Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

22.Bölüm*Söz*

Selam millet! Kimler burda? Elleri görelim:D

Multi: Miranın elbisesi

Bölüm şarkısı: Irfan özata "Emir büyük yerden" müziği dediğim yerde açarsınız.

3 sene sonra...

Mira♚

Herşey benim aşık olduğum şehire gelmek istememle başlamıştı. Ben, Evet ben! Karadenize aşık bir insanım. Yıllar boyunca zevkle izlediğim filmleri, insanlarının sıcaklığı yeşilinin güzelliği beni hep mest eden birşeydi.

Kader beni karadenize eniştemin tayini ile çekmişti.

Ve bu şehir adımımı atığım ta ilk gün bana Sarpı bahşetmişti.

Hani derlerya aşk beklenmez o gelir diye cidden öyle işte telefonumu almaya gittiğimde aklımda aşkmı vardı? Yada buraya gelirken? Hayır. Yoktu.

Sürekli karşıma çıkması beni kurtarması beraber geçirdiğimiz zamanlar hepsi çok özel ve güzel. Sadece burdan gitmek zorunda olduğum gün Sarpın kaza geçirmesi beni derinden sarsmıştı.

İşte o zaman kafama koymuştum ben bu şehire gelicektim çünkü ben ona aşık olmuştum.

Buraya geldiğimde Gayet güzel bir okul yılı geçirdim. Sarpın sayesinde fakat Sarpın okulu bitti. Şuan çalışmıyor. Benim okulumun bitmesini bekliyor.

Çünkü benim okulum bittiğinde önce Ankaraya beni ailemden istemeye gidicektik. Daha sonra ise Sarpın arkadaşı ile kurmak istediği iş yeri için Sarp İstanbul'a gidicekti. O İstanbul'da şirket ile uğraşırken ben burda yani Ankara'da hazırlıklar ile uğraşıcaktım. Fakat olay şu ki bunların olması için önce okulum bitmeli!

Sarpa kalsa hemen evlenmeliyiz fakat onu yavaşlatan benim. Sarp arada İstanbula şirket işleri için gidiyor ve ne zaman gitse benide annesigile bırakıyor. Başta garip gelsede artık Seviniyorum çünkü burda Mirayda var. Miray beş yaşına bastı ve o kadar tatlı konuşması var ki. Sarp yokken benimle beraber uyuyor benimde okuldan arta kalan zamanlarım Miray ile oynayarak geçiyor.

Mutluyum çünkü;Sarpın ailesi çok sıcak insanlar ve tanıştığımız ilk günden beri benimsemiştiler beni. Sanki kırk yıldır tanışıyor gibi bir sıcaklık vardı.

Sarp yaklaşık bir haftadır burda değil. İstanbulda yanında Mirayın babası yani Bekir abi var. Hem arabaya bazı işler için gittiler hemde İstanbul'da ki iş yeri için.

Bende o günden beri Sarpın odasına mesken tutmuş haldeydim.

Çocukluk fotoğraflarının olduğu bir kutu buldum. Bu beni nasıl sevindirdi anlatamam. Bunun yanında Mirayın oyuncaklarını araklayıp koyduğu bir kutuda buldum ve o kutuyada Miray el koydu.

Herşey iyiydi hoştu fakat ben özlemiştim Sarpı. Gözlerim buğulandı ama hemen geri ittim.

Sarpın dolabının karşısına geçtim ve kapağını açtım kapağı açmamla burnuma Sarpın kokusu hücum etti. Gözlerim dolmuştu. Ellerim titrerken Koyu mavi tişörtlerden birini askıdan çekip çıkardım. Sonra üzerimdeki tişörtü çıkarıp üzerime geçirdim.

O ara içeri Miray geldi.

"Bak sayabiliyoyum Miya abla 1,2,5,3,4,2" dediğinde gülmeye başladım.

"Böyle mi sayıyoduk biz Miray? "

Dudaklarını masumca büzdü sonra kafasını eydi ama bu çok uzun sürmedi patlamış mısır gibi aniden, kafasını kaldırıp dişlerini göstererek gülümsedi. "Hayıyyyyy"

Mirayı kucağıma aldığımda gülmeye başladık. Yatağa onu koyduğumda "Demek dalga geçtin ha benimle? " dediğimde Miray gülüyordu.

Ama bu onu gıdıklamama engel değildi.

Biz böyle kahkahalarla gülerken içeri Sarpın ablası girdi.

"Yemek yiycez diycektim ama siz birbirinizi yemeye geçmişsiniz bayanlar" dediğinde Mira ve Miray olarak birbirimize masum masum baktık.

"Geliyoyuz anne!" diyen Miraydı.

Telefonumun çalması ile Mirayın odadan çıkması bir olmuştu.

"Balicim arıyor..."

Bir an elimden telefonu düşürcektim. Heyecanla telefonu açtığımda Sarpın sesini duydum.

"O kadar mesaj attım nerdesin sen?"

"Burdayım"

"Ora nere?"

"Hay, aşkım evdeyim ya Mirayla oyuna dalmışız görmedim" dediğimde kaşlarının gevşediğini hissettim.

"Naptın bakalım bittimi işlerin?" diye sorduğumda sesini ne kadarda özlediğimi düşünüyordum.

"Araba çok güzel oldu aşkım ayrıca işyeride fena değil yarın dönücez"
Bir anda içimde kıvılcımlar patladı.

"Ciddimisin! Aşkım sen? Çabuk gel lütfen!"

"Benim hanım çokmu özlemiş beni sanki?" dedi sesi çok yumuşak gelmişti.

"Özledim tabi, sen özlemedin mi sanki?" dediğimde sesim titremişti.

"Özlemem mi be buralar sensiz çekilecek gibi değil hemen gelmek ve yataktan çıkmak istemiyorum. Uyuycam sana sarılıp "

Gülümsedim. O ara Miray içeri girdi.

"Miya abla annem yemeğe çağırıyo seni"

"Geliyorum canım dayımla konuşuyomuş de" dediğimde Sarp Miraya dediğimi taklit ediyordu.

Kahkaha attım. "Ya bi sus! "

"Dayımmııı! Bende konuşmak istiyoyum ya! " dedi. Yatağın üzerine çıkıp boyuma gelmeye çalışır gibi zıplamaya başladı.

Ona 'düşeceksin' derken Sarpı da susturmaya çalışıyodum. Miraya söylenmek ile meşguldü. "Şuna bak! Ben yenge de diyorum o hâlâ Mira diyo"

"Bak Miray istiyo" diyerek telefonu Miraya verdim.

"Dayıı gelsene bize! biz Mira ablayla senin yatağında yatıyoruz, ayrıca benden aldığın oyuncaklarımıda buldum. Mira abla alabileceğimi söyledi"

"Miray önce Mira abla yerine yenge de, sonra ise o oyuncakları bana ver! "

"Vermem ki benim onlar" dedi bilmiş bilmiş. Bu hali gülümsetti.

Miray telefonu kulağından çekti ve bana uzattı "Seni istiyor yengecim!" yenge kısmını vurguladı Sarp duyup güldü ardından "aferin" dediğini işittim. Telefonu elime aldığımda Miray odadan çıkıp "Dayım aramııışş geliyomuşş yengem" diyerek içeri koşturdu.

Nedense kalbim hızlanmıştı. Herkese doğru koşarak ve bağırarak yengem demesi çok garip hissettirmişti.

"Sen niye oyuncaklarımı verdin?"

"Sen niye Miraya yenge dedirttirdin?"

"Yengesisin. Onu geçte o oyuncakları verdiğin için sana ceza vericem Tinerci"

"Verirsin verirsin" diyerek geçiştirdim. "Neyse balici doğruca eve gidin ve yemek yiyin şimdi annenler beni bekliyorlar kapatmam gerek o yüzden"

"Tamam hatun öptüm seni "

"Bende çok çok öptüm seni herif "

Sarp telefonu kapatıcakken "Seni özledim çabuk gel olurmu?" demiştim. Gülümsediğini biliyordum

Sesi özlemle çıkmış derin bmir nefes almıştı konuşmadan önce "Gelicem hadi git yemeğini ye bakim" dediğinde telefona yaklaşıp öpücük attım.

"Öptümm ve kaçtımm"

"Bende öptüm kaç bakim"

Akşam yemek gedikten sonra Sarp ile mesajlaşmıştık daha sonra görüntülü aradı ve Miray da konuşmamıza dahil oldu. Mirayın kucağımda uyuması ile Sarpa baktım.

"Baş başayız"

"Evet ikimiziz" diyerek güldü.

"Gözlerin dolmuş uyutayım aşkım ben seni"

"Ama ben seninle konuşmak istiyordum" diyerek Sarpa baktım masum masum.

"Gelicem zaten yanına merak etme cantanem hadi Mirayı kucağından indir göğsünde uyuyo sinirimi bozdu" kaşlarını çatarak söylediği sözler kahkaha atmama sebep oldu. Saat gece birdi üzerimde bir çocuk vardı ve evde herkes uyuyordu. Ben ise gülüyordum. Normalmiydi? Hayır.

Kendimi hemen susturdum. "Miraydan mı kıskandın sen beni?" diyerek gözlerine baktım.

"Evet! Hadi indir şu çakiyi" gülerek Mirayı yanıma bıraktım ve üzerini örttüm.

Sonra ise sarpa baktım. Telefonu yastığa koyduğumda sanki yanımdaydı.

Oda benim gibi uzanmış bana bakıyordu.

Gözümden bir damlanın akmasına engel olamadım. "sakalların çok uzamış"

"Çirkin olmak için yaptım"yüzündeki gülümseme buruktu, Sarpta özlemişti her halinden belliydi,dediğinde gülümsedim. Uykulu gözlerimi esir almıştı. "Seni seviyorum aşkım" dediğimde Sarpa gülümsedim.

"Bende seni seviyorum aşkım hadi uyu gel. Bide sarılayım." dediğinde biraz daha yaklaştım daha sonra ise gözlerimi kapattım.

Öyle bişey ki Sarpın odası. Penceresinden bakınca direk güneş gözüküyor. Ve şuan o güneş benim gözüme giriyor.

Dün gece neden çekmedim diye düşündüm kendi kendime. O kadar çok uykum vardı ki gözlerimi açacak halde değildim.

Miraydan tarafa esneyerek döndüğümde gözlerimi sonunda aralanmıştım.

Ama korkmuştum. Yanımda Miray yoktu. Sarp vardı. Gözleri kapalı oldukça masum göz altları şiş saçları dağılmış yüzü masum dursada sanki bişeye sinirlenmiş gibiydi kaşları.

O kadar özlemiştim ki. Önce saçlarını dağıttım. Yüzümde gülümseme belirdi. Sonra uzamış sakallarında parmaklarımı geçirdim.

Gözlerini uykulu uykulu araladı ve yüzüme baktı.

Uykulu uykulu çıkan sesi "Süpriz!"

Gülümseyerek Sarpa sarıldım. Öyle bir sarıldım ki kalbim yerinden çıkacaktı sanki. Sarp sırtını yatağın başlığına dayadığında benide kucağına çekti.

Beline sım sıkı doladım kollarımı. Kafamı göğsüne koyup sessizce nefes alışını dinledim. Sonra ise yüzüne baktım ve doğrulmaya çalıştım. Sonunda becerdiğimde boynuna sarıldım ve kokusunu içime çekerken sayısız kez öptüm boynunu.

"Çok özledim ben seni"

"Bende özledim seni tinerci" sarıldım bırakmak istemiyordum çünkü.

"Ne zaman geldin?"

"Bir saat önce"


"Beni neden uyandırmadın?"

"Seni uyandırmak istemedim aşkım ayrıca seni izliyodum o ara uykuya dalmışım" diyerek alnımı öptü.

"Sen olmadan olmuyor ya bir haftadır canım sıkılıyor"

"Artık sıkılmaz, hadi yemek yiyelim annemler ben geldiğimde uyanıklardı senin yanına geliceğimi söylediğimden yemek işini onların yapmasını istedim" kocaya bak be! Helal karısını annesine karşı savunurmuş diyen iç sese güldüm.

Yemeği yedikten sonra Sarp ile evimize dönmek istemiştik. Sarp annesini ikna ettiğinde Mirayda bizimle gelmek istedi.

Fakat okulum olduğu için alamadık.

Eve geldiğimizde Sarp duşa girdi.

Bende odamıza geçip üzerimi değiştim sonra çantamı hazırlayıp mutfağa geçtim. Sütlerden birini almak için eğildiğim vakit sarpın elini belimde hisettim. Doğrulup Sarpa döndüm. Ama gülümsemem bir olmuştu.

"Ya ben seni yerim şu haline bak" diyerek güldüm.

Saçları yüzüne yapışmış çok tatlı gözüküyordu. Ben gülerken Sarp elimden tuttu ve tekrar odaya geçtik.

Ben canım kakolu sütümü içerken saate baktım. "Geç kalıcaz"

Demiştim ki Sarp beni kendine çekti sımsıkı belime sarıldı. Islak saçları boynumu gıdıklandırdı kıkırdadım. Kafamı kaldırmadan bende boynunu öptüm.

Sarp geri çekildi alnımı öptü. Ne de güzel kokuyordu

Tam geri dönmüştüki kolundan tutup çektim ellerimi beline doladım kafamı göğsüne koydum.
Sarpın ellerini de belimde hissettim yüzümü gülümseme kapladı.

"Geç kalmadan çıkalım hanım hadi"

"Gidesim yokki" dedim huysuz bir çocuk gibi.

"Olmaz öyle hadi hazırlan" diyerek beni kendinden uzaklaştırdı.

Parmaklarımın üzerinde yükseldim sonra dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Ellerini yanaklarımda hisettim. Gözlerimi kapatmış bir haftanın özlemini çıkarmak ister gibi tutku ile öpmek istemiştim. Ama benim boyum kısa olduğundan ve parmak uçlarımda yükseldiğimden gücüm tükenmişti. Ayaklarımı yere koyacağım vakit Sarp beni kucağına aldı.

Kalbimin ritmi kulaklarımı deler gibi çarparken bu etki altında kalmak çok güç gibi gelmişti.

Son kez öptüm Sarpı, sonra geri çekildim. Nefes almak için uğraştığım sıra Sarp hafiften güldü.

"Öpeceğini biliyodum bekledim o yüzden"

"Yaa şuna bak bana kaybettirdin iddayı!" dedim kaşlarımı çatarak. Sonra ikimizde güldük.

"Evet kaybettin ve ben sana çuval bulucam" diyerek güldü.

"Uyuz!" dedim gülerek.

***

Size şuan heyecanımı anlatmaya çalışıcam. Ne mi oldu?

Aileler tanışmak istediklerini söyledi.

Herşey şöyle gelişti. Sarpın annesigile gitmiştik çünkü bizi çağırmışlardı. Aslında yemeğin sebebi ise ailelerin tanışmak istemesiydi.

Fakat Sarp " oraya kadar gitmişken kızıda isteyelim nişanı yapalım." dediği için herkes kabul etti.

Bu beni de sevindirdi ama şuan yerimde duramıyorum. Sabahtan beri nasıl desem diyerek alıştırma yapıyorum. Ama yok sesim normale dönmüyor içimdeki ufaklık sevinç çığlıkları atmak istiyor.

Terleyen ellerimi pantalonuma sildim derin bir nefes aldım. Ve telefonumu hızla masadan aldım evet arayacaktım.

"054..." telefonu geri bıraktım. Ne diycektim ben? "

" Iı baba sana bişey söylemem lazım biz beni istemeye geleceğiz"
Mira napıyon sen? Bu çok saçma olmadımı? "haklısın iç ses oldu ne desem ki? al sen konuş!

Mira toparlan biraz derin nefes al. Ah Sarp! Evet Sarp! Ona söylemeliyim.

İçeri salona gittim. Sarp beni görünce doğruldu. Ve oyunu bıraktı" Dedinmi? "

" Ne diyeceğimi bilemedim yardım etmen için geldim"

Sarp gülümsedi. "Yanıma gel"

Sarpın dediğini yapıp yanına oturdum ellerimi tutup telefonu kenara koydu sonra avucumu öpüp kendine çekti.

"Sakinleştinmi?" sanki şırınga ile tüm heyecanım çekilmişti.

Sarp alnımı öptü. "Hadi ara" diyerek cesaret verdi. Kafamı salladım ve telefonu elinden alıp numarayı çevirdim.

19 Ocak Cuma♚

Bugün giyeceğim kıyafetleri heyecanla yatağıma attım. Yanımda üç tane arkadaşım vardı.

Burçak, Emine, Dilek. Heycanımı görüyorlar ve bana gülüyolardı.

"Bu elbise çokmu siyah?" diyerek kızlara gösterdim.

"Siyah zaten siyahtır Mira açık siyahmı var?" diyerek güldü Dilek.

"Şunumu giysem peki?" diyerek pudra gibi olanı işsret ettim.

"Bence ikisinide giy Mira öyle bakalım"

"Üst üste mi giyim? " Dilek ve Burçak ellerini alınlarına vurdular. Emine ise alkışladı.

"Yok kızlar yok Sarptan ayrı iki gün duramıyo bu kız üst üste nasıl giycen deli!" dedi gülerek.

"Gülmeyin ya! Sizi yardım etmeniz için çağırdım ben" diyerek çıkıştım.

"Tamam tamam bak sevdiceğin geliyo gül bakim" dediğinde Emineye bakıp güldüm. Geliyodu ya!

O ara telefonum çalınca koşturup elbiselerin altından telefonu çıkardım.

"Alo! Aşkım neredesiniz?"

"Az kaldı güzelim merak etme bir saate ordayız"

"Bir saate burdalarmış" diyerek panikle bağırdım.

"Lan aşkım napıyon! Kulağım gitti al işte sağır oldum kesin"

Dediğinde güldüm. "Kapat Sarp kapat hadi aşkım ben daha hazır değilim"

"Hayır yani pijama giysen bile evlencem neyin şeyi bu?"

"Kapat kapat konuşuyo bide ya pijamaymış rezil edicek beni" diyerek hafiften çıkıştım ama gülüyordum.

Sarp söze girdi"Tamam kızma fazla güzel olma "nah!" "Benim nişanım banane olucam!" diyerek bağırdım.

"Aşkım bağırma bağırma sağırmıyım ben ya napıyon!" diyerek acınası halde konuştu.

"Aiiy özür aşkım"

"neyse ben kapadım hadi arabaya geçiyoz geri"

"Tamam dikkat edin öptüm seni"

"Bende seni"

Diyerek telefonu kapattık.hızla kızlara döndüm.

"Çabuk olun geliyolarmış!" dediğimde bu halime karşı hepsi güldü.

Burçak annemlere bakmaya ve haber vermeye gittiğinde bende ne giyeceğime karar vermeye çalıştım.

Pudra gibi gözüken ama değişik bir renge sahip iki parçadan oluşan bir elbiseydi ilki. Dizimin bir karış üstüydü arkadan bağlanıyordu sırtım omuzlarım ve karnım açık kalıyordu. Sarp bunu görse beni keserdi onun için direk Burçağa fırlattım.

"Bunu giyersem katliam çıkar" dediğimde Eminede kafa salladı. Dilek ise " aynen olum ben bile kıskandım kızı. Sarp napar görünce atın onu" demişti. Tekrar döndük " ben siyahı giyicem ya" diyerek elime aldım. Çok hoş ve zarifti ayrıca siyah en sevgidiğim renkti.

"Bu nasıl?" diyerek üzerime tuttum. "Nişan ve söz için siyah ne bilim olurmu ki?" dedi Burçak bunun üzerine sessiz kaldık.

"Başka bir pudra rengi elbisemi alsak? "

"Zamanımız yok şuan bence buda çok güzel" dedim Dileğin önerisine karşı.

Kızlar giyinmem için çıktılar odamdan elbiseyi üzerime geçirdiğimde aynada kendime baktım sonrada etrafımda döndüm. Olmuştu ya. Gülümseyerek kendime bakıp kızlara seslendim.

Hepsi içeri girdikleri ilk anda şok olmuştu.

"Lan çok güzel olmuş"

"Efsanesin"

"Ay cidden mütüş olmuş" onlar öyle diyince bi gülümsedim. Burçak sinirle konuştu. "Şuna bakın siz ne elbise giydi bunca yıl nede makyaj yaptı abi mezuniyette bile elbise giymedi gittiği düğünlerde bile" sesindeki siteme hepimiz güldük onun tepkisine.

"Öyle gidemezdim zaten çok yapmacık hissederdim kendimi"
Kısa bir gülüşün ardından "Saçını ne yapalım?" diyerek birbirlerine baktılar.

"Örmenizi istiyorum arkadan balıksırtı. Nasıl?"

Üçü de bi düşündü dilek "Bence açık bırak saçların güzel"

"Yok ya dilek kızı istiyolar açık olmaz çok sade" diyerek çıkıştı. Emine kurcaladığı telefondan kafasını kaldırıp "Şu nasıl?" dedi.

Hem açıktı hafif dalgalıydı uçları hemde üzerinde örgü vardı.

Kızların saç ile işi bitince makyaja geçtiler. "Olayı abartmayın Dilek sana güveniyorum fazlasını yaptırma." Dilek güldü "Tamam"

"Ya ben rimel sürcem rimel! o kadar heveslendim bir kere bile sürmedi okulda" dediğinde hepimiz güldük.

Emine rimeli sürdüğünde bu sefer o bayılmıştı. Tepkisi Burçaktan farksızdı "Uyuz! Çok yakıştı işte niye sürmüyosan?! "

Gülümsedim "Gerek yoktu"

"bak bu rujun rengi güzel göze batmıyo ama çok hoş duruyo bence bunu sürelim" diyen dilek ile Burçak tartışmaya başladı "Kırmızı sürelim!"

"Kızlar bir sakin olun bu iyi işte hemde abartmayalım aile arası ne gerek var o kadar şeye" dediğimde hepsi sakinleşti. Dileğin elindeki ruju alıp sürdüğümde tekrar baktım kızlara "Çok güzel oldun beh" diyen Emine ile hepsinden onay alınca etrafı toparladık.

Aşağıya indiğimde eksik birşey varmı diye bakındım.
Babam dedemleri almaya gitmiş annem ve can evdeydi. Çok kalabalık olmasını istememiştik. Aile arası yeterliydi.

Sarpta anne baba dede babane ve ablaları olarak geliyodu.

Sarp♚ "Multideki müziği açmanızı rica edicem:')"

"Anne baba hadi ya hazırlansanıza evden çıkalım Buğra çıkar şunları!" sinir etmişlerdi bir an önce gitmek istiyordum artık.

"Oğlum hazırlanıyolar işte"

"Lan iki saat oldu bak çıkamadık işte evden" diyerek saçımı ittirdim.

Nihayet herkes hazır olduğunda arabaya yerleştik.

Mirayı ben kucağıma aldığımda anneme bana giydirdiği takım için sövmek ile meşguldüm.

Gafil avlamıştı beni. Ben kot giycem diyodum o ise takım giyceksin diye tutturdu daha inat ediyodum ki ortaya Mira'yı attı.

"Üzmek istemezsin demi oğlum? Karına saygın var demi?" gafil avlandım gafil. Önden bir iki düğmemi açtım.

Miray kendini uyku moduna almış ablalarım ve annem koyu bir sohbete girmişti.

Babamla da Buğra konuşuyolardı. Bekiş ise araba sürüyordu.

"Rahatla koçum sakinleş biraz"

"Nasıl sakinleşiyim nasıl? Kaç saattir oyalanıyolar deli olcam" bu halime karşı güldü ve Miray uyandı "Dayı bağırmasana ya öf saçım bozulacak senin yüzünden" tip tip Miraya baktım.

"Abla al şu kızını bugün herkes bana oynuyo" dediğimde gülmüşlerdi. Miray arka koltuğa geçtiğinde bende camı açtım.

Ama annem yüzünden geri kapatmak zorunda kaldım. Çünkü annem üşümüş.

Bir ara ablam resim çekiliyodu ona bulaştım.sonra Buğranın telefonunu aldım. Sahi Buğra neden geliyodu?

Zaman böyle geçti iki kez benzinlikte durduk. Bir ara navigasyon ile kavga edicektim. Stresliydim. Zaten üç gündür yok şuydu yok buydu diyerek ayrı kalmıştık.

"Neden ben isteyemiyodum ki?"

Üçüncü benzinlikte Miray yüzünden durduk. "Çişi gelmişti hanfendinin!"

Derin bir nefes aldım. Tinerci sigarayıda yasaklamıştı içemiyodum. En iyisi aramaktı telefonumu çıkarıp aradım ikinci çalışta açmıştı. Sesini duyar duymaz tüm stresim buhar olup gitmişti.

Ama kulağımın içine de etmişti. Bizimkiler haraketlendiği için fazla uzun konuşmadık telefonu kapattık.

Arabaya geçtiğimizde derin bir nefes verip müzik açtım.

"Çok yok demi?" dediğimde içim kıpır kıpırdı. Heyecandan ölecek gibiydim.

Bir süre sonra tanıdık yerleri görmeye başladığımda ayaklarımı sabırsızca yere vuruyodum.

Biraz sonra eve, ondan sonra ise sevdiğime kavuşucaktım. Ve istenip olay biticekti. Kalbim hızla çarparken elimdeki çiçeği burnuma götürdüm. Aynı zamanda da kakolu sütü. Neden mi? Şimi tinercimden alıntı yapıcam 'çünkü kakolu süt.' Onuda kırmızı kurdele ile bağlamıştım. Özel isteğiydi.

Gelince Bekir abi arabayı yavaşlattı daha durmadığını indikten sonra fark ettim.

Herkes bana korku içinde bakarken. Sonra gülmeye başladılar. "Dayım uçtu anne" diyen Miray ile gülmeleri dahada arttı.

Herkes inmiş teker teker yanıma gelmişti. Babamlar önden ilerlerken Buğra gülerek omzumu sıktı.

"Sakin ol kardeşim"

"Olamıyorum. Baksana bi olmuşmu?" dediğimde Buğra yakamı düzeltti. "Şimdi oldu"

"Yalnız Sarp bu halini söyleyip herkese anlatmazsam varya"

"Döverim oğlum seni!" diye çıkıştım. Ardından binaya girdik.

İçimden de dışımdan da besmele çekiyodum.

Heycandan ellerim titriyodu. Babam zile bastı. Tekrar bir nefes aldım.

Annem beni öne çekiştirdi. Bu kadar heyecanı beklemiyodum. Ben düğünde ölürdüm kesin. Aynen ölürdüm.

Kapının aralanışı Mira ile karşılaşmamız gerisi yok zaten yok yok elbisenin altı yok!

Heyecan yerini sinire devr etmiş tepki vermemi engellemişti.

"Hoşgeldiniz" diyerek konuştuğunda ablamın çimdiği ile kendime geldim. Mira da bana bakıyordu.

Sahi biz niye böyle robottan beter hale gelmiştik?.

Kendime geldiğimde elimdekileri Miraya uzattım. Mira alıp kenara koyduğunda gülümsüyordu.

Herkesle beraber salona geçtiğimizde selamlaşma ve tanışma şeyleri gelip geçmişti.

Gözlerimi Miraya dikmiş bakıyordum oda bana bakıyordu ama ikimizinde düşündüğü şeyler çok farklıydı. Mesela ben Daha açığı yokmuydu acaba? Diye düşünürken kafama elbiseyi yırtmayı koymuştum.

Mira kalkıp gitti içeri. Niye gitti şimdi? Ah kahve! Doğru ya kahve hiç sevmem ya.

Mira♚

Ellerim titriyordu. Nefes alabildiğimden emin değildim. Hemde hiç değildim. Çok çok yakışmıştı takım elbise Sarpa gözlerimi alamamıştım. Zaten sarılamamıştım içimdede kalmıştı .

Babanemin işareti ile kalktım ve kahve yapmaya gittim.

Kahve nasıl yapılıyodu?

Eğer kızlar olmasa kahveyide yapamıycaktım. Öyle bir heyecan vardıki üzerimde anlatamam.

"Çok yakışıyonuz ya" diyen emine ile kaşık yere düştü.

Dilek yerden alırken kahve işini benden aldı.

Burçak bana su içirdi. "İyimisin?" diye güldüğünde kafamı salladım.

"Kızlar ellerim titriyo nasıl taşıycam ben ya dökersem?" dediğimde hepsi güldü. " Ya gülmeyin valla çok şey oldum." dediğimde gülmeyi kesip önce kime vericeğimi falan dediler.

Tam gidiyodum ki Burçak birden bağırdı"Dur Mira dur!"

Elimdeki tepsi az daha yere düşecekti ki Dilek tuttu.

"Napıyon gerizekalı!" diye sinirle tısladığımda ağzını kapattı. "Tuz dökmedin"

"Ne tuzu yok tuz felan dökmiycem"

"Ne demek yok kızım dök işte"

"Hayır gerek yok ağzımızın tadı bozulmasın zaten kahve sevmiyo bide tuzmu dökücem? Kahve içmek bile zulüm gibi bişey Sarp için" dediğimde doğruldum ve içeri girdim.

Herkese kahvelerini uzattıktan sonra sıra Sarpa gelmişti. Heycandan üzerine dökecekti ama dökmedi Allah'tan.

Herkes kahvelerini içiyodu çoğunluğun gözleri ise Sarp ve benim üzerimde gidip geliyordu. Fakat en çokta Sarpın üzerindeydi gözler kahve içtikten sonraki tepkisi için.

Hiç beklemediğim hatta hiç beklemediğimiz bir şekilde Sarp iki yudumda içip "Çok güzel olmuş" dediğinde Burçak ve Dilek gülmüştü. O yüz ifadesini bide bana sorun siz.

Sarpın babası konuşunca bende titriyodum artık.

Babamda kabul ettiğinde Sarp yerinden öyle bir fırladı ki size onu anlatamam işte. Yanında Buğra onu tutmasa bastona takılıp düşecekti. Herkes bir ayrı gülerken bende büyüklerin elini öpmek için gidiyodum ki az daha halıya takılıp düşüyodum. Babanem "Hi" derken yerinden kalkacak gibi bir hali vardı ama bişey olmadığını görüp durdu. Derin bir nefes aldım.

Sonunda kazasız bi şekilde el öpme işide bitmişti. İkramları hazırlayıp koyduğumuzda herkes kendi halinde konuşuyordu. Sarpa işaret verdiğimde. "izninizle ben bir tuvalete gideyim" diyerek kalktı. Bende yerimden kalktım Sarpın peşinden gittim.

Benim odamın kapısı açıktı ki hızla Sarpı içeri çekiştirdim. Kapıyı arkamdan örterken ikimizde aynı anda konuştuk:

"Sen neden bu kadar yakışıklı oldun?"

"Sen neden bu kadar güzel oldun?"

Sarp tekrar bana baktı "Seni elbise ile ilk defa gördüm"

"Bende seni" "yani takım elbise ile" diyerek düzelttim. Panik yapmama karşı güldü. Eli yanağımı okşadı. Sarpa kocaman sarıldım.

Oda bana sarıldı. "Hadi çıkalım çok ortadan kaybolmayalım" diyen Sarptı kafamı salladım. "Çıkalım hadi."

Arkamı dönüp kapıyı hafiften araladım. Sadece Burçak vardı. Burçağa seslendiğimde etrafa bakındı. "Burası bende" dediğinde sırıttım ve arkamı döndüm.

Sarp dibime girdiğinden kafamı hafiften kaldırdım ve öptüm.

Bırakmak gelmiyodu içimden. Ayrı kaldığımız her dakika dahada zordu. Sarp geri çekildi alnını alnıma yasladı. "Beni odaya attın"

Gülümsedim sonrada güldüm. "Ya benimsin ya kara toprağın" dediğimde ikimizde güldük.

İçeri gittiğimizde Sarp yüzüklerimizi çıkardı. "Baba taksana şu yüzükleri bitsin artık şu iş valla duramıyom ben" herkes sarpa kıkırdarken Bende güldüm kafamı eğdim.

Yüzüklerimizin içinde "Bal ve Tin"
Yazıyodu. Üzerinde ise Beşiktaş yazılıydı. Evet bizzat ben seçtim.

Aileler plan yapmıştı bile, yarın pikniğe gidilecekti. Ve bizde kalıcaklardı. İçim kıpır kıpırdı.

Biz sözlenmiştik! Sözüde geçtim nişanlanmıştık!

Sarp ve ben balkonda aya bakıyorduk ikimizde birbirimize sarılmış huzura kavuşmuş haldeydik. İkimizinde dudaklarından tek bir söz döküldü ve yine aynı anda söyledik bu sözleri. Kalpten gelen sözler birdi.

"Haziranda düğünümüz var sözlüm"






Beğenenler "🌟" ve "💬"a beklenir efem. Seviliyorsunuz 🌹formdan düşmeyelimde yorumları görelim hadi.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro