buraya geldiniz?"

"Evet İsmet dede balayı için geldik" diyerek Sarp kolunun altına çekti beni.

"Herkes denuze gider yada daha az toprağun olduğu bir yere otele felan siz niye ha bu Allahun Karadenuzuna geldunuz uşaklar?"

"Biz böyle seviyoruz" diyerek Sarp gözlerimin içine baktı sonrada elimi öptü. Asiye nine iç geçirdi.

"Ne güzel seveysunuz aklıma seni ilk gördüğüm gün geldi İsmet "

Birinin tanışma hikayesini dinlemek benim için hep ilgi çekici olmuştur ama Karadeniz de olupta böyle büyük aşklar yaşamış sevmeyi en güzel gösterenlerin arasında olmak benim heyecanımı hiç olmadığı kadar kabartmıştı.

" Siz nasıl tanıştınız Asiye ninem?" diye sordum daha fazla beklemek istemiyordum.

İki aşık birbirine döndüler öyle bir baktılar ki yine birbirlerine çok yaşanmışlık geçti gözlerinden.

"İsmeti ilk gördüğümde 17 yaşımdaydım. Kızlarla beraber bir yerde toplanır çay toplarduk. O gün hava çok yağmurluydu eve gitmek için nasıl koşayrum sıçan gibiyum bide üşümüşüm ki  gör. İsmet ise traktörün başında bendende büyük haa 23 yaşunda o gün görmüş benu ertesi gün suya giderken karşıma çıktı elimdeki güğüm yere düştü onun yüzünden. Su kolay bulunmay anam da kızay o kadar saat beklemişum dolmasını böyle olunca bende dellendim başladum buna bağurmaya sonra boş güğümle eve gittum anamla kavga ettum. Ondan sonraki günler habire karşuma çıktı hiç gitmedu sülük gibiydu ha bu İsmet "

" Öyle deme Asiyem çok sevdum ben seni ilk gördüğümden beri saklasamıydum? "

" Babama karşı susaydun  keşke ismet"

"Niye noldu ki?" diyerek Sarp araya girdi.

"Benim babam ismetin ailesunu pek sevmezdu İsmette gitmuş babama demiş ben kızını seveyrum evlenmek istiyom babam beni vermedi ismete tabi İsmetide dövmüş karşıma gelmedi iyuleşene kadar sonra babam beni başkasuna vermek istedi. Canuma kıyarum dedim. Başta inanmadu bağa sonra görücü gelince çıktum dama atlarım dedim. İkna oldu babam verdu benu İsmete"

"Vay canına ya valla harikasınız"

"Ha bu deli ismetun benimle oynaduğu gibi bu uçakta seninle oynay sende benim ismete batuğum gibi bakaysun çok sevduğunuz belli oliy"

Onlar böyle diyince yüzümde gülümseme belirdi Sarpa baktım ilk günkü gibi aşkla uzanıp öpmek istedim ama yapmadım şimdi olmazdı.

"Hadi Asiyem yemek yap daa açum ben uşaklarda açtur" İsmet dede böyle diyince Sarp ile gür bir kahkaha attık. Onlar bize bakınca Sarp gülmesini zar zor durdurup açıklama yapmaya girişti.

"Ya İsmet dede aynı bensin sen bende habire açım diyorum Miraya"

"uşağum evlenduğumuz günden beri açtur bu heruf doymiy ki"

"Açum Asiyem yemek yapta yiyem" dediğinde yeniden güldük.

Zaman nasıl geçti hiç anlamamıştım. Asiye teyze ile yemek yaptık güzel bir sofra kurduk. Hep beraber güle oynaya yedik yemeklerimizi hava kararınca çaylarımızı içip vedalaştık bu güzel çift ile.

Eve geldiğimizde yarın son günümüz olduğunu söyledi Sarp sonra yola çıkacaktık. Leydi için yemek bıraktım daha sonra ise Sapla yatağa uzandık.

"Ne güzel çiftlerdi değilmi çok sevdim onları"

"Aynen aşkım ya valla bizim gibilerdi hele o atışmaları felan Asiye bu tuzlumu olmuş demesi ismet amcanın sonra Asiye teyzenin kızması" diyince güldüm. "çok iyilerdi ya"

"Evet öylelerdi" diyerek gözlerime baktı. Sonra bakışları gözlerimden dudaklarıma kaydı. Hafiten gerilediğimde Sarp yanağımı tutup öpmeye başladı kalbim ritmini değişmiş hızlı hızlı atarken öpmeye başladım ellerini yanaklarına yerleştirip.

Sarp dudaklarımı öptükten Sonra alnıma uzunca bir buse kondurdu.

Nefesini boynuma üfleyerek beni kendimden geçirmeden önce "Seni seveyrum" dedi.

"Bende seni seveyrum" diyerek güldüm.

Sarp ile eşyalarımızı toplamış arabaya yerleştirmiştik. Leydiyi de arabanın arka koltuğuna koyup camı indirdik kafasını ordan çıkardı.

Sarp ile ağaç eve gittik. Boya ile Mira ve Sarp yazdık. Burası bizimdi biz yapmıştık.

Daha sonra arabaya binip kahvaltı için bir yere geldik. Sarp elimi sımsıkı tutup yanağımı öptü. Leydide peşimizden gelirken küçük taburelerden birine oturdum.

Sarpla  yemeklerimizi yerken birbirimize bulaşmak daha zevkliydi. Gözlerimizin içi gülüyordu ama bizde gülüyorduk.

"Aşkım sana gitmeden önce son yaramazlığımızı yapimmi?"

"Aşkım uslu dursan bir seferlik ha?" diyerek yüzüme masum masum baktı Sarp.

"Hayır" diyerek yerimden kalktım Sarptan zıt aşağı denize doğru koşmaya başladım.

"Ama Mira illa şımarcanmı?" diyerek peşimden koşan ise Sarptı gülerek kaçarken leydide peşimizdeydi.

Biraz sonra iyice indiğimde ellerimi iki yana açarak gözlerimi kapattım. Ve mis gibi deniz kokusunu içime çektim.

Bir anlık duraksamam ile Sarp belime kollarını dolamış boynumdan öpmüştü.

"Yakalandın" diyerek belimden tutulup havalandım daha sonra denize doğru yürümeye başladı.

"yaa hayır" desemde durmadı. Ama ikimizde düştük. Kocaman bir Kahkaha attığımda Sarp beni omzuna aldı yanından geçtiklerimiz bize bakarken artık çırpınmayı bırakmış dirseklerimi Sarpın sırtına yaslamıştım ellerim ise iki yanağımı tutuyordu.

"Ama niye tuttunki" diyerek somurtuyodum. Arkamdan gelen leydi Sarpa havlıyordu.

"Bu köpekte kabul edemedi evlendiğimizi ya habire hav da hav"

Sarp öyle diyince gülmeye başladım. Daha sonra arabaya bindik ve yolculuğumuz başlamış oldu.

Güle güle Rize bidaha görüşmek üzere.


Bölüm sonu Arkadaşlar yıldıza basmak bir saniye sürüyor ama bizim bölümü yazmamız bir hafta okuyanları ve okuyucularımızı görmek isteriz :) oylamadan geçmeyin lütfen.

Bölümün en sevdiğiniz kısmı neydi diye sorsam?

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro