23.Bölüm*Yeni Yıl(Evlenelim Artık)
Multi:2018 gelişi.
Bölüm şarkısı:üstad yeni şarkı çıkarmış multiye koymassam olmaz :D. Sagopa kajmer "Sorun var"
Mira♚
Herşey güzel gidiyordu. Sarp ile ailemi tanıştırdıktan sonra zincirinden kurtulmuş güvercin kadar özgür hissetmiştim kendimi. İçimde tedirginlik yoktu. Huzursuzluk yoktu. Mutluydum, mutluyduk.
Bugün okula gitmeyecektik. Sarp istememişti. Önemli derslerde yoktu ayrıca devamsızlık yaptığımız bir durumda yoktu bir günden bişey olmazdı.
Yataktan kalktım. Üzerimi düzelttim. Sonrada odadan çıktım. Sarpı bulmak için ilerlediğimde mutfaktan seslerin geldiğini işittim. Yemek hazırlıyordu kesin.
Mutfağa gitmeden banyoya ilerledim elimi yüzümü yıkadım saçımı açık bıraktım. Dün banyo yaptığım için çok güzel kokuyolardı. Saçımdan çıkardığım tokamı bileğime geçirdim sıkılınca bağlıycaktım nedeolsa.
Mutfağa gittiğimde beline sarıldım. Alıştığından olsa gerek artık irkilmiyordu.
"Günaydın hanım" sesi neşeliydi. Yüzümde gülümseme belirdi burnuma Sarpın kokusu dolarken gülümsemeden edemedim. "Sanada günaydın bey" sesim mayışmış gibi çıkmıştı.
"O nasıl sesti aşkım" diyerek güldü. "Ne be!" dediğimde "Çemkirme tamam komik geldi sesin, boğuk boğuk çıkınca"
Sırıttım. Ellerimi belinden çekmek için hamle yaptım ama geri tuttu.
"Yardım edicem daa"
"Sen sarıl ben yaparım ellerin orda iyi" Gülümsedim.
Biraz sonra herşeyi hazırlamıştık ve yerlerimizi almıştık. Sofraya oturacakken kapının çalması ile ayağa kalktım.
"Sen otur ben açarım" diyerek ayağa kalktı Sarp.
Beklediğimiz kimse olmazdı. Zaten iki kişiydik kim gelicekti ki?
Sarp elinde küçük bir kutu ile geldi.
"İstediğim oyun gelmiş aşkım"
"Haa iyi bari hadi gel yiyelim yemeğimizi"
Yemeğimizi yedikten sonra ödevlerimizin başına döndük.
Senaryo yazıcaktım bugün. Ben ne yapsam diye düşünürken Sarpta ne çizsem diye düşünüyordu.
Bir süre birbirimize fikir verdik daha sonra ise işlerimize başladık. Bir tarafta Sarp ciddiyetle çiziyor arada homurdanıyordu.
Bende yazmaya devam ediyor sevmediğim yerlerde söyleniyordum.
İkimizde yaptığımız bu şeye güldük.
Bir süre daha devam ettikten sonra yerden kalktım. Susamıştım.
"Nereye?"
"mutfağa" dediğimde Sarp kafa salladı. Ben kendim su içtikten sonra Sarpa da su doldurdum. Saat kaç olmuştu öyle kaç saattir ödev yapıyorduk? Saat beş olmuştu biz onbirde ödevlerimizin başına geçmiştik.
İçeri gittiğimde Sarp telefonda konuşuyodu. Beni görünce telefonu kapattı. Bu acalesi neydi anlamadım ama ses etmedim. Elimdeki bardağı Sarpa uzattım gülümseyerek aldı bardağı elimden "Kocasını da düşünürmüş bak bak" dediğine karşı güldüm.
Hiç duymamış gibi devam ettim bişey olsaydı söylerdi sonuçta. "Boşver Mira finali yaz" diyen iç sesi onayladım ve işime koyuldum.
"Bitti"
"Bitti"
Aynı anda bitirmemize karşı güldük.
"Önce ben dedim"
"Hayır ben dedim" diyerek başka bir yarışı başlattık. Bu yarışı bozan Sarpın aç olduğunu söylemesi olmuştu.
"Makarna yarışı mı yapsak?" diyerek bana baktı Sarp. Yerimden kalktığımda 'olur' diyerek mutfağa koşturmuştum.
Sarp aklımdan gelirken bir paketi ikimize böldük Sarp kendine tencere seçerken bende tencere seçmiştim.
İkimizde suyun kaynamasını beklerken" ben yenerim" demeyi ihmal etmiyorduk.
***
Makarna için son şeyleri tamamladığımızda ikimizin de aynı anda bitirmesi işimizi kolaylaştırmamıştı.
Biz önce ben diyerek didişirken Sarpın çalan telefonu ile dikkatimi ona verdim.
"Efendim anne?"
"Ya anne ne gerek var?!"
"Ama ben daha makar-"
"Tamam be!" diyerek telefonu kapattı.
"Noldu?"
"Annem gelinini özlemiş tutturdu getirde getir onlara gidicez" dediğinde gelinim demesine karşın içim bir değişik olmuştu.
Sarp bana bakarken yanağımı öptü. "Heyecan mı yaptın çen?" dediğinde gülmüştüm.
"O değilde üzüldüm şimdi ya" diyen Sarpa 'neden' dercesine baktım.
"Makarnam kaldı" öyle güzel bakıyodu ki makarnaya gülmekten ölecektim. Behlülün Bihtere bakışı halt etmişti yanında.
İkimizde hazırlanmak için içeri gittik.
Hazırlandıktan sonra evden çıktık. Sarp arabayla gitmek yerine yürüyelim dedi. Hava güzeldi neredeyse Sarp ile yan yana sayılı yürüyüşlerimiz olduğundan onu onayladım. Hava kararır gibi bir hal almışken apartmanın önünde Sarp durdu şapkamı düzeltti. Atkımı daha da sıkılaştırdı. Sonrada yüzüme bakıp gülümsedi."Oldu şimdi" dediğinde elimi tuttu. Koluna girip kafamı omzuna koydum ve ilerlemeye başladık.
Buraya çok uzak değildi aslında ev bir iki sokak ilerde kalıyordu sadece. En fazla yarım saate oradaydık.
Sarpla beraber yürürken yolda top oynayan çocukları görmek beni şaşırtmıştı. Ben büyük bir şehirde yaşıyordum ve gecenin bu saatinde hiçbir aile çocuğunu dışarı göndermez korkarlardı.
Çünkü orda kimseye güvenemezlerdi. Fakat burası öyle değildi. Karadenizi sevmemin bir başka nedeniydi bu özellik aslında. Sarp top oynayan çocuklara bakıp konuşmaya başladı.
"Önceden bende sokaktan eve gelmezdim tüm arkadaşlarla oynardım. Mahallede bilmediğim hiç bir yer yoktu. Yada tanımadığım kimse. Mesela şimdi tabletle telefonla oynayan bir çocuk gmrdüğümde evden gönderesim geliyor benim kuzenlerimde öyle mesela" dediğinde Sarpa gülümseyerek baktığımı biliyordum öyle güzel anlatıyordu ki çocuklaşan adamı arar oluyordunuz. Birden olgunlaşıyordu.
"Mesela bak benim çocuğum olsun onu eve almam mahallede oynasın babasına çeksin" dediğinde kalbim hızla çarptı. 'Babası' Sarpın elini bırakıp beline sarıldım.
"Senden çok güzel baba olur zaten" diyerek derin bir nefes aldım yanağım Sarpın montuna yapıştığı için boğuk çıkmıştı sesim.
Sarpla öyle ilerlerken önümüze bir çocuk koşturdu.
"Abi abla saklayın beni Aykut yakalıycak şimdi"telaşlı çıkan sesi ile en fazla 5veya 6 yaşında gibiydi. Bal rengi gözleri ve koyu kahve saçlarıyla çok tatlı bir kızdı. Onun durması ile bizde durup Sarpla birbirimize baktık. Arkadan Aykut olduğunu düşündüğüm koşturan bir erkek çocuğu vardı.
"Abla saklamayın onu elimi ıssırdı o benim yakalıycam" dediğinde Sarp gülmeye başladı.
Kulağıma fısıldayarak"aklıma biz geldik"demişti.
Bende gülümsedim.
"Çocuklar fazla uzağa gitmeyin bence hadi geri dönün Aykut sende bırak hadi kızı"
"Yok bırakmam elimi ıssırdı"
"Sende bisikletini çekseydin o zaman"
İkisininde aklına bişey gelmiş gibi bakıştılar. "Bisiklet!" diyerek koşturdu ikiside geldikleri yere doğru. Sarp ve ben onlara gülerken eve yaklaşmıştık.
"Çok tatlılardı"
"Biz daha tatlıyız aşkım" diyen Sarpa karşı sırıttım.
İçeri girdiğimizde. Sarp annesine sitemliydi. "Çok güzel makarna yapmıştık anne neden çağırıyon ki?" Sarpın makarna aşkı çok başkaydı. Kesintisiz yedi yirmidört yiyebilir asla itiraz etmezdi.
"Sus bakim edepsizlik etme yürü içeri" demişti Sarp ona gülerken annesi bana sarıldı "Hoşgeldin kızım"
"Hoşbuldum anne" dediğimde içeri Sarpın peşine gittim.
***
Size daha önce dediğim gibi bizi buraya kız isteme işini konuşmak için çağırmışlardı. Sarpla geri eve giderken biraz gezmeye karar verdik.
"Bekle beni burda " diyerek Sarp gözden kayboldu.
Geri geldiğinde elinde bisiklet vardı.
"Atla gel" dediğinde şaşkınlıkla bakmaya devam ettim. Daha sonra ise Sarpın arkasındaki yere oturdum. İkimizde pedalları çevirmeye başladık.
Eve geldiğimizde öyle yorulmuştuk ki kendimi direk koltuğa attım Sarpta direk kendini üzerime attı.
"Ah ya Sarp öldürdün beni" diyerek ittirmeye çalıştım.
Ama geri çekilmedi kafamı biraz yukkarı doğru kaldırınca boynumu öptü.huylanıp "Aiy" dediğimde tekrar öpmeye başladı sayısız bir sürü öpücük boynuma inerken kalbim sıkışıyor gibiydi nefes alamadım.
Ellerimle kafasını tuttum. Gözünün kenarından öptüm. İkimizde gülümseyerek baktık birbirimize. Sarp alnını alnıma yasladı.
"Seni seviyorum hanım"
"Bende seni seviyorum adamım"
***
Sarpla film izlemeye karar verdik. Ben film için Leptobu ayarlarken o banyoya girdi.
Banyodan çıktığında telefonla konuşuyordu.
Ne dediğini tam seçemedim ama artık garip geliyordu bu şeyler Sarp üzerini giyip yanıma geldiğinde
Suratım asılmıştı. Kimdi bu habire konuştuğu kişi? Yarın yeni yıla girecektik ve Sarp böyle iki üç gündür gizli gizli telefonlar alıyordu.
Yanıma gelip oturdu filmi başlattı. Mısır tabaklarından birini alıp ortaya koydu.
"Neyin var senin?"
"Bişeyim yok" diyerek ağzıma mısır attım. Çenemi tutup kendine çevirdi. Kaşlarını çatmıştı. "Bana bak bi doğruyu söyle"
"Doğruyu söylüyorum yok bişeyim" diyerek başka tarafa baktım.
"Hı hı yok"
"Aynen"
"Söyleyecekmisin artık ne olduğunu? " dediğinde.
"Telefonda konuştuğun kim senin?" diye patladım.
"Haa omu önemsiz ya"
"Önemsiz, önemsiz zaten hep öyle olur Sarp sana kim o dedim"
"Aşkım zorlatma ya hadi gel uyuyalım." Sarp zorlatma diyosa vardır mutlaka bişey üstelemedim.
" nasıl istiyosan"
"Kızma bak şimdi diyemem ama sonra söylerim" dedi. Kafa salladım. Sarp böyle bişey diyosa cidden önemli bişey var demekti. Ve ben azıcık zorlasam söyleyecek gibiydi genelde böyle bişey olduğunda dayanamaz söylerdi ne planlıyordu acaba? Yüzümü sırıtma kapladı,
İnsanın sevdiğini tanıması güzel bişeydi. Bakışını geçtim çay içişinden bile anlıyordunuz Bi sorun olup olmadığını.
Odaya geçtiğimizde yorgunluk ile yatağa attık kendimizi.
"Çok uykum var" diyerek mırıldandım gözlerim yavaştan kapanıyordu. Güçlük çekiyodum bir hareketlenme oldu gözlerimi araladığımda Sarp dahada yakınıma gelmiş burnunu burnuma sürtmüştü.
"Uyuycanmı ya" belli belirsiz bir ses çıkardım.
Sarp ellerini belime kenetledi. Derin bir nefes aldığında ben çoktan uyumuştum bile.
Sarp♚
Bugün üzerimde çok farklı bir heyecan vardı. Sadece bir kaç daha dayanmalıydım o kadar.
Yaparsın. Diyerek söylendim kendi kendime.
Mirayı uyandırmak için kafamı çevirdim. Ama yanımda değildi.
Benden önce kalkması çok garip gelmişti.
Saate baktığımda bir olmuştu. Saçlarımı elimle dağıtıp odadan dışarı çıktım.
Mutfakta herşey masada hazırlanmış duruyordu. Tek eksik Mira'ydı.
Banyoya ilerlediğimde su seslerini işittim. Sanırım banyodaydı. Bir kaç saniye sonra su sesi kesilmişti. Aklıma ufak bir oyun geldi. Kapının kenarına geçtim ve saklandım. Kapı açılma sesi gelince Mira ilerlerken beline sarıldım. Ufak bir çığlık attı. "Sarp!" dediğinde benim olduğumu görüp korkusu yatıştı ama hâlâ sinirliydi. Sinirli olmak ona çok yakışıyordu insanın uğraştıkça uğraşası geliyor.
"Ödümü kopardın napıyosun ya!" güldüğümde Mirada güldü. Sonra ise odaya gitti.
Telefonumun çalması ile Mete ile konuşmaya başladık.
"Hazır demi? Bak bir aksi-"
"Yok oğlum ne olucak allahallah hazır herşey merak etme"
"Sen öyle diyosan, neyse kapat hadi" dediğimde "Kardeşim hâlâ inanamıyorum sana ya" demişti.
"insan aşık olunca böyle oluyor işte ama sende haklısın yavrum arada gelirim yanına boş kalmazsın"
"Sus lan sevgilim var benim edepsiz önceden di o" dedi.
"Kapat lan hadi Mira gelir şimdi" dediğimde "Yengeye selamlar abim"
"Sanane lan ondan kapat şunu" diyerek telefonu kapattım. Arkamı döndüğümde Mirayı burnumun dibinde beklemiyordum. Yerimde sıçrayıp refleks olarak ağzımdan çıkan kelimleri geri yuttum"Ananı.."
" Aşkım napıyosun arkamda? "
" Asıl sen napıyosun Sarp? "
" Hiiç Meteyle konuşuyoduk bizde" inanmamış gibiydi. Allahım nolur böyle bakmasın benimde içime sinmiyo ondan süpriz için bile olsa bişeyler saklamak ama nolur bunu söyletme bu kadar az kalmışken olmaz lütfen.
"Mete? Mete ha Mete?"
"evet istiyosan al ara" diyerek telefonu uzattım. "İstemiyorum gerek yok Mete diyosan Metedir yemek yiyelim" dedi.
Gözlerimi kırpıştırdım. "Neden bişey demedin? Bi sorun yok demi? "
"Sence varmı?"
"Yok bencede" diyerek yerime geçtim. "İyi"
Hayır oğlum sakın şimdi asılıyo yüzü felan ama sonra gülecek sakın Sarp söyleme söz verdin. Sakın sus sus yemek ye hadi.
İkimizde sessizce yemek yemeye çalışırken az az yemesi sinirimi bozuyodu.
Tamam lan söyleyecem şimdi yeter diyerek "Mira" diye söze girdim ama Miranın telefonu çaldı.
Mira Emine ile konuşurken bu bir işaret dedim kendi kendime sessiz ol.
Biraz sonra etrafı toparladık.
Mira siyah pantolonunu ve boğazlı kazağını raftan çekti. Üzerine kot ceketini alırken bende aynısını yaptım.
İkimizde aynı model botlarımızı giydiğimizde tamamdık. Bunları almak için en değişik yerlere gittik. Herkesle aynı olamazmış çünki fark güzelmiş. İnsanın karısı olunca böyle oluyor işte beyler.
Hoş ben hiç sıkılmadım ama Mira çok sıkıldı alışveriş işinden aradıklarını eliyle koymuş gibi bulunca o kadar oyalanmadık bile.
Sırt çantasını tek omzuna taktığında bende çantamı omzuma taktım. Konuşmaması gözümden kaçmadı ama elini tutmama da bişey demedi.
Aşkım beni affet valla bende hiç iyi değilim ama mecburum. Emine öyle dedi Mete o kadar kafama soktu.
Arabaya geçtiğimizde bişey demeden kemerini taktı.
"Mira? "
"Hı?"
"Hı ne kızım düzgün bişi desene" diyerek huysuzlandım.
"Düzgün bişey"
Bir an cidden sen mi dedin bunu diyerek yüzüne baktım. Gülmeye başladı. Gülmesine karşın sevindim hâlâ bişiler vardı.
"Bugün yeni yıl biliyon demi?"
"Daha akşam olmadı" diyerek yüzüme baktı "Olsun, yeni yılda ne olmasını isterdin?"
"Bilmem ki hiç düşünmedim sen burdasın mutluyuz başkasına gerek yok" diyerek yüzüme baktı.
"Hemm" diyerek sustum"Hediye istemezmiydin? "
" Cık" diye bir ses çıkardı.
Daha sonra ise Üniversiteye geldik. İkimizde indiğimizde Miranın sınıfının önünde durduk.
Uzanıp alnını öptüm Mirada yanağımı öptüğünde sırasına geçmesini bekledim daha sonra ise kendi sınıfına gittim.
Dersler zor güç geçtiğinde ve okuldan çıktığımızda Saat beşti.
Annemler onlara çağırsada reddetmiştim.
Mira ile arabaya bindiğimizde yine benimle konuşmadı.
"Şşt yavrum bana bak bi"
"Hatun"
"Aşkım"
"Hanım"
"Lan bi bak"
"Ne Sarp ne?"
"Çocuk yapakmı?" yüzüme dik dik baktı sonra gülmeye başladı.
"Ne diyon ya" dediğinde yine güldü.
"Bakmıyon ki napıyım mk"
"Küfür etme"
"Ederim"
"Edemezsin"
"Ederim"
"Edemezsin"
"Ederim"
"Edemezsin"
"Ederim"
"E-de-mez-sin"
"Ediyom işte"
"Etme"
"Etmimmi?"
"Etme"
"Neden?" çalan telefonum ile Miranın neşelenen yüzü düşerken homurdanmıştı.
"Sen telefonunu aç"
Arayan ablamdı telefonu Mira 'ya uzattım. "Açsana sen ablam arıyo araba sürüyom şimdi"
Mira ablamla konuşmuş Miray da Mira ile konuşmak istemişti onlar lafa dalmış sohbet ederken bende eve gelmiştim bile.
Mira ile yemek yedikten sonra film izlemeye karar verdik. Kafamı boynuna gömdüm. Yavaş yavaş öptüm kulağının arkasına geldiğimde durdum. Mayışmış gibi dururken uyumaması için geri çekildim.
"Saçlarımla oynasana aşkım" diyerek dizine yattım.
Mira saçlarımla oynarken benimle konuşmuyordu. Sadece dediklerimi yapıyordu.
Mirayı biraz oyalamak istediğimden televizyonu pes oynamak için hazırladım.
"Ne dersin oynayalımmı bi el?"
"Yenerim ama"
"Oo iddalıı ama ben yenicem aşkım hiç kusura bakma"
"Uyuz"
"Evet benim o" diyerek güldüm. Koltuğa yan yana yerlerimize yerleştik. İlk dakikadan Mira gol atmıştı.
"Bak gördünmü ben attım işte, hemde ilk dakkada"diyerek sırıttı.
İkinci ve üçüncü gol benden gelmişti. 3-1 yeniyodum. Mira sinirlenmiş gibiydi ama hırslanmıştı.
Bir süre sona 5-5 berabere kaldık. İkimizde yenmek için uğraşırken süre bitmiş ve berabere kalmıştık.
"Hadi bidaha oynayalım" saate baktım. Evden çıkmamız gerekiyodu artık.
"Iıı aşkım ne gerek var hadi toplanalım" mira kaşlarını çattı.
"Noldu?"
"Hiç, yan yana girdiğimiz ilk yeni yıl dışarı çıkıcaz hadi hazırlan"
"Ne dışarısı ya Sarp?"
"Aşkım hadisenee" diyerek ittirdim odasına doğru. "Ya Sarp ne giyiyim ne diyosun zaten on ikiye de az kalmış"
"Sen saati dert etme, kısa giyinme yeter hadi çabuk" başka bişey demesine izin vermeden odasına bıraktım sonrada ben odama gittim.
Mira♚
Apar topar odama tıkmıştı sarp beni. Napıcaktım şimdi?
Dolabımın karşısına geçtim. Boğazlı lacivert kazağımı üzerime giyip üzerine de deri montumu giydim. Saçlarımı taradım ve açık bıraktım. Kafama berelerimden birini geçirdim ellerimle elektiriklenen saçlarımı düzelttim.
Her zamanki gibi ayna karşısındaki aksime gülümsedim ve odadan çıktım.
Botlarımı giyerken bir yandan da Sarpa seslenmekle meşguldüm.
"Ben Hazırımm"Sarp odadan çıkıp yanıma geldi. Montuna uzandığında bana baktı. Bir süre tam şimdi kızcak desemde" Neyse bişey demiycem" diyerek geçiştirdi.
Montunu ve botlarını giydiğinde çıktık evden.
Yol boyunca "Nereye gidiyoruz?" sorularına yanıt vermemiş "Gidince görürsün" demişti. Aklım hâlâ Sarpı sürekli arayanlarda olsada aklımdan çıkarmaya çalıştım.
Ama tam o an yine telefon çaldı. Artık daha fazla tutamıyacaktım kendimi.
"Sarp şu telefonu ver!" suçunu saklayan bir çocuktan farksızdı.
"Veremem telefonu"
"Sarp vericek misin?"
"Aşkım olmaz hadi gel da" durdum ve yürümeyi bıraktım.
"Gelmiyorum o zaman ben sen git" diyerek eve doğru yürümeye başladım.
İki adım atmıştım ki "Aşkım nereye? gelirmisin şuraya bi?" diyerek kolumu tuttu.
"Gelmiyorum Sarp! Bugünden beri ne bu telefonlar? Ben yanındayım kaç kez çaldı sinirleniyorum artık!" diyerek yürümeye devam ettim.
"Mira! Mira gel!" diyerek yeniden tuttu kolumu, saatine baktı.
"Gelmiyorum" diyerek sinirle soludum bakışlarımı çevirdim.
Bacaklarımdan tutup birden omzuna atması ile dejavu yaşamış oldum.
"Sarp bırak beni!"
"Sarp!"
"Ya ben kime diyorum?" diyerek yine çırpındım. Ama nafileydi.
Arabanın önünde durup beni indirdiğinde gitmek istedim ama vücudu ile kapı arasında sıkıştım kaldım.
"Uslu dur bi" diyerek kapıyı açtı beni içeri ittirdi. Ne kadar huysuzlansamda kaçamayacağımı bildiğimden arabaya yerleştim.
Gittiğimiz yere kadar konuşmadık sadece müzik dinledik.
Burayı biliyordum. Ama ne işimiz vardı burda?
Cebinden anahtarı çıkarıp büyük kapıyı açtı. Sarpın peşine düşüp arkasından ilerledim.
Elimden tutup uç tarafa doğru götürdü. Simsiyah geceyi delen renkli ışıklar, işlek caddeler, önümüzdeki kalabalığa rağmen seslerinin bize ulaşamaması ile bugün dahada farklı görünüyordu.
"Buraya neden geldik?" diyerek sessizliği bozdum. Gözlerimin içine baktı hafiften gülümsedi.
"Şimdi dedin ya hani neden habire telefon çalıyo diye işte hepsinin nedeni vardı. Emine ve Mete çok şey yaptılar ama neyse onu boşver şimdi sen"
"Buraya neden geldiiik çünkü, Yeni yıla burda girelim istedim ben seni bulmak için buraya gelmiştim. Şimdi işte tam karşında burda yani neyse Mira evlensene benimle"
Sarpın yüzüne garip garip baktım gözlerim büyüdü. Ne dedi o?
"Ne?" dudaklarımdan istemsiz dökülen sözlere engel olamadım.
"A yüzük dur unuttum bak" diyerek cebinden yüzüğü çıkardı. Bu benim beğendiğim dışında beşiktaş yazan yüzüktü. Dur dur bir saniye Sarp ciddimiydi?
"Sen" diyebildim sadece, zaten sonrasında da duyulan havaya atılan havai fişek sesleriydi.
Yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı. Sarpın boynuna sarıldım.
Sonrada parmağımdaki yüzüğe baktım.
Sarp belime sımsıkı sarıldı. Bende boynunu bırakmadım ikimizde birbirimize sarılmış gülümsüyorduk. Sarp belimdeki ellerini gevşetip ayaklarımın yere basmasını sağladığında Sarp baş parmağını dudaklarımın üzerinde gezdirdi. Bakışlarının odağı belliydi. Yavaş yavaş eğilirken gecenin sessizliği anın mutluluğu ile harmanlanmış bir Çift vardı. Yeni yılın ilk dakikalarında aldığım en güzel hediyeydi bu.
Bölüm sonu... 🌙
Evett bir önceki bölüm evlilik teklifini düşünmemiştim onu da yazmış oldum eskiye gittik hadi oyları görelim.
Ayrıca 2018 umarım en güzel anıların birleştiği bir yıl olur sizler için. Okuyanlar beğenenler hikayemizi önerebilirlermi?
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro